bugün
- yavuz ağıralioğlu33
- erdoğan'ın diploması yok37
- oruç tutmayanların bahaneleri17
- ben allahın elçisiyim12
- frank lucas adam mıdır12
- cansız maddelerin canlı oluşturabilmesi15
- iftar çadırı kuyruğunda bekleyen ateist18
- meral akşener12
- kemal kılıçdaroğlu23
- ülkemde kürt istemiyorum11
- sahurdayız uludağ sözlük33
- kendi kendimin kedisiyim'in efsane güzelliği24
- deprem10
- muharrem ince68
- elin oğlu diplomana değil yaptığın pilava bakar21
- hakaret edene verilebilecek en iyi cevap26
- doğu perinçek9
- anın görüntüsü16
- ekşi sözlük ten uludağ sözlük'e göçen yakışıklılar10
- habakkuk20
- ekşi sözlük12
- ramazan9
- mısır'ın tr ile normalleşme için şartları22
- fatsa da altın siyanür havuzunun taşması14
- 2023 ramazan ının ilk dayağı19
- tanışılan en ünlü kişi17
- sahurda ne yenmeli30
- bodrum vs marmaris14
- lubunya 02 nasip değilmiş14
- erdoğanın diploması yoksa nasıl yedek subay oldu11
- pure purple violet13
- türklüğün en değerli değerimiz olduğu gerçeği10
- kara erik habbesi18
- hüseyin nihal atsız16
- sözlükte tehdit edilmek18
- gurbetçiler oy kullanmasın diyen gerzek kemalikler20
- yalnizca deli yalnizca sair10
- antep lahmacun vs urfa lahmacun11
- celal şengör9
- maarem'in sadece 27 bin imza toplaması20
- aykolik bıyıksız8
- nesli tükenmiş leziz hayvanlar10
- artık en tepe değerimiz türklük olmalıdır13
- aykoliği tek yumrukla bayıltmak8
- ychp'nin 2018 de perinçek için imza toplaması10
- 1 kg kıyma 280 tl19
- uludağsözlük iftar buluşması8
- 23 yaşında evlenmek19
- gökhan zan11
- togg12


entry'ler (26)
prag'a gitmemiş yazar. yeşil elma seyahat şirketinin de battığı söylenmektedir.
(bkz: gülsem mi ağlasam mı)
(bkz: gülsem mi ağlasam mı)
kitabının türkçe çevirisinin malesef çok kötü olduğu süper bi dizi.
an itibariyle ormanlık alanları yanmakta olan kampüs. iki uçak küçükçekmece gölü'nden su taşıyor, ama henüz pek bir gelişme yok. kampüs çevresinde dumandan göz gözü görmüyor. aptal bir vaziyette izliyoruz.
bunlar çok fena kızlardır. dayak istemektedirler. fakat suç tümüyle kıza atılmamalıdır. kız izin alamıyorsa bunun nedeni herkesin bara icraat için gittiğini zanneden birtakım erkekler de olabilir. aile, kızlarının başka bir erkeğin kollarında uyanacağını, akabinde pişkin pişkin "ne yaptım ben?" diyeceğini tasavvur ediyor olabilir. evet evet, bundan dolayı izin vermiyor olabilirler.
bu seçim, bir parti olarak meclise girmek için barajı aşmanın gerekli olmadığını göstermiştir. bu, çok ama çok tehlikeli bir durumdur.
"çarşaf bana çok yakışacak."
"olmuş" hatun.
"hele bir kazanayım da nasıl olsa giderim" düşüncesiyle evinize gidiş dönüş toplam 5 saatlik mesafede tercih yapmayın. yaparsanız da evinizi terkedin. terkedemiyorsanız her sabah 5'te istanbul trafiğine lanet ederek uyanmaya hazır olun.
4. nesil yazar (bozuntusuymuş).
öncelikle, 40 kişilik kontenjanı dolduramayıp çaylakların gitmesine vesile olan ulular ulusu koskoca sözlüğümüze müteşekkirim.
ne feykim ne de misafir, ilk entrymi 03.04.2007 08:15 tarihinde yazdım, ancak programda söylediğim gibi vermek zorunda olduğum 13 dersten (çift dönem aldım) dolayı sözlüğe pek girme fırsatım olmadı.
evet kısa boyluyum ve mıymıy bir tipim. düzeltmek isterim, boyum bir arkadaşımızın yazdığı gibi 1.24 değil 1.50. bundan yüksünmediğim gibi, topuklu ayakkabı giymemek gibi bir kabahatim de mevcuttur. bu tarz eleştri yapan ulular ulusu sözlüğümüzün deniz baykallarına da söyleyecek söz bulamıyorum.
zirveye katılışımda kötü bir niyet yoktu, parmak kaldırışımda da. zaten sadece 2 kişi parmak kaldırdı. beni eleştirenlerin hepsi orda olsaydı (ki hiçbiri değildi) ve hepsi parmak kaldırsaydı, ben onların haklarını yemiş olsaydım bu bileti seve seve kendilerine hibe edebilirdim.
ayrıca oraya kalktıktan sonra beni tebrik eden ve sen bunu haketmiyordun demeyen organizator guruhuna teşekkürü bir borç bilirim çünkü daha önce birçok kişinin bahsettiği gibi okanın bileti vermesine mütevellit el kaldıran kimse yoktu...
öncelikle, 40 kişilik kontenjanı dolduramayıp çaylakların gitmesine vesile olan ulular ulusu koskoca sözlüğümüze müteşekkirim.
ne feykim ne de misafir, ilk entrymi 03.04.2007 08:15 tarihinde yazdım, ancak programda söylediğim gibi vermek zorunda olduğum 13 dersten (çift dönem aldım) dolayı sözlüğe pek girme fırsatım olmadı.
evet kısa boyluyum ve mıymıy bir tipim. düzeltmek isterim, boyum bir arkadaşımızın yazdığı gibi 1.24 değil 1.50. bundan yüksünmediğim gibi, topuklu ayakkabı giymemek gibi bir kabahatim de mevcuttur. bu tarz eleştri yapan ulular ulusu sözlüğümüzün deniz baykallarına da söyleyecek söz bulamıyorum.
zirveye katılışımda kötü bir niyet yoktu, parmak kaldırışımda da. zaten sadece 2 kişi parmak kaldırdı. beni eleştirenlerin hepsi orda olsaydı (ki hiçbiri değildi) ve hepsi parmak kaldırsaydı, ben onların haklarını yemiş olsaydım bu bileti seve seve kendilerine hibe edebilirdim.
ayrıca oraya kalktıktan sonra beni tebrik eden ve sen bunu haketmiyordun demeyen organizator guruhuna teşekkürü bir borç bilirim çünkü daha önce birçok kişinin bahsettiği gibi okanın bileti vermesine mütevellit el kaldıran kimse yoktu...
1929 yılından beri italya'daki yegane radyo kuruluşu olan eiar'nin mussolini hükümeti'nin propaganda aracı haline dönüşmesi nedeniyle; milli kurtuluş komitesi tarafından oluşturulan geçici kabine, 1944 yılında tarafsız radyo yayınları gerçekleştirmek üzere rai'yi kurmuştur.
bir limited şirket olan rai'nin hisselerinin tümü başta sip isimli bir devlet kuruluşuna aitken, hisselerin %75'i 1952 yılında devletin endüstryel ve mali anlamda yatırımlarını yürüten iri'ye devredilmiş, daha sonra 1964 yılında %24.55 hisse daha aynı kuruluşa transfer edilerek geri kalan sadece %0.45 hisse siae'ye satılmıştır.
kurulduğundan bu yana yayın ruhsatı, posta ve iletişim bakanlığından belirli aralıklarla yenilenem rai'nin düzenli tv yayınlarına başlaması ise, 1954 yılında gerçekleştirilimiştir.
günümüzde rai'nin başlıca 3 tv kanalından bahsetmek mümkündür. rai 1 haber, güncel olay, kültür, film ve eğlence programları yayınlayarak, geniş bir kitleye hitap etmekte, rai 2 ise, belli ihtisas konularındaki programlara ağırlık vererek belli izleyici kitlelerini hedef almaktadır. rai 3, kültürel ve eğitici programların yanı sıra ulusal ve yerel konuları içeren haber programları yayınlamaktadır.
bir limited şirket olan rai'nin hisselerinin tümü başta sip isimli bir devlet kuruluşuna aitken, hisselerin %75'i 1952 yılında devletin endüstryel ve mali anlamda yatırımlarını yürüten iri'ye devredilmiş, daha sonra 1964 yılında %24.55 hisse daha aynı kuruluşa transfer edilerek geri kalan sadece %0.45 hisse siae'ye satılmıştır.
kurulduğundan bu yana yayın ruhsatı, posta ve iletişim bakanlığından belirli aralıklarla yenilenem rai'nin düzenli tv yayınlarına başlaması ise, 1954 yılında gerçekleştirilimiştir.
günümüzde rai'nin başlıca 3 tv kanalından bahsetmek mümkündür. rai 1 haber, güncel olay, kültür, film ve eğlence programları yayınlayarak, geniş bir kitleye hitap etmekte, rai 2 ise, belli ihtisas konularındaki programlara ağırlık vererek belli izleyici kitlelerini hedef almaktadır. rai 3, kültürel ve eğitici programların yanı sıra ulusal ve yerel konuları içeren haber programları yayınlamaktadır.
aslında bu başlık sovyet sineması da olabilirdi. çünkü, 1917 ekim devrimi'nden sonra sscb'de ortaya çıkmış bir türdür. ekim devrimi'ni kitlelere yaymak, devletin yeni ideolojisini kitlelere benimsetmek için bir propaganda aracına gereksinim duyan devrimin kurmayları, bunu en iyi biçimde sinemayla yapabileceklerini çok çabuk kavradılar ve sinemaya gereken önemi vererek iyi yönetmenler ve filmlerin ortaya çıkmasını sağladılar. bu amaçla sinema okulları kurdular, meraklı gençleri eğittiler. bunların arasından önemli yönetmenler çıktı. eisenstein bunlardan biri ve en önemlisi oldu.
devrim sinemasının bazı belirleyici özellikleri vardır:
1- devletin ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda öncülüğü: bu filmler, bu alanlarda yapılan çalışmaları halka duyurma görevi üstlenirler.
2- devrimin yaygınlaştırılması: 1917 devrimi'nin toplumda yerleşmesini ve benimsenmesini sağlamak üzere yapılan propaganda filmleri.
3- devrimin ihracı: devrimin ülke içersinde benimsetilmesinden sonra, diğer ülkelerde de bu türden hareketlerin gelişmesi ve aynı sonucu vermesi için yapılan çalışmalar.
4- kurgu: çarpıcı bir etki yaratabilmek için vertov'un denediği, eisenstein'in kuram haline getirdiği kurguyu kullanırlar. çarpıcı görüntülerle duygusal etki yaratılır.
diğer ülkelerde de bu tür filmler yapılmıştır. özellikle güney amerika'da glauber rocha'nın kurduğu cinama novo bunların en önde gidenidir.
devrim sinemasının bazı belirleyici özellikleri vardır:
1- devletin ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda öncülüğü: bu filmler, bu alanlarda yapılan çalışmaları halka duyurma görevi üstlenirler.
2- devrimin yaygınlaştırılması: 1917 devrimi'nin toplumda yerleşmesini ve benimsenmesini sağlamak üzere yapılan propaganda filmleri.
3- devrimin ihracı: devrimin ülke içersinde benimsetilmesinden sonra, diğer ülkelerde de bu türden hareketlerin gelişmesi ve aynı sonucu vermesi için yapılan çalışmalar.
4- kurgu: çarpıcı bir etki yaratabilmek için vertov'un denediği, eisenstein'in kuram haline getirdiği kurguyu kullanırlar. çarpıcı görüntülerle duygusal etki yaratılır.
diğer ülkelerde de bu tür filmler yapılmıştır. özellikle güney amerika'da glauber rocha'nın kurduğu cinama novo bunların en önde gidenidir.
2. dünya savaşı sonrası, özellikle sinemada ortaya çıkan bir akımdır. italyan sinemasında kendisini oldukça hissettirmiştir.
bu akım, günlük yaşamın gerçeklerini, işsizlik, konut sorunu, savaş sonrası toparlanma çabalarını veren gerçekçi bir akımdır.
faşist rejimin gerçekleri örtme çabasına, kaçış edebiyatına ve sanatına karşı çıkmıştır.
bu akımın ilk örneği, italyan filmi ossesione (tutku) adlı filmdir. savaş sırasında çekilmiştir.
bu akımın kuramsal hazırlayıcıları; umberto barbaro ve guiseppe de santis'dir.
uygulamada hazırlayıcıları; bambini ci guardino ve quatro passi fra la norele'dir.
akım olarak hazırlayıcılar ise belgeseller ve calligralismo (aşırı biçimci eğilim)'dir.
yeni gerçekçiliğin etkileri görülen yönetmenler: carlo lizzoni, federico fellini, luchino visconti'dir.
bu akım, günlük yaşamın gerçeklerini, işsizlik, konut sorunu, savaş sonrası toparlanma çabalarını veren gerçekçi bir akımdır.
faşist rejimin gerçekleri örtme çabasına, kaçış edebiyatına ve sanatına karşı çıkmıştır.
bu akımın ilk örneği, italyan filmi ossesione (tutku) adlı filmdir. savaş sırasında çekilmiştir.
bu akımın kuramsal hazırlayıcıları; umberto barbaro ve guiseppe de santis'dir.
uygulamada hazırlayıcıları; bambini ci guardino ve quatro passi fra la norele'dir.
akım olarak hazırlayıcılar ise belgeseller ve calligralismo (aşırı biçimci eğilim)'dir.
yeni gerçekçiliğin etkileri görülen yönetmenler: carlo lizzoni, federico fellini, luchino visconti'dir.
sinema tarihinin en önemli filmlerinden kabul edilir. filmin asıl önemli unsuru kurgusudur. bugün bildiğimiz anlamdaki kurgunun yapıtaşı olmuştur. belli bir başrol yoktur aslında. bu olsa olsa zırhlının ta kendisidir. film 5 bölümden oluşmaktadır. bu bölümler:
1- insanlar ve solucanlar
2- körfez dramı
3- ölüm adalet istiyor
4- odessa merdiveni
5- deniz filosuyla karşılaşma
bu film bir propaganda filmidir. ayriyetten filmdeki sembolik anlatımlar da sinemada çığır açmıştır. en ünlü ve önemli bölümü odessa merdiveni'dir. bu sahne birçok yönetmen tarafından daha sonra taklit edilecektir. film gerçek bir hikayeye dayansa da, odessa merdivenindeki katliam aslında hiç olmamıştır. ama filmi izleyen çoğu kişi, bunu gerçek zannetmiştir. ayrıca potemkin zırhlısı'ndaki isyan aslında başarısız olduğu halde, filmde başarılı gibi gösterilmiştir ki bu da filmi izleyenler tarafından gerçek zannedilmiştir.
1- insanlar ve solucanlar
2- körfez dramı
3- ölüm adalet istiyor
4- odessa merdiveni
5- deniz filosuyla karşılaşma
bu film bir propaganda filmidir. ayriyetten filmdeki sembolik anlatımlar da sinemada çığır açmıştır. en ünlü ve önemli bölümü odessa merdiveni'dir. bu sahne birçok yönetmen tarafından daha sonra taklit edilecektir. film gerçek bir hikayeye dayansa da, odessa merdivenindeki katliam aslında hiç olmamıştır. ama filmi izleyen çoğu kişi, bunu gerçek zannetmiştir. ayrıca potemkin zırhlısı'ndaki isyan aslında başarısız olduğu halde, filmde başarılı gibi gösterilmiştir ki bu da filmi izleyenler tarafından gerçek zannedilmiştir.
esmer marilyn monroe'dır. kleopatra filmi tavsiye edilir. menekşe gözleriyle ünlüdür.
zamanında izmir'de aman cafe denilen yerlerde söylenen, küçük asya faciası ile farklı bir yöne gitmiş etnik müzik.
2001'de ilk yarışında, daha lisansı bile yokken 4. olmuş süper kişi.
ilk 6 sezonu ile gönlümde taht kurmuş dizi. birçok diziye ilham kaynağı olduğu aşikar.
fakat son 4 sezonu ile doğal olarak saçmalamıştır. olsundur. öpüp başımıza koymak gerekmektedir.
ayrıca mulder ve scully'i oynayan dostlarımız geçmişte porno starmış. ilginç.
fakat son 4 sezonu ile doğal olarak saçmalamıştır. olsundur. öpüp başımıza koymak gerekmektedir.
ayrıca mulder ve scully'i oynayan dostlarımız geçmişte porno starmış. ilginç.
harika konsept albümlere imza atmış progressive heavy metal topluluğu. içlerinden en sağlamı operation mindcrime'dır. solisti zamanında opera sanatçılığı da yapmış, baya baya güçlü bir ses yani.
"babacığım nasılsınız inşallah?" bu gençlerin favori sloganıdır.
akışına bırakmamaktır, çabalamaktır vs. kendinle ve başkalarınla savaşmaktır bi de.