bugün

eğitimin piyasalaştırılması ve paralılaştırılması karşıtı üniversitelerde örgütlenen, halkın eğitim hakkı var diyen grup.

(bkz: tayyip defol üniversiteler bizimdir)
(bkz: halkevleri)
mersin'deki beşiktaş- mersin büyükşehir belediyesi basketbol macında sahaya girerek pankart acan grup. eylem sonucu 4 kişi göz altına alınmıştır.
2 kasım'da ankara'da halkla birlikte temel hakları savunan öğrenci hareketi. %100 katılmasam da her görüşlerine, iyi birilerine benziyorlar. tartışma ortamı var en azından.
bugün istanbul üniversitesi beyazıt kampüsü'nde hukuk ve edebiyat fakültelerinde yaran eylemler gerçekleştirmişlerdir. tayyip ve akp'nin son 7 yıldaki icraatları isimli eylemlerinde yerlere penguen, uykusuz kapakları ve karikatürleri koymuşlar bu sergiyle hukuktaki sivil polisleri bile güldürmeyi başarmışlardır.

edebiyat fakültesine çevik kuvvetin saldırması üzerine edit:

(bkz: #4260802)
dev-genç geleneğinden gelen halkevci öğrenci topluluğu. devrimci gençlik dergisini çıkartırlar.
Öğrenci Kolektifleri

1970 sonrası dünyanın genelinde sermayenin girdiği kriz, bunun aşılması için yeni yollar yaratılmasını gerekli kılıyordu. Bu noktada dünyanın önde gelen sermaye grupları ve bu grupların siyasi temsilleri neo-liberalizm ile dünyayı tanıştırdı. Neo-liberalizm özünde tüm dünya halklarının en temel gereksinimleri olan eğitim, sağlık, su, ulaşım, enerji gibi bir dizi alanı sermayenin karlılık alanı haline getirmeyi, yani piyasalaştırmayı amaçlıyordu.

Neo-liberal politikaların Türkiyeye yansıması ise ilk olarak 1980 yılında açıklanan 24 Ocak kararlarıyla oldu. Darbe sonrasında da bu politikalara hız verilerek yavaş yavaş halkın elinden eğitim, sağlık gibi haklar alınmaya başlandı. Bu doğrultuda 1981 yılında hem üniversiteler üzerinde bir baskı mekanizması hem de üniversitelerin piyasalaştırılmasının bir adımı olarak YÖK kuruldu. 1984 yılında ise üniversitelerimiz har(a)çlarla tanıştı. Bu yıldan sonra ise her sene harçlara zam yapıldı. Üniversite içi hizmetler, yurtlar gibi en temel ihtiyaçlarımız sürekli olarak zamlandı.

1994 yılında hizmetler alanının ulusaşırı şirketlerin de karlılık alanı haline gelmesi ve özel sektörün çıkarlarının her ne pahasına olursa olsun ki bu paha çoğunlukla cahilleşen, sağlıksızlaşan halk tarafından ödenir- korunması anlamına gelen GATS (Hizmet Ticareti Genel Antlaşması) imzalandı. Bununla ülkemizdeki piyasalaştırma adımlarının atılması da hız kazandı.

1996 yılı eğitimin piyasalaştırılması sürecinde bir kırılma noktası niteliğindeydi. Bu yıl harçlara %300 350 oranında bir zam yapıldı. Aynı yıl harçlara hayır diyen üniversiteliler demokratik üniversite talebiyle sokaklara dökülüyorlardı. ilk olarak iTÜ Mimarlık Fakültesinde özyönetimin en iyi örneklerinden birini oluşturan yerel bir örgütlenme olan Anafora Karşı Cephe oluştu. Daha sonra birçok üniversitede birçok fakültede demokratik üniversite isteyen öğrenciler cepheler kurmaya ve mücadele etmeye başladılar. Bu cephelerin ise hep birlikte ortak mücadelesinin merkezi ise Öğrenci Koordinasyonuydu.

işte biz de Öğrenci Kolektifleri olarak şimdi Koordinasyonun mirasını devralma iddiasıyla üniversitelerde örgütlenmeye başladık. ilk olarak iTÜde iTÜ Öğrenci Kolektifi olarak doğan yerel örgütlenmemiz daha sonra birçok üniversitede de benzer şekillerde oluştu. Kolektiflerin her biri kurulurken açık toplantılarla ve açık karar alma süreçlerini esas aldık. Öğrenci Kolektifleri aynı şekilde il örgütlenmelerini ve Türkiye örgütlenmesini de böylece sağlamış oldu. Kolektiflerin oluşmasıyla birlikte bir de Türkiye çapında, üniversitelilerin sesi niteliğinde bir yayın olan Üniversiteli gazetesini çıkartmaya başladık.

ilk olarak Türkiyenin birçok üniversitesinde MP3 Müşterileştirmeye ve Piyasalaştırmaya Karşı 3 Talep başlığı altında bir imza kampanyasına başladık. Bu kampanya kapsamında Nisan ayında Öğrenci Kolektifleri imzalı ilk eylemlerimizi gerçekleştirdik ve imzalarımızı meclise gönderdik. 12 Mayıs günü ise Öğrenci Kolektifleri ilk defa tüm Türkiye olarak Ankarada bir araya geldi. Amacımız meclise gönderdiğimiz imzaların hesabını sormak ve bunların takipçisi olduğumuzu göstermekti. ilk eylemimizde polis barikatını talebimizin meşruluğuyla aştık ve imzalarımızı bir grup arkadaşla meclise yolladık. Daha büyük hedeflerle Ekim ayında tekrar Ankarada buluşmak üzere ayrıldık.

Öğrenci Kolektiflerini isim olarak seçmemizdeki neden ise biz üniversitelilerin kolektif bilincini, kolektif üretim ve karar almasını simgelemesiydi.

Hedeflerimiz!

* Herkese eşit, parasız, nitelikli üniversite eğitimi hakkının verilmesini sağlamak.
* Üniversitelerimizi etkisi altına alan piyasalaştırma süreçlerini ve bunların sonucunda bizlerin birer müşteriye dönüşmemizin üzerine giderek bunu durdurmak
* Barınma ve ulaşım ihtiyaçlarımız üzerinden kar elde edilmesini engellemek.
* Eğitim sisteminin niteliksizleşmesine dur demek.Var olan rekabetçi,bireyci eğitim sisteminin yerine tüm öğrencilerin ve öğretim üyelerinin kolektif çalışmasıyla üretilecek yepyeni bir sistem kurmak .
* Üniversitelerimizde sosyal ve kültürel bir yaşam alanı kurmak.
* Yüz yıllardır kolektif olarak üretilen bilimsel bilgiyi toplumdan soyutlayıp, küçük sermaye gruplarının çıkarına sunmaya çalışan politikalardan üniversitemizi kurtarmak ve toplumsal fayda için bilim üretecek bir şekle büründürmek.
* Yönetimin tamamen öğrenciler ,öğretim üyeleri ve üniversite çalışanlarının kolektif birliğine geçmesini sağlamak.
* Üniversitelerdeki tüm baskı ve zor uygulamalarını yok etmek.
* Üniversitenin ülke ve dünya gündemine dair fikrini geliştirmek ve bu yönde eyleme geçmek

Kolektifler Nasıl işleyecek?

* Öğrenci Kolektifleri tamamen bağımsız bir öğrenci örgütlenmesindir. Hiçbir örgütün, partinin, grubun tahakkümü altında değildir.
* Öğrenci Kolektiflerinin programları her üniversitenin yerel Kolektifinde tüm üniversitelilere açık toplantılarla, hepimizin taleplerine ve önerilerine göre kolektif bir biçimde şekillenir.
* Tüm karar alma aşamalarında demokratik bir işleyiş gözetilir.

* Kolektifler, bir iş bölümüyle hareket etmektedir. Her üniversitede ihtiyaca göre belirlenecek ekipler üzerinden bir işleyiş esastır.
* Bunun dışında Kolektifin Türkiye yayını olan Üniversitelinin çıkartılmasında ve kolektifler.net in düzenlenmesinde de belirlenecek olan ekiplere isteyen herkes katılabilir.

* Kolektifler, herhangi bir üyelik sistemi oluşturmak gibi bürokratik araçlarla değil, aidiyet ve gönüllülük üzerinden kurulur.

Bu ilkeleri benimseyen üniversite eğitiminin giderek piyasalaştırılmasını kabullenmeyen, demokratik üniversite talebinde ortaklaşan tüm üniversiteliler kolektifin doğal üyesidir. Kolektife bireysel olarak katılınabileceği gibi gruplar, öğrenci kulüpleri, topluluklar da Kolektife katılabilir.

Kolektifçi arkadaşlara ulaşmak için sitemizin bu bölümünde bulunan kendi üniversitenizin kolektifi bölümünü kullanabilirsiniz.

Demokratik ülke, demokratik üniversite için tüm üniversiteliler Öğrenci Kolektiflerine!

MÜŞTERi DEĞiL ÜNiVERSiTELiYiZ

ÖĞRENCi KOLEKTiFLERi

edit: sitenin desteklemediği işaretler düzeltildi. ve bazı faşolara batmış ki eksilemişler. eksiyle durmaz hocam bu hareket.

http://www.kolektifler.net
http://www.renkhaber.com/..._adapli_eylem_/12389.html
pkk yanlısı hareketlere verdikleri destekle tanınırlar.

şehitlerimiz diye pkk leşlerinin fotoğraflarını sergilemeleri bunlardandır.
Bu gün, metrobüste sevimli eylemlerine denk geldiğim grup.

--spoiler--
Altlayıver turnikeden, zıplayıver turnikeden...
--spoiler--
zamlar vs. öğrenci haklarını savunmada cok iyiler gerçekten.. üniversite öğrencisi dediğin böyle olmalı,hakkını aramalı

sitelerinden detaylı bilgi alınabilir.

http://www.kolektifler.net
eylem canavarlarıdır.
odtü nün başını çektiği sol bir öğrenci topluluğudur. eylem işini o kadar abarttılar ki aralarından herhangi erkek birinin sertleşme problemi olsa devletten bilip sokağa dökülecekler nerdeyse.
itü de "kürdistan faşizme mezar olacak" diye bağırıp sarı yeşil kırmızı yıldızlı bez açan ama pkk ile hiç bir alakaları olmadığı iddia edilen oluşum.

esasında pkk ile alakaları olmadığını söylemek ancak bir moronun zekasının ürünü olabilir.
yetmez ama evet platformunda kargaşa çıkarmışlar. çıkarmak için ellerinden geleni yapmışlar. söz almak istemişler, panel konuşmacılarından sonra söz hakkı vereceğiz denmiş, kabul etmemişler.yani beyler bayanlar illa o zaman konuşacaklar. inadım inat diyorlar. panelde öyle ortaya girip de çat diye konuşamazsın gerizekalı. bunu öğren önce. panele gidiyorsun, bi bok bilmeden. sonra devam ediyor. ama tavırları gerçekten enteresan. söylediklerine karşın, 'tamam, birazdan söz vereceğiz'den başka bir tepki yok, ama hararetli bir tartışmanın ortasındaymışlar gibi tavırlar, aşırı heyecan. yaptığının dünyanın en erdemli işi olduğunu sanan birisinin hareketlerine çok yakın hareketleri. sonra oradan bi çocuk geliyor. sakin ol diyor. dokunuyor sadece. aboouv. sanki bülent arınç falan konuşurken böyle aradan çıkan sivri çiftçiler falan olur -ne de iyi olur-, onlara şiddet uygulayan korumalarmışcasına hareketler falan yapıyorlar. heyecanlanıyorlar. gerçekten heyecanlanıyorlar. bi eylem yapıyorlar ve bu eylem bi kargaşaya döndüğü için, kepazelikleriye gurur duyuyorlar. çocukluk hastalığı işte.
sonra aradan biri çıkıyor, yumurtayı fırlatıyor. o yumurtalar zaten fırlatılmak için getirilmiş. yani 'haksızlığıa uğranıldıktan sonra yapılan bir şey' değil o eylem. bizzat 'haksızlığa uğratılmış gibi yapıldıktan sonra' yapılacak diye kararlaştırılmışlığın eylemi.

böyle şeyler yapıyorsunuz, sizi gidi andavallar, sonra da yok efendim bunlar mı demokrasi yanlısı falan diye konuşuyorsunuz. yetmez ama evet demiyorum, bu konu hakkında tartışmak istiyorum ama siz böyle yaptıkça gidip adamların yanından olasım geliyor.
maddi durumu iyi olmayan gençler topluluğu. para olmadığından da her şeye karşıdırlar. duvara bile.
yetmez ama evet söyleşisinde yaptıkları ile nasıl bir kolektif olduklarını ortaya koymuş oluşum. devrimci şiddetin melemenli hali. yumurta atarak, evet afişi yırtarak siyasi zekalarını ortaya koyan andavallar...

http://www.kolektifler.ne...-temizlemeye-devam-ediyor
orda burda olay çıkarmayı, insanlara hakaret edip boya ve yumurta atmayı demokratik bir tepki sanan bir grup ergen faşistin oluşturdupu topluluk.
omü mühendislik fakültesi önünde ülkücüleri temiz pataklamış insanlar topluluğu.

totoş güvenlikler de çaktırmadan copunu ülkücülere kaptırıyor. piç herif. onu da dövdüler, içim rahatladı.

ohşş...
pkk sempatizanlığıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir örgüt. öncelikle bazı dar kafalı arkadaşların artık anlaması gerekiyor ki her anadilde eğitim diyen, her kürt diyen pkk sempatizanı olmuyor. kürtler bir anadolu gerçeğidir, pkk yokken de vardılar bu topraklarda, pkk tarih sahnesinden o veya bu şekilde silindikten sonra da var olacaklar. artık bırakın her kürt haklarını savunanı pkk ile özdeşleştirmeyi. 2010a geldik.
pkk'yle alakası olmayan, işine gelince kemalizmcilik *, işine gelince solculuk oynayan sol özentisi şirin mi şirin minik mi minik bir grup. *
kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran, panel basıp yumurta atan, millete değil yumurta çiftliklerine hizmet eden faşist öğrenci topluluğu. halkeveleri denen "derin" oluşumun çapulcu uzantılarıdır. demokratik bir ortamda savunacak fikirleri olmadığından yumurta fırlatırlar. en son anayasa mahkemesi başkanı'nın konuşmacı olduğu panelde rezillik çıkarmışlar.

bu öğrenci görünümü faşist eşkıyalar geçmişte pkk'yı dolaylı veya doğrudan desteklemiş olmalarına rağmen, her muhalif olduklarını omlete çevirmeye çalışırken ergenekonculara tek yumurta atmamışlardır. yoksa yumurtaları veren çiftliğin sahibi silivri'de mi dersiniz?
düşünce değil slogan üreten tkp'lilerin marx okumamış olanları. üniversitelerde sistem değil akp muhalefeti yapmalarıyla meşhur olan kemalist gruptur ayrıca.
adamların atatürkçülükle falan alakası yoktur. sitesinde kendisini tanıttıkları yazısında falan rastlayamadım.
okul bitince kolektiflikte neymiş amına koyayım diyecek dedeler hödesi.