bugün

dördüncüyü isteyen danışmandır. hanımların beyanına göre her gün birine gidiyormuş, sıra şaşmıyormuş. ahlaksızlık diz boyu.

canım türkiyem ne hallerde, nerede kaldı kadın hakları, nerede kaldı insan hakları nerde kaldı demokrasi.

haberin ayrıntılı şöyle:

Niyeti "dörde kadar gitmek"

Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Genel Başkanlığı yapan, "şeyhülislam seçilen", Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığına getirilen Ali Yüksel'in "üç eşli" olduğu ortaya çıktı. Yüksel niyetinin "dörde kadar gitmek" olduğunu açıklarken çokeşliliğini "sünnet bir ibadet" olarak nitelendirdi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kartın soru önergesiyle eski Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Genel Başkanı, Almanya’da şeyhülislam seçilen, AKP Grup Başkanvekili Suat Kılıçın kayınpederi olduğu belirtilen Ali Yükselin Başbakanlığa danışman olarak atandığı ortaya çıktı.

Gazeteci Fehmi Çalmukun kaleme aldığı Merak Edilen Kızlar isimli kitapta, Yüksel çokeşliliğin iyi ve zor yanlarını; ayrıntılı olarak anlattı. Kitapta, Yükselin üçüncü eşi Dilber Yüksel ile yapılan röportaja da yer verildi.

Her gün birimizde

Dilber Yüksel, eşine 11 yaşında âşık olduğunu açıklarken ... O zamanlar beni etkileyen belki kocamın hali. Belki hayalimde düşündüğüm eşe uygun olması. Bilmiyorum yani. Karakterini tanırsınız, islami bir yaşantısı varsa o etki yapar. Hepsi bir bütün olarak beyaz atlı prenstir değerlendirmesini yaptı.

Yazarın Bir de adil davranması var. Haftanın 7 günü var sözleri üzerine Dilber Yüksel, Her gün birimizde. Sırayla gidiyor. Günü üçe bölmüyor. Her gün birimizde. Sıra atlanmıyor. Hanımlar yanında olduğu müddetçe sıra atlanmıyor diyerek, çokeşli yaşamlarının kuralını anlattı.

Ali Yükselin dördüncü evliliği yapmasını nasıl karşılayacağına ilişkinse Dilber Yüksel, Evlenmesin dersem haksızlık yapmış olurum. Onun hakkıdır. Ama hanım olarak, onu seven biri olarak istemem. Zor. Çok kırılırım& sözleri dikkat çekti.

Yazar Fehmi Çalmuk&un yönelttiği sorular ve Ali Yükselin verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:

- Üç evlilik yapan sizsiniz. Üçüne de adaletli davranmak zorundasınız. Sizin olağanüstü bir efor sarf etmeniz gerekmiyor mu?

- ... Duygularımı bir tarafa atarak eşit davranmaya gayret ediyorum. Bunu da zannederim bir hayli başarıyorum.

- Birinci evlilikte aşk-sevgi söylenebilir, ama diğerleri için bu biraz muhal (gerçekleşmesi olanaksız) gibi görünüyor?

- Yo. Aslında insanın sevgisine sınır yoktur... Allah müsaade etmiş. Ben şöyle dua ettim; Allahım bana bu konuda haram nasip etme, helalden mahrum etme demişimdir.

- Zorlandığınızı hissediyor musunuz?

- Oluyor tabii.. O zamanki haleti ruhiyesine bağlı. Kafanıza bazı şeyleri takmış iseniz, meselelerin yükü altındayken bazı şeyler insana ağır gelebiliyor.

- Her gün sırayı takip ediyorsunuz. Karıştırmıyor musunuz? Elbiseleriniz de karışır....

- Orada giydiğim orada kalır, burada giydiğim burada kalabilir.

- Dördüncü evlilik...

- Ben iki evlendiğim zaman dedim ki Benim niyetim dörde kadar gitmek ama kısmetim nedir, onu bilemem Allah bilir dedim.

- ikinciyi alırken birinciye, üçüncüyü alırken ikinciye danıştınız mı? izin aldınız mı?

- Hayır, izin almadım. izin vermezler ki... Sünnet bir ibadeti yapacağımda izin almak olur da, izin almak mecburiyetinde değilim...

http://haber.gazetevatan....-danisman/321097/1/Gundem
(bkz: akp nin kadına bakışı)
"kadın ve erkek eşit değildir, olamaz" diyenlerin -bizim memlekette değil canıııım, olur mu- ete kemiğe bürünmüş canlı örneği.

düt: partizanlık adına bu bile olağan görünüyor bazılarına, üzüntü veren bir durum. çok da sıkışan olursa hz. muhammed dönemi ile ya da islam inancı ile karşılaştırmaya kalkan şakacılar da çıkacaktır. hatta daha da sıkışırsa "ha o dönem, ha bu dönem, aynısı bak valla aynısı" diyenleri de olur. dindarlıkla partizanlık örtüşmez ağalar ama dincilik ile partizanlık cuk oturur. işte bu yüzden bu memleketi var eden ruh, dinin siyasete bulaşmaması ve saf ve temiz vicdanlarda olması gerektiği gibi varolabilmesi için çabalamıştır. ha, o ruh bu beyinlere çok mudur, az mıdır, hak mıdır; onun takdirini de mahşer gününe, yaradana bırakalım.
başbakanın en az 3 mottosunu yanlış anlamış danışmandır.
orospuya, kerhaneye gidenlerin "yaaee yasak 3 kadın yeaaa" diye tırı vırı yaptığı danışmandır.

onlarca dost hayatı yaşayana, karılarını aldatıp metres tutanlara sesini çıkarma adamın nikahlı eşlerine lölö yap.
tayyip erdoğan ile yakınen ilişkilendirilmeye çalışılması muhalefetin ne denli acze düştüğünü gösteriyor.
ayrıca haber ve yapılan açıklamalar şaka gibi. yalan haber olduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmam.
adamın ne suçu var kardeşim, gerizekalı kadınlar evlenmesin herifle. bilmiyorlar mı adamın evli olduğunu. ama orgy'nin amn koyarlar şaka maka.
bu ülke üç kadın alma zihniyeti ile yönetliyor diye ağlayanların pek arkasına sığındığı olay. Peki türkiye cumhuriyeti kanunlarına göre metres tutmak serbest mi? ya da evli iken cinsel ilşkiye girmek?

Adam kendi partisi içinde farklı görüşteki bir parti mensubunun kafasına vurarak farklı düşünüyor diye ihraç etmeye kalkmış adamın oturup tartıştığı konuya bak. çok özendiğin batıda böyle bir olay olsa kıyamet kopar ama nedense bizde ses yok? Tam tersi akp'de olsydı yani referanduma hayır diyen biri mahkemeye verilseydi şimdi sözlükte kıyamet kopmuştu.
(bkz: dincilerin genelde sapık olması)
islamın gereklerine kadın açısından bakmak gerekir.
adamın aldığı kadın diyor ki, dördüncüyü alabilir hakkıdır ama kırılırım tabiki.
alabileceği kadının hepi topu, zekası, dünyası bu kadar.
peki alamayacakları kadınlar ne olacak, onlarda en yakın zamanda alınabilecek düzeye getirilecek.
sonra da pekin +5 protokollerinde eşitlikten, referanduma gidecek anayasa maddelerinde pozitif ayrımdan söz et.
şu kadınlar ne zaman anlayacaklar aptal yerine konulduklarını, kandırıldıklarını, sömürüldüklerini.
bu adamla evlenecek kadının kadınlık gururundan yoksun, kendine bir gram saygısı olmayan birisinin olması gerekiyor zira kendisini bu kadar aşağılayacak başka bir duruma sokamaz.
(bkz: herkes 3 çocuğu ayrı karıdan yapsın)
hasta ruhlu kişidir.
terapiye ihtiyacı vardır.
evli erkekle zina yapan ikinci, üçüncü;
ahlak yoksunu şerefsiz kadınlar da
bellerine kadar gömülüp; taşlanma yöntemiyle imha edilmelidir.
böyle bir partiden başka ne bekliyorsunuz denilebilecek olay. hiç şaşırmadım ama ülkemin bu haline üzüldüm.
evlenmeden önce gerek kadın gerek erkek, onlarca kişiyle yatanların yanında daha masum duran durumdur ama yanlıştır.
beğensekde beğenmesekde dini olarak adaletli olacaksa ve olacağından emin ise birden fazla eş almasında herhangi bir yasak yoktur. bu durumda sadece 2 şart aranmaktadır.
-eşler arasında -nafaka/geçimi temin mesken güzel muamele yanlarında kalmak gibi maddî yönden arzulanan- adaleti temin etmek.
-onların geçimlerini temin etme gücüne sahip olmak

ha onaylıyormuyum hayır ama dini açıdan böyle.
öncelikle dördüncü eşi, daha sonra yaş ve sayı sınırı olmadan istediği kadar odalık ve cariyeyi alması; zamanı kalırsa da binlerce lira maaş aldığı başbakan danışmanlığı işini yapması beklenen zat-ı fânî.
başbakan'ın ona ne danıştığı da ayrı bir muammadır.
Yobazlık,gericilik ve abazalıkta tavan yapmış pezevenktir.
bu entrydeki tüm olaylar ve kişiler yazarın kurgusudur; gerçek hayattaki benzerlikler yalnızca tesadüften ibarettir:

- ali gel bakayım, sana bir şey danışacağım.
- buyurun başbakanım, danışın. ben zaten başbakan danışmanıyım.
- ya ali ne olacak bizim işler?
- nedir başbakanım, hayırlara vesile olsun...
- emine diyorum.
- ...?
- kabul etmiyor be ali.
- neyi başbakanım?
- senin bak ne güzel üç hanımın var, emine'ye diyorum ama yanaşmıyor.
- e başbakanım siz de hanım sözü ile davranmayın, peygamberimiz efendimiz sallallahü aleyhi vesellem hazretleri kaç eş almış bakın; üstelik tüm müslümanlara dört taneye izin vermiş...
- ama annemin evine giderim dedi.
- kayınvalideniz hanımefendi sağ mı başbakanım?
- sağ olmasa da gider o ali, insan hakları mahkemesine bile başvurur!
- ama müslümanlık böyle buyurmuş efendim, yenge müslüman değil mi?
- ne?
- haşa başbakanım, yani först leydimiz kapalı, namazında niyazında bir hanım, müslümanlığı bilir ve kabul eder demek istemiştim.
- yok o değil de ali, bir açıdan haklı emine; ben laik ülkenin başbakanıyım ya, böyle ülke dışı gezilerde falan hangi birisini först leydi yaparım ben, birbirini boğazlar bunlar...
- adaletli davranın efendim, her geziye birini eşit olarak götürün?
- olur mu ki? du bakalım...
- olur efendim, hepsine eşit davranırsanız neden olmasın?
- hay yaşa be ali, ben de bu başbakan danışmanları ne zaman işe yarayacak diyordum!
metres tutup yaşayan deyyuzlara göre daha ahlaki olan insandır.
(bkz: sanmıyorum)

geçenlerde akp milletvekili olan birinin 2 ya da 3 hanımlı olduğunun ortaya çıkmasıyla partiden ihraç edildiği haberlerini dinlemiştik. öyle 2- 3 hanımı olan birini danışman diye aralarına almazlar.
savunmasında: ''en az 3 çocuğu, 3 eş olarak anlamışım'' dediği söyleniyor.
deniz baykal'ın evlilik dışı evli biriyle ilişkisini özel hayat sayanların yüzsüzlüğünü göstermesinin fırsatı.

insanlar istediği kadar kişiyle beraber olabilirken mesele yoktur fakat müslüman birinin evlilik yoluyla, koyulan haddi geçmemesi mesele olur.

şimdi allah'ın izin verdiği bir şeye izin vermeyecek eşşekliği yapanların sözü mü önemli, allah'ın sözü mü?

buna karşı çıkan iyi düşünsün. allah'ın razı olduğuna razı olmayarak günaha giriyor. "allah böyle bir şey dememiştir, dinde yoktur" diyorsa o da müslüman değildir. günah demiyorum, kafirdir diyorum. kafir; allah'ın kuralı varken yerine kendi kuralını koyana denir.
bu tip haberlerin yapılmasının zamanlaması manidardır. (bkz: 2010 yüksek askeri şura kararları)

hatırlayarak;
(bkz: irtica) (bkz: 28 şubat) (bkz: toplum mühendisliği yapan medya)
utanmadan erotik röportaj vermiş bir de,"sırayla" diyor herif, "memnun ediyorum."???

Zamanlama falan denmiş; Muvazzaf askerlerin yakalanma emirlerinin beklenip beklenip YAŞ'a denkgetirilmesi zamanlama değil de bu mu zamanlama? izan diycem ama...
yobaz kültürüdür şaşırmamak gerekir.