bugün

Şu günlerde whatsapp gruplarını karıştırmaktır.
eve geldim elektrikler yok. telefonun lambasını açtım odaya kadar vardım. şifonyerin üzerine koydum telefonu üzerimi değiştirdim çizgili pijamalarımı giydim alarmı kurup uyuyacağım. telefonu arıyorum. abartmadan söylüyorum mutfak çekmecelerine kadar baktım bulamadım. kaybettim diye hayıflanarak küfrederek yatağa gireceğim ki o da ne? şifonyerin üstünde duruyor. o sinirle aldım duvara fırlatacağım bir anda fakir olduğum aklıma geldi. güzelce alarmını ayarlayıp uyudum.
Askerde herkes acil duruma koşarken benim çay demlendi mi diye düşünmemdi.
yanılmıyorsam 3 yıl kadar önce iş yerimde pc de maç izlerken bir futbolcu ile aynı adı taşıyan yolcuya uçak bileti keserken futbolcunun isim soy ismini girmiştim. allahtan erken farkettim yoksa 184tl kaçacaktı birtarafıma.
eldeki çerezi deftere sürtüp silgiyi yutmak.
- şahsi telefon elindeyken öbür şirket telefonunu az önce kaybettim.

( Arabanın içinde )
Bir sabah uyandım kahvaltımı yaptım dişlerimi fırçalayıp okula gideceğim. Diş fırçama macun yerine sıvı sabun sıkmıştım. Neyse ki son anda farkettim.
Telefonda: Adem var ya la amcamın oğlu? Diyen karşı tarafa hangi a.cığın oğlu? Demek.
Markete girdim. Raftan çikolata alıp bir anlık dalgınlıkla cebime attım. iyiki kardeşim yanımdaydı da hemen beni uyardı ve çıkardım.
bizim nöroloji yoğun bakım vardı 1 ay staj yaptığım. hemşirelerden biri ilacın şeker düşürücü etkisi olduğunu bilmesine rağmen hastaya serumu hızlıca vermiş birazdan yavaşlatırım diye düşünmüş. onu da unutmuş tabi.

ben bi hastaların şekerlerini ölçeyim diye düşündüm. ilk ölçtüğümde 46 falan çıkmıştı. bu hemşireye serumu durdurayım falan dedim. yok o daha düşmez öyle kalır dedi amk. 10 dk sonra tekrar ölçtüm adamın şekeri 21 e düşmüştü. eheuhrue. hemşire mosmor olmuştu amk. doktor da gelip bir ton bağırmıştı hauajajajajja.

edit: ulan bir de ziyaret vaktine denk gelmişti. bi yandan hasta yakınları içeri girmeye çalışıyor bi yandan hemşire dekstroz takacam diye uğraşıyor ahwuajjaaj.
Birkaç saat önce taksici beyefendiye abla dedim.
Bir gün halama kahvaltıya gitmiştim. Sonra bir anda telefonumu bulamadım kuzenimle her yeri arıyoruz telden de aradı beni yok bulamıyoruz telefonu. Sonra halam ve yengem de katıldı aramaya derken meğersem arka cebimdeymis. Neyse evi gezmiş olduk.
lojmanda yaşarken kalorifer yakılmaya başlandığı gün japon balıklarıyla dolu fanusu kaloriferin üstüne koyup erkenden uyumak. evet hepsi haşlanarak öldü.
dün havalimanında çantamı bagaja vermek için güzel güzel bekliyordum.

birkaç dakika sonra sıra bana geldi. duraksadım. "pegasus mu? hoşça kalın" dedim ve sun express'e doğru koşmaya başladım.

son günlerde kardeşimle yurt dışı muhabbeti yaparken bir yandan da uçak biletlerine bakıyordum. geneli pegasus'tu, kafa orada kalmış.
Elimde köz maşası varken herkesi ayağa kaldırıp maşa aratmam toplu mallık.
G3 şarjörüne keleş mermisi basıp vay amk bu şarjör ne kadar büyümüş demek.
alelacele evden çıkacakken saça sıkmak için elin gittiği spreyin saç spreyi değil, biber gazı oluşu. ve anlatılmaz acı.
acı biber ile salata yapıp, bunu unutarak lens takmak.
Otobüse binmeden önce sokakta yürürken şu marketten bi su alayım içe içe gideriz dedim. Tabi kafada bin bir türlü şey var. Girdim 0,5 litrelik bi şişe aldım. Kasadan geçirdim parayı ödedim çıktım dışarı. Kasiyer kız beyfendi beyfendi diye geldi suyu unuttunuz dedi. Kafamdan kaynar su dökülmüş gibi olmuştum.
Bir sabah yine dalgınım, otobüsteyim okula gidiyorum. Kendimi karşımdaki amcaya bakarken yakaladım. Amcanın bakışlarından anladığım kadarıyla uzun bir süredir bakışıyormuşuz.
Çekirdek çöpünü henüz çitlenmemiş çekirdeklerin arasına atıp çekirdek çöplerini çitlemek sadece bunlardan bir tanesi.
Eve girerken kapının anahtarını kapıda bırakmak ve bütün bir gece öyle kalması.
Yanlış otobüse binip (uyuyakaldığım için) son durakta fark etmek.
Titanikte öküz gibi buz dağını görmeyen gözcü kaptanın olayı. Bak ne oldu aslanım -36 yı yediniz böğrünüze.
gezmeye çıktık iki arkadaş. uzunca süre dolaştık yedik içtik söylemesi ayıp sonra bazı sıkıntılar oldu. arabayı park ettiğim yerin önünden arabayı unutarak geçtim. eve yürüyerek gitmiştim. yaklaşık 3.5 km
Hatırlandıkça mütemadiyen utandıran dalgınlıklardır.

Lisede hoca sınıfa gelince ders kitabını çıkartmak için çantama yeltenmemle komple okul çantasını evde unutarak okula geldiğimi fark etmem.. . Takip eden diğer derslerde de aynı açıklamayı yaptığım hocaların yaklaşık üç saniye falan "oha gerçekten mi lan" diye yarı sırıtarak bana bakması... Bir de yolda salak gibi "bugün de bi hafiflik var üstümde allah allah" diye kendi kendime söyleniyordumasd.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar