bugün

"senin olmak istiyorum john". bunu söyleyen yabancı bir dizideki 13 yaşındaki minik bir kız çocuğu. bu filmlerin sadece film olduğunu düşünmeyen türk gençliği, aynısını uygulamaya çalışıyor kendince. sonra bir doktor kamera karşısına geçip, beyanat veriyor: "türkiye'de kürtajın yaşı 15e indi, aileler genellikle izin veriyorlar kürtaja". sonra devam ediyor doktor: "kızlar sanki açık seçik giyinmese, 15 yaşına gelmesine rağmen arkadaşlarına bakire olduğunu söylese sevilmeyeceğini düşünüyor". bir yerlerde ipin ucunu kaçırmışız.
(bkz: modernlesmeyi yanlis algilayan zihniyet)
modanın da körüklediği seksüel aktivitelerin vahim sonucu..buna hala "normaldir" diyebilen insanlar var..o normal diyen insanlara buradan diyorum ki "eğer kızınız varsa en kısa zamanda biriyle yatsın da hep beraber şen olun şenlik olun!!"

- baba ben dün gece kadın oldum!
- geç kalmıssın kızım!!!
(bkz: abartmada sınır tanımamak). doktor kişisinin hasta portföyü ne kadar ki, hemen kararını vermiş sormak lazımdır.

bu kararı vermek için binlerce kişinin katıldığı anketler düzenlemek lazımdır.
cok normal olan prezarvatif kullanilmasi ve dogum kontrol yontemlerinin bilinmesiyle ortadan kalkacak sorusal (bkz: sanane)
türkiye'de bayanların içlerine bulunduğu cinsel baskının doğurduğu sonuçtur,kültürel çözülme ve çöküşün başlangıcıdır aynı zamanda,bunda tek suçlu namus ve masumiyeti bacak arasında gören zihniyettir.
cinsel özgürlük çığlıklarının türkiyeye de sıçradığını gösteren başlık. (bkz: yazık)
Prezervatif kullanmayı bilmeyen gençlerimiz de bu 15 yas grubuna dahildir.
(bkz: prezervatif kullaniminin yayginlastirilmasi)
prezervatif kullaniminin yayginlastirilmasi değil konu. 15 yaşındaki bir çocuğun, bakın bu çok önemli "çocuk" diyoruz, ne işi var yabancı bir erkeğin altında - üstünde? bu mudur özgürlük? 15 yaşında kürtaj olmak için aile izni gerekiyor, aile izni alamayanlar belki de o çocuğu doğuruyor ne dayaklar yiye yiye. sonra ver elini babası olmadığı için, piç olduğu için sokağa atılmış çocuklar, gaspçılar, yozlaşan, eriyen, çürüyen, kokan türkiye. birçok insanın içinde yaşamak istediği ülke bu değil.
özellikle eğitim seviyesi düşük okullarımızda kızlar tuvaletine uğrayınca bu başlığın doğruluğu bir kez daha tescillenmiş oluyor. bursa'da okul müdürlerinden biri veli toplantısında şöyle demiştir: sizin torunlarınızı tuvaletlere gömüyoruz. yaşları 14-18 arası değişen lise öğrencileri, bir anlık zevk uğruna kendilerini, hatta hiç bir suçu olmayan masum bebeklerini de heba ediyorlar. Henüz olgunlaşmamış kişilikleri ve kendilerini kanıtlama çabasıyla yaptıkları yanlışların sayısı her geçen gün artıyor. Peki suçlu kim? * Bu gençler mi, aileleri mi, yoksa onları özendiren görsel basın mı? Haybeye çocuk yapıp sokağa bırakırsak *, belli başlı kavramları düzgün bir şekilde onlara veremezsek bu ve bunun gibi sonuçlar her geçen gün artmaya devam edecektir.
toplumdaki yozlaşmanın derecesini gösteriyor,daha bundan 10 sen öncesine kadar bunlar söz konusu bile değilken bugün gayet normal olarak görünüyor,buna saygı duyuyorum böle düşünenlere yani ama nedense özgürlükler arttıkça mutsuzluk oranı da artıyor,durupta düşünülmesi gereken bir durum var ortada...
ayrıca erkeklerin erken boşalma ve kontrol edememe gibi sorunları olduğunu gösteriyor bu araştırma...
modernleşmek adına yıllardır yapılanların sonuçları hatta sonuçta demiyelim başlangıcı.yeni değil bunlar , yalnızca bir doktor tarafından kameralar karşısında yeni dile getirildi.
avrupa gibi olmayı yanlış anlattılar yıllarca siyasetçi dediğimiz ve hayatımıza yön vermeye çalışan insanlar.modernleşmeyi onlar gibi giyinme,onlar gibi yiyip içmek olarak algıladık bizde.başlarda bize söylenen geri kalmışlığımız ve onların (ekonomik,bilimsel)olarak yakalamamız gerektiğiydi.anlayamadık. hani çok iyi bildiğimiz lale devri vardır.devlet batma noktasındayken ferah ve refah içinde yüzen bir devlet.onlar gibi lüks içinde yaşamak sandık kalkınmayı ,ilerlemeyi.aynı anlayış yeni bir devlet kurulmasıyla da önlenemedi.
saçma gibi gelecek ne alakası var diye biraz daha derinine inince görünen manzara bu oluyor ne yazıkki.
bir dönem nuri alçolarla,tecavüzcü coşkunlarla korkutulmaya çalışıldık.
-aman ha kızım sakın kolana ,gazozuna ilaç atarlar
-tamam anne dikkat ederim
şimdiler nuri alço bize gazoz ısmarla.
toparlarsak dağılan konuyu dejenere olduk.kültür emperyalizmi aldı başını gitti.kendi değerlerimizi unutup jack lere suzan lara özendik.bir tarafta daha onsekiz yaşında imam nikahıyla evlendiği adam tarafından kızınız bakire değil diye eve gönderilip başından tek kurşunla öldürülen kızlarımız. diğer tarafta kurtajın yaşı onbeşe dustu cocuklarımız korunmayı bılmıyor dıyen doktor rahatlıgındakı aıleler.

(bkz: UYAN TÜRKiYEM UYAN)
sorunun anne ve babalaradan kaynaklandığını düşündüğüm sonuç.
Cinselliği yaşamayı en az erkekler kadar kadınlarında istemesi (doğal olarak) ve giderek bastırılmış duyguların açığa çıktığı ülkemizde, bu sorun, kendini kürtajın 15 yaşına kadar düşmesiyle göstermiştir.
Ancak burda düşünülmesi gereken şudur. Eski zamanlarda, insanlar 12-13 yaşlarında evleniyorlardı. Ve bu yaaşlarda çocuk sahibi oluyor; 13-14 yaşındaki çocuklar ev geçindiriyordu. Yani cinsellik, zaten bu yaşlardaydı. fakat günümüzde ve toplumsal yaşam biçimimizde, 12-13 yaş civarında yani ergenliğe yeni girilen dönemlerde evlenmek mevzu bahis bile olmaz.(tabiki istisnalar olabilir). Durum böyle olunca, bu yaşlarda cinsellikle tanışmak gayet doğaldır.fakat doğrumudur? birçok kişiye göre yanlıştır.
ilk önce bir erkek gözüyle olaya bakalım. ergenliğe yeni girdiniz ve ortaokuldasınız. karşınızda sizden önce olgunlaşmaya başlamış karşı cinsleriniz var. evlenmek diye bir olgudan haberiniz bile yok. birde bayan gözüyle bakalım, sınıftsınız ve büyük ihtimal bir üst sınıflardaki erkeklere ilgi duyuyorsunuz. ve tanışmak, çıkmak, öpüşmek gibi olaylar artık çok doğal karşılandığı için ve aileniz ne kadar tutucu olursa olsun, (işte burda devreye "eğitim şart" lafı giriyor)fırsatını bulsanız mutlaka yapacaksınız. Tabiki bu sizin gidip hemen biriyle yatacağınız anlamına gelmiyor.
Önce arkadaş ortamlarında tanışacak, daha sonra dışarda buluşmalar, ( bakın bunlar 13-14 yaşında olanlar) ve dışarda buluşmaların zamanla evlerde buluşmalara dönmesi. Bunlar birbirini tamamlayan kaçınılmaz sonuçlar. Bunları engelleyemessiniz.
Bunun gibi bir ortamda kürtaj 15 yaşına düşmesin de ne olsun? Büyük ihtimal durum daha da kötüye gidecektir. Annesinin babasının yanında öpüşen kızlar (veya erkekler), küçücük yaşlarda sevgilisini ailesiyle tanıştıranlar ve küçücük kızıyla sanki büyük bir hanımmış gibi konuşan anne babalar oldukça bu durum ve sonuç kaçınılmazdır.
Bu entry kişisel yorum değil, sadece durum tespitidir.
yazık.. hem de çok yazık.. kızları baskı altında tutan bir toplumun kızları bu halde. adamakıllı öğretseler cinselliği ve korunmayı bu tür şeyler olmazdı ama ayıp günah diye diye en doğal şeyleri bile örtbas etmeye çalışırlarsa olacağı bu. zaten baskı altında tutulmasalar gider oyun oynar çocuklar ya ne işleri var o yaşta cinsellikle falan..
Sanki 5 kızdan 3 ü 15 yaşında kürtaj yaptırıyormuş havası estiren başlık.*
(bkz: 100 kişiye sorduk 99 u kürtaj olmuş)
(bkz: konserlerde prezervatif dağıtılması)
Türk gençliğinin ne halerde olduğunu gösteren acı bir tablodur yalnız doğu anadolu'da yıllardır bu vahim tablonun bulunduğunu, küçücük kızların 13-15 yaşlarında evlendirildiğini ya da tecavüze uğradığını da unutmayalım derim efendim.
(bkz: ünzile)
*** bir kürtaj eksikti dedirten çok küçük yaşlarda olması bir yana, 15 yaşındaki bi çocuğun cinsel gelişimini çok olumsuz etkileyeceği unutularak gerçekleştirilmiş operasyonun haberidir. ayrıca bu yaş 15 değil 14, 13, 12 leri bile bulmuştur. babasının arkadaşının tecavüz ettiği zavallı kızların sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur. gelişim döneminde bunları yaşamış bi kız çocuğunun sağlıklı bi anne olmasını bırakın, sağlıklı bi kadın, insan olması bile mümkün değildir. *
türkiye'de tecavüz yaşının, uyuşturucu/içki kullanma yaşının 15'e inmesi ile yakından alakalı konu.
endişe verici bir haber.
sigaraya başlama yaşının 13, uyuşturucuya başlama yaşının 16 olduğu bir ülkede şaşkınlık vermemesi gereken durum.
toplumun cinsellik konusunda bilinçlendirilmemesi, bunun sebebinin de yetkili ve yetkin kişilerin de her nedense bu konuda hala utangaç ve aciz, hem de cahil olmaları. Etrafta okutulamayan ama nedense doğurulmuş milyonlarca çocuğun sümüklerini akıtarak aç bilaç gezdiği, iş bulamayıp fahişe olan, uhu çekip ilk gördüğü kıza tecavüz eden 15 yaşındaki çocukların sokaklarda cirit attığı ülkemizde nedense ne o şahane televizyon kanallarında, ne de okullarda cinsellikle, korunmayla, prezervatif kullanmanın yararları ve kullanmamanın tehlikeleriyle ilgili eğitim verilmekte. (bkz: Türk halkının %60 ı aptaldır) "Aman sabahları herkesin içinde, hele ki çoluk çocuğun içinde seksten bahsetmeyelim sonra kötü olur" diyip, sonucunda da işte bak namus elden gidiyor allahsız oldu millet diyerek yine bu kepazeliği de "allahlı ve allahsız" kavgasına dönüştürmeyi başarabilecek kadar yaratıcı beyinlere sahip halkımızın trafikteki başarısına paralel bir diğer durum.
topyekün seviştiğimizin bir kanıtı.
geniş kapsamda bakıldığında, devletin sorumluluğunu gerektiren durumdur.
15 yaşını doldurmamış bir küçüğün 'rizasıyla cinsel ilişkiye girmesi' diye bir kavramın dahi mümkün olmadığından yola çıkılarak.. aile, akrabalar ve toplum tarafından korunması gereken çocuğun; hem bu birimler, hem de devlet eliyle korunamadığını göstermektedir.
hepimizin ayıbıdır...
15 yaşından küçük çocukların evlendirildiklerini ya da başka bir biçimde böyle bir ilişki içerisinde bulunduğunu gören, duyan veya bir biçimde tanık olan herkes, adli makamlara bildirimde bulunmalı ve yasal sürecin başlatılmasında üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
yeni neslin büyüme, kendi kararlarını verme, hayatı ve bedeni üzerinde söz sahibi olma, yönünde yanlış adımlar attığının göstergesidir.
önce, sadece bir iki magazin programıyla başlayan ve zamanla gazetelerin, hatta ana haber bültenlerinin baş konusu olan, bir avuç insanın yaşadığı günü birlik aşkları, bir iki günlük 'seviyeli' ilişkileri, barlarda, gece kluplerinde başlayıp evlerinde noktalanan gecelerin kahramanı popülaritesi yüksek kişileri izleyen, yeni yetme gençliğin cinsellikle tanışma yaşı tehlikeli biçimde düşmeye başlamıştır.
tabii ki, tek sebep bu değildir. ancak oldukça önemli bir etken olduğunu unutmamak gerekir. Toplumca sürekli gözümüze sokulan, sevgi ile alakası olmayan, dürtüler ile yönlendirilen ilişkileri izleye izleye, yanlışı hoşgörür olduk.
15 yaşını bitirmemiş biriyle cinsel ilişki kurmak, rızaya filan bakılmaksızın tecavüz olarak değerlendirilmektedir. 15 yaşını doldurmamış bir kişinin rızasının olamayacağı kabul edilir, çünkü bu rızayı gösterecek ehliyette değildir.
bu yaşın altındaki kişi, aslında ruhen ve bedenen hazır olmadığı önemli bir deneyimi, yanlış sebepler ile ve genellikle yanlış insanlarla yarım yamalak yaşamakta, sonuçlarını ise hazmedememektedir.
'milletçe sevişiyoruz', 'uyuşturucu kullanım yaşı da düştü', gibi aslında kınayan ama bananeci bir yaklaşım ile bakılmaması, duyarsız kalınmaması gereken bir durumdur. unutulmamalı ki, sağlıksız 'büyüyen' bu çocuklar üzerinde hepimizin sorumluluğu vardır.