bugün

askere aynı dönemde giden kişilerin birbirini kollaması durumudur. Lise sonların alt sınıflara pas vermemesi gibi. askeri ortamların tamamında olup olmadığının kesin bir ıspatı mümkün değildir. ast üst ilişkinin altı çizilir.
devrecilik de denir
sözlükteki nesil ayrımının kaynağı.
askerlikte bu kadarda olur mu dedittirecek bir durum
Kısa dönemler bu durumdan etkilenmezler ama uzun dönemler kendi aralarında angarya yığma konusunda böyle bir düzen kurmuşlardır.
(bkz: devrecilik)
15 ay askerlik yapanların ilk 5 aylarında her tür pis ve angarya işi yapmalarına sebep olan, ancak daha sonra 10 ay boyunca rahat etmelerini sağlayan düzen. bir askerin 15 ay boyunca sürünmesi akıl ve mantık dışıdır. olması gereken bir düzendir.
(bkz: dede torun muhabbeti)*
(bkz: dört tertip göt tertip)
(bkz: tertip)
devrecilikten ayrı bir durumdur. Tertipçilik genelde üst devrenin egosunu tatmin etmesinden ileri gelen bir durumdur bu bazen alt devreyi koğuşta süründürmek, bazen gecenin bi körü alt devreyi uyandırıp koğuşu gazinoyu paspaslatmaktan ileri gelir. Devrecilik ise bölüğün işlerinin alt devreye verilmesidir. bu genelde bölüğün işi olan mıntıkanın ve temizlik işlerinin vaktinde yapılmasından ileri gelir. devrecilikte tertipçilikte olduğu gibi ego tatmini yoktur.
tertipçilik ya da devrecilik hayatın her seviyesinde mevcuttur aslında.
çocukken top oynarken ufakları oynatmamak.
bisiklet sürerken yine küçükleri konvoya almamak.
ilkokulda kantinde sıradan itmek itilmek.
vs. devam eder.

ayrıca kamu ya da kuruluşlarda da mevcuttur.
yeni özelleşen şirketlerde ihtiyarların gençleri sallamaması ya da gençlerin ihtiyarlara dinazor demesi canlı şahitliğimde gerçekleşen bir hadisedir.
~hep vardı ama biz askerde öğrendik. diyorum.

aslında devrecilikten kasıt sıracılıktır. yanlış terimlerde boğulmayalım.

( tertip ~ devre / bunlar birb.denk sayılabilir. )
(bkz: kral devre)
(bkz: birlikte bot bağlamak)
günümüz versiyonu ise özellikle interaktif sözlükler içerisinde nesilciliktir.
ben yaptım oda yapacak gibi saçma bir mantığı vardır. bir bakıma şunun da düşünülmesi gerekir aslında, "ben sövdüm onlarda mı sövsün"?