bugün

7 dalda oscar'a aday gösterilip mike nichols'a en iyi yönetmen ödülünü getiren 1967 yapımı film.. farklı yaşlardaki kadın ve erkek ilişkilerini gündeme getiren filmde; anne bancroft ile dustin hoffman başrol oynuyor..
ilk saniyesinde the sound of silence çalmaya başladığı andan itibaren hapseden bir atmosferi vardır. ben de dahil pek çok erkekte olan olgun kadın fantezisinin hayat bulmuşudur. 20li yaşlarının başındaki her er kişi bu filmi izlemeli derim ben.

(bkz: mrs robinson)
"mezuniyet" manasına gelen.
Aslında bir gençlik filmidir. Mizahla özgürlük duygusunu birlikte ele alan yönetmen mike nichols hoş bir atmosfer yaratır. Simon and garfunkel'in eşsiz müziklerini de unutmamak gerek elbette. Ailenin bilinçsiz ısrarlarından kurtulup önündeki uzun yaşama adım atmak isteyenlerin filmi olmuştur. Dustin Hoffman'ın ilk başrollerinden biri olmalı. Anne Bancroft'un Mrs. Robinson karakteriyle bütünleştiği filmdir ayrıca.
easa olarak Charles Webb'in bir romani olmakla beraber dilimize yeniyetme olarak cevrilmiş olan e yayinlarindan cikmiş olan romandir. sahaflarin tane iki milyon kaleminden satildiği için ortalikta sebil gibidir bu kitap. ammavelakin kapağindaki resimdeki sirf o avanak avanak bakan dustin hoffman'nin karesi için en azindan sahip olunmasi gereken roman.
kırk yılı aşmış bir film için yirmi birinci yüzyıldan kalkıp ahkam kesmek -hele dustin hoffman gibi bir isim söz konusuyken- olanaksız olsa da pek ısınamadığım, az buçuk klişe bulduğum bir uzun metrajdır. filmin müzikleri simon and garfunkel imzalıdır.

(bkz: katharine ross)
(bkz: william daniels)
(bkz: brian avery)
yaratıcı, basit, gürültücü ve çok sakin bir filmdir.
68 kuşapının burjuva kültürüne karşı isyanını dışa vuran bir film. evlilik ve bağlılık gibi toplumsal normlar tarafından bir kalıba sokulmamış olan saf, samimi ve doludizgin bir aşkı anlatıyor.
dastin hofmın parlar, parlar, ışık saçar resmen filmde.. zaten ilk filmlerinden biridir.
bu arada simon and garfunkel'in mrs. robinson şarkısı da ne güzeldir.
dustin hoffman ın başlarda çekingen ergen halleri, ardındanmrs. robinson ile oluşan münasebetinden kelli ben adam oldum triplerine girşi, ve son kısımda sevdiğinin peşinden delicesine koşan yeşilçam delikanlısı, aşık genç halleri. evet bu adam gerçekten iyi oyuncudur dedirtir, filmlerde karakterin değişimini seven bir izleyiciye şukela olmuş dedirtir dustin abimiz. filme yorum diye dustin hoffman yorumu yazdım çünkü dustin abmizin performansı filmin bir tık önüne geçmiştir bana sorarsanız, iyi film ama dustin hoffman bir başka, acayip bişey.
"mrs. robinson, you're trying to seduce me. aren't you?" repliği en iyi film replikleri arasındadır ve birçok filmde bu repliğe gönderme olur.
en efsane repliklerden birine ev sahibi;
--spoiler--
mr. mcguire: ben. i want to say one word to you. just one word.
benjamin: yes, sir.
mr. mcguire: are you listening?
benjamin: yes, i am.
mr. mcguire: plastics.
benjamin: just how do you mean that, sir?
--spoiler--
bu filmi izlemediğiniz halde mrs. robinson şarkısını severek dinliyorsanız bir de bu filmi izleyerek şarkı sözlerini anlamlandırın.

dustin hoffman'ın ergen veleti harika canlandırdığı güzel film. bu arada elaine'de hiç fena değilmiş yani.*
kendine has ayrı bir samimiyeti olan, s&g şarkıları eşliğinde müthiş keyifli kültleşmiş bir film.
Elaine çok bağırıyor.
Araba surme sahneleri fena.
Ulan ne analar var be !
Ne aşkmış,
Final sahnesi cennet mahallesi kavga sahneleri gibi(yer) kilise.

Bol spoiler içerir ramazan bereketi..
Otobüsle gelin kaçırıldığını ilk defa görüyorum.

Sahi müzikleri fena mı fena(çok güzel yani)

Ölmeden izleyin çabuk kış...
Öncelikle sound of silence yazayım şuraya. Dustin hoffman'ın her ne kadar döktürse de papillon, the midnight cowboy gibi filmlerini izledikten sonra ne kadar gelişme kaydettiğini farkettim. Elaine aşırı tatlıydı... Ve o sonda "Şimdi napıcaz mk?" Bakışları muazzadı. Kısacası izlenebilitesi var.
1967 yapımı, mike nichols'a en iyi yönetmen'oscar'ını kazandıran, başrolde anne bancroft ile dustin hoffman' ın olduğu, Genç erkek ve olgun kadın ilişkisinin irdelendiği, biraz romatik , biraz komedi biraz da garip bir film.
Benjamin okulunu bitirmiş ve hayata hazır bir delikanlı. Bu sebeple herkes ona bir tavsiye vermekte, benjaminin kafasını allak bullak etmekte, ailesi ise babasının patronunun kızı Elaine ile evlenmesinden yana. Derken patronun karısı bayan robinson ile aralarında bir yakınlaşma başlıyor ve bayan robinson benjamin'i baştan çıkarıyor (bkz: milli olmak). Böylece Benjamin yetişkinliğe adım atmasıyla birlikte akranı Elaine ile yakınlaşmaya başlıyor, metresi sevdiği kızın annesi olunca da iş içerisinden çıkılmaz bir hâl alıyor.
Filmin neredeye geneline hakim olan çaresizlik teması çok iyi işlenmiş; Dustin Hoffman ise daha genç yaşına rağmen ne kadar mükemmel bir oyuncu olacağının sinyalini vermiş. En sevdiğim sahne ilk ilişki sahnesiydi ki yanlış hatırlamıyorsam bu sahnenin doğaçlama çekildiğini okumuştum.