bugün

Şuan otobüs kartını kaybetmişim içimde çok kötü bir his var paso doluydu ilk defa doluydu kendimi çok kötü hissediyorum evlat acısı gibi bir şey be kardeşim hayatımda ilk defa bir kartım doluydu .
Uzun yolculuklar çekiyor içim.
Bilmediğim şehirlerde tepetaklak olmak istiyorum.
Sımsıcak çok alışık olduğum içecek olan çayı hiç tanımadığım insanlarla içmek istiyorum.
Hiç yürümediğim kadar yol yürümek istiyorum.
Ayaklarımın mecalini ölçmek istiyorum...
Hiç sevmediğim hiç kalbime sığmadığı kadar insan sevip kalbimin mecalini ölçmek istiyorum...
Kirpiklerimin her teli yağmurla buluşurken gözlerimi kapatıp göz yaşı gibi akmasını bekliyorum.
Dertlerimi, tasalarımı bana acı veren herşeyden ama herşeyden ıslanarak ve koşarak kurtulmak istiyorum...
Gözlerim kızarana altları morarana kadar çığlık çığlığa ağlamak istiyorum dar sokaklarda...
Kaya gibi dik durmaya çalışırken, üstümüze inşa edilen köprülerin yıkılacağını hiç hesaba katmadık. Bazen herkes biraz savunmasız kalıyor.
Alttan bir dersim var. Devam zorunluluğum yok ama hoca derse girmedim diye bırakabilir. Öte yandan aynı saatte herkesin başka bir dersi var ve ona girmek istiyorum. Bayağı bayağı ikilemin dibindeyim şu an.
görsel
Megnifisınt!
Şu kış bitse de yaz gelse artık.
Böyle sessizce düşünceler içindeyim.

Hastane önünde oturuyorum, hafif hafif kar atıştırıyor. Sokaktan tek tük insanlar geçiyor.

Süreklilik içinde zamanı dondurmuş gibi izliyorum etrafı.
görsel
Şu an var ya o kadar tatlı tatlı uyuyordum ki... Allahım sınav var diye kalktık ağlamak istiyorum.
Devre arasında n’diaye si satılmış Galatasaray gibiyim.
statik bel masajını sabah akşama çıkarmaktan rahatsız.
Şirinlerimi basmaya gelen gargamelin bütün şirinleri rehin alıp bana baskı yapınca köşeye sıkışmış şirin baba gibiyim.
sanki pazarciya “3 kilo domates ver ama curuk olmasin temizlerinden koy” demisim, “merak etme aapi hepsi taptaze bunlarin” deyip hizlica posete doldurmus da, eve gelip bakinca da hepsi curuk cikmis gibiyim bugun.
görsel
Turunculu kız.
şekeri bitene kadar çiğnenip yere atıldıktan sonra, güvercinler tarafından gagalanan şekerli sakız gibi.
egomla sevişirken içine boşaldığım mahsülün ürünleri olan sizlerden daha üstün bir ruh hali içindeyim.
ailemin evinden kendi evime giderken bu şehri terk ediyormuş tribine girdim, kocaman iki çantayla bi büfede iki çay içip kalktım. uzaklara dalıyorum falan. halbuki bir saatlik metrobüs.

canım uzun yollar çekiyor, uzak dağlar, uzak evler.
Ruh halim soguk sute konmus nesquik in sutun soguklugundan dolayi sute homojen dagilmamasi ve ustte birikmesi ile ayni. Ne anliyorsaniz onu cikartin.
Beyle;

görsel
Kimsenin umrunda olmayan ruh halleridir. Yallah blog yazmaya.
Kırılmış hissediyorum, kaçırılmış, kandırılmış, eksilmiş, dağıtılmış ve karıştırılmış. Biraz yorulmuş, henüz vazgeçmemiş.
Freni bozulmuş araba gibi ayar sıkıntısı yaşıyorum.
görsel
Çok karışığım, bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine hala inanıyor ve heyacanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.