bugün

(bkz: moğol)
Timur, Atatürk'ün tarihte hayran olduğu ve örnek aldığı liderlerden birisidir. Adının anlamı 'Demir'dir. Timur-Temür-Demir. Emir Timur Gürkani... Timur Devleti bayrağı ve haritası:
görsel
görsel
görsel
görsel
öncesinde erden yazınca tadından yenmeyen kelime.
(bkz: erden timur)
babadan kalma devletle kendsine dayılanan yıldırım bayezid'i ankara muharebesinde ezip geçmiştir. filleri çok akıllıca kullanmıştır. cengiz han ve iskender'den sonra en büyük üçüncü askeri dehadır.
Muhteşem bir adamdır.
Ulu hun tanhusu gelmeden.
Tüzükat adlı eseri vardır. Birçok akademisyen tarafından kaynak olarak kullanılsa da eserin Timur'a ait olmadığını söyleyenler de bulunmaktadır. "Mukaddime" adlı oldukça hacimli bir esere sahip olan ibn Haldun'a hizmetine girmesi için teklifte bulunmuşsa da ibn Haldun, emir Timur'a saygıda bulunup teklifi nazikçe geri çevirmiştir. Kimi kaynaklar Yıldırım Bayezid'e iyi davrandığını söylerken; kimisi ise yıldırım Bayezid'i kafeste gezdirdiğinden söz etmektedir. O zamanlarda malumunuz kamera kayıtları, fotoğraf olmadığı için kesin şöyle oldu dememiz mümkün olamamaktadır ne yazık ki, evet.
Bazen Keşke orta asya yerine anadolu taraflarında doğsa ya da bu taraflara göç etseydi dediğim lider. bana göre bütün osmanlı ve diğer anaadolu türk devletlerinde ona denk birisi yok. Böyle bir durumda pek çok şey farklı olabilirdi..
Sevdiğim hükümdar olup adaşımdır kesinlikle şüphesiz.. demir anlamına gelir.
osmanlı padişahlarının korkulu rüyası.
(bkz: En büyük Türk kimdir)

itirazı olan?
göçebe tarihi bir silsile halinde ilerleyecekse, bunun bizi ilgilendiren bölümü;

- göktürk ve hunlar'ın ortaya çıkışıyla birlikte türk kavramının yerleşmesi ve farklı coğrafyalara açılabilmesi,
- oğuzlar'ın ortaya çıkışı,
- cengiz han dönemi moğol imparatorluğu,
- timur ve timur sonrası dönem,
- osmanlı dönemi

olarak kronolojik hale getirebilmek mümkündür.

son büyük sahipkıran olan timur ile ilgili neler söylenebilir.. bunun için önce cengiz için ne söylenebileceğine bakarsak:
- türk tarihi ile ilgili konuşurken cengiz döneminden bahsettim. cengiz, dışarıdan gelen ulusları birleştirebilmiştir. var olanı yıkar ve yenisini kurar. bu "yeni" içerisinde, "eski"den gelen unsurlar kendisine yer bulabilir.
- bu düşünce tarzı turko-moğol bir sentezi doğurabilmiştir. yani moğollar artık sadece step insanı olmamaya, şehir dışında yaşasalar dahi, şehirden beslenen bir yaşama evrilmeye başlamıştır.
- cengiz, kendisinden sonra gelecek olan ardılların elini kuvvetlendirmiş, moğol ruhunu yani yıkıp yeniden yapma doktrinini devam ettirmeye çalışmıştır.
- cengiz, mevzuya evrensel bakar..
ardından gelen timur döneminde ise:
- artık moğollar "step insanı" değildir. steplerde yaşar fakat, ilişkili oldukları toplumlar üzerinden şehirden beslenen bir hayata sahiptirler.
- timur birleştirici ve yıkıp yeniden yapıcı bir güç değildir. timur'un stratejisi, sürekli savaşayım, etrafımda bana denk bir güç olmasın, ilişkide olduğum kabileler-boylar, birbirleriyle siyaset yapıp, ittifaka giremesin. bu nedenle, sadece kendisi sürekli savaşmamış, etrafındaki kabileleri de birbirleriyle savaştırmış, ittifakları bölmüş (anadolu dahil) ve siyaseti felç etmiştir.
- timur konuya evensel bakmaz. merkezdeki semerkant-buhara civarını elde tutmak, yüceltmek ve çağatay kültürünü odak noktası haline getirmek ister. yani yıkıp yeniden yapma, yeni olanın içerisine eskiyi katmak gibi bir derdi yoktur. zaten bunu yapabilecek bir doktrinsel silahı da yoktur. ordusu eskisi gibi saf göçebe ordusu değildir, ordusunu merkezde tutmaz ve sürekli yağma ile besler.
- timur ardıllarının güçlenmesine de izin vermemiş, onları küçük tümenlerle sefere yollamıştır. etrafında hiç bir nedenle güçlü bir insan istemez.