bugün

Okul arkadaşlarım ile bir yere gitmiştim yanımda abim vardı ve beni rezil ediyordu.
% 96' sı bilimkurgu türündendir.
genelde kabusturlar. en aklımda kalanlar şöyle:

1. garip ahşap bi eve girip zihin engelli bi yaşıtımı öldürmemi istiyolar ve buna zorluyolar. eve giriyorum yavaş yavaş karanlık odalara bakınıp koridorlardan geçerek en sonunda arkadaşımın olduğu odayı buluyorum. göz göze geliyoruz. öldürmemek için kendi içimde nasıl direndiğimi anlatamam şu an burada. hoş öldürmüyorum da. sohbet ediyorum ve uyanıyorum. uyandığımda da öldürmediğime seviniyorum.*

2. ali ismail korkmaz'ın öldüğü haberini aldığımız dönemdi. kocaman apartmanvari, çok büyük odaları olan bir bardayız. barın her odası tıklım tıklım ve herkes çok eğleniyodu. ben de aralarından sessiz sakin geçiyorum, adeta dışardan mutsuz bi şekilde onları izliyomuş gibi. en sonunda geniş bomboş bi odasına geçiyorum barın ve ilerisinde ali ismail korkmaz'ı tek başına mutsuz bi şekilde içerken görüyorum. hiçbi şekilde konuşamadan uyanıyorum.

3. evimi tamamen farklı bi şekilde döşenmiş görüyorum. odamda küvet ve küvetin içinde bi kadın ve deli gibi ağlayan bebeği. dışarıda fırtına, sel, bütün felaketler var ancak ev sadece deprem oluyomuş gibi sallanıyor. küvetten kanlar gelmeye başlıyor ve ben uyanıyorum. o bebek ağlaması beni hep korkutur ve sinirlendirir bu yüzden.

4. dedemin yoğun bakımda olduğu dönemdi. kan verilmişti ve doktorlar durumun biraz iyiye gittiğini ve şaşırdıklarını söylemişlerdi. o gece rüyamda dedemi afili bir takım elbiseyle, sakal tıraşı olurken gördüm. bi de ne alaka olduğunu hiç anlayamadım ama dayımı tokatlamıştı. ertesi sabah kimseye söylemedim çünkü herkesin yorumlayacağını biliyodum. akşam dedemi kaybettik.

5. son olarak benim için klişeleşmiş bir kabuslar zinciri; her yakınımı en az bi defa ölmüş görmem.

bi tane de güzel bi rüya olsun dedim ama yemin ederim bulamadım.* ölüm üzerine kurulu rüyalarım için çakma freud'lar sahaya.
yazar olsaydım düşünebilirdim, çünkü ben çaylağım ve gurur duyuyorum sonuç olarak burası uludağ sözlük..
ucu bucağı görünmeyen, zift karası bir okyanus, sıcacık kan kokusunu buram buram hissettiren kızıl gökyüzü, zifiri karanlığa yavaş yavaş, yardım çığılıkları atarak batan, boğulan ben. içime çektiğim "su" diyemeyeceğim okyanus içeriğinin ciğerlerime dolduğunda canımı yakışının gerçekçiliği bile hala aklımdan çıkmıyor. hissettim lan bildiğin. wtf?!
Bazı insanların görme ve iyileştirme yetisi olur. Ben o insanlardan biriyim. Ve rüya görmekten her zaman korkarım. Çünkü dibine kadar yaşarım. Alacağım kararlardan, edeceğim laflara kadar çıkar.

ilk zamanlar doktorun kendimi koşullandırdığımı söylerdi.
Sonradan öğrendim ki akana bana el vermiş. Yani bizim ailemizin akana'sı.

Şimdi gördüğüm bir rüyaya göre kedimi kaybedeceğimi. Umarım dayanabilirim.
Uzun uzun anlatamayacağım kısaca özet geçersek her gece başka maceraya atıldığım mekanım oldu,bu gece acaba hangi cinayet,hangi vaka,hangi yalan,hangi akıl almaz olay olacak diye uyuyorum artık,
araba sürüyorum bir süre keyifle. dolambaçlı yollardan, rayların üzerinden felan geçiyorum. sonra yol daralmaya başlıyor. bir anda durup bir noktadan sonra geri vitese takıp gidiyorum. ulaştığım yerde kocaman bir duvar çıkıyor karşıma. halbuki burası yoldu, hatta paralı geçişti diyorum. neyse arabayı o duvarın önünde bırakıp petrole gidiyorum bir şeyler almaya. camdan arabaya bakıyorum arkada kuyruk olmuş. bulunduğum yere birkaç kişi geliyor. "hadi çek arabayı gidelim" diyolar. "yol yok nasıl gidecez" diyorum. açılacak diyorlar. bi dakka bekleyin deyip arabanın olduğu noktadaki duvarın arkasını görmek için yüksek bi yere çıkıyorum. içerde bi tren vagonu raylar üzerinde bekliyor. bu yol buraya kadar gibi bi hisse kapıldığım anda uyanıyorum. değişik bir rüyaydı. rüya tabirlerine baktım. yine aynı şeyi zırvalıyorlar. yok yükseleceksin, yok terfi edeceksin, çok büyük mevkilere geleceksin felan. lan ne mevkisi ne yükselmesi arkadaş. iş yerini mahkemeye vereceğim bayramdan sonra. kıyameti koparacağım. bu kadar tutar tabiriniz işte. yine de hayr olsun diyelim.

edit: hem imla, hem de yazarken, yazı bitmemişken yanlışlıkla kaydete bastım.
(bkz: hüzünlendiren başlıklar)
(bkz: kara büyü uykusuzluk)
Bir kere rüyamda aslanlar ve dinazorlarla oturmuş lüks bir restaurantta kemikli et yiyorduk, sonra aslanlardan biri dedi ki "acaba bu eti nasıl pişirmişler çok güzel olmuş" diyordu havadan nicki minaj gelip "önce haşladım sonra kızarttım canım" diyordu, dinazorlardan biri de "aynen ben de öyle yapıyorum çok güzel oluyor" diyordu.
Rüyalarımı hatırlamam.
iki arkadaşımla beraber norveç'e metroyla gittiğimi gördüm. Hem de norveç halkıyla arapça konuşacakmışız. Kitaplarımın hepsini götürmüşüm hatta olduğu gibi kitaplığı götürmüşüm kendime kızıyordum hangi akla hizmetle bunları getirdim diye.

Metro nasıl bilinçaltıma işlemişse artık uluslararası metro hattını bile içselleştirmişim.

Size saçma gelebilir ama ben çok eğlendim bu rüyada. Devamı da gelir inşallah.
sahurda yattıktan sonra gördüm
rüyamda evleniyordum
şimdi bazıları kızacak millet bir tane bulamadı sen ikinciyi alıyorsun diye
öyle değil
güya ilk defa evleniyorum hatun çocuklar falan yok.
üstelik evleneceğim kişi diyarbakır'lı.
gerçek hayatta zonguldak'tan evliyim. rüyada diyarbakır'lıyla evleniyorum.daha memleketten evlenmek nasip olmadı.
üstelik evleneceğim kızıda gördüm. uzun boylu,esmer, ağzı yüzü düzgün örtülü poşulu kürt güzeli. nikah yapacağız falan derken uyandım.
hatunla gözgöze geldik. ,hatun dedim rüyada diyarbakır'lı bir kızla evleniyordum. bu atarlanmaya başladı. ben sana ömrümü vermişim,üç tane aslan gibi evlat doğurmuşum sen üzerime gül kokluyorsun.
hatun dur hele sen yoksun güya bekarım ilk evleniyorum. yoksa ben senin üzerine gül koklarmıyım. senin korkuna bırak kadını dişi sineğe bakamıyorum. neyse anlaştık.
evden çıkacağım çorapları giyeceğim eğilemedim birkaç gündür belim ağırıyor. fıtık gene azdı.
hatun şu çorabımı giydirirmisin belim ağırıyor dedim.
cevap birebir şu
diyarbakır'lıyı çağır o giydirsin.
ulan dengesizliğin bu kadarı olurmu
insan rüyadaki adını kıskanırmı
kadın milleti böyle bir şey.
Beni kolumdan vurup sonra ameliyat etti psikopatın teki. Ondan kaçmaya çalıştım arabayla, yolda 6 yıl önce hoşlandığım çocuğu gördüm.
Sonra staja geç kaldığımı hatırladım, koşa koşa gidiyorum tabi, iş yeriyle aramda havuz var , atladım havuza o sırada müdür camdan baktı kızdı bana bi ton nerdesin sen diye.
O kadar emek veriyorum insan neden havuza atlıyosun, geç kal senden önemli mi der.
hatirlamiyorum.
dün gece rüyamda çok acayip bir şey gördüm...

sözlükte çaylak olmuştum !!!!

benim gibi kaliteli bir yazar, sebepsizce çaylak yapılmıştı... üstelik çaylak olduğumu da gelen bir mesaja cevap verirken alınan " çaylakken mesaj gönderemezsiniz. " uyarısı ile anlıyordum...

ulan zall dolaylı yoldan rüyalarıma bile girmeye başladın....
Yazarların gördükleri rüyalardır. Mesela ben babamın bana bisiklet aldığını gördüm ve baya bsya sevindim rüyamda. Ilginç.
Bu aralar pek hoş görmediğim rüyalar.
uçağın kokpit kısmına uçagın burnundan ve yanından giriliyordu.
hadi burnu anlarım da
lan kokpitte tofaş araba kapısı ne geziyordu lan?
Kendimi Orhun yazıtlarını okurken gördüm.ilginçti bayağı.
Büyüyünce at olacağım.

Şuanki hayalim ne biliyormisunuz arkadaşlar, ölmeden evime dönebilmek.

Doğal bir hayal bu.
sözlükte yaptığım dert dinleme rüyama girdi.

üç kişi bir yer de toplanmışız, bana diyorlar ki kulube hoş geldin, biz de insanları teselli ediyoruz...
dert dinlemek bilinçaltıma yerleşti !
dünyayı tavuklar basmış kimi gagalarlarsa onlar da tavuğa dönüşüyodu falan kaçamayanlar tavuklara tekme atıyodu bence bilinçaltım zehirlenmiş.
Dağlık bir arazideyizden sonrasını okumak istemedim, teşekkürler.
rüyamda 15 yıl önce yaşadığımız eve gidiyorum. casper gibi duvarlardan geçip o aralar maddi sıkıntıların diz boyu olduğu yıllarda yer sofrasında oturan abimi, annemi, ablamı ve küçük beni görüyorum. hepsine geleceği hakkındaki umut dolu spoiler'ları veriyorum. abimin başarılı, maaşını hakkıyla kazanan bir doktor olacağını, ablama öğretmen olup durumunun çok iyi olacağını, anneme ise evlatlarının hepsinin okuyacağını, iyi durumda olup hatrı sayılır bir semte güzel bir evi, arabası olacağını söyledim. tam bana gelip kendim hakkında, o aralar üzüldüğüm şeyler hakkında şeyler söyleyecekken kendimin beni duymadığını anlıyorum. konuşuyorum konuşuyorum, bakmıyor bile. çok etkilendiydim lan.