entry'ler (24)

ateizm

bu sözlükteki 11 sayfalık tartışmalardan da anlaşılacağı gibi anlamı büyük bir karmaşaya yol açan terim. sorgula kendini olarak bu tartışmayı bir çözüme ulaştırmaya karar verdim.
"neden tanrı yok diyorsun", "ateistler tanrı yok diyen insanlardır", "evrenin her köşesine baktın da mı allah yok diyorsun" vs. diyen mümin arkadaşlarınız varsa, onları bu videoya yönlendirebilirsiniz. beğenmeyi, abone olmayı ve gelecekte referans göstermek üzere favorilerinize almayı ihmal etmeyin. terli terli de soğuk su içmeyin.

https://www.youtube.com/watch?v=w0eQX0dV8AY

tanrı nın kötü bir varlık olma ihtimali

bazı insanların anlamamakta ısrar ettiği hipotez. öyle "vesvese" diyip halının altına süremezsiniz.

o akıl almaz iddialarınız ile evrenin kendi başına olamayacağını kanıtladığınızı sanıyorsunuz ya? He, işte hadi bütün biliminsanları bilemedi ama siz en doğruyu buldunuz diyelim, evren kendi başına olamıyor ve bir yaratıcısı var. bu o yaratıcının kuranı yazdırdığını kanıtlamaz. ama o komik mucize iddialarınızla bunu da kanıtladınız diyelim. kuran'ın mucizevi bir yapısı var diyelim. bu o mucizevi kitabı yazdıranın doğruyu söylediği, yalan söyleyemeyeceği ve söylemediği anlamına gelmez ki?

Neye dayanarak kuran'da yazanın evrenin yaratıcısının yalanları olmadığını bilebiliyorsunuz? hadi gerçekle yüzleşin, bilmiyorsunuz. ölünce kendinizi evrenin yaratıcısının önünde bulduğunuzda bunun kötü bir varlık olmayacağını nasıl biliyorsunuz? "Ne güzel oynadım sizinle, değil mi? Kendini kandıracak kadar saf olan insanları tespit etmek için bu oyunu oynadım. Şimdi yarattığım cennete sadece yeterli kanıt olmadığını görüp ateist olan insanları alacağım, Allah'a inananları da cehennem de yakacağım" demeyeceğini nereden biliyorsunuz?

"Kuran'da yazıyor ya, Kuran'ı şeytanın yazmadığı, Allah'ın yazdığı" demeyin lütfen. Ya da deyin, gülmeye ihtiyacım var bu aralar ama kardeşim önce "döngüsel mantık hatası" kavramına bakın. zaten hipotez "evrenin yaratıcısının Kuran'daki şeytanı, ve daha birçok şeyi bir kandırmaca olarak yazması". Bu durumda Kuran'da mucizevi durum olması normal olur ama bu kuran'da yazan her şeyin doğru olduğu anlamına gelmez.

"Ama kuran'da bir sürü doğru bilgi var, demek ki Allah'ın yazdığı da doğru" da demeyin lütfen. Kuran bir kandırmacaysa tabi ki içinde doğrular olacak. Bir yalanı örtmenin en güzel yolu onu doğrulara bulamaktır. içinde birkaç doğru var diye bütün kitaba "yanlışsız" diye bakacak kadar saf olan sizsiniz. Dolandırıcılar bu yöntemi binlerce yıldır kullanıyor, sizin aklınız hala başınıza gelmedi.

evrenin ince hesaplarla oluşmuş olması

kanıt sunulduktan sonra cevaplanması gereken iddia. hayal dünyasını bir kenara bırakırsak ve gerçeklere dönersek, evrenler nasıl oluşur bu henüz bilinmeyen bir konudur. daha evrenin nasıl oluştuğunu bilmiyorsak, evrenin ince hesaplarla oluştuğunu nasıl tespit edebildik kardeş? bu soruyu sor kendine.
istersen ben sana dincilerin kafasından ne geçtiğini anlatayım böyle bir argüman ileri sürdüklerinde. şu analojiye bakabiliriz:

elime bir bozuk para alıyorum ve bin defa yazı tura atıyorum. "yazı-tura-tura-tura-yazı-yazı-tura-tura-yazı-tura-tura-tura-tura-yazı...." vs diye giden bir seri oluşuyor. Daha sonra teist bu seriye bakıp şöyle diyor: "şu serideki inceliğe, "ince ayara" bakar mısın? O bin adet yazı tura atılması sırasında elim bir milimetre daha fazla oynasaydı 500. tura, yazı olabilecekti mesela tura yerine. Şimdi bunu her atış için düşün. Aklın alıyor mu? Bu yazı tura serisi rastlantı eseri olamaz. Üstün bir güç daha bu seri oluşmadan aklında bu yazı-tura serisi ile yazı tura atmaya başladı ve sonuç olarak da bu yazı-tura serisi ortaya çıktı. Oluşabilecek trilyonlarca, belki daha fazla farklı yazı-tura serisinden bu özel yazı-tura serisinin ortaya çıkması daha başka nasıl açıklanabilir? Bunun rastlantı olması bir çöplükte esen rüzgarın rastgele bir Boeing uçak oluşturması gibidir. Buna inanan salaktır."

Evet teist böyle bir argüman sunuyor ve oluşan binlik yazı tura serisinin önceden planlanılarak atıldığına inanmamızı bekliyor.

neden bir dine mensupsun

birbirinden ala cevaplar verilen soru. çok güldüm okurken. "içim bir hoş oluyor" mu dersin, "beynim bilimi kaldırmıyor, hayal dünyasına dalmak daha kolay" mı dersin, "futbolda takım tutmuyor muyuz, he din de öyle işte" mantığı mı dersin her türlü cevap var. evren iyiliğinizi versin, emi!
keşke bir de gerçekten sorulan soruya cevap verseydiniz. "Neden müslümansınız?" diye sormuyor, "Neden bir dine mensupsun?" diye soruyor. Yani neden hristiyan, yahudi, budist, şu, bu, o değil de islam. "Huzur buldum" diyorsun, huzur bulan budist getirsem o dine mi geçeceksin? Bu geçerli bir yanıt değil. "Gezegenler nasıl çarpışmıyor yaw?" diyorsun, gökcisimleri birbiriyle oldukça sık çarpıştığı için bu daha en baştan geçerli bir argüman bile değil. Konuyla alakasız. "intihar etmemek için" diyorsun, yine diğer dinler ile arasındaki farkı söylemiyorsun. Üstelik intihar eylemcilerini nasıl açıklıyorsun? intiharvari niyetlerle otu boku düşman ilan edip "kahramanca" ölüme giden müminleri nasıl açıklıyorsun? islamda intihar vardır. sadece intihar yoktur süsü verilmiştir. hatta tam tersine intiharı engelleyen en büyük şey tanrı ve öteki dünya inancı olmamasıdır. Ölümden sonra hayat olmadığını bilen insan bu dünyaya en çok önem veren insandır. Sizin gibi bu dünyaya bir "oyun", bir "test" gözüyle bakmazlar. Bu hayat onların mutlu olmak için tek şansıdır. şimdilik bu kadar yeter. saçma sebepleriniz açıkla açıkla bitmiyor.

dogma debate

ABD, Texas'dan yayın yapan şüpheci podcast. Din, felsefe, bilim, politika (genelde ABD politikası) gibi konuları ele alan bir yayındır. 3 milyona yaklaşan indirme sayısı ile dünyanın bu alandaki en büyük podcastlarından biridir.
spreaker sitesinde ve uygulamasından bütün bölümlerini ücretsiz dinleyebilirsiniz ingilizceniz varsa. tavsiye ederim oldukça eğlenceli.
http://www.spreaker.com/s...debate_with_david_smalley

yengeç burcu erkeği

forer etkisi (bkz: forer effect) (bkz: barnum etkisi) nedeniyle "Ulan, inanasım geliyor okudukça. Aynı ben!" diyebilirsiniz ama aldanmayın dostlarım. çocukça bir oyun olan bu yalanlara kanmayacak kadar uyanıksınız siz. forer etkisini, cold reading gibi olayları araştırın.

embriyo

gebeliğin ilk dönemlerinde farklı türlerin embriyoları benzer bir şekilde gelişim gösterir. Örneğin hem insan embriyosunun hem de balık embriyosunun ilk dönemlerinde solungaç açıklığı oluşur. balığın ileri embriyonik süreçlerinde bunlar birer solungaca dönüşürken, insanlardaki açıklıklar doğumdan önce kaybolur.
ancak embriyo scanleri ile artık bu süreçlere çok daha iyi bakabilmekteyiz. en son videomda embriyonun yüz gelişimini kendi gözlerinizle görebilirsiniz:
https://www.youtube.com/watch?v=ud7nXmjTPIM

hayalhanem

mehmet yıldız tarafından "Ölünce Ruh Nerenizden Çıkar?" gibi absürd bir başlıkla hazırlanan bir videonun yayınlandığı youtube kanalı.

açıkçası videoda sunulan argümanları mantıklı bulduğumu söyleyemem. kimi zaman keyifli esprilere de yer veren bu videonun en büyük sorunu espri yapılmadığı zamanlarda da insanı güldürmesi.

bu video için hazırladığım yanıt videosunu şuradan izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=50B9HUmFPMg

life of pi

--spoiler--
"Bak, seni Tanrıya inandıracağım" iddiası olmasaydı, kalbimi çalabilecek olan filmdi. Ama bu iddia nedeniyle "bak şu hayal ürünü şeye inanırsan, hayal daha güzel geliyor sanki. O yüzden o hayal ürünü şeye inanmak makuldür" şeklinde bir mesaj aktarmış oluyor. Geri kalan her şeyi birebir koruyup sırf bu iddianın geçtiği iki veya üç diyaloğu çıkartsak çok güzel bir ateist filmi olabilirdi. Ama bu haliyle 10 üzerinden 7 verebiliyorum sadece. Yine de bu güzel bir puan ve bunun büyük bir bölümü filmin sunduğu görsellik, akıcılık ve (kanadından vurulmuş olsa da) akılcılık sayesinde.

Beni rahatsız eden bu "Tanrı'ya inandırma argümanı" hakkındaki düşüncelerimi şu şekilde özetleyebilirim.
Filmin başlarında babası din karanlıktır diyor ve sonuna kadar haklı.
1) Öncelikle din akılcı düşünmenin önüne engel koyduğu için karanlıktır. Bunu detaylı bir şekilde açıklamaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Din sayesinde bulunan tek bir icat koyabilirseniz önüme detaylar üzerine konuşabiliriz.
2) Sonrasında da din insanın zorluklar ile mücadele etme yeteneklerini körelttiği için karanlıktır. Benden önceki entry'lerde genelde tam tersine "Din zorluklarla mücadele etme imkanı veriyor. Bu yüzden ben de birinci hikayeye inanıyorum; dinlere inandığım gibi vs." denmiş. Kusura bakmayın ama buna ancak cenazelerde matem yerine bayram havası eserse inanabilirim. Hayır, kandırmayın kendinizi. Dine ne kadar inanıyor olsanız da bir kayıp yaşadığınızda ağlıyorsunuz, hayatınız alt üst oluyor. Yıllar boyunca kaybınız aklınızdan çıkmıyor, üzülüyorsunuz. Bu da yetmezmiş gibi çocuklarınıza da bu özrü kazandırıyorsunuz. Daha sonra çocuklarınız dinlerin gerçek olmadığını fark edince travmalar ile başa çıkma yeteneğine sahip olmayan bireyler olarak acılarını uyuşturucudan, intihara giden birçok yöntemle sonlandırmaya çalışıyorlar. Halbuki hayatın gerçekleri ile yüzleşebilseler, akılcı düşünebilseler ellerindeki tek hayat imkanının tadını çıkarmaya ve doğanın kuralları ile barışmaya başlayabilirdi bu gibi insanlar. işte bu yüzden din karanlıktır.

Bir de muzlar gerçekten su üzerinde yüzdüğü için bunun ilk hikayeyi destekleyen bir detay olduğu düşünülmüş. Ben ise böyle düşünmüyorum çünkü ikinci hikayede de aynı şey oluyor. Birincisinde goril muzlara tutunarak geliyor, ikincisinde annesi muzlara tutunarak geliyor. Bana kalırsa gerçek hikayenin ikinci hikaye olduğu ve birinci hikayenin tamamen hayal ürünü olduğu gün gibi ortada; aynı tanrının tamamen hayal ürünü olması gibi.

--spoiler--

telepati

Araştırma linki verilmiş bile ama en son videomda ele aldığım teknolojik gelişme. ingilizcesi olmayanlara da kolaylık sağlanmış oldu en azından.

evet, yanlış okumadınız. gerçek olmaya doğru ilerleyen bu iletişim yönteminin detayları için şu videoma göz atabilirsiniz:

Telepati gerçek mi oluyor: Hiperetkileşim https://www.youtube.com/watch?v=yJdzVMc6hME

idam tekrar gelmeli

aşikar olan şu gerçeği unutmamak gerekir. toplumun hangi bireyi idam gibi bir gücü elinde tutmayı hak edecek kadar temiz, zeki ve masum? hiç uzatmadan söyleyebiliriz ki, hiçbirimiz. biz insanlar kolayca yanılabilen varlıklarız. bu yanılabilirliğimiz ile hiçbir suçu telafi edilemez bir ceza ile cezalandırma lüksüne sahip olmamalıyız. yanılma payımızın olmayacağını düşünecek kadar kibirli olmamalıyız.

idam gelsin diyorlar, efendiler pek bir eminler yargılarından
gün gelir suçlanırlar, feragat edecekler midir itirazlarından

ilginç olan bir diğer gerçek ise şudur: idama layık görülen insanların ezici bir çoğunluğunun (bu insanların gerçekten iddia edilen suçu işlemiş olduğu farz edilecek olursa) bu eylemi gerçekleştirmesinde o kişinin içerisinde yaşadığı toplumun rolü göz ardı edilemezdir. kabul etmesi zor ama işlenen idamlık suçun sorumluları arasında neredeyse her daim söz konusu toplum da bulunur. yani idamın icra edildiği toplumlarda toplum kendi suçu nedeniyle birini öldürür.

insan nedir, içerisinde yaşadığı toplumun bir meyvesi değilse
idam nedir, toplumun kendi suçunu örtbas etmesi değilse

vegan

vegan ile vejetaryan arasında gidip gelen biri olarak tavsiye ettiğim beslenme şekli. ancak bunu ölümüne savunan insanları sempatik ve mantıklı bulmuyorum. açık olan bir şey var ki omnivor hayvanlarız. belki de milyonlarca yıllık bir beslenme alışkanlığının sonucu bu. dolayısıyla herkes bir anda vegan beslenme ile hayatını sorunsuz idame ettiremeyecektir. bence vegan felsefesi "hayvan ürünleri kesinlikle tüketilmemeli" değil, "sağlık ve maddi imkanlar müsaade ettiği ölçüde hayvan ürünleri kesinlikle tüketilmemeli" olmalıdır. Ki bir çok vegan için de zaten böyledir ve bu revize felsefe veganlığa geçmek isteyen insanın ciddi bir sağlık kontrolüne ve beslenme disiplinine sahip olmasını gerektirir. Bunu gerçekleştirecek paranız ve zamanınız yoksa veya bunlar olduğu halde sağlığınız veganlığı kaldırmıyorsa vegan olmamanızda herhangi bir sorun olmamalı. işin özeti hayvan ürünlerini "mümkün olduğu ölçüde" minimumda tutmak.

matematik sorusu çözmenin verdiği haz

bir matematik testini hatasız çözme ile bir bulmacayı tamamlama sonrasında hissedilen duygular arasında kaydadeğer bir benzerlik vardır ve bence bu benzerlik ilk bakışta farz edilenin de ötesinde rastlantıdan uzaktır.

sorgula kendini

din, bilim, felsefe ve politika konularında videolar yapmak isteyen biri. şu an işin henüz başında. ilgi olduğu müddetçe devam etmeyi düşünüyor.

Videolarımı izlemek, beğenmek/beğenmemek, yorumlamak ve paylaşmak için aşağıdaki linki takip etmeniz yeterli:

http://www.youtube.com/su...r?add_user=sorgulakendini

islamiyet olduğu sürece cemaatler de olacaktır

kuran'da yeri olsa ne olur olmasa ne olur. din kavramı zaten insanın kendi beyninin yansımasıdır. allah/tanrı ona inanan insanın bilinçsiz dışavurumudur. Bu dışavurduğu hayali varlığa tapanlar arasında güce sahip olanlar da kontrol etmeye başlarlar. söz konusu bu kontrol yapısına cemaat/tarikat/mezhep vs. deriz.
dolayısıyla önermeyi "din olduğu sürece bölünme olacaktır" diye düzeltebiliriz.

gece 00 00 da doğum günü mesajı atan insan

şahsen "işşiz misin kardeşim?" tepkisi yaratan insandır. ama doğum günlerini başlı başına anlamlı bulmadığım için topluma ayak uyduramayan benim sanırım.

bir ateisti imana getirmenin tek çaresi

yanlışlanabilir ve tahmin gücü olan bir model sunmak, daha sonra da doğru çıkan tahminler ve başarısız olan çürütme testleri sonucunda oluşturulan modele saygınlık kazandırmak. bu yolla dünyadaki ateist nüfusunun artmasını önleyebilir ve mevcut ateistlerin ciddi bir bölümünün inanmasını sağlayabilirsiniz.
kolay gelsin.

ateistleri terleten sorular

sinir krizi geçirirken terliyor muyduk? Zira daha cevabı dinleyecek olgunluğa ve anlayacak birikime sahip olmayanlarca sorulduğu için aynı zamanda sinir krizi geçirten sorulardır.

hamburgerden önce patatesleri yemek

patateslerin waste süresi daha kısa olduğu için mantıklı bir eylemdir. Hamburgeri patatesten sonraya bırakırsanız hamburger yenilebilirliğini koruyacaktır. Ancak patatesleri hamburgerden sonraya bırakırsanız, tat olarak plastikleşmiş ve hatta sertleşmiş patatesler ile başbaşa kalabilirsiniz.

satan

dragon ball'da ota boka "trikku-da" etiketi yapıştıran eleman; satan-sama.