bugün

evet efendim...

evvela bu kız ile nasıl tanıştığıma, nasıl gönüllerimizin bir olup doğru yolu buldurduğuma, o bataklığa nasıl düştüğüne ve daha fazla yanmasın diye yaptığım ahlak operasyonunu anlatacağım.

evde sigara krizine girmiş, geç saat olduğundan mütevellit hiçbir açık dükkan olmayacağını düşünüyordum. o gece arkadaşımdaydım. tarlabaşı gibi ne idüğü belirsiz bir semtti orası. krizlere giriyor, kafamı avuçlarımın arasına almış nikotin diye ağlıyordum adeta. allah kimseyi sigara bağımlısı etmesin. neyse, kendimi sokaklara vurdum o gecenin vakti, kırdım zincirlerimi kısaca. ara sokaklara market bulma telaşında girdim ve yürürken; "çal diceey hadi parçanı hey tüm dillere dolanan şark.." böyle acayip şarkılar duydum.

ve o acayip itici, karartılar içinde dans eden insanları gördüm. hemen geriye koşmak istedim. arkamda köpekler havlıyor, karanlık bana götün yiyorsa gel diyordu sanki. mecburen öne doğru devam etmek zorundaydım. bu esnada o karanlığın içinde ağlayan bir kız gördüm. hüngür hüngür ağlıyor, çile allah'ım çile diye ağıt yakıyordu.
kız gayet güzel ve seksiydi. yani tüm çevrelerce böyle tabir edilir herhalde. benim işim olmaz tövbeler tövbesi. hemen toplumsal duyarlılığım ağır basmalı, bu ağlayan güzel kızın her şeyini çözmeliyim. bir derdi var elbet, belli ya baksana. bu saatte kaymasınlar buna şeytan kulağına kurşun diye düşündüm.
gençti yani belli. bu bataklığa nasıl düştüğü beni ilgilendirmezdi. yalnız onu o batakhaneden nasıl çıkarmalı, pezevenkler o bataklıktan kurtarmama izin vermez diye düşünüyordum. hemen bir ak partili arkadaşımı aradım ve hazır bulunmasını sağladıktan sonra planımı yola koydum. bu kızın hayatında bir trajedi hissediyor, bununla birlikte kendimde de sosyal sorumluluk hissediyordum. biraz da korkuyordum açıkçası. çünkü böyle bataklıklarda genelde orospular da vardır, bunların pezevenkleri de. beni iğfal edebilirlerdi kameraya alarak, beni de zorla çalıştırabilirlerdi açıkçası. ya da iğfal edip tarlabaşı çöplüğüne atabilirlerdi çıplak şekilde. böyle şeylerden çok korkarım ben arkadaşlar. gazetelerin üçüncü sayfasına haber olmak istemem.

hülasa, tüylerim ürperiyor ve kızın o ağlayan gözleri ile suratından akan makyajı içimi dağlıyordu. hiç mi anne babası düşünmedi bu gencecik kızı, hiç mi sevgi göstermediler buna. hemen net şekilde kararımı verdim ve ahlak operasyonuna başladım.
fakat başarısız olacağım aklımın ucundan bile geçmez benim. kızın yanına gittim ve; sevgili hanımefendi, neden ağlıyorsunuz? bu akıttığınız göz yaşları ne için acaba sorabilir miyim evvela dedim.

bana; sana ne pislik, götümü ye pis acizemendi sakala bak iyy defol be şerefsiz yane diye cevap verdi.

fakat ona dinimizin gerçeklerini, yaptığı şeyin yanlış olduğunu anlatarak telkin ettiğimde yola geldi ve anlatacağım, hepsini anlatacağım, selin x(soyadı) her şeyi açıklayacak diyerek pezevenklere dönüp el işareti yaptı, yani işaret parmağını salladı.
neyse sohbet sonucumuzda konsomatrislik yaptığını öğrendim. yani bu yaptığı meslek masalara falan gidip kendini elleten, daha fazla kafir içeceği içirmek için memelerini falan gösteren bir meslekmiş.
ben üniversiteliyim aslında ya. annemin verdiği paralarla kafelerde sürttük, kafe sahipleriyle seviştik falan yani. sen de yakışıklı adamsın anlarsın az çok, sevişmişsindir herhalde, baksana kolların uff acayip kaslı dedi. lafı değiştirme bak ben öyle biri değilim, seni de eve atma gibi bir lüksüm yok. arkadaşımın evinde misafirim var zaten dedim. arkadaşım sokağın başından bizi dinliyormuş; yok abi at sen gibilerinden işaret yaptı. kıza bir saniye konsomatris hanım, müsaade eder misiniz deyip arkadaşımın yanına gittim ve tokatı basarak telkin ettim.

kızın yanına dönerek, itiraflarını bekliyoruz dedim.

kızın itirafları bitmek bilmiyordu; ben en son birine çok feci aşık oldum yane. karnımda o herifin piçini taşıyordum, kürtaj oldum hıhı maalesef diyerek ağlamaya başlayınca; bırak zaten piçti, iyi oldu aldırmışsın dedim.
kıza bize gelmesini teklif ettim. seni bu hayattan kurtaracağım, kolluk kuvvetlerimize haber veriyorum. bu dükkanı da kapattıracağım. seni de kapatacağım artık ailene haber vereceğiz. üniversite okumanı istiyorum senin, ya bir de sigaran var mı? açık market yok diye sordum.
bir ahlak operasyonunu daha tamamlamış, hem de sigara bularak kızı eve getirmiştik. kız misafir ettik diye altta kalmamak için bize helva yaptı. sabaha kadar eski defterleri açmadan sohbet ettik ve sabah ailesini arayarak kızı teslim ettim.

nasıl bir duygudur inanın bilemezsiniz. günlerdir bu duygu selinde kapılmışım gidiyorum. ağlıyor gülüyorum...
kız adeta "hicbiseyebosunaiclenmeyenadam sevişelimmi" demiştir ama ana kuzusu hbbia oralı olmayıp dini gereklilikleri yerine getirmiştir. analar ne dini bütünler doğuruyor diye ağzımızı açık bırakmıştır yüce insan. söz kutu kutu sigara göndericem ben sana, sakın dışarı çıkma sen, vallaha da kaparlar yiğidim.*
bir üniversiteli kızın ilginç itiraflarıdır.
bu yazıyı baştan sona okuyan var mı acaba.
sadece başlığı okumam bile ürpermeme yetti.
genç bir kıza ait ürperten itiraflardır.

(bkz: kaşınıyor yemin ederim kaşınıyor)
(bkz: ödediğim öğrenim harcıyla ev alırdım)**
üniversiteli bir kızın tüyler ürperten itirafı: o hikayedeki kız benim!*
(bkz: sözlük yazarlarının itirafları)
üniversiteli bir kızın tüyler ürperten itirafı: hbbia gelmiş geçmiş en dindar ve ahlaklı kişi olduğu için benim bütün "baksana kolların uff acayip kaslı" tarzı seviyesiz laflarıma kulaklarını tıkamıştır. aynen dediği gibi beni aileme teslim edip hak yoluna getirmiştir.

keşke ama keşke onun gibi bir dini bütünle daha önce tanışsaydım dedirtmiştir bana. o zaman bu yollara düşer miydim? neyse ki artık bütün bunlar geçmişte kaldı.

(bkz: sözlük yazarlarının bokunu çıkartmaları)*
--spoiler--
1) evde sigara krizine girmiş, geç saat olduğundan mütevellit hiçbir açık dükkan olmayacağını düşünüyordum...
2) seni de kapatacağım...
--spoiler--
daha sigara denen zımbırtı karşısında irade gösteremeyen krizlere giren bu muhterem, ne "abi buyur hazır ev var" diyen arkadaşını ne de "beni eve at diyen" tüyler ürperten kızı reddedebilir. hikaye anlatmasın, düpedüz palovre palovre palovre. zaten kendisi demiş "seni de kapatacağım" diye. adam doymak bilmiyor, tipik akepeci.
(bkz: bir kazanova olarak hicbiseyebosunaiclenmeyenadam)
--spoiler--
kıza bize gelmesini teklif ettim. seni bu hayattan kurtaracağım
--spoiler--
(bkz: hicbiseyebosunaiclenmeyenadam sevişelim mi)
(bkz: şu an tüylerime top değse patlar)
(bkz: sübhanallah kardeş ibretlik bir paylaşım)
(bkz: #8325824) kısa ve öz.
- sana tüyler ürperten bi itirafta bulunmak istiyorum
+ çift cinsiyetli misin?
- yok yaa tüylerimi 3 haftadır alamadım
+ aboovvv
beni gülmekten öldüren ve yazılarını itina ile takip ettiğim yazardan gelen yeni inciler. acaba bluevelve ve hiçbişeyeboşunaiçerlemeyenadam ciddi ciddi aynı kişi olabilir mi sorusunu hep soruyorum kendime ama işin içinden çıkamadım?
itirafları "üniversitede ben teklif ettim*" diye devam etseydi en iyi senaryo dalında altın baş* kazanmaya hak kazanacak olan postmodern ve muhafazakar götten uydurma.*
gerçek kesiti izler gibi oldum okurken. devam et anlatmaya belki inanıp evine gelecek olan kız çıkar hacı.
Bu mudur?
(bkz: ortaya bi seviş salatası)
at hacı kale boş. yada atma recep din kardeşiyiz lafları geldi aklıma birden nedense *
(bkz: bu yazıyı hicbirseyebosunaiclenmeyenadama yazdım)
-burası çok soğuk- mu demişde tüyler ürpermiş. gidelim gaffur.
hikayede gözüme çarpan ilk ironi, bu dindar olduğunu varsayan arkadaşımızın(söylemlerinden bu anlam çıkıyor), kızın; "karnımda piç taşıyordum, aldırdım" lafına istinaden, arkadaşın; "iyi ki aldırmışsın" lafıdır. Bu büyük bir çelişmedir. Ayrıca kızın bu kadar kolay gitme(hadi kalk gidiyoruz deyip, gitmek) şansı varsa eğer, kendi iradesiyle bu güne kadar çok kez gidebilirdi. Neyse, hikayede çok fazla ucu açık nokta var. tatmin edici değil.
(bkz: halk kahramanı)
(bkz: incice özet geç)*