bugün

Uzlaşmak durumu, uyuşma.
orta yol bulma, anlaşmanın bir adım öncesine verilen ad
ceza hukukumuza 5237 sayılı yeni TCK ile giren, sadece soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlarda söz konusu olan, failin suçu kabullenmesi ve zararın tamamını veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla fail ve mağdur anlaştıklarında kamu davasının açılmaması veya açılmışsa düşmesi sonucunu doğuran kurumdur.
her iki taraf içinde kendi çıkarlarının bir kısmından vazgeçmesi sözkonusu olan, genellikle güçleri aynı oranda olan tarafların işbirliğinde bulunmasıdır...
"anlaşma, bağdaşma, ahid(t) ,imtizaç , iş birliği, itilâf , ittifak, ittihad(t), mutavakat, tesanüt, uyuşma" ayrıca birde lügatlerde "kavilleşme" yazıyor ama ben hiç duymadım ve kullanmadım!..
her daim çatışmaların arkasından gelmiştir. zaten gelmesse bir taraf için soy kırım anlamına geliyor.
abdi ipekçi suikastini anlatan 1991 yapımı oğuzhan tercan filmi.
başrollerinde; berhan şimşek, halil ergün, nur sürer'in oynadığı siyasi içerikli, kaliteli bir sinema filmi.
http://www.uzlasmayok.net/
belli bi konuda taraflar arasında orta bi yolda buluşma, anlaşmadır, bazı insanlar için zor olan durumdur. (bkz: dik kafalı)
karşılıklı taraflar arasında anlaşma durumu orta yol bulma.
ağca gibi sağın lümpen bir militanını, berhan şimşek gibi solun militan işi siyaset yapan birinin canlandırıdığı, beklentiyi ve işlediği hassas konudan beklenen derinliği veremeyen film.
elia kazan ının elinizden bırakamacağınız, şaşkınlık ve hayretle soluksuz okuyacağınız güzel romanı. *
mehmet ali ağca' yı canlandırmak üzere teklif alan genç oyuncunun rolüne kendini kaptırmasını anlatan kaliteli bir film. berhan şimşek ve halil ergün, güçlü oyunculuklarıyla dikkat çekiyor.
tavizlerin kesişimidir.
kahramanı eddy'nin ailevi, mesleki, toplumsal, sözleşmesel kişiliklerinden bunalıp sahip olduğu bütün kimliklerle uzlaşmalara bir son verdiğinde geriye ne kaldığını gösteren yapıt.
(bkz: yüzleşme) *.
sözlükte anlamına ulaşılamayan kavram. herkes birbirine bok atıyor, birbirine çamur atıyor. kim şöyle ön plâna birazcık çıkacak olsa, onu abartılı yüceltenler oluyor; sonracığıma bu duruma abartılı içerleyenler oluyor ve her bir yandan herkes birbirlerinin hatalarını su yüzüne çıkarmak için savaş veriyor. bu o kadar çirkin bir davranış ki içinde yer almak bir yana, izlemek bile katlanılmaz bir hâle geliyor.
akıllı insanların tercih ettiğidir. aptallarla uzlaşmak zordur.
siyasette sıkça olması gerekendir. ama ne sağı solu, ne boku ne de püsürü bunu hep es geçer. sonra da ortaya hep kafa karışıklığı çıkar. çözüm gecikir, durur. erken çözüm için uzlaşma şart! bugünkü greve, emekçilerin safsatası diyen yüzeysel kesim yüzünden, gaza gelip feysbuk gruplarından çıkan emek dostlarını da anlamak mümkün değil. bir kişi saçmaladı diye, 150 kişilik grup saçmalamış mı olsun... ortamdan kaçmayınız, uzlaşma anlayşını elden bırakmayınız!...
iki kafanın birbirine sürtülüp elektron alışverişi neticesinde nötrleşmesine denir.
günümüz dünyasında gelişmiş ülkelerde, modern siyasetin ve diplomasinin, uluslararası ortamda tüm devletlerin birincil yöntemidir. sınırsız bir uzlaşı olması tabi ki düşünülemez fakat bir ülkenin gelişebilmesi için karşıt ideolojilerin ülke çıkarları gözeterek ortak paydada buluşabilmesi lazımdır ki ülkemiz siyasi kültüründe malesef ki bunu görememekteyiz. ülkemizin en büyük problemi de budur. sadece siyasette değil ülkenin bütün sosyal alanlarında irrasyonel bir karşıtlık( bazen düşmanlık derecesine varabilecek kadar) vardır.