bugün

yok efendim dünyanın o güne kadar gördüğü en büyük deniz savaslarından birni bilmem kac metre boyunda ki evliyalar kazanmışmış. o evliyalar olmasa atatürk hicbir işe yaramazmış. gece 12 den sonra stv siyaset programlarında sık sık dile getirilen sacmalık.
esad paşanın gördüğü rüya gerçekmidir diye sorulası durumlardan biri.

rivayetlere göre esad paşa, rüyasında mayınları bir evliyadan aldığı tüyolarla boğazdaki en iyi yere yerleştirdiği öne sürülür ve oraya yerleştirilen mayınlar sayesinde deniz savaşı kazanılır.
amerikayı evliyalar keşfetti.

suyun kaldırma kuvvetini evliyalar ispatladı.

ilk otomobili evliyalar yaptı.

aya ilk ayak basanlar evliyalardır.

türkiye cumhuriyetini evliyalar kurdu.

(bkz: samanyolu tv ana haber bülteni)
canını dişine katıp, ulu bir emir üzerine ölmeye giden, bunu kabul eden ve vatanı milleti için kendinden vazgeçen yüz aklarını, çekemeyen insanımsılar palavrasıdır.
çanakkale savaşı'nda evliyalar, truva savaşı'ında tanrılar başroldeydi. o toprakların doğası öyle. destansı.
bu kişilere sormak gerekir:

1- evliyalar madem bu kadar seviyordu bizleri, osmanlı 200 yıldır sürekli kaybediyordu, neredeydiler? rusya ile savaşlarda, balkan savaşlarında, sarıkamış, süveyş, filistin, kudüs, suriye, ırak, bağdat, musul... buralarda yoklardı? o zaman neredeldeydiler?

2- allah'ın taraf olduğu, evliyaları korumakla görevlendirdiği savaş 9 ay sürer mi? ingilizler allah'a 9 ay kafa tutabilecek güçteler mi? buna inanmak bile allah'a saygısızlıktır.

3- bunlara rağmen 3 yıl sonra çanakkale geçildi, istanbul'a girdiler. evliyalar bizi koruyorsa buna niye izin verdi?

geçiniz azizim, geçiniz. namaz kılınız, daha level atlayacaksınız.
çanakkale savaşını ruhlar,hayaleler,evliyalar ne derseniz deyin askerler haricindeki şahıslara mal eden düşüncedir yanlıştır efendim.
o evliyalar neden sadece çanakkale cepesinde vardi ?
madem öyle sarıkamışta
suriyede
filistinde neden ortalıktan kayboldular ?
birde şöyle bir şey var;
maneviyat,her ölen askerimiz ayaktakine güç verdi,bu tartışılmayacak bir şeydir.evliyaların durumu ise ortada.
(bkz: evliya ne ya)
21. yüzyılda hala evliyaların varlığına inanan kara cahillerin olduğunu bizlere gösteren yalandır.
insan aklı, alamadığını kutsallaştırır. hala o mehmetçiklerin nasıl da cansiperhane dövüştüğünü anlamazlar ama "iki evliya görülmüş dağın tepesinde, dua ediyorlarmış, savaş alanına üflüyorlarmış" denilse bacakları götlerine çarpa çarpa koşarlar tüm dünyaya yaymak için bu yalanı.
gazi mustafa kemal'in çanakkale savası sonra söyledigi söz düsündürücüdür *:"hiç süphe yok ki bu zaferi kazanmamızda türk askerinin imanı büyük rol oynamıstır."
cehil cesur olur mottosu ile hareket eden yazarcan beyanatından başka hiç bir şey değildir.tarihi sadece atatürkten ibaret sanan ve atatürk hakkında doğum ve ölüm yıllarından başka bir bilgiye sahip olmayan sığ beyincikten çıkmış bir afkurizmadır.

--spoiler--
bugün çok erken kalkmıştık...

traş olduk. mataralarımızdan birer yudum su içip, toprakla teyemmüm ettik...

siperlerimiz ölüme beş dakikalık mesafedeydi... huşu ile sabah namazını

kıldık. siperlerimizin kenarlarında bulduğumuz çiçekleri sol yakalarımıza taktık...

bugün düğün günümüzdü. gelinliklerimizi giyindik. süslendik.

bayrağımız nazlı nazlı dalgalanıyordu. sanki bize; "bana kan lazım"

diyordu.

derken kumandanın emri okunmaya başlandı.... ""ey yiğitlerim, kahraman

ecdadimin evlatlari, yüce türk milletinin alperenleri, oğuz atamizin

biraktiği mirasa caniyla kaniyla sahip çikan civanmertler, ey

mehmetler...

yüreğinizde sönmeyen meşale olan "vatan sevdasiyla" hak peygambere

layik olmak için buraya geldiniz... türk düşmanlarina haddini bildirme

günü işte bugündür... analariniz; sizleri kinalayip yollamişti...

hazreti ibrahim'de oğlu ismail'i mevlaya teslim etmeye götürürken

anasi kinalamişti... allah yolunda vatan uğruna kurban olmaya hazir

misiniz?""

hep bir ağızdan: "allahu ekber allahu ekber la ilahe illahu allahu

ekber allahu ekber velillah il hamd" sesleri ile çanakkale "vatan

vatan" diye şahlanıyordu....



kumandan emri okunmaya devam ediyordu;

"yarin sizin yüreklerinizdedir... yarin sizi rahmetle, minnetle,

şükranla anacaktir; bu memleketin öz ve has evlatlari.... sizi

unutanlari; sizin mübarek kanlariniz boğacaktir.... yarinlara mutlaka

mutlaka türk güneşi doğacaktir.."

hep biz ağızdan: "allahümme salli alâ seyyidina muhammedi'nin neybiy

ül ün biyül ve alâ alihi ve sahbihi ve sellim" nidası yükseliyordu;

siperlerden...

süngülerimizi kuşandık... musaflarımızı çıkardık. allah'ın ayetini

okuduk. manevi iklimi ruhumuza dokuduk. ilk harekât başladı; "allah

allah" sesleri boğazın hırçın dalgalarında yankılanıyordu...

ilk gidenlerin adından; musaflarımızı açıyoruz. ayetlerimizi

okuyorduk. hemen ardından "allah allah" diyerek; vatana kurban

oluyorduk....

bölük bölük, dalga dalga ölümlere koşuyorduk. bedrin arslanlarıyla

coşuyorduk....

biz kayseri lisesi öğrencileri....

biz galatasaray lisesi öğrencileri...

biz istanbul tip fakültesi öğrencileri....

biz balikesir gönüllüleri...

bugün 18 mart;

sol yanımız vatan diyor.... anamız da vatan demişti... anamız bizi

yollarken; "unutma yavrum, kınalı kuzum, unutma evladım, duyduk ki;

düşman çanakkale'yi geçmek istemiş.... senin anan benim... babandan

başka el elime değmedi... babanın elinden başka el, saçımın teline

değmedi....

biz sizi bağrımıza gömdük.... biz sizi nurlu diyarlarda hazreti hamza

ile gördük.... gün eğleşme günü değil,,, biz vatana destan olasınız

diye sizi yolluyoruz... gururumuz olun... hak peygambere lâyık olun...

mabedinizi kanlarınızla koruyun" demişti....

yavuklumuzun verdiği mendili çıkarıp, siperlerimizin kenarından

kopararak sinemize taktığımız gülü sardık...

ve; sıra bize gelince; vira bismillahlarla ayağa kalkıp, siperlerden

şahadete koştuk....

süngü şakırtıları... etlerimize süngü girişleri ile "hışşşş"

sesleri.... "eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü.........."

seslerimize karışıyor... sırasını bekliyenler... "vatan sağolsun"

diyordu... onlarda ardımızdan yürüyordu...

bitmiyordu düşman,

vuruldukça çoğalıyordu türk

gün öğlen olmuş.... kopan kollar, bacaklar, siperler kan gölüydü....

çanakkale'de vatan yaziliyordu...

siperlerden;

ezanlar okunuyor...ezanin manevi havasiyla yüreklerimize ilahi bir

kudret dokunuyordu....

mataralarımızdan iki yudum su içtik. teyemmümle abdest tazeledik...

bulunduğumuz siperde gönlümüzü kâbe'ye çevirdik...

huşu içinde kâbe'ye gidip geldik.... huşu içinde resulü zişan

hazretlerinden yardım istedik.... "ya muhammed haçli azdi, haçli

müslüman kani içiyor. övdüğün fatih'in emaneti olan istanbul'a göz

dikmiş, çanakkale'yi geçeceğim diyor... biz "hubbül vatan minel iman"

hadisi şerifine riayet edip set vurduk.... geçit vermiyoruz.... bize

derman vermesi için dualarina, sana muhtaciz ya muhammed" ...

dedik....

bilinmeyen sirlar alemi... bulut olup iniyor.... düşman askerinin

üstünü kapliyor... sonra onlari alip başka alemlere götürüyordu....

satuk buğra... gündüz alp... eyüp sultan...ulubatli... osman bey..

alparslan... ertuğrul gazi... şeyh edebali.... analar anasi hayme

ana... yavuz sultan.. hazreti fatih ayağa kalkmişti...

hazreti muhammed oradaydi....

bugün 18 mart;

gün akşama varıyordu....

bütün haçlı bir olmuş inatla saldırıyordu....

haçlı türk'ün iman gücünü anlamıyordu...

haçlı türk'ü tanımıyordu...

türkün iman dolu sinesi.... haçlıyı durduruyordu.... düşman;

çanakkale'yi geçemiyordu....

bugün 18 mart;

doksanbin vatan evladı.... çanakkale sırtlarında... kefensiz .....

yaşimiz 16- 20 .....

siz gülesiniz... gülerken de bizi bilesiniz.... ardimizdan

gelesiniz.... çanakkale'de geçilmez kale olasiniz diye....

çanakkale'ye gelirken dönmeyi düşünmedik...

kim ki; bizim istirahat ettiğimiz toprakların üstünde domuz otlatırsa,

kemiklerimiz sağa sola uçuşurken.... seyirlik edene de, benim vatan

olmuş ruhumun bir parçası toprağın üstünde iken, benim kemiklerim

toprağın üstünde iken, göre göre benim vatan yaptığım bu toprakları

gezen bedene de,,, böylelerine hakkını helal edenede yazıklar olsun...

benim kanlarım onlara haram olsun...

öz ve has vatan evlatlari dününe layik olsun...

dün vatan olanlara

bu gün fatiha okusun

bu gün 18 mart....
--spoiler--
burda evliyaları stv'nin uydurması gibi söylemler geçiyor. bende stv ve akpyi hiç sevmem. ama bunun dinci yalanı olduğunu söylemek biraz haksızlık olmuyor mu. insanların inancına aykırı söylemlerde bulunmayalım. darvinin teorisi yada mendel saçmalıkları daha mı gerçekçi geliyor size. lütfen orada kaybettiğimiz yüzbinlerce şehitin her birisi evliya değil mi?
gerçeği perdelemek için dini kullanma biçimidir. bir doğruyu bir yalanla anlatma telaşıdır. orada şehit düşen bir neslin en önemli genç beyinlerinin neden öldüklerini sorgulamadan hurafeler peşinde zaman harcamaktır. bu salaklara kalsa depremden bizi ak sakallı dedeler kurtarmıştır.
oysa kimse çanakkale'de niye öldük, depremde evlerimiz niye yıkıldı diye sorgulamıyor.
(bkz: bir siktirin gidin ya)
sanki çanakkale savaşını atatürk kazanmışta herkes yok evliyalar yapmadı atatürk yaptı falan diyor. milletin tarih bilgisis sıfır bol keseden sallıyor herkes. atatürk çanakkale savaşında sadece bir tabyanın başındaki bir grup askeri yönetiyordu. çanakkale savaşında komuta bir alman komutan sanırım soyadı sanders di bide bir kaç osmanlı paşasındaydı. atatürk sadece bir tabyanın başındaydı. atatürk ü boş yere yüceltmeye gerek yok.
aksi ispatlanmadıkça doğrudur.
evliyaların varlığına inanmayanlar istanbulda çiftalan köyünde bir türbe var oraya gidip onun yapılışını öğrendiklerinde daha iyi anlıyacaklardır. kıbrıs savaşı sırasında orası bir askeri üstü, ve oranın komutanı bu türbeyi yıkmak istedi fakat ertesi gece bir rüya görmüş ve o evliyanın boğazına sarıldığını söymiş şimdi o türbeyi o kumutan bizzat kendi cebinden para vererek yaptırdı. eğer çiftalan köyüne gidip ordaki insanlara sorarsanız onlar size hikayeyi anlatır.
--spoiler--
o dönemde pilotluk yapmış, çoğu türk subayı anlatır bunu. gece vakti zifiri karanlıkta, gökyüzündesin, yakıtın bitmiş ve hatta damla kalmamıştır. ama uçak uçmaya devam eder. şaşkınlığını azaltır ve kafanı kaldırırsın. ne var orada, uçağın önünde sağında solunda, yeşil sarıklı, uzun beyaz sakallı evliyalar. bu savaş böyle kazanıldı, a dostlar.
hadi buna da bir kılıf bulun. bira şişesi falan
--spoiler--

nedense benim eniştem o pilotlardan biri olmasına ve bir sürü sorti yapmasına rağmen hiçte böyle şeyler anlatmaz. işin garip tarafı 3-4 pilot arkadaşı ile tanışmış olmama rağmen aynı görevde uçan hiçbiri böyle ulvi şeylerin olmadığını aksine gayet net ve kesin sonuçlar ile pilotların işi bitirdiğini anlatır. Böyle bilinmeyen şeylere bel bağlamak yerine pilotlarımızın becerilerini görmek lazım.

Ayrıca çanakkalede mezarlarda yatan binlerce türk evladı zaten evliyaydı hep, atatürkte arkada saz çalıyordu onlara.
kimse çanakkale'de ne atatürk'ün nede kahraman türk askerinin başarısını inkar edemez. orada düşmana karşı büyük bir başarı elde edilmiştir. bu başarıyı destekleyen bir takım unsurlar da göz ardı edilemez. bu unsurlardan bir tanesi de oradaki evliyalardır.
çanakkale'de sadece türk yurdu kurtulmadı. islam alemi de kurtuldu. ve işte bunun için ki evliyalar da bu savaşa yardım etmiştir.

tanım: bedir savaşı'nda oldukları gibi çanakkale savaşı'nda da oldukları su götürmez bir gerçektir.
allah kuran da kendi adına savaşan insanları 3000 melek ile desteklediğini söylemiştir. peki tek melek bütün ordunun hakkından gelebileceği halde neden 3000 diyor. çünkü allahın yasaları değişmez. bu destek manevi bir destektir. bir tür cesaretlendirmedir. hadi bu tamam. bunu anladık da evliyalar ne alaka kardeşim. ölmüş adamın niye umurunda olsun artık bu dünya. böyle hikayelerden sebep millet dinden çıkıyor. allah peygamberleri testere ile ortadan ikiye bölünürken bile kendi koyduğu yasalara saygı duyuyordu. bu millet için mi evliya yollayacak? bugün bi hikaye duydum. kıbrıs çıkartması sırasında bilmem kim evliyanın türbesinin kapısı açılmıyormuş. operasyon bitmiş kapı açılmış. ne diyeyim daha.
Çanakkale savaşını evliyalar kazanmıştı, ingiliz General Hamilton diye birisinin resimlerini gösterirler;
http://galeri.uludagsozlu...kazand%C4%B1-yalan%C4%B1/
'' Sonra baktık ki Atatürk toplamış askerleri okey oynuyor, biz gökten inen güçlerle savaşıyorduk.'' Ya bir bırak git... iyiden iyiye Türk Askerini, Mustafa Kemal Atatürk'ü küçümseyelim, iyiden iyiye yok edelim kampanyasının bir üretimi mi bu diye sordurtan yalandır.
(bkz: Osurukla şişe devirmek)
(bkz: yaş boku ortadan ikiye bölmek)
o evliyalar acaba götlerini kaldırabiliyorlar mıydı o zaman için diye sorulması gereken hadise.