islam dini yerine emevi törelerini (çoğu da cahiliye adetidir) din olarak kabul eden alem'i islam'da büyük bir felakete sebep gerçektir.

bugün islam ülkelerinin ekserisi türbelerce işgal edilmiştir. ,insanlar türbelere giderek dualar etmekte ve bir nevi eski cahiliye müşriklerinin ritüellerini yerine getirmektedirler. bu konu hakkında savunma da hazır; efendim bunlar kutlu zatlardır biz onların yanında nasiplenmek istiyoruz.

bu sözü dile getirmek affı olmayan şirke bulaşmaktan başka bir şey değildir. mekke müşriklerinin putları da bir zamanlar yaşamış muvahhid ve allame zatları temsil ediyordu ve müşrikler bunlara aynı sebeple tapınıyorlardı.

bugün türkiye'de ve islam ülkelerinde hemen hemen tüm türbeler birer puthanedir. tebliğ ettiği kuran ı kerim ile putları yerle bir etmiş islam peygamberinin mezarları dahi bir puta çevrilmiştir.
alim'in, komutanın kabri üzerine bina yapılabilir, gerekli fetva verilmiştir, sahih hadislerle de cevaz verildiği ispatlıdır.

yani yine hz. ali'ye tapınan bazı sapkınların uydurması. geçiniz.
üzerine türbe yapılır ama o türbeye her ne şekilde olursa olsun adak adanmaz, avuç açıp medfunun ruhu dışında bir şeye dua edilmez. sünniye de haramdır.
--spoiler--
alim'in, komutanın kabri üzerine bina yapılabilir, gerekli fetva verilmiştir, sahih hadislerle de cevaz verildiği ispatlıdır.
--spoiler--

hadislerle kuran ı kerim'i neshetmeye kalkan müşriklerin ebu cehil'ce savlarla karartmaya çalıştığı gerçektir.
türbeleri puthane olarak görmek vahhabilik inancından gelir. Vahhabilik ise hak mezheplerden değildir.
amellerin niyetlere göre olduğunu düşünürsek, nasıl bakarsanız öyledir türbedir. puthane gözüyle bakarsınız puthanedir , mezar gözüyle bakarsanız mezar.
Ülkemizde türbeye gidip merhumun mezarına yüzünü sürenleri, türbe etrafında 7 kez dönenleri, ip-çaput bağlayanları, merhumdan yardim dileyenleri gördükçe utanç veren gerçek. O hak dostu insanlara yaptıkları saygısızlık belki affolunur ama şirk koşanlar affolunur mu şöyle bir durup düşünmek lazım.
bu konuda ibn-i harub'un el turbetul gercek-i putta isimli eser gerekli bilgileri vermiştir.
şincik çok kültürlü olmamaklan birlikte şunu da demeden geçemeyeceğimdir dedirten başlıktır. hoş ben ne bilerem ki emevi zamanını felan lakin sankimde böyle duymuş idim bir yerlerden, hiç araştırmamıştım, şekilciydim, ön yargılıydım, oradan buradan duyduklarımla çok kültürlü görünmeye çalışmakla birlikte, cami yapısı peygamberimiz (s.a.v.) zamanında hiç mi hiç yok idi. cami demek toplanılan yer demek idi. yani o çoooook kutsal taş yapı aslında osmanlı zamanında mimarisi gerçekleştirilen bir mimari yapı idi(dır). ben demiyorum da bizzat peygamberimiz (s.a.v.) zamanında kendisine biz buraya halkımızın toplanacağı bir yapı inşa edelim dendiğinde izin vermemiş de demiş ki, insanların ibadetini kısıtlamayın, önemli olan bir arada olmaktır, ibadet taş yapılara hapsedilemez gibi gibi bişiler demiş yoluna kurban olduğum. yani acaba nerede dua ettiğinin bir önemi yok yeter ki sen et mi demek istemiş ki ben bilmeyon. zira ben ondaki o kaliteye erişemem haddim değil. şimdi türbelere bok atanlar, elalemin ibadetine karışanlar gibi bende camiler de dua edilmez camiyi kutsallaştırmak puta tapmaktır desem, bizzat peygamberimiz buna karşı çıkmıştır o öldükten sonra yapılmıştır git araştır çok konuşma desem, dememmmmm diyemem ben camiye laf edenin alnını karışlarım. orada benim insanım dua ediyor allah'a yakarıyor. duanın olduğu her yer hatta basit bir ev bile kutsaldır, da bana göre yine allah bilir son tahlil de. ben karışmam böyle işlere. şimdi ben ne dedim ya dedirten başlık.
insanlara şöyle diyorum: 'her hangi bir türbeye giderken güttüğünüz niyetle, dedenizin,ninenizin mezarına giderken güttüğünüz niyet aynı değilse, dininizi sorgulayın ve geçmişte yaptığınız türbe ziyaretleri, dilekler, bez, çaput bağlama...vs. herşey için Allahtan af dileyin.'

iki kişiyi ikna ettim. biri matematik öğretmeni olan komşum. geçenlerde 'sahabi' türbesine girmemiş, uzaktan baktım diyor..senin sözlerin aklıma geldi lemonde dedi. ikincisi de annem. hacıbayram'a gitmiş. 'türbeye girip dua ettin mi' diye sordum. 'hayır kızım, sen dediğinden beri girmiyorum' dedi. çok mutlu oldum be sözlük. her şey bir insanla başlar bu dünyada...

allah her yerde ve her zaman yanımızda... o bize ne diyor 'size şah damarınızdan daha yakınım' ona dua etmek için ölülerin mezarını ziyaret etmemiz gerekmiyor.
Yadsınamaz bir gerçektir. islam anlayışıyla, taban tabana zıtlık gösterir.
anlaşılan ışid kafası veya edip yüksel hayranlarının baskısı sonucu bazı kişiler kanmış bu duruma.

put demek canlı-cansız bir nesneye tapmak demektir. insanlar türbelere gidip dua ederken o şahsın şahsiyetine dua eder ha aracı konusuna gelecek olursak şayet eğer herkes kendi içinden tanrıya ulaşabilseydi peygamberlerde olmazdı tanrı herkese kendi inancını ve dünyaya geliş amacını aracısız peygambersiz iletirdi.

ben Fatih sultan mehmed hanın kabrine gidiyorum mesela dua ediyorum orada ancak onu aracı kullanıp "fatih han nolur yardım et dara düşürme bize doğru yolu göster" demiyorum ruhuna dua ediyorum. bez bağlayanlar çaput bağlayanlar ise farklı o türklerin eski inancı olan şamanizmden gelen bir adet atadan yadigar yani. Bu kadar kurcalamayın her boku. bir dua okuyacak adamada engel olup "çoh mutlu olduhm yha" demeyin. ha sizin ananız falan türbelere gidip orada yatandan medet bekliyorsa zaten akıl sağlığı yerinde olmayan bir ailede büyümüşsünüz demektir.
Yanlış önermedir. Türbeler puthane değil biz de cahil çok. Şimdi daha ağır konuşacağım da neyse.
görsel
Türbeler birer puthane değildir. Batıl inançlı kişilerin türbeleri bu şekilde görmesidir.
turbeler kerameti olduguna inanilan insanların kabirleridir ve islamda kabir ziyareti makbul bir eylemdir. kıymetli bir zatın kabri basinda yasanan maneviyatla kisinin allah a dua etmesi ve helal isteklerini belirtmesinde dini bir sakinca bulunmamaktadir. istek elbette alllahtandir. puthane falan diyerek turbeleri itibarsizlastirmak ise alenen art niyettir.
tam da yarın türbe gezimin olduğu bir zamanda bunu öğrenmem oldukça acı bir şekilde yüzüme çarptı.
isabetli tespit.

türbeler, çapıt bağlanan ağaçlar, mezarlar, kümbetler bunların hiçbirisinin müslümana bir faydası yoktur. isterse peygamber mezarı olsun. dua, istek, dilek merci, makamı yalnızca ve yalnızca allah'tır. bunu yaparken başka bir yerlerden, kişilerden, ölü kişilerden, nesnelerden medet ummak cahilliktir, kabahattir, dini kulaktan dolma bilmektir. oturduğunuz yerden, yürürken de gayet dua edebilirsiniz. bu noktada allah'ın bizden istediği tek şart samimi niyet + gayret = allah'ın isabet ettirdiğine koşulsuz teslimiyet(tevekkül).
en güzel duada namaz ibadetiyle yapılan duadır.
Allah'ı bırakıpta kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet(dua ederek ibadet eden) edenlerden daha sapık kim olabilir. (Ahkaf-5)

"Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur."
" O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar." (Zuhruf 36-37)

"iyi bilinmelidir ki halis din Allah'ındır. Allah' tan başka dostlar edinenler: "Bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye onlara ibadet ediyoruz" derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve kafir olan kimseyi doğru yola eriştirmez." (Zümer: 3)

"Onlar Allah'tan başka kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere taparlar ve: "Bunlar Allah katında şefaatçilerimizdir" derler. Ey Muhammed! De ki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir." (Yunus: 18)

Andolsun, onlara:' Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olsan, elbette 'Allah' diyecekler.
De ki:' Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilir mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi?' De ki:' Allah bana yeter, tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler.' (Zümer; 36-38)

araf 194. Allah ile aranıza koyup çağrıda bulunduklarınız sizin gibi kullardır. Dedikleriniz içinize yatıyorsa onlara seslenin de size cevap versinler.
195. Ayakları mı var ki yürüsünler; elleri mi var ki tutsunlar; gözleri mi var ki görsünler; kulakları mı var ki dinlesinler. De ki “Çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun; hiç göz açtırmayın.”
196. Benim velim, bu Kitabı indiren Allah’tır. O, iyilere velilik eder.
197. Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız; size yardım etmek şöyle dursun, kendilerine bile yardım edemezler.
198. Onları doğru yola çağırsan seni dinlemezler. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar göremezler.

yasin 74. Belki yardımları olur diye, Allah ile aralarına koydukları ilahlar edindiler.
75. Oysa onların yardıma güçleri yetmez. Ama bunlar onlar için hazır asker gibidirler.

not: alıntıdır.
furkan 2. Göklerin ve yerin hâkimiyeti onun elindedir; ne bir çocuk edinmiştir, ne de hâkimiyette ortağı vardır. O, her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü koymuştur.

3. Durum böyle iken Allah ile aralarına koydukları ilahlara tutundular. O ilahlar bir şey yaratamazlar, çünkü kendileri yaratılmıştır. Kendilerine zarar vermeye veya yarar sağlamaya bile güçleri yetmez. Onlar; ölüm, hayat ve tekrar diriltme konusunda da bir yetki sahibi değillerdir.

17. Hem onları, hem de Allah ile aralarına koyup kulluk ettikleri kimseleri topladığı gün, araya koyduklarına; “Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi saptılar?” diyecektir.

18. Onlar da, “Sana içten boyun eğeriz; seni bırakıp başka velilere tutunmak bize yakışmaz. (Biz yapmadık ki onlara bunu emretmiş olalım) Ama sen, onlara ve babalarına nimetler verdin, o zikri (senin kitabını) unuttular ve bereketsiz bir topluma dönüştüler.”

19. (Allah Teâlâ diyecek ki;) bunlar, anlattıklarınızı yalan saymışlardı. Bugün bunları ne azaptan kurtarabilirsiniz ne de yardım edebilirsiniz. Sizin içinizden yanlış yapmış (Allah’ı ikinci sıraya koymuş) ise ona büyük bir azap tattırcağız.

55. Kendilerine ne faydası, ne de zararı olacak şeyi Allah ile aralarına koyup kulluk ederler. Kendini doğruya kapatan(kâfir), Sahibine karşı, başkasına destek verir.

not: alıntıdır.
fatır 13. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve ayı da hizmete koymuştur. Bunların her biri belli bir süreye kadar, yörüngesinde akar gider. işte bunları yapan Rabbiniz Allah'tır. Yetki ondadır. Onunla aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.

14. Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler; işitseler cevap veremezler: Kıyamet gününde de sizin onları ortak saymanızı örtbas ederler. Kimse sana bunları, her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi haber vermez.

40. De ki: "Allah ile ortak sayarak araya koyup yardım istediklerinize baktınız mı? Gösterin bana; onlar yerin hangi parçasını yaratmışlar. Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Ya da onlara bir yazı verdik de onu belge olarak mı kullanıyorlar? Hayır; o zalimlerden biri diğerine sadece aldatıcı vaadde bulunur.

not: alıntıdır.
kısmen doğru önerme.

türbeye gidip ölen kişiye onun için dua edersen değildir. türbeye gidip kendin için ondan medet umarak dua edersen onu put haline çevirmiş olursun. puta da taparsın.
neml 59. De ki : “Her şeyi güzel yapmak Allah'a mahsustur. Allah’ın seçtiği kullara da selam olsun. Allah mı iyidir, yoksa eş koştukları mı?”

60. Gökleri ve yeri yaratan, sizin için gökten su indiren ve onunla bahçelerin güzel bitkilerini bitiren hiç iyi olmaz mı? Siz kendiliğinizden onun ağacını bile bitiremezsiniz. Allah ile birlikte başka bir ilah mı var? Hayır, onlar yoldan ayrılmış bir halktır.

61. Yeryüzünü durulacak yer olarak kılan kim? Arasından ırmaklar çıkaran, onun için sağlam dağlar kılan ve iki denizin arasına bir engel koyan kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? Hayır onların birçoğu bilmiyorlar.

62. Sıkıntıya düşmüş olanın duasına cevap veren kim? Kendisine dua edilip, kötülüğü kaldıran kim? Ve sizi yeryüzünde, öncekilerin yerlerine geçenler/halifeler/varisler yapan kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? Ne de az öğüt alıp düşünüyorsunuz!

63. Karaların ve denizlerin karanlıkları içinde size yolunuzu bulduran kim; rahmetinden önce rüzgarları müjdeci olarak gönderen kim? Allah ile birlikte başka bir ilah mı? Allah onların eş koştuklarından uzaktır.

64. Yahut yaratmaya başlayan kim? Sonra onu iade ediyor? Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? De ki: “Eğer doğru sözlülerden iseniz delilinizi getirin!”

65. De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilemez! Onlar ne zaman dirileceklerini de bilemezler.” 66. Hayır onların ahiret hakkındaki bilgileri karmakarışıktır. Hayır hayır, onlar yine de ondan kuşku içindedirler. Doğrusu onlar ondan yana düşünmek istemiyorlar.

not: alıntıdır.
kasas 61. Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz ve o vaat edileni hak eden kimse, dünya hayatının varlığı ile zengin kıldığımız ama kıyamet günü yaka paça getirilecek olan kimse gibi olur mu?

62. Allah onlara şöyle seslenecektir: “Bana eş olarak kurguladıklarınız nerede?”

63. Cezayı hak edenler diyecekler ki: “Rabbimiz! Bunlar, hayallere daldırdığımız kimselerdir; tıpkı bizim daldığımız gibi daldırdık. Onlardan ilişkimizi kesip sana yöneldik. Zaten kulluk ettikleri yalnız biz değildik”.

64. (Aldatılanlara) “Eş koştuklarınızı çağırın” denecek; onlar da çağıracaklar ama çağrılarına cevap alamayacaklar. Artık azap önlerindedir. Keşke doğru yola girmiş olsalardı.

65. Onlara seslendiği gün “Elçilere ne cevap verdiniz?” diye soracaktır.

66. O gün haber kaynakları tükenir. Birbirlerine bir şey de soramazlar.

67. Ama kim tövbe edip iman eder, salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yaparsa; onun başarı ve kurtuluşa ulaşanlardan olması umulur.

74. O gün Allah onlara seslenecek: “Hani, nerede o sizin varsaydığınız ortaklarım?”

75. (Bu sözü), her toplumun içinden bir şahit çıkardığımız ve onlara; “Haydi, delilinizi getirin.” dediğimiz sırada söyleriz. O sırada bunlar, Allah’ın haklı olduğunu öğrenmiş olurlar. Zaten uydurup durdukları şey de kaybolup gitmiştir.

not: alıntıdır.
yunus 17. Bir yalanı Allah’a atfeden veya onun ayetleri karşısında yalana sarılandan daha yanlış kim olabilir? Şurası bir gerçek ki bu suçu işleyenler, umduklarına kavuşamayacaklardır.

18. Kendilerine zarar vermeyecek, fayda da sağlamayacak olan şeyi Allah ile aralarına koyup kul olurlar. Bir de derler ki “Bunlar Allah’ın yanında bizi yanına alacak (şefaat edecek) olanlardır.” De ki “Siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O, onların ortak saydıklarından uzak ve yücedir.”

34. De ki “Ortak saydıklarınız arasında yaratmayı baştan başlatacak sonra da tekrarlayacak olan kimse var mıdır? De ki “Yaratmayı başlatan ve tekrarlayacak olan Allah’tır. Nasıl da yalana sürükleniyorsunuz?”

35. De ki “Ortak saydıklarınız arasında doğruyu gösterecek biri var mı? De ki “Doğruyu gösteren Allah’tır. Öyleyse, doğruyu gösterene uymak mı, yoksa kendine gösterilmedikçe doğruyu gösteremeyecek olana uymak mı daha doğrudur? Size ne oluyor? Ne biçim karar veriyorsunuz?”

36. Onların çoğu, sadece kendi varsayımlarının peşine takılırlar. Varsayım, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların ne yaptıklarını bilir.

66. Bilin ki göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah ile aralarına koydukları şeye yalvaranlar ortaklara uymuş olmaz, sadece kendi kuruntularına uymuş olurlar. Onlar sadece atarlar.

not: alıntıdır.