bugün

kotu oyunculuk*, zorlama vurgular, tum aşk filmi klişelerinin serpiştiirldigi bir senaryo, filme nazaran guzel final sahnesi ve iyi muzikler.. Babam ve oglumdan sonra Cagan Irmak 'bok' çekse izlerim fikrimden caymama sebep olan film. Ha bu cagan'ın zikinde olur mu ? Hiç sanmıyorum.. Ha, caganın zikinde olmaması benim zikimde olur mu ? Olur lan.. Cagan beni salla lan... rol ver bana...ben de 3 asagı 5 yukarı sıça sıça oynarım... açım serefsizim... allahisen
hiçte ıssız adam değil maşallah yani diyoruz.
ne ada denilen karakter ıssız ne de adam denilen alper ıssız.
melis birkan'ı bir kez daha vasat bulduğum film. (bkz: barda)
iyi bir oyuncu değil arkadaşım işte! zorla olmaz ki ama.*
aşk ilişkileriyle ilgili yapılmış en boktan filmlerden biridir bu bence.
o kadar kuru, o kadar yavan bir hikaye ki kimin kendinden ne pay çıkardığını bir türlü anlayamıyorum.
çok afedersiniz aklı skiş-sokuş-emmememe ekseninde dönen bir adam, kafayı kırmış tipik bir kadın.
bir filmde bir şey bulunacaksa önce o filmdeki karakterlerle empati kurabilmeniz lazımdır. ben de öyle yaptım. ada karakteri yerinde olsam intihar ederdim. bir kadının bu kadar moron olmasını almıyor benim aklım. alperin yerine koyuyorum kendimi; "mavi telaş" diyecek kadar birşey olan bir kadın. mavi telaş ne be? çağan ırmak kendi deneyimleriyle yazdıysa bu senaryoyu talihsiz bir hayat yaşamış kanımca.
üstüne birde; seks yaparken bırbır konuşan bir hatun olsa, üzerimden atar kollarımı havaya kaldırıp bağıra bağıra, ardıma dönüp bakmadan kaçardım yahu. yok "alnında elimin çizgisi var, yok her şeyde ben olmalıyım, elimi hissediyor musun" bir de üstüne bu kadar bırbırdan sonra alper sarsılarak boşalıyor... iş bu kadar kolaymış. alpere kafayı aşkla kırmış, ilişki başladıktan 1 hafta sonra herifin etrafında hayat kuran bir hatun lazımmış.
(bu filmi izleyip de alper karakterine benzettiğiniz adamlara aynı şeyi yaparsanız ebenizin örekesini görürsünüz bacılarım)
tabi bi de bu kısmın mantıksal yanı var. kadını o kadar dikkatli dinlerken boşalabilen bir adam gibi mesela.
hadi bunları geçtim; arada konuşmalar var tarafların birbirini tanımaya çalıştığı... bu kadar vurgusuz, tonsuz tatsız tuzsuz konuşma olmaz. dümdüz kağıttan okuyorlar. seslendirme sonunda kırmızı kurdela da takmışlardır bunlara okumayı söktüler diye.
bunların da dışında bir erkek bir kadından, şayet; "benden daha iyilerine layıksın, seni haketmiyorum" vs diyerek ayrılıyorsa bunun anlamı "koyacak daha iyi posta yoktu idare et artık"tır. biri bana böyle dese bunu anlarım zira hiçbir insan evladı kendinden ruhen daha iyi bulduğu bir sevgiliyi bırakmak istemez.
(çağan ırmak sanıyorum ki kendi günahlarını bu skindirik film yoluyla çıkarmış)
bu filmde ağlayanlara da pes diyorum. ne bol duygunuz varmış, ne ağlama meraklısıymışsınız. bir sevgili ve ayrılık ikilisi yetermiş ağlamaya. gittim kahkaha atmaktan karın kası yaptım çıktım o filmden.
valla kadınlara ve erkeklere tavsiyem; bu filmdeki karakterlerle kendi arasında benzerlik kuran birini görürseniz kaçın. hiç bakmayın arkanıza mavi bir telaşla kaçın.
plak severek içi dolu ama konuşmayan bir adam olunsaydı dedem guru olurdu zaten o ayrı.
ama;
"ego mastürbatörü bir adam, kafayı kırmış bir kadın sahafta bok püsür karıştırırken karşılaşırlar ve hikaye gelişir" diye film mi yapılır çağan ırmak? sorarım sana.
http://sinestezi.wordpres...siz-olmayan-bir-hikayesi/
bir an önce moderatörler tarafından silik yada çaylak olmasını istediğim adam.
zaman kaybı kavramının biletle alınanı...
yeter artık bırak peşimi lan. başlıklar arasında seni ve senden türetilenleri görmek istemiyorum. ben filmde kendimi bulamadım arkadaş. herkes buldu ben bulamadım. ne çok ıssız adam varmış aramızda. param yok, yemek yapmayı beceremem ,enteresan sapık ilişkilerimde yok. ulan esas acınacak adamlar biziz lan. yemişim aşkını o zaman. bırakmasaydın kızı o zaman pislik adam. şimdi herkes beyninde havuçlu tarçınlı kek tarifiyle dolaşıyor. hani bi kıza kek yaparım aşık ederim kendime falan filanda. lan yörüyün gidin. boş işlerle uğraşmayın.
çağan ırmağın filmografisine baktığınızda aslında altsıralarda sayılabilecek bir film olmuş. tabi bu sıralama neye göre? milyonlarca insanın izlediği filmler festivallere çağrılmazken ödülü bırak adaylık bile alamazken bir yönetmenin -ki türkiyenin iyi yönetmenlerindendir kendisi- filmleri arasında bi sıralama yapmak. çağan ırmağa sorsanız en iyi filminiz hangisi diye vereceği cevap kesinlikle hepsi der hepsi çünkü hepsinde başka bir hikayeyi başka başka şekillerde anlatmıştır. benim bahsettiğim şey ise oyunculuk açısından diğerlerinden daha iyi değil demekti.
bu çağan ırmak ki tüm türkiyeyi asmalı konakla tvnin başına kilitlerken kullandığı çekim yöntemleriyle bir tv dizisini sinema filmi tadında izletebilen bir yönetmenken bu filmde biraz yavan geldi. sanırım bunu da bilerek yaptı yakın çekimler el kamerası falan daha sıcak daha içten hepsinden önemlisi daha gerçek göstermek içindi çünkü filmde anlatılan şeyler gerçekti. mustafa hakkında her şeyi izlerken hiç aldatılmadığın için terkedilmediğin için umursamadın film dedin, babam ve oğlum da evet bi baba oğul ilişkisi vardı ama onlarınki gibi kopuk ama içten bi ilişkisi yoktu kimsenin babasıyla. ama bu filmde bir şey yakaladı çağan ırmak; ey insan oğlu öyle yada böyle bi kere sonunda mutlu olamadığın olamayacağın bir aşka tutuldun ve sonunda ağladın ben bunu böyle yaşadım sen de kendininkini düşün dedi. ve çok da başarılı oldu adım gibi bilyorum ki hiç kimse ada'yı alper'i düşünmedi gerçek isimler içindeydi ve film biterken gözyaşı oldu yanaklara yazıldı.

bu arada bu filme gerçek hayat muamelsi yapmayın eğer öyle olsaydı ben o alper denen hıyarı bulup tekme tokat girerim. salak la o!!
yakında lostda görmeyi beklediğimiz ve "ada ben bir eşeklik ettim, gel etme eyleme bırakma beni ada, we have to turn back ada" şeklinde diziye dahil olması muhtemel karakter.
(bkz: #4698349)
yazılanları okudukça ve filmi izleyenlerin öldüm, bitti, 5 gün ağladım dediklerini duydukça kendimi duygusuz öküz gibi hissettiğim film. ben ki fountainda izzy'nin ölmesi ile gözleri dolan bir kişiyim bana herhangi bir dugusallık vermediği gibi samimi de gelmedi bana ıssız adam.

--spoiler--
bir kere kız yemem, yutmam, siz erkekler hep aynı boku yiyyorsunuz havaları, kasılmalar artık o kadar klasik bir hal aldı ki midem bulanmaya başladı hep aynı tarz filmleri izlemekten yeminlen. amına koyayım bir kere de sonradan aşık olmayan erkeği köpek gibi peşinde süründüren ama sonunda vermeyen bir kadının olduğu film yapın yahu. en azından farklılık olur.

ikinci takıldığım nokta daha ilk sevişmelerinde adam kızı hayvanlar gibi sikiyor sonra özür diliyor ama hatun önemli değil diye cevap veriyor. ulan insan bı tepki verir hayvan herif der ama bizim cool hatun alıştım artık senden önceki bütün erkekler hep böyle yapardı havasında. zaten ikinci kez o büyük duygusal sevişmeye değinmek bile istemiyorum.

ha filmde duygulanma yerine güldüm bi sahne de oldu ona da değineyim. alper filmin başında fahişeyi sikmektedir ve diyalog şöyledir.

- yavaş saçım acıyor

+ siktirtme saçını

- bi orası kaldı zaten

filmin tek ciddiye aldım sahnesi buydu anlayın artık
--spoiler--

neyse babam ve oğlum'u çeken çağan ırmak bu mudur?

edit: sikmek terimini kullanma nedenim adamın yaptığı sevişmek değil resmen sikmektir ondan şey ettim.
Une belle histoire, anlamazdın, bana yalan söylediler gibi mıhteşem şarkılarar konukluk eden ancak beklediğimin altında bir düzeyde bir çağan ırmak filmi. Filmin ilk yarısı ile ikincisi arasında oldukça fark var. Gerçi filmdeki adamın düzeysizliğini göstermek için ilk bölümün verilmesi şarttı ya neyse.
beyoğlu sokaklarındaki binlerce aşkın en içine oturulanının gözler önüne sunulması. filmden çıktıktan sonra bi kendine gelemiyor insan etkisi sürüyor da sürüyor canın acıyor pişmanlık mıdır bilinmez ama bi eskiye dönme isteği uyanıyor insanda, filmde küçücük bir toka adamla dalga geçtiği gibi sizle de bi film dalga geçiyor sonunda.

--spoiler--

sen ordaydın ve bir gün benimle tanışacağını bilmiyordun.. sen dizime yattın ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün.. ikimize de mutlu son yazdım sonra sustuk yanımda durdun sessizce burası sondu! başka bir yaşamdı sadece biz vardık bana baktın sustuk! başka bir yaşamda başka bir mutlu son hikayemiz oldu!!!
--spoiler--
çağan ırmak'ın fransız sinemasından etkilendiği çok açık. hikaye akışı, seçilen mekanlar (özellikle iç mekanlar), kullanılan şarkılar ve şarap... bence de romantik aşk filmi çekecekseniz fransız ekolünü örnek almanız, hollywood ekolünü örnek almanızdan daha faydalı olur. fena olmamış diyor 10 üzerinden 6.5 veriyoruz.
günümüzde "işsiz adam" dır.
bir çok kadın tarafından itici bulunan sinema karakteri.
şahin k'nin entelektüel olanı.
bir an önce 2 kez izlememe rağmen dört gözle dvdsinin çıkmasını beklediğim türk sinemasında klişe konulardan çok farklı hikayeler yaratan büyük insan çağan ırmak'ın filmidir.
işi gücü olmayan avare kişi.
atipik bir yasak aşk filmidir.

--spoiler--
ada ve alperin birbirlerinde buldukları şey nedir? hatta bulup da bu kadar bağlandıkları ve hayatları boyunca kolayca trip atabilecekleri bir terkedişin ve isyanın eşiğinde yaşadıkları.
ikisi de kendilerinin yasak bahçelerine dalmıştır. ıssız ve tertemiz bir ada, ororspu çocuğu formatında bir alpere dalmış; sevgisiz seks bağımlısı alper ise tertemiz ve ıssız bir adaya.

film boyunca yaşadıkları birlikteliğin ortak paydasını düşünüyorum da... seks desen değil. adam daha ilk buluşmada erkenden boşalıyor. hatta erkenden uyanıp yatağı terk ediyor. hiperaktif bir seks hayatının getirdiği anksiyeteler ve daha düzinelerce tasvir edilmeyi bekleyen iç sıkıntısı bu bakir filmin kanını gereksiz sahnelerle kirletiyor. neyse.

merakımı cezbeden diğer nokta ada nın bu ilişkide hiç orgazm yaşayamamış olması. alpere sevgili olmayı öğreten ada abla aslında kendince alperin bekaretini bozuyor. fena bozuyor. sikici alper sikildiğinin farkına yıllar sonra varıyor ama tabii ki buradaki sikilme hem orgazmik hem duygusal hem de mastürbasyonun tillahı. sosyo ekonomik olarak zirvede tabir edilebilecek bir seviyede müthiş bir egonun yaşadığı tüm sevişmeler mastürbasyondan öte gidemeyeceğinden ötürü geçen yıllar ve biyolojik saatin teklemesi alper abinin otuz yaş bunalımına otobüs kaçtıktan sonra girmesine neden oluyor.

serdeki delikanlılık filmin en vurucu sahnesi aslında. içi sesini dışa verse tüm yasağı kalkıcak o aşkın..ve sıradanlaşacak. hikaye olmayacak, film olmayacak.
--spoiler--

acı dolu ajitatör bir film kısaca. filmi izlerken özellikle son bölümde kalbim, midem ve en çok da bir zamanlar kelebekler uçmuş olan karnımın içi çok pis yandı. günlerdir de acıyo... yanık acısı çok pis. iz bırakıyor.....
eğip bükmeye hiç gerek yok gercekten güzel film. tek eleştirim filmin cekim teknigi bazen seyircinin film den kopmasına neden oluyor. her haliyle güzel olmayı basarabilmiş ask ve acı filmi.
mutlu sonla biten filmlere alışmış bünyelerden mütevellit bu toplumun, içini burkan, bir yerlerde tamamlanması gereken bir pazıl parçası daha kaldı hissi uyandıran vu yarım kalışlık nedeniyle hüzün aşılayan bir filmdir.

(bkz: masumiyeti kaybetmek)
"mustafa hakkında herşey" ve "babam ve oğlumdan " sonra hakikaten çağan için çıta yükselten bir film olmamış. şu duygu sömürüsü olayına henüz kanaat getiremedim. bazen evet öyle diyesim geliyor, bazense yok olmaz öyle şey diyorum. ama filmin sonunda gene ağladım tıpkı "babam ve oğlum" daki gibi. çağan böyle yapıyor ağlatıyor beni.
ben dün omzuna yattım ve ağladım, sen saçımı okşadın ben sustum seni adam sandım, inandım. bugün, omzum çıktı dedin kaçtın.
güncel Önemli Başlıklar