bugün

Karşılıkla bilgi alış verişinin yapıldığı ve her türlü fikrin tartışıldığı yer.
Bilimler Yurdu.
ülkemizde*üniversite diploması bir etiket olduğundan, okunması gereken kurum.
kimi yazarlar için magandalık yeri, kimi yazarlar içinde mektebi sultaniye.
tarihte ilk örneklerinin anadolu da kurulduğu tespit edilen bilim yuvaları.
(bkz: harran üniversitesi)
liseyde ögrenci iken 'özgürlük' diye anlam kazandırdığımız, lakin gittiğimizde pekde bi 'özgürlük' saglamayan, herkesin kapak atmak istediği ortamdır. (bkz: üniversitenin anlatılanlardan farklı olması)
erkeklerin oğlum bütün kızlar veriyormuş diye tabir ettikleri yer.
cübbeli generaller ve ders ücreti esnafları. bir de neşenin kepek sorunu...
hocaların derste ne kadar bildiklerini gösterdikleri, tabiri caizse şov yaptıkları, dersi derste halletmek kavramının tarihe karıştığı, vizelere finallere günler öncesinden deliler gibi çalışarak durumun kurtarıldığı, diğer vakitlerde sosyalleşmenin tavana vurduğu ortam, eğitim öğretim alanı.
orta okul dönemlerimdi. abim vezir tonyukukun ise lise son dönemi yani üniversiteye gidecek sınavı kazanırsa. o dönemler bizim evde aldı başını enver usta muhabbetleri, düşünüp duruyorum kim bu enver usta. her gören abime enver ustaya ne zaman gideceksin diye soruyor.allah allah diyorum bu adam birinin yanında işe mi başlıcak. hayır utancımdan soramıyorum da kim bu enver usta diye. en nihayetinde öğrendim enver usta'nın üniversite olduğunu. abim mi? enver ustaya gitmekle gitmemek arasında duruyor hala. *:)
(bkz: potansiyel işsiz olmak için 4 sene okumak)
bilgi öğretmekten ve bunu işlemekten çok, günümüzün piyasa koşullarını öğreten ve buna göre adam yetiştiren kurum. aslında bu işleyiş liseden gelen bir süreç. nitekim hatırlarsak öss hazırlık aşamasında birçok düz lisede sadece öss de çıkacak konular ele alınıyordu. üniversite de sadece piyasa için bilgi verilir hale geldi. pratik türk zekası da diyebiliriz bu işleyişe...
herkese birşeyler katabilecek olan, insanın olgunlaşma basamaklarından biri. birşeyler katmıyorsa suç almak istemeyendedir, kimsenin beynine zorla sokulmaz hiçbir şey. ne kadar sıksa da, sıkılınsa da tadılması gereken, yaşanması gereken yer.
türkiye'de; akademik hayata başlarken, beyinsel gücün tespiti yerine, daha sığ düşünceyle basit eylemlerin *seçiminin yapıldığı, sözde bilimsel mekanlar olan fakat özde tabiri caizse yan gelip yatma gibi karılı kızlı ortamları akla getiren kurumlar..
türkiye'dekiler türk milletiyle * 'ilgisi', gönül bağı olmayan, sözde elit pratikte yapısalcı pozitivist, atatürk sömürgeni oligarşiye sempatizan-piyon yetiştirmeyi amaçlar ve maalesef başarılı olurlar... yol açtıkları atgözlüklüleşme, yüzeysel tektipleşme eviriliminin kurbanları bunun bırakın en ufak biçimde farkına varmayı, bilakis 'kendilerini özgür ve çağdaş' olarak tanımlayan, bilim öğrenmekle ve art-bağlantısal olarak akademik üretimler yapmakla alakası kesilmiş hilkat ve klişesel fikriyat garibelerine dönüşür.
(bkz: allah akıl fikir versin)
gerek idari gerek akademik personeli olsun kesinlikle orada bulunma sebeplerinin sadece öğrenciler olduğunun farkında olmayan kurumlardır ülkemizde üniversiteler. Bu doğrultuda öğrenciyi toplumun içinde güçlü bir birey haline getirmek, öğrenci işlemek yerine öğrenci kaybetmenin türlü yollarını arayan, soğuk yüzünü göstermenin disiplin olduğunu sanan yönetmeliklere tabidir.
(bkz: boğaziçi ünivesitesi),
(bkz: galatasaray üniversitesi).
bağımsız idari otoriteler sıfatını kaybeden eğitim yerleri.
(öğrencinin not ortalaması)/(öğrencinin mezunuyet süresi* *)=öğrencinin başarı katsayısı.
4 yıllık bölümler için -istisnai durumlar hariç- maksimum "1" dir ki bu sizin bir hayvan olduğunuzu gösterir*. mühendislikler için optimumu 0,6-0,7 dır. katsayı 0,3 gibi birşeyse yata yata mezun olmuşsunuz demektir.

üniversite başarı skalası en basitinden budur benim gözümde.

insanın hayatta nerelere ulaşacağı ise bu katsayıyla hedeflerinin çarpımıdır.
kendini egitmek isteyen, bir seyleri anlamak isteyen yada sadece para kazanmak isteyen insanlarin gitmek istedigi yerdir. kesinlikle tek yol degildir. en iyi yol olmadigi bile solenebilir. amac ufkunuzu acmaksa ne insanlar vardir, yaninda kendinizi egitebileceginiz. size hayatin inceliklerini anlatabilecek insanlar yasamakta bu dunyada belki bire bir bile tanismaniz bile gerekmiyor yasadigimiz iletisim caginda ve burdaki insan tek kisi olmak zorunda da degil. ha yoktur diyorsaniz. bakin! hangi filozof universite mezunudur.* ha bunlari bulmak kolay degil gunumuzde ama universiteye gitmek cok mu kolay * * ha amac para kazanmaksa bir bakiverin, turkiye'nin en zenginleri bunu universite sayesinde mi yapmis. * universite sadece bir yoldur. bir secimdir . asla bir mecburiyet degil!!!
en görgüsüz* insanların bende 1 ay deneme süresi verilerek o ortama bırakılmaları deneyinin yapılmasını istediğim yer. 1 ayda düzelmemişse zaten tez elden boynu vurulası birisi demektir.
girmek için bi ton çaba sarfedip , öss gibi çarpık bir sistemin kurbanı olduktan sonra , okumaya -belki- hak kazanabildiğimiz sözde eğitim yuvası. kazanamamak büyük bi hayal kırıklığı gibi görünsede, kazandıktan sonra hayal kırıklığına uğramak hepsinden kötüsüdür:(
insanların kazanmak için deli gibi çalıştığı kurum. o kadar değerli yani.
(bkz: daigaku)
suanki universite okuyanların bitse de gitsek dediği ama bitince de keske bitmeseydi de hec gitmiyeydik diyecegi sosyallesme merkezleri