kur'an da allah kelamı olan yukarıda ki örneklere bakarak...

türbelere gidip allah rızası için bile olsa adak adayan, şükür namazı kılan, türbeyi vesile ederek dualar eden, orayı ziyaret ile sevap kazanacağını sanan, işinin rast gideceğini, hayırlı olacağını, başarılı olacağına vb bu dünya ve öte dünya da kazanç uman inanan insanlar kafirdir.

şeyh şıh gavs hacı hoca mübarek zat allah dostu din adamı vb diyerek ve hatta peygamber bile olsa ölü veya diri bu insanlardan bir şefaat beklemek, allah'ın yolunda olmaya bir vesile saymak, allah'a giden yol görmek kafirliktir.

hele ki bir insanın (buna peygamberler de dahil) sakal cübbe kaftan terlik vb eşyaları öpmek dini seremoniler ayinler törenler ritüeller eşliğinde bir kutsallık katmak da kafirlik putperestliktir.
rad 14. Doğru çağrı, Allah'a yapılan çağrıdır. Allah ile aralarına koyup yardıma çağırdıkları bunlara hiçbir şekilde karşılık veremezler. Onlar, ağzına su ulaşsın diye iki elini suyun üstüne yayan kimseye benzerler; su, bu şekilde ağza ulaşmaz. Ayetleri görmezlikten gelenlerin (kafirlerin) çağrısı boş bir çağrıdır.

16. De ki “Göklerin ve yerin Sahibi[1*] kimdir?” De ki "Allah’tır[2*]!" De ki “Allah ile aranıza, kendilerine bile faydası veya zararı olmayacak dostlar mı koydunuz?” De ki “Körle gören ya da karanlıklarla ışık bir olur mu?" Yoksa Allah'a, Allah gibi yaratan ve (bu nedenle) yarattıkları, aynen Allah’ın yarattıkları gibi, aralarında benzerlik[3*] (uyum, ahenk) olan, ortaklar mı bulmuşlar?” De ki “Her varlığın yaratıcısı Allah’tır. O, bir tektir ve her şey O’nun hakimiyetindedir.”

[1*] Rabbi

[2*] Allah elçiden hem soruyu sormasını hem de doğru cevabı onlara bırakmadan hemen vermesini istemektedir. Bu cevap onlara bırakıldığı takdirde göklerde ve yerde yetkisi olan başka varlıklar da iddia edecek, Allah’a ortaklar oluşturacak olmalarındandır.

[3*] insan insana, bitki bitkiye, hayvan hayvana benzer ama hepside birbirinden farklıdır (Arapça: beri). Tek bir ressamın elinden çıkan sanat eserlerinin benzerliği ya da usta bir edebiyatçının eserlerindeki uslup benzerliği gibi herşeyi güzel yapan Allah’ın tek olduğunu, O’nun yarattıkları arasındaki bu benzerlik veya tüm kainatta geçerli olan değişmez kanunlar ve uyum aracılığı ile gözlemleyebilir ve akıl yoluyla tek yaratan olduğunu kavrayabiliriz. Birden fazla ilah (tanrı) olsaydı yaptığımız gözlemlerde zıtlıklar fark ederdik. Konu ile ilgili benzer ayetler için bakınız: (.......)

33. Ayetleri görmezlikten gelmeyi (kafirliği), herkesin kazancını takip eden Allah’a ortaklar oluşturarak mı yapıyorlar? De ki “Onları yüceltin bakalım. Yoksa siz Allah’a, bu yerde bilmediği bir şeyi haber veriyor ya da içi boş sözler mi söylüyorsunuz? ” Ayetleri görmezlikten gelenlerin oyunları kendilerine güzel görünür de Allah’ın yolundan çıkıverirler. Allah’ın sapık dediğini yola gelmiş sayacak yoktur.

not: alıntıdır.
hac 61. işte böyle; Allah geceyi gündüzün içine geçirir, gündüzü de gecenin içine geçirir. Allah dinler ve görür.

62. Bu Allah’ın gerçeğin kendisi olmasından dolayı böyledir. O’nunla aralarına koyup yardıma çağırdıkları ise gerçek dışıdır. Allah yücedir, büyüktür.

71. Allah’ın hakkında bir yetki (delil) indirmediği şeyi Allah ile aralarına koyup ona kulluk ederler. O konuda kendilerinde bir bilgi de yoktur. Bu yanlışı yapanların yardımcısı olmaz.

73. Ey insanlar! Size bir örnek veriliyor; iyi dinleyin. Allah ile aranıza koyduklarınız bir araya gelseler bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa geri alamazlar. isteyen de acizdir, istenen de.

74. Allah’ı gereği gibi değerlendiremediler. Oysa Allah güçlüdür, her işin üstesinden gelir.

not: alıntıdır.
tevbe 30. Yahudiler; “Üzeyir[1*] Allah’ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da "Mesih[2*] Allah’ın oğludur” dediler. Bunlar, onların dillerine doladıkları (boş) sözlerdir. Önceki kafirlerle aynı ağzı kullanıyorlar. Allah kahretsin onları! Bu iftiraya nereden sürükleniyorlar?

[*] israiloğullarına gönderilen nebi resullerdendir.

[2*] israiloğullarına gönderilen nebi resullerdendir

31. Bilginlerini ve din adamlarını Allah ile aralarına koyup rab[*] edindiler. Meryem oğlu Mesih’i de öyle. Oysa onlara verilen emir, sadece tek bir ilaha(tanrıya) kul olmalarıdır. Ondan başka ilah yoktur. Allah, onların ortak(şirk) koştuklarından uzaktır.

[*] Rab: Kölenin sahibine Arapçada Rab denir. Allah ile aralarına koyup rab edindiler denmesinden anlaşılacağı üzere bu insanları ilah edinen, onların dediğini Allah’ın emirlerine tercih edenler vurgulanmaktadır.

not: alıntıdır.
ankebut 41. Allah’tan önce velilere(dostlara) sarılanların durumu örümceğin durumuna benzer. Örümcek bir yuva edinir ama yuvaların en gevşeği örümcek yuvasıdır. Keşke bunu bilselerdi.

42. Allah onların, kendisiyle arasına neleri koyup yalvardıklarını bilir. Güçlü olan o, doğru karar veren odur.

43. Bunlar örnek olaylardır. Onları bütün insanlar için veriyoruz ama bilenler dışında hiç kimse onlara akıl yormaz.

alıntıdır.
enbiya 21. “Yoksa yerden ilahlar edindiler de ölüleri onlar mı diriltecek?”

22. Göklerde ve yerde Allah’tan başka ilahlar olsaydı, ikisi de bozulurdu. Bütün yönetimin (arşın) Sahibi olan Allah, onların nitelemelerinden uzaktır.

23. Allah’a ne yaptığı sorulamaz, ama onlara sorulacaktır.

24. Yoksa Allah ile aralarına koydukları ilahlara mı tutundular? De ki “Delilinizi getirin. Benimle birlikte olanların Kitabı budur. Bu, benden öncekilerin de kitabıdır.” Onların çoğu, bu gerçeği bilmez de onun için yüz çevirirler.

25. Senden önce gönderdiğimiz her elçiye mutlaka şunu bildirmişizdir: “Benden başka ilah yoktur, kulluğu bana yapın.”

not: alıntıdır.
nahl 20. Allah ile aralarına koyarak yardıma çağırdıklarının hiçbiri bir şey yaratamaz. Zaten kendileri yaratılmış durumdadırlar.

21. Onlar birer ölüdür, diri değillerdir. Ne zaman diriltileceklerinin de farkında olmazlar.

73. Kendilerine göklerden ve yerden rızık olarak verecek bir şeyi olmayan ve buna gücü de yetmeyenleri Allah ile aralarına koyup kulluk ediyorlar.

74. Siz, Allah’ı bir şeylere benzetmeyin[*]. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

[*] Biz Allah’ı hayalimizde canlandıramayız. Bizim Allah ile ilgili bilgimiz O’nun bize Kur’an’da kendi hakkında bildirdiği kadardır. Bunun ötesinde yorumlar ve benzetmeler yapmak batıldır. Mesela hurafeciler Allah’ı devlet başkanına benzeterek kendilerinin de vali, kaymakam veya muhtar gibi onun bazı yetkilerine sahip kimseler olarak kabul edilmelerini sağlamak isterler. Bu, şirktir. Allah Teala, insanların yapacağı her tür benzetmeden uzaktır.

75. Allah size bir benzetme yapıyor; hâkimiyet altında olup hiçbir şeye gücü yetmeyen bir esir, bir de kendine güzel rızık verdiğimiz ve onu gizli-açık hayra harcayan kişi. Hiç bunlar bir olur mu[*]? Allah ne yaparsa güzel yapar ama onların çoğu bunu bilmezler.

[*] Bunlar bir olmazsa Allah ile uydurduğunuz ilahlar nasıl bir olur.

76. Allah size iki kişilik bir benzetme daha yapıyor. Biri, dostuna yük olmuş bir dilsiz, hiç bir şey yapamaz, nereye gönderse bir iş beceremez. Diğeri, doğru bir yolda olup adil ve dengeli davranışlar istiyor. Bu iki kimse bir olur mu[*]?

[*] ilah(tanrı) diye tapılanlar işte bu dilsiz adam gibidir.

not: alıntıdır.
kehf 102. Ayetleri görmezlikten gelenler (kâfirler), benimle kendi aralarına dostlar (veliler) olarak kullarımı koyacaklarını mı sanıyorlar? Biz cehennemi, o kâfirlerin konak yeri yaptık.

103. De ki: “Yapılan işler bakımından kaybedenleri, size haber vereyim mi?”

104. Onların dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir; oysa kendileri gerçekte iyi bir iş yaptıklarını sanıyorlar!

not: alıntıdır.
ahkaf 4. De ki “Allah ile aranıza koyarak çağrıda bulunduklarınızın ne olduklarına baksanıza! Gösterin bana, yer­yüzünde neyi yaratmışlar? Yoksa göklerde bir payları mı var? Söyledikleriniz içinize yatıyorsa bu konuda bana, daha önce gelmiş bir kitap veya bir bilgi kırıntısı getirin.”

5. Allah ile arasına koyarak, (mezardan) kalkış gününe kadar cevap vere­meyecek kimselere çağrıda bulunandan daha sapık kimdir? Bunlar, on­ların çağrısının farkında olmazlar.

6. insanların bir araya getirildikleri gün bunlar onlara düşman olacaklar ve yaptıkları kulluğu kabul etmeyeceklerdir.

27. Çevrenizdeki nice kentleri de etkisizleştirmişizdir. Halbuki yanlışlarından dönsünler diye onlara ayetlerimizi değişik biçimlerde anlatmıştık.

28. Kendilerine daha yakın görerek, Allah ile aralarına koydukları ilahları (tanrıları) onlara yardım etseydi ya! Ama hiçbiri ortaya çıkmadı. Başlarına gelen, yanlış yollarının ve yaptıkları iftiranın sonucudur.

not: alıntıdır.
zuhruf 45. Senden önce elçi (kitap[1*]) gönderdiğimiz toplumlara [2*] sor bakalım Rahman ile aralarına, kendilerine tapılan ilahlar[3*] konmuş mu?[4*].

[1*] Elçi olarak anlam verdiğimiz resul ( رسول ) kelimesi, hem iletilen bilgi hem de bilgiyi ileten elçi anlamındadır (Müfredat). Bilgi, elçiden önemli olduğu için Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Muhammed sadece elçidir. Ondan önce de elçiler geldi. O ölse veya öldürülse, gerisin geri mi döneceksiniz?” (Al-i imran 3/144) Elçimiz aracılığı ile bize iletilen bilgiler Kur’an’da toplandığından artık bizim için Resul, Kur’an’dır. Bu yüzden resul, bir çok âyette Allah’ın Kitab’ı anlamındadır. Kendilerine kitap verilenlerden Hristiyanlara sorsan isa’nın, Meryem’in ve Kutsal Ruhun, Allah ile araya konacak birer ilah olduklarını söylerler. Ama bu iddialarını incil ile ispatlayamazlar. Bu sebeple onlar açısından da resul, Tevrat ve incil’dir.

[2*] Arap dili açısından âyet şu şekilde takdir edilmiştir: (وَاسْأَلْ( أمم )مَنْ أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رُسُلِنَا)

[3*]ilah, tapılan varlıktır. Din adamlarının bir çoğu, âyetlerde anlam kayması yaparak Allah’ın nebilerinin sözlerini, Allah’ın sözü gibi sayıp onları ilahlaştırmışlar, ibadet, kayıtsız şartsız boyun eğmektir. Bu ayete göre Allah, kendi dışında hiçbir şeye kayıtsız şartsız boyun eğilmesini kabul etmemiştir.

[ 4*]Arap edebiyatında iltifat sanatı vardır, anlatımı canlı tutmak ve konunun önemini vurgulamak için sözün akışı beklenmedik bir şekilde değiştirilerek, burada olduğu gibi üçüncü şahıstan birinci şahsa geçiş yapılabilir. Türkçe’de bu sanat olmadığından bu gibi ifadeler bir Türk’ü şaşırtır. Burada olduğu gibi birçok âyete, bu sanat yok sayılarak meâl verilmiştir.

86. Allah ile aralarına koyduklarını yardıma çağıranlar, şefaatten yararlanamazlar; oysa bilerek doğruya şahitlik edenler öyle değildir[*].

[*] Allah ile arasına aracı koyanlar müşriklerdir. Onlar şefaatten yararlanmayacaklar; yani cehennemden çıkarılıp cennette bulunan bir yakınlarının yanına yerleştirilmeyeceklerdir. Allah’ın Elçisinin şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir.” Hadisi rivâyet eden Câbir dedi ki: “Büyük günahı olmayanın şefaate ne ihtiyacı olur!” (Tirmizi, Sünen, Kıyâmet 12, (2436)

(Orada) Rahman’dan söz almış olanlar dışında kimse şefaat hakkına sahip olamayacaktır. (Meryem 19/87)

“Bilerek doğruya şahitlik edenler” Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik edenlerdir. Böyleleri müşrik olmadıkları için günahlarından dolayı cehenneme sokulsalar da oradan çıkarılıp cennetteki yakınlarının yanına yerleştirileceklerdir. Şefaat budur.

alıntıdır.
özellikle bu çok çarpıcı.

şura 6. Allah ile aranıza koyduğunuz bir takım dostlara sarılanları bile koruma altına alan Allah’tır. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin.

9. Yoksa Allah ile aralarına koyduklarını yakın dostlar mı edindiler? Asıl dost Allah’tır; ölüleri O diriltir ve her şeyin ölçüsünü O koyar.

10. Anlaşamadığınız her şeyin son kararı Allah’a aittir. “işte Allah budur. Benim Sahibimdir. O’na dayanır, O’na yönelirim.”

21. Yoksa bu dinde onlar için, Allah’ın onaylamadığı kurallar koyan takları mı var? Eğer hesabın mahşere bırakıldığı sözü olmasaydı hemen yargılanırlardı. Yanlış yapanlar için acıklı bir azap vardır.

31. Yeryüzünde O’nu çaresiz bırakamazsınız. Allah ile aranıza koyabileceğiniz, size yön verecek ve yardım edecek biri de yoktur.

not alıntıdır.
zümer 3. Bil ki Allah’ın dini, katışıksız dindir. Allah ile aralarına evliya[*] yerleştirenler şöyle derler: “Bizim bunlara kul köle olmamız, sırf bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diyedir.” Allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. Allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez.

[*] Evliya, veli’nin çoğuludur. Veli, aralarında kendileri dışında bir şey olmayan iki veya daha çok şeye denir. (Müfredat) Allah ile arasına, başka birini koymayan herkes Allah’ın velisidir. Araya başkasını koyanın Allah ile ilişiği kesilir. Allah Teâlâ şöyle demiştir: “Bilin ki Allah’ın velilerinin üstünde ne korku olur ne de üzülürler. Onlar inanmış olan ve takva sahibi olan (kendini yanlışlardan koruyan) kimselerdir.” (Yunus 10/62-63) Takva sahibi olanlar da “işte Kitap budur, içinde şüpheye yer yoktur. Takvâ sahipleri için rehberdir. Onlar, Allah’a içten inanan, namazı düzgün ve sürekli kılan ve verdiğimiz rızıkları yerli yerince harcayanlardır. Sana indirilene de senden önce indirilenlere de inanıp güvenenler onlardır. Onların ahirete olan inançları kesindir.” (Bakara 2/2-4)

38. Onlara: “Gökleri ve yeri, kim yarattı?” diye sorsan kesin olarak “Allah” derler. De ki “Allah ile aranıza neyi koyup yalvardığınıza baktınız mı? Allah bana bir sıkıntı vermek istese, onlar bu sıkıntıyı fark edebilirler mi? Ya da bana iyilik etmek istese, onlar, O’nun bu iyiliğini önleyebilirler mi?” De ki “Allah bana yeter. Kendilerine dayanak arayanlar O’na güvenip dayansınlar.”

64. DE KI: “Bana, Allah’tan başkasına, kulluk (kayıtsız şartsız itaat) etmemi mi emrediyorsunuz, ey cahil/bilgisiz/tutarsız kimseler!”

65. Kuşkusuz sana ve senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: “Eğer şirke saparsan yaptıkların kesinlikle boşa çıkar! Ve mutlaka zarara uğrayanlardan olursun.

66. Hayır, yalnızca Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!”

not: alıntıdır.
Sistemli bir şekilde islam dinini karalama ve itibarsızlaştırma hareketi sürmektedir.
Bu işin başını birksçtane ajan,dinsiz,mezhepsiz köpek çekmekte enikleride sosyal medya üzerindem havlamaktadır.
islam'da kabir ziyarsti meşrudur. Türbelerdeki tehlike orada yatan kişiden bir şey istemektir. Bu hareket küfürdür. Çünkü allah'tan başka hiçbir kimseden bir şey talep edilmez.
Ama orada yatan zatın hürmetine allsh'tan herşey talep edilebilir. Bu meşrudur.
sebe 22. De ki, (aranıza koyup) Allah’a yakın sandıklarınıza; göklerde ve yerde zerre kadar hakimiyeti olmayanlara yalvaracaksanız yalvarın. Onların bu iki yerde ne bir or­taklıkları ne de Allah’ın onlardan bir destekçisi vardır.

23. Onun katında şefaatin, onun izin verdiği kimseden başkasına yararı olmaz. içten yakarışları sona erdiğinde onlara; "Sahibiniz ne demişti?" diye sorulur: "Tamamıyla gerçeği söylemiş” derler. O, yücedir, büyüktür.

24. "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" diye sor ve cevabını "Allah'tır” diyerek sen ver. De ki, "Ya biz doğru yoldayız, ya da siz. Birimiz açıkça sapıklıktadır.”

25. De ki: "Ne bizim işlediğimiz günahlar size sorulacak, ne de sizin işleriniz bize sorulacaktır."

26. De ki: "Sahibimiz hepimizi bir araya getirecek, sonra doğru kararlarıyla aramızı ayıracaktır. Ayrışmayı yapacak olan ve her şeyi bilen odur."

27. De ki: "Onun seviyesine çıkardığınız ortakları gösterin bana.” Asla gösteremezler. Hayır sizi toplayacak olan Allah’tır. O güçlüdür, doğru karar verir.

not: alıntıdır.
yunus 17. Bir yalanı Allah’a atfeden veya onun ayetleri karşısında yalana sarılandan daha yanlış kim olabilir? Şurası bir gerçek ki bu suçu işleyenler, umduklarına kavuşamayacaklardır.

18. Kendilerine zarar vermeyecek, fayda da sağlamayacak olan şeyi Allah ile aralarına koyup kul olurlar. Bir de derler ki “Bunlar Allah’ın yanında bizi yanına alacak (şefaat edecek) olanlardır.” De ki “Siz Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O, onların ortak saydıklarından uzak ve yücedir.”

34. De ki “Ortak saydıklarınız arasında yaratmayı baştan başlatacak sonra da tekrarlayacak olan kimse var mıdır? De ki “Yaratmayı başlatan ve tekrarlayacak olan Allah’tır. Nasıl da yalana sürükleniyorsunuz?”

35. De ki “Ortak saydıklarınız arasında doğruyu gösterecek biri var mı? De ki “Doğruyu gösteren Allah’tır. Öyleyse, doğruyu gösterene uymak mı, yoksa kendine gösterilmedikçe doğruyu gösteremeyecek olana uymak mı daha doğrudur? Size ne oluyor? Ne biçim karar veriyorsunuz?”

36. Onların çoğu, sadece kendi varsayımlarının peşine takılırlar. Varsayım, hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutmaz. Allah, onların ne yaptıklarını bilir.

66. Bilin ki göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah ile aralarına koydukları şeye yalvaranlar ortaklara uymuş olmaz, sadece kendi kuruntularına uymuş olurlar. Onlar sadece atarlar.

not: alıntıdır.
kasas 61. Kendisine güzel bir vaatte bulunduğumuz ve o vaat edileni hak eden kimse, dünya hayatının varlığı ile zengin kıldığımız ama kıyamet günü yaka paça getirilecek olan kimse gibi olur mu?

62. Allah onlara şöyle seslenecektir: “Bana eş olarak kurguladıklarınız nerede?”

63. Cezayı hak edenler diyecekler ki: “Rabbimiz! Bunlar, hayallere daldırdığımız kimselerdir; tıpkı bizim daldığımız gibi daldırdık. Onlardan ilişkimizi kesip sana yöneldik. Zaten kulluk ettikleri yalnız biz değildik”.

64. (Aldatılanlara) “Eş koştuklarınızı çağırın” denecek; onlar da çağıracaklar ama çağrılarına cevap alamayacaklar. Artık azap önlerindedir. Keşke doğru yola girmiş olsalardı.

65. Onlara seslendiği gün “Elçilere ne cevap verdiniz?” diye soracaktır.

66. O gün haber kaynakları tükenir. Birbirlerine bir şey de soramazlar.

67. Ama kim tövbe edip iman eder, salih amel/faydalı işleri en iyi şekilde yaparsa; onun başarı ve kurtuluşa ulaşanlardan olması umulur.

74. O gün Allah onlara seslenecek: “Hani, nerede o sizin varsaydığınız ortaklarım?”

75. (Bu sözü), her toplumun içinden bir şahit çıkardığımız ve onlara; “Haydi, delilinizi getirin.” dediğimiz sırada söyleriz. O sırada bunlar, Allah’ın haklı olduğunu öğrenmiş olurlar. Zaten uydurup durdukları şey de kaybolup gitmiştir.

not: alıntıdır.
neml 59. De ki : “Her şeyi güzel yapmak Allah'a mahsustur. Allah’ın seçtiği kullara da selam olsun. Allah mı iyidir, yoksa eş koştukları mı?”

60. Gökleri ve yeri yaratan, sizin için gökten su indiren ve onunla bahçelerin güzel bitkilerini bitiren hiç iyi olmaz mı? Siz kendiliğinizden onun ağacını bile bitiremezsiniz. Allah ile birlikte başka bir ilah mı var? Hayır, onlar yoldan ayrılmış bir halktır.

61. Yeryüzünü durulacak yer olarak kılan kim? Arasından ırmaklar çıkaran, onun için sağlam dağlar kılan ve iki denizin arasına bir engel koyan kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? Hayır onların birçoğu bilmiyorlar.

62. Sıkıntıya düşmüş olanın duasına cevap veren kim? Kendisine dua edilip, kötülüğü kaldıran kim? Ve sizi yeryüzünde, öncekilerin yerlerine geçenler/halifeler/varisler yapan kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? Ne de az öğüt alıp düşünüyorsunuz!

63. Karaların ve denizlerin karanlıkları içinde size yolunuzu bulduran kim; rahmetinden önce rüzgarları müjdeci olarak gönderen kim? Allah ile birlikte başka bir ilah mı? Allah onların eş koştuklarından uzaktır.

64. Yahut yaratmaya başlayan kim? Sonra onu iade ediyor? Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kim? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? De ki: “Eğer doğru sözlülerden iseniz delilinizi getirin!”

65. De ki: “Göklerde ve yerde gaybı Allah’tan başka kimse bilemez! Onlar ne zaman dirileceklerini de bilemezler.” 66. Hayır onların ahiret hakkındaki bilgileri karmakarışıktır. Hayır hayır, onlar yine de ondan kuşku içindedirler. Doğrusu onlar ondan yana düşünmek istemiyorlar.

not: alıntıdır.
kısmen doğru önerme.

türbeye gidip ölen kişiye onun için dua edersen değildir. türbeye gidip kendin için ondan medet umarak dua edersen onu put haline çevirmiş olursun. puta da taparsın.
fatır 13. Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve ayı da hizmete koymuştur. Bunların her biri belli bir süreye kadar, yörüngesinde akar gider. işte bunları yapan Rabbiniz Allah'tır. Yetki ondadır. Onunla aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız, bir çekirdek zarına bile hükmedemezler.

14. Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler; işitseler cevap veremezler: Kıyamet gününde de sizin onları ortak saymanızı örtbas ederler. Kimse sana bunları, her şeyin içyüzünü bilen Allah gibi haber vermez.

40. De ki: "Allah ile ortak sayarak araya koyup yardım istediklerinize baktınız mı? Gösterin bana; onlar yerin hangi parçasını yaratmışlar. Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Ya da onlara bir yazı verdik de onu belge olarak mı kullanıyorlar? Hayır; o zalimlerden biri diğerine sadece aldatıcı vaadde bulunur.

not: alıntıdır.
furkan 2. Göklerin ve yerin hâkimiyeti onun elindedir; ne bir çocuk edinmiştir, ne de hâkimiyette ortağı vardır. O, her şeyi yaratmış ve her şeye bir ölçü koymuştur.

3. Durum böyle iken Allah ile aralarına koydukları ilahlara tutundular. O ilahlar bir şey yaratamazlar, çünkü kendileri yaratılmıştır. Kendilerine zarar vermeye veya yarar sağlamaya bile güçleri yetmez. Onlar; ölüm, hayat ve tekrar diriltme konusunda da bir yetki sahibi değillerdir.

17. Hem onları, hem de Allah ile aralarına koyup kulluk ettikleri kimseleri topladığı gün, araya koyduklarına; “Şu kullarımı siz mi saptırdınız, yoksa kendileri mi saptılar?” diyecektir.

18. Onlar da, “Sana içten boyun eğeriz; seni bırakıp başka velilere tutunmak bize yakışmaz. (Biz yapmadık ki onlara bunu emretmiş olalım) Ama sen, onlara ve babalarına nimetler verdin, o zikri (senin kitabını) unuttular ve bereketsiz bir topluma dönüştüler.”

19. (Allah Teâlâ diyecek ki;) bunlar, anlattıklarınızı yalan saymışlardı. Bugün bunları ne azaptan kurtarabilirsiniz ne de yardım edebilirsiniz. Sizin içinizden yanlış yapmış (Allah’ı ikinci sıraya koymuş) ise ona büyük bir azap tattırcağız.

55. Kendilerine ne faydası, ne de zararı olacak şeyi Allah ile aralarına koyup kulluk ederler. Kendini doğruya kapatan(kâfir), Sahibine karşı, başkasına destek verir.

not: alıntıdır.
Allah'ı bırakıpta kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet(dua ederek ibadet eden) edenlerden daha sapık kim olabilir. (Ahkaf-5)

"Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur."
" O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar." (Zuhruf 36-37)

"iyi bilinmelidir ki halis din Allah'ındır. Allah' tan başka dostlar edinenler: "Bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye onlara ibadet ediyoruz" derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve kafir olan kimseyi doğru yola eriştirmez." (Zümer: 3)

"Onlar Allah'tan başka kendilerine fayda da zarar da veremeyen şeylere taparlar ve: "Bunlar Allah katında şefaatçilerimizdir" derler. Ey Muhammed! De ki: "Göklerde ve yerde Allah'ın bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak koşmalarından münezzeh ve yücedir." (Yunus: 18)

Andolsun, onlara:' Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye soracak olsan, elbette 'Allah' diyecekler.
De ki:' Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O'nun zararını kaldırabilir mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi?' De ki:' Allah bana yeter, tevekkül edecek olanlar, O'na tevekkül etsinler.' (Zümer; 36-38)

araf 194. Allah ile aranıza koyup çağrıda bulunduklarınız sizin gibi kullardır. Dedikleriniz içinize yatıyorsa onlara seslenin de size cevap versinler.
195. Ayakları mı var ki yürüsünler; elleri mi var ki tutsunlar; gözleri mi var ki görsünler; kulakları mı var ki dinlesinler. De ki “Çağırın ortaklarınızı, sonra bana tuzak kurun; hiç göz açtırmayın.”
196. Benim velim, bu Kitabı indiren Allah’tır. O, iyilere velilik eder.
197. Allah ile aranıza koyup yardıma çağırdıklarınız; size yardım etmek şöyle dursun, kendilerine bile yardım edemezler.
198. Onları doğru yola çağırsan seni dinlemezler. Sana baktıklarını görürsün, oysa onlar göremezler.

yasin 74. Belki yardımları olur diye, Allah ile aralarına koydukları ilahlar edindiler.
75. Oysa onların yardıma güçleri yetmez. Ama bunlar onlar için hazır asker gibidirler.

not: alıntıdır.
isabetli tespit.

türbeler, çapıt bağlanan ağaçlar, mezarlar, kümbetler bunların hiçbirisinin müslümana bir faydası yoktur. isterse peygamber mezarı olsun. dua, istek, dilek merci, makamı yalnızca ve yalnızca allah'tır. bunu yaparken başka bir yerlerden, kişilerden, ölü kişilerden, nesnelerden medet ummak cahilliktir, kabahattir, dini kulaktan dolma bilmektir. oturduğunuz yerden, yürürken de gayet dua edebilirsiniz. bu noktada allah'ın bizden istediği tek şart samimi niyet + gayret = allah'ın isabet ettirdiğine koşulsuz teslimiyet(tevekkül).
en güzel duada namaz ibadetiyle yapılan duadır.
tam da yarın türbe gezimin olduğu bir zamanda bunu öğrenmem oldukça acı bir şekilde yüzüme çarptı.
turbeler kerameti olduguna inanilan insanların kabirleridir ve islamda kabir ziyareti makbul bir eylemdir. kıymetli bir zatın kabri basinda yasanan maneviyatla kisinin allah a dua etmesi ve helal isteklerini belirtmesinde dini bir sakinca bulunmamaktadir. istek elbette alllahtandir. puthane falan diyerek turbeleri itibarsizlastirmak ise alenen art niyettir.
Türbeler birer puthane değildir. Batıl inançlı kişilerin türbeleri bu şekilde görmesidir.