bugün

içinden insanını çıkardığınız zaman şahane bir yere dönüşen yitirilmiş cennetim. feodal ilişkilerin insanları sadece "gurur" için yaşamaya yönelttiği, bu yüzden de mutlaka dışarıda iyi bilinen ama eve gelince karısını döven adamların yetiştiği doğası harika şehirlerden biri.
deniz kıvamındaki göle karşı, tandır ekmeği, otlu peynir ve semaver çayı gibi damak lezzetini bir arada yaşatabilen güzel memleket*.
(bkz: kahvaltı salonu)
birçok secdiğim arkada$ımın olduğu, ama görmenin bir türlü nasip olmadığı, doğunun gelişmiş illerinden birisi. bu yaz gideriz inşallah...
VAN
Van Kedisi, Akdamar Adasi, Van Golu, Hosap Kalesi, Muradiye ve Bendimahi Selaleleri ile meşhurdur.
taksimdeki
van ahtamar kahvaltı salonuna gidilmelidir. kesinlikle.
en cıvıl cıvıl bölgesi sanat sokaktır. dernekler, kitapçılar, alış veriş merkezleri hep burada dır. askerlere haftasonu iznine çıkarken bu sokağa uğramayacaklarına dair kağıt imzalatılır**.iran mallarının satıldığı adını unuttuğum başka bir çarşıda her türlü elektronik malzemeyi gayet cüzi fiyatlara alabilirsiniz.
şehirdeki ferit melen havaalanı merkeze epey uzaktır. taksiyle şehre varmaya kalkışmayan en az 20 ytlnizi alıyorlar. istanbul'dan giden bünye için çok dandik bir şehir gibi gelebilir ama o coğrafyadaki en gelişmiş yerleşim yeridir.
van bir günü bir gününden kara,
van'da bir sana hasretim bir de hiç gelmeyen bahara. *
Van' Asur kraliçesi Semiramis kurmuş ve bu nedenle şehre Şahmirankent adı verilmiştir. Daha sonra Persler döneminde buraya Van adında bir vali gelir ve şehri bayındır hale getirdiğinden şehre onun adı verilir.
iskandinav mitolojisinde geçen tanrı soyudur; bir ara diğer bir tanrı soyu olan aslar ile savaşıp sonrasında barış yaparak dünya düşmanlarıyla olan savaşa kadar kendi hallerinde takılmışlardır.
ankara'dan 18 saat otobüs ile 1 saat 50 dakika uçak ile yolculuk yaptıktan sonra varılabilecek doğu anadolunun büyük illerinden.
inanilmaz misafirperver insanlari olan, dogunun en guzel illerinden biri. fakat turkce bilmeyen kurtler, dakika basi patlayan bombalar adami sehirden sogutuyor. evet dakika basi bomba. carsiya giremezsiniz; "bomba ihbari yapildi" derler. eve geceyim dersiniz, balkondan daglari izlemeyi dusunursunuz, gum diye bir ses gelir, cam pencere dokulur; az once durgun bir sekilde izlemekte oldugunuz dagdan lavlar cikiyorcasina alevler yukseldigini gorur, dumura ugrarsiniz.
yıllarca yaşadığım, en kötü günlerini de gördüğüm ve şu an kesinlikle istanbul'dan, ankara'dan, izmir'den daha tehlikeli olmayan şehirdir. hele ohal'den sonra şehirde neredeyse normal bir hayat yaşandığı söylenebilir.

bunu iddia edecek akla tüküreyim... her dakika bomba patlamamaktadır, şehir içinde en ufak bir çatışma olmamaktadır. hele çarşıya giremeyecek olmak ancak bir yalandan veya komplocu tedirginlikten kaynaklanabilir.

bir daha açık söylemek gerek belki: orada insanlar yaşıyor, bugün daha önceki yıllardan çok da rahat yaşıyorlar. van şu günlerde daha evvel hiç olmadığı kadar huzurlu ve sakin bir yerdir. memleketin en güzel şehirlerinden biri ve parçasıdır. hakkında yalan yanlış atılıp tutulanlara inanmayın!

(bkz: at yalanı skeyim inananı)
"obama! van seni seviyor" pankartlari bastırıp, 40 koyun kesip kanı posterlere süren ve davul zurna esliginde obama'nın baskanliginin kutlandigi sehir.
yamulmuyorsam ermenice "şehir" anlamına gelen kelime ve 65 plaka koduna sahip ilimiz. ayrıca sağlık araştırması sebebiyle geçtiğimiz günlerde yaklaşık bir hafta kaldığım, fevkaladenin fevkinde olaylara şahit olduğum enteresan şehir. iran sınırının 1,5 saat berisi, son çatışmaların manifestosunun merkezdeki paramparça dükkan camlarından okunabildiği yer.

ilk bomba, araştırma yaptığımız hastanenin mesai bitimine yakın bir zamanda gerçekleşti. doktorlarla görüştükten sonra kendileriyle çıkışa yöneldik ki...kapılar kilitli! durum, fazlasıyla bir korku filmini hatırlattığından, üç buçuk attığımı söylememe gerek yok sanırım. benimle yakından ilgilenen genç bir psikiyatr (adam ilmini okumuş hafız, çat diye anlıyor tabi marazı marazlıyı), acil kapısından "x" girmesinden mütevellit kapıların kilitlendiğini ve beni başka bir çıkıştan dışarı çıkaracağını belirtti. bu sözüne "hastane la bu, x olur tabi, ya ne olacağıdı" şeklinde kamilsel yaklaşsam da, işin rengi sonradan belli oldu: hastaneye getirilen x kişisi, aşiret mensubu biriydi ve vurularak öldürülmüştü. hastane önünde yaklaşık 200 kişi toplanmıştı aşiretten. ameliyathaneye girdğimizde ise tedirgin bir doktor gördüm, yanımdaki doktor "ahmet, kolay gelsin, takma kafana" dedi. buna da anlam veremesem de, ahmetin x'i hayata döndürmekle yükümlü doktor olduğunu, eğer başaramazsa hastane önündeki öfkeli kalabalık tarafından öldüresiye dövüleceğini, buranın "adetinin" bu şekilde işlediğini sonradan öğrendim. bilinenden farklı bir hikaye anlatmadığımın da farkındayım. yalnızca kulaktan kulağa dolaşan, 3. sayfa haberlerinden birinin, gözümün önünde gerçekleşmek üzere olduğuna şahit olmak garipsetti biraz, hepsi bu.

not: gidecekler için;

van gölü kıyısında rakı balık yapmak için elegance lokantası birebir.

akdamar adası'na da muhakkak gidilmeli ve efsanesi öğrenilmeli.

sütçü şakir, ünlü van kahvaltısının yapılabileceği yerlerden yalnızca biri. 3 kişi gittiğinizde kafa başı 10 ytl ödüyorsunuz sadece, tüm gün tutuyor bünyeyi, izzet-i ikramı saymıyorum bile...

hayat 16.00'da duruyor burda, metropollerde alışkın olduğunuz şekilde davranmayın zira saat 17.00'den sonra herhangi bir istikamete araç bulmak neredeyse imkansız.

muradiye ilçesindeki şelaleleri mutlaka görün. karşıdan karşıya geçmek için asma köprü var sadece, adrenalin salgılatma amaçlı bilmemkaç metre yükseklikteki köprüde zıplama gibi şakacı (!) işler yapmayın, arkadaş falan dinlemezler, küfrü basarlar valla.

van kedisi almak istiyorsanız, ankara'dan 300 küsür ytl vermek yerine 100. yıl üniversitesi veterinerlik fakültesi'den alabilirsiniz. aşıları tam, maması da yanınıza verilen bir van kedisi fakülte tarafından yalnızca 40 ytl'ye satılıyor. tabi ki şehir dışına çıkarmak yasak. yapmanız gereken, karton bir kutuya delikler açıp kediyi içine koyarak, miyavlamaması için dua etmek. ses çıkardığı an sçtınız. zira van'dan otobüsle çıkarken 5 farklı jandarma kontrol noktasında kimliklerinize bakılıyor, bagajlarınız açılıyor (silah ve uyuşturucu ticaretinin yoğun olduğu bir yer olmasından kelli); dolayısıyla el konabilir.

not 2: yazıya sosyal içerikli mesaj kaygısıyla başlayıp ayşe arman gibi bitirmem de bambaşkaymış.
bir kahvaltıcılar sokağı vardır, kahvaltı salonları müşteri kapabilmek için birbiriyle yarışır. ayrıca gölü hüzün, melankoli barındırır kenarına gidip çay içilesidir. milyan sarma isimli yaratıcı kebaba bayıldığımı da eklemeden olmaz. ama en önemli konu soğuktur kardeşim.. insan donuyor yahu!
(bkz: sutcu fevzi)
(bkz: merit sahmaran otel)
(bkz: ah tamara)
hollandalı erkeklerin büyük çoğunuğunun isminde yer alan hede.
Türkiye'de en fazla göç veren şehirler sıralamasında başa oynamasına rağmen son 70 yılda nüfusu 10 kat artan şehir.
sakarya ve bursa'yı görüp tanıdıktan sonra hakkında fikirlerimin (yani: #1163203) değiştiği memleketim, canım ciğerimdir. şöyle ki... van ve genel olarak çevre bir iki il (buna özellikle hakkari dahil) insanları memleketin pek az yerinde olduğu kadar hoşgörülü, ötekine saygılı, dahası şaka ve espriden anlayan, birbirinin kuyusunu kazma peşinde olmayan ve en önemlisi faşist olmaktan boylu boyunca uzak insanlardır.

görüp tanımadan atıp tutana içten * küfürler ederek ekleyeyim... açık veya kapalı bir kadının, uzun saçlı ve küpeli bir erkeğin, "rafızi" denip gülünen dinsizin barınabildiği, ermeni, kürt, türk, arap, acem, afgan'ın "kimlerden" olduğu sorulmadan ve hatta önemsenmeden yaşayabileceği kaç yer kaldı memlekette?

özetle... anlatılanın tersine, van güzeldir, doğasıyla, insanıyla. hem de çok... gidiniz, görünüz.
"başım üstüne" lafını bolca duyacağınız şehirdir.
şu günlerde her gün yeniden keşfettiğim şehirdir. yazı güzel, kışı güzel. planlı büyümese de göçmenleri bir türlü istihdam etmeyi de bağrına basmayı da biliyor. van değişiyor fakat bu keşmekeşte * * pek az bozuluyor.

(bkz: dünyada van iskelede liman)*
pek çok hollandalının isminde geçen kelimedir.

(bkz: robin van persie)
(bkz: pierre van hooijdonk)
(bkz: marco van basten)
(bkz: Ruud van Nistelrooy)
(bkz: edvin van der sar)
gölündeki canavarı ve kedisiyle ünlü şehrimiz.