bugün

herkesin olmak isteyip de olamadığı bir psikolojik rahatsızlıktır. oldukça da ciddi bir bozukluktur ve tamamen bilinç dışı gelişir. ancak etrafınıza baktığınızda sürüyle çakma şizofren görme olasılığınız fazlasıyla yüksektir. herkeste bir travma, herkeste bir melankoli, biraz paranoyak ayakları hafif hayal gücü ve bir bakmışsınız hepsi şizofren.
işte bu deli gibi özenilen hastalık şizofreninin zeki insanlarda görüldüğü sanrısından kaynaklanmaktadır. evet zeki insanlarda görülebilir, tıpkı aptalarda görülebildiği gibi.
nerede bir çakma şizofren var şiir ya da deneme türü şeyler yazmaya başlar. ben gördüğüm yerde kusarım.
lsd, ecstasy, akineton gibi ilaçlar ilk önce piyasaya şizofreni ilacı olarak çıkmışlardır. normal bir insan beyin kimyasını etkileyen bu tür maddeleri ya da esrarı, alkolü sık sık ve uzun süre kullanırsa şizofreniyi andıran psikotik durumlar yaşanılılabilir. her psikoz şizofreniyle karıştırılmamalıdır. sık sık yanlış tanı olarak konulan, bipolar bozuklukla karıştırılan, sanılanın aksine tedavi edilebilen yada kontrol altına alınabilen bir tür psikozdur.
korkmayınız bu hastalığa yakalananlardan. zira onlar sizden korkmaktadır çoğu zaman. fazla cidiye almadan seviniz ve acıyınız.
bir şizofrenin ağzından dökülenler hastalığı çok iyi anlatmaktadır.
20 yaşında bir erkek hasta ile görüşmeden alıntılar:

"...kenan evren ile düşüncelerde konuşmuştuk. acaba içimi mi dinliyorlar diyorum? benim hakkımda konuştukları zaman içime doğar. boğa burcundanız, boğazı çok severiz. küfür etmem, git lan karı, hassiktir derim sadece. geceleri düşünmek neye yarar. bir gün yaptığını düşünüyorsun... başkalarının düşüncelerini okuyabiliyorum, zihin okunmaz, yüzden okunur düşünceler. yeter allah belanızı versin derim. vücudumu halsiz bırakıyorlar. insanoğlu, insanlar yapıyor, kim olacak?üşüyorum, donuyorum, kime ne? o ilaçlarda da var. aslında gülmüyorum, burnum tıkalı. gülmeden nasıl nefes alabilirim? büyüyle neşelendirdiler beni. insanoğlu yapıyor bunu. domuuz yağı, bok, sidikten yapılan bir büyü bu. o insana geçiyor. üzerine sürüyorlar. taun hastalığı büyüyle geçti bana. hiç allah kuluna zarar verir mi? bizim dergahımız herkese açık. okulda gülme, evde gülme, biz insan değiliz de hayvan mıyız? mafyaları adam etmek için, alnımız karasını silmek için mafyalıktan kurtulmak için dua ederdim... zorla oynattılar, zorla güldürdüler beni. dinimizde büyünün yeri var mı? çocukluğumuzda doğarken yemişim ben o darbeyi.

babamın dediğine göre 3 kız 1 oğlanız. babama göre ise ben oğlanım. kız olan insanlığı öğretir. erkeklerle gezip tozmaca yok. kelimeler yetersiz. (ağlamaklı) gökteki melekler dahi ağlıyor halime. yağan karlar ağlıyor. aslan yanağımdan öpüyor. kuşlar alkışlıyor. doğayı sevdiğim nasıl belli oluyor değil mi? 20 yıldır hastayım. aids hastalığı. hazreti addem-hazreti havvadan beri var. cennetten neden kovulmuşlar sanıyorsunuz? dağdan dağa atılmışlardır."
gerçek/hayal

mana/manasızlık

defter/kitap

hayat/ölüm

düşmek/yükselmek

inanmak/inanmamak

iman/küfür

sevgi/nefret

uzatmak
istemiyorum
illa
altında
aranacaksa
bir
şey
biraz
ironi
aransın
yoksa
şizofreni
ile
ilgili
tüm
göndermelerin
hastalığa
olmadığını
anlatmak
zorunda
kalıyor
kimimiz
içi
acıyarak

(bkz: küfre yaklaştıkça inancım artıyor)

(bkz: irrasyonel kedileri irrite edici bulmak)

gerçi ironi olduğu anlaşılmayan ironinin ironi olmadığını okumuştum bir yerde ama neyse kendime ayar verip; şizofrenim diyen şizofren olamaz sandalında kürek çekmek istemiyorum. taşı kaldırdım isteyen altına baksın. *
- Şizofreni epilepsi, Multipl Skleroz gibi bir beyin hastalığıdır.
- Bütün kronik hastalıklar (Şeker hastalığı, astım, romatizma..) gibi alevlenme ve yatışma dönemleri gösterir.
- Tedavi edilebilir bir hastalık olmakla beraber zaman zaman alevlenme dönemleri olabilir, hastaların önemli bir kısmında hastalık tamamen ortadan kalkmayabilir. Bu durum da kişinin çalışmasını, çevresindekilerle iletişim kurmasını, bağımsız bir yaşam sürmesini çok güçleştirir.
- Bu ciddi hastalık yeryüzündeki her yüz kişiden birini etkilemektedir. Dünyada 60 milyon, Türkiye'de de 600.000 şizofreni hastası yaşamaktadır.
- Hastalık genellikle 15-25 yaş aralarında başlamakla beraber orta yaşlarda başlaması da mümkündür. Hastalık ne kadar erken başlarsa kişilik üzerindeki harabiyet o kadar fazla olmakta, normal bir yaşam sürme şansı azalmaktadır.
Şizofrenisi olan her 10 kişiden birinin yakın akrabaları arasında bu hastalık görülür.
Şizofreni hastalarının ailelerinde bu hastalığın toplum ortalamasına göre daha sık görülmesi şizofrenide ailesel geçişin rolüne işaret eder. Örneğin, anne ya da babasından biri şizofreni hastası olan çocukta hastalığın görülme olasılığı % 12’dir. Kardeşlerden biri şizofreni hastası ise diğer kardeşlerde hastalık görülme olasılığı %8 dir. Toplumda her 100 kişiden birinde şizofreni görülme riski bulunduğu düşünülürse bu oranların yüksekliği hakkında bir fikir edinilebilir.
Ailesel yatkınlığın nedeni anne babanın yetiştirme tarzı değildir.
Hastalığın geni tam olarak bilinmiyor. Bir başka deyişle, elde edilen veriler şizofreniden tek bir geni sorumlu tutmak yerine birden fazla genin rolü olduğuna işaret ediyor.
katatonik şizofreni diye bir çeşidi vardır ki en berbatıdır.
devamli varsanilar gorulen ileri derecede psikolojik rahatsirlik. norologa mutlaka gidilmelidir. hasta kisiler zamaninda aldiklari darbelerden dolayi bu haldedirler. tehlikeli olabilirler fakat tedavi edildiklerinde normal olanlari da vardir. birt zamanlar en cok tedavi eden ilac akineton ve norodoldur bu hastalari. ve bu ilaclar bir ton iskence ile yesil recete ile alinirdi eskiden. artik heyet raporu olan birisi rahat olarak alir bu raporu. mutlaka tadavi ve doktor kontrolleri aksatilmamalidir. yoksa size ve ya cevresine zarar verebilir bu hastalar. ailede ve ya yakinda varsa sabirli olmak lazim gelir. allah sabir versindir. cekene de , hastaya da.
günümüzde her yüz kişiden birinin şizofren olduğu bilinmektedir. bu oran da yetmişbeş milyonluk toplumumuzda en az yedi yüz elli bin tane şizofren hastasının bulunduğunu göstermektedir.
şizofreni, kelime anlamı olarak ilk araştırılmaya başlandığında "akıl yarılması" tabiri kullanılmış ciddi bir hastalıktır. bir durum değildir ya da bir depresyon. ayrıca şizofreni hastaları "zarar veren, saldırgan" hastalarda değildirler. okuduğum araştırmalara göre; bir şizofren hastasıyla sıradan bir vatandaşın kendine yada bir başkasına zarar verme potansiyelleri birbirine eşittir.şizofreni ne yazık ki tam ve bitirici bir tedavisi olmayan lakin, ilaçların düzenli alınmasıyla tam olarak kontrol altında tutulabilen bir hastalıktır. ancak ilaçlar çok pahalı ve devlet bu hastalara "özürlüler bünyesi"'nde iş vermeye işverenleri sevketse de, işverenler, toplumun yanlış bakışı açısı, bilgisizlikleri yüzünden fiziki bir rahatsızlığı olan hastaları bu hastalara nazaran tercih etmektedirler.
bu hastalıkta da tıpkı diğer hastalıklar gibi erken teşhis oldukça önemlidir. ancak belirtiler görülse bile bireyler toplumda stigma (damgalanma) nedeniyle tedaviye yanaşmamaktadırlar.
genetik aktarımı kesin olmamakla beraber, genetik yatkınlıktan söz edilmektedir.
şizofreni dostları derneğinin oldukça başarılı ve önyargıları yıkıcı belgeselleri bulunmaktadır, tavsiye ederim.
gördüğünün ya da duydugunun ya da hissettiğinin farkında olmamak, düşünememek, ağlayamamak, uzaklaşmak, benmerkezci ve fazlasıyla sapık olmak belki de. en azından toddyde olanlar. peki şizofren kişi şizofren oldugunun farkında olabilir mi? biraz paradoksal gibi duruyor di mi? birileri bunu ona her gün öğretmeye kalkıyor ve de unutamayacak kadar zeki olabilirse, evet.
özenilen rahatsızlık fakat özenilecek hiç bir tarafı yok.

hastalığın nedenlerini anlatmaya gerek yok çünkü ben şunu biliyorum havasına girmeyeceğim.

üniversite öğrencilerinin, lisei yeni yetmelerin, farklı olmak isteyenlerin ben şizofreniyim diye prim yapmaya çalıştığı rahatsızlık. toplumun yüzde birinde olan hastalık ama ben yirmi yaşlarında olup da şizofreni oldugundan şüpelenmeyenini bilmiyorum.

ben şizofreniyim diyen arkadasları aslında alacaksın bir şizofreni hastasının yanına bırakacaksın. o zaman ben şizofrenim derler mi acaba. demezler çünkü şizofren biriyle ilaç kullanmadığı takdirde iletişim kuramazsınız.hele birde hastalık ilerlediyse durum çok daha kötüdür. ilaçlarını kullandığında ise karşınızdaki hastanın sizden farksız oluverişi sizi şaşırtır.

bu aralar şizofrenleri hasta olarak görmeyen insanarda var. bu hani meditasyon yapan kryoncular varya onlar şizofrenide ilaç kullanılmasını istemiyorlar. çünkü bu insnaların orayla burayla beyin güçleri sayesinde bağlantı falan kurduklarına inanıyorlar.

bu duyduğum en büyük saçmalık, şizofreni bi beyin rahatsızlığıdır. oturdukları yerlerden laf söylemek kolay. bu düşünceyi paylaşan arkadaşlarıda diğer arkadaşlar gibi bi şizofrenin yanına koyacaksın kendi elleriyle o ilaçları şizofreni hastasına vermezlerse inanın adımı değiştiririm.

o kadar çok çeşiti vardır ki ama en kötüsü sanırım hayal ürünü kurguların içinde kaybolmak. tedavisi yapıldığı taktirde korkulacak bir rahatsızlık değildir.
bir şizofreni hastasının doktorlarına yazdığı bir mektup.

"Sayın Doktorlarım ben hastalığımı ve neler hissettiklerimi sizlere anlatayım.

Psikoz nedir? Depresyon nedir? Şizofreni nedir?

Öyle bir hastalık ki, insanın beyninden gelen, insana baktığınızda sağlammış gibi ama içi ölü.

Öyle bir hastalık ki, zehirli bir yılan gibi,
250 km süratle gelen bir ok gibi patlayan bir volkan gibi,
10 şidetinde deprem gibi insanı sarsan.

Ölüm acısından da beter.
doktor olsaydım kendime ölü raporu verirdim.
Yaşadığım her saniyede acı çekiyorum,
cennetle cehennem arasında gezer oldum.

Hastalık sanki beynimin muhafızı olmuş.
ne yemeklerin tadını ne futbolun heyecanını, alışverişi,
traş olmayı unuttum.

Doktor bey ben kimliğimi unuttum!!! "

kaynak: dünya şizofreni derneği.com
bir filmin çok izlenmesine veya bir kitabın fazla satmasına neden olabilecek türden bir hastalıktır. ilgi çeken ve merak uyandıran bir rahatsızlık türüdür, milyonlarca arkadaşınızla cumartesi akşamı deliler gibi eğlenirken eğer birisi şizofreniden söz etmeye başlarda o an yalnızca susar ve dinlersiniz.
Şizofreni, insanın yaşadığı gerçeklikten uzaklaşarak kendine özgü bir dünya yarattığı bir durumdur. Çevresinde olup bitenleri değerlendirme biçimi, olaylara bakışı, diğer insanlarla ilişkisi hastalığın etkisi ile tekrar şekillenir.

Hepimiz uykuda çeşit çeşit rüyalar görürüz. Rüyalarımızdaki dünya başka bir dünyadır. Kimi zaman üstün yeteneklerle donanmışızdır. Çocukluk yıllarımıza ya da geleceğe ait zamanın içinde buluruz kendimizi. Kimi zaman birileri ya da gerçek dışı yaratıklar peşimizdedir. Rüya dünyası hem hoş hem de kötü sürprizlerle doludur. Ama biliriz ki, rüya dünyası ayrıdır ve uyanınca gerçek dünyadayızdır. Şizofrenide ise kişi adeta gerçek dünya ile rüya dünyasını aynı anda ve uyanıkken yaşar. Alışılagelmiş algılama ve yorumlama biçimleri onun için yabancılaşmıştır. Daha önce değer verdiği kavramlar anlamsız hale gelirken kendi dünyasında yarattığı değerler, korkular, düşünceler ön plana çıkar.
Bu hastalığın başlangıcı ani ve şiddetli olabileceği gibi sinsi de olabilir. Bu dönem özellikle aile ve yakın çevre tarafından farkedilir. Kişi çevreye karşı isteksizdir, fazla konuşmaya, içine kapanmaya, önceleri zevk aldığı etkinliklerden uzaklaşmaya başlar. Arkadaşlarını ve ailesini ihmal edebilir. Okulda ya da işyerinde ilgisizdir, başarısı düşmeye başlar. Kişi kendini gittikçe tuhaf, şaşkın ve amaçsız hisseder. Çabuk sinirlenmeye ve olaylara karşı eskisine göre daha aşırı tepkiler göstermeye başlar. Manevi ve dini konulara ilgi artışı sıkça görülür. Toplumdan uzaklaşıp eve kapanabilir. Evde huzursuz ve dağınıktır. Korkular, şüpheler yaşamaya, garip davranışlar göstermeye, mantıksız düşüncelerle meşgul olmaya başlayabilir. Kıyafetlerine özensizlik, bedensel temizliğine ilgisizlik, uyumsuz giyinme gibi davranışlar olabilir. Bu bulgular günler içerisinde olabileceği gibi haftalar hatta yıllar içerisinde yavaş yavaş da gelişebilir...
söylediği yalanlara inanan insanların ileride yakalanması kaçınılmaz olan hastalık.
--alıntı--
kişinin iki kişilikli olmasi değil,aynı anda iki farklı gerçeklige inanmasıdır.

'Gerçek Gerçeklik' normal, sıradan bir insanın algılamasına denk düşerken,
'ikinci Gerçeklik' sağlıklı bir insanın anlayamayacağı, çoğu kez belli bir sisteme dayalı bir gerçekliktir.
--alıntı--
Şizofreni zannedildiği gibi bir kişilik bozukluğu değil,tomogrofi gibi görüntüleme cihazlarıyla tespit edilebilen bir beyin hastalığı..Beyinde normalde bulunan boşlukların hasta kişilerde daha geniş olması ve bazı beyin bölümlerinin normalden daha küçük olması sonucu beynin plan yapmak ,sorun çözmek gibi işlevlerini yerine getirememesi olarak tanımlanıyor.
Başka bir dünyada yaşama özlemimizden mi olsa gerek oldum olası bu hastalık ilgimizi çekmiştir..Nede olsa şizofrenler kendi hayal dünyalarında kendi tasarladıkları insanlarla yaşıyorlar..En azından biz öyle biliyoruz..
Peki acaba şizofrenin dünyasında herşey düşlediği gibi gidiyor mudur?

TV Kanallarından birinde sağlık programında şizofreni konusu işleniyor..Doktor hastalıktan bahsediyor..Uzun uzun hastalığın belirtileri ve tedavisi üzerine konuşuluyor..Ardından canlı telefon bağlantılarıyla vatandaş yayına katılıyor.

d:doktor
s:sunucu
v1:vatandaş1
v2:vatandaş2
v3:vatandaş3

s:buyrun efendi Huriye Hanım Gebze'den arıyor bizi,nedir efendim sorununuz..
v1:doktor bey..benim oğlan tam da sizin bahsettiğiniz belirtileri gösteriyor..Çok aklı başında bi çocuktu aslında nededn bööle oldu bilmemki..arkadaşlarımı giriyo kanına bilmemki..
d:hayır efendim bu bir kalıtsal hastalık,yani fiziksel de bi hastalık,şimdi beyin..vıdı vıdı vıdı
s:yeni bir telefon bağlantısı alıyoruz
v2:Efendim benim abim şizofrendi kendileri..Tedavi oldu ama vıdı vıdı vıdı
d:vıdı vıdı vıdı vıdı
s:yeni biz izleyicimiz var hattımızda.aloo
v3:Efendim iyi günler diliyorum herkese..Önce kendimden bahsedeyim,ben liseyi birincilikle bitirmemin ardından x üniversitesini birincilikle kazanarak vıdı vıdı vıdı hayata adım atmış olmamın ardından başarılı üniversite yıllarımdan sonra vıdı vıdı vıdı bugüne kadar gelmiş bulunuyorum.Şuan 3 şirketim onlarca çalışanımla vıdı vıdı sosyal çevremle oldukça saygın ve huzurlu bir hayat yaşamaktayım ancak bir sorunum var onu paylaşmak istedim..bugünlere tek başıma gelmedim tabiki..bana yardım eden dostlarım,arkadaşlarım vardı..Hayatımın her anında yanımda oldular,sahip olduğum herşeyi onlara borçlandım diyebilirim.Ama bunların sayısı 3tü 5 oldu,sonra 10 15 20..Şuan onlarca insan var çevremde ve ben başedemiyorum artık..gittikçe de çoğalıyor sayıları,durduramıyorum..
d:???
s:???

Ve programın devamında garip bir şekilde böyle biri hiç yayına bağlanmamış gibi davranılır..
belirtileri arasında ne dediğini unut.....ne diyodum?
kafiyeli konuşma da varmış be oğlum.
Bir ruh hali düzensizliği olmayıp, gerçekte bir düşünce düzensizliğidir, yani bir psikozdur.
sana gül bahçesi vadetmedim adlı kitapta tüm gerçekliği ile işlenmiş hastalıktır.
ben'li senli yerine biz'li sen'li tavırlar sergileme hastalığı.
şizofreninin nedenleri ile ilgili 3 hipotez vardır:
1. genetik
2. nörogelişimsel
3. biyokimyasal anormallik

1. şizofreninin nedeni genetiktir diyen hipotez:
comt enzimi ve bdnf ler, şizofreni hastalarında işlevsizdir.

comt enzimi, monaminlerin (dopamin, epineprin, norepineprin, seratonin) parçalanmasından sorumludur. bunları yeterli ve doğru şekilde parçalayamaz bu hastalarda.

bdnf ise nöronların yenilenmesi ve sağlamlaşmasından sorumludur. şizofreni hastalarında beyindeki nöronlarda hasar görülmektedir.

2. nörogelişimsel hipotez:
şizofreni hastaları anne karnındayken ve doğumdan hemen sonra bazı olumsuz yaşam faktörlerine uğramışlardır. doğum öncesi beslenme yetersizliği, doğum sırasında aşırı kanama, anne ve bebeğin kan gruplarının zıtlığı, doğum sonrası bazı virüsler beyinde hasara neden olarak bebeğin ilerki yaşlarda şizofren olma riskini oluşturur.

3. biyokimyasal anormalite
aşırı dopamin aktivitesi, pozitif semptomlardan olan halisünasyon ve hezeyanları artırır
aşırı seratonin aktivitesi paradoksik bir şekilde içe kapanıklıktan ve sosyal iletişim bozukluğundan sorumludur
düşük glutamate aktivitesi, kortikal nöronları zedeleyerek yine içe kapanıklık gibi negatif semptomlara neden olur
hpa ekseni aşırı çalışarak aşırı kortizol (cortisol) üretir, ki bu da özellikle hipokampüse zarar verir.
Günümüzde dünyada 60 milyon, ülkemizde ise 600 bin şizofreni hastası mevcut ve bu hastalık genellikle 15-25 yaş aralarında başlamakla beraber, orta yaşlarda da ortaya çıkabiliyor.

Şizofreni gerçek ile hayali ayırt edememe hastalığıdır.

Şizofrenlerin kulaklarına normal insanların duymadıkları ve hiçbir zaman da duymayacakları gaipten sesler gelir. Bu hastaların gözlerinin önünde sık sık hayali varlıklar belirir, hiçbir cümleyi adam akıllı tamamlayamazlar ve donuk suratları vardır.

Şizofreni terimi ilk defa 1908 yılında Eugen Bleuler adındaki isviçreli bir psikiyatr tarafından kullanılmış bir terimdir ve sizi temin ederim ki kanser ya da aids gibi hastalıklara oranla daha kötü bir hastalıktır.

.ben toplum içinde daralırım, kalabalık çoğu kez sıkar beni ve bu durumlarda telefonumu elime alır karşı tarafta bir insan varmışcasına saatlerce konuşurum. Otobüslerde, vapurlarda vs. pek belli etmem fakat her surata bir hayat çizerim ve yol boyunca bu hayatlarları hayal eder kafamdan senaryolar yazarım. Evlerin pencelerine, yanan ışıklarına baktığımda içlerine insanlar koyarım. Mutfaklarında pişen yemeklerini düşünürüm, yatak odalarındaki yasak sevişmeleri hayal ederim. Bir anne, bir baba ve biz kız çocuğu koyarım evin içine. Küçük kız odasında boyama yaparken boyaları değiştirir durur ya, işte ben o detaya, o boyalara saatlerce takılırım.

Nedensiz ağlamalar, yersiz atılan kahkahalar, zaman zaman gelen şiddet eyilimleri ve herhangi bir objeye yok yere saatlerce bakmak bakmak ve bakmak...

Bir şizofren hastası tanrının bile terk ettiği küçük ve boş bir odada kurduğu hayallerle günlerini geçirebilir. En kalabalık şehirlerin en kalabalık sokaklarında sıkılıp daralabilir. Hayatı boyunca yakalamak istediği bir fırsatı yakaladığı vakit ondan bile vazgeçebilir. Onun için kurallar ve insanlar bir yere kadar anlam ifade eder. Asıl anlam hayallerdedir.

ilişkiler, sevgiler ve sokak çocukları hakkında yazdıklarım bir yana şiddeti yüce bir varlıkmış gibi övüp de insanlara sevdirmeye çalıştığım onlarca yazılarım da oldu. Size şimdi aslında yazdığım her şey benim açımdan boş bir küme deseydim bana kızar mıydınız ? Söyleyin bana hasta bir insana can-ı gönülden kızabilir misiniz ? Üstelik size sizin gördüklerinizi aslında gerçekten sizin gördüğünüz gibi görmediğini açıkça söyleyen bir hastaya...

Gördüklerimizden ve zihnimizden ötesine gidemezsek tanrının ve doğanın denklemini nasıl çözebiliriz?

Bugünden 100 yıl sonra bugün gündemi belirleyen insanların hepsi solucanların yemi olacak toprak altında. Bugün var olan herkes hiçbir şey olacak. Geçmişlerini değiştiremeyeceğimiz fakat yeni bir gelecek vaadedebileceğimiz bir kuşak olacak. Bedenimiz çürüse de, ruhumuz yansa da düşünce akımlarımız hala nefesler alıp verebilen insanların zihinlerinde olacak. Ve inanın bana bu düşünce akımları hep dahilik ve delilik arasındaki ince çizgide var olan insanlardan çıkmıştır. Van Gogh en çok bilinen ve saygı duyulan şizofreni hastalarındandı. Einstein zaaflarını her daim lehine çevirebilen birisiydi...

Sizlere bilinçaltınızdaki önyargılarınızdan arınıp evrendeki her şeye daha önce kimsenin bakmadığı, bakamadığı gibi bakmanızı önermemin sebebi farklı bakarsanız farkı görebilecek olmanızdandır. Kendimi tam olarak bir şizofren olarak görmesem de bazı zaaflarım yaşananlara farklı bir bakış açısı ile bakmama neden oluyorsa ne mutlu şizofrenim diyene...
güncel Önemli Başlıklar