bugün

Dün gece içe içe kulaklıkla 2 saat ağladım sözlük. Bu aralar giderek asosyal ve insanlara katlanamayan bi hale bürünüyorum. ilkokulda üniversite hayatımın çılgınca geçeceğini, saçlarımı rengarenk boyatacağımı falan hayal ederdim, artık ileriye dönük bir tane bile hayalim yok.
Kendimi sürekli “sen çok mutlu olacaksın,sabret” diye diye avutup telkin etmeye çalışıyorum. Geceleri kendi kendime konuşup pişmanlıklarımı sıralıyorum. Ağlayarak uyuyakalıyorum, ama peşisıra nefes almakta güçlük çektiğim için sık sık uyanıyorum. Cama çıkıp biraz hava aldıktan sonra tekrar uyumaya çalışıyorum. Böyle böyle geçiyor günlerim.
korkularımın tetiklenme seviyesi gittikçe düşmeye başladı. yüksekten korkardım ama yine de bir kontrolüm vardı,asansör korkumu da bir şekilde halledebiliyordum,karanlık korkumu yendiğimi düşünüyordum hatta ama şimdi artık en ufak bir yükseklik algısı olduğunda içimde ki duygu kalbimi sıçratmaya başlıyor ( hele birisini yüksekten bakarken filan görünce bakmaya bile dayanamıyorum o kişiye) , asansördeyken ve karanlık olduğunda terlemelerim artıyor.
Uzansa ellerim zamanın çizgisine, Büyülense düşlerim,
Ben hep yalnızlığa düşerim...
Dün şakayla karışık olduğuna inanmak istediğim bir evlenme teklifi aldım. Sevgilim bile olmayan birinden.
en yakın arkadaşım dediğim adama dört senedir platonik aşığım.
evet sadece arkadaş değiliz ben it gibi seviyordum ve evet o beni hiç sevmedi ve benim ona baktığım gibi bakmadı.
daha demin çok sevdiğim sevgili miyiz değil miyiz ne olduğumuzu bile bilmediğim ama bana hayat enerjisi veren meleğim ile konuştuk facetime, ya ben bununla konuşunca enerji doluyorum, ekrandan atlayıp ellerini tutasım geliyor, sarılasım geliyor.

ne halt edeceğiz bilmem.

bir yıl sonra gelen edit: melek değilmiş jckcjc ama hala seviyorum. keşke şu an da konuşabilsek eskisi gibi.

iki yıl sonra gelen edit: ben loserım bu kızı unutmadım. üzerinden 2 kızla daha sevgili oldum, ikisiyle de bulustuk defalarca elini tuttum sarıldık öpüştük belki, bu kızın elini bile tutamadım, canlı bile göremedim sevgiliyken, en kısa süren iliskim de buydu, ama ben yine de bu kızı unutmadım.

ben kendi kendimi s*keyim ya.
insanları, kalabalığı hiç özlememişim. insanlara laf anlatasım gelmiyor..
Hayatta herkes layığını buluyor iyi veya kötü. Birine ne yaşatırsan illa ki günün birinde daha beterini karşına çıkarıyor. Mazlumun ahı yerde kalmaz hiçbir zaman.
her sevgilimi aldattım. istisnasız.
insan kendine yapılanları asla unutamıyor. Hatta yaşanmış bazı şeylerin acısının konuşup paylaştıkça azaldığı falan da yok, aksine Çoğu zaman konuşup anlattıkça yaralar daha çok kanıyor.
“dayanamam, yaşayamam, yapamam” dediğin ne varsa çok güzel üstesinden geliyorsun. yeniden aşık olmak için yeni yerler görmek için gördüklerini gezdiklerini yeniden bu sefer yanında olmasından heyecan duyacağın biriyle görmek için can atıyorsun. çok güzel hayaller kuruyorsun çünkü artık kısıtlayan yok, her şeye hevesim artık çünkü yeni şeyler hissediyorum. kendime çok da kızmıyorum ağlayıp yalvardığım için o zaman öyle hissediyordum... ama şu an iyi ki diyorum iyi ki. bağımlılık hissettiğiniz ilişki zehirdir, çok zor olacak sanarsınız ayrılık, ölüm gibi gelir ama zaman her şeyin ilacı ve aşk aşık olunandan daha güzel.
biz insanlar aslında çok acınası varlıklarız. birer savaşçıyız üzmeyelim birbirimizi.
Kırılınca değişiyorsun.
Öyle böyle değil, gerçekten değişiyorsun.
Kırılmam dediğin neyse, değer verdiğin, beklemediğin bir insandan görünce paramparça oluyormuşsun.
Ben değiştim. Beni değiştiren kim varsa hepsine teşekkür borçluyum.
Kendime geldim, toz pembe bakmayı bıraktım. Her insana güvenmemeyi öğrendim.
Zamanın bir şeyleri değiştirebileceğine olan inancımı kaybettim. Zaman acıdan başka bir şey vermiyormuş, gördüm yaşadım.
Büyüdüm.
Bugün hakkımı savundum ve hiç bu kadar iyi hissetmemiştim kendimi.

Lisede bir hocamız ‘hak yiyen köpektir hakkını yediren daha köpektir.’ Gibi bir şey derdi hep. Ne diyor bu derdik. Şimdi şimdi o kadar iyi anlıyorum ki bu hocayı. Mutlu etmedi belki ama huzurum garanti. Çok huzurluyum.

Haklıyken ayrı bir güzel de oluyor insan, şıkır şıkır falan. Hakkınızı savunun, yedirmeyin kimseye. Hadi öptüm yigeceler.
insanin dinledigi muzik, halini gercekten cok degistirebiliyor. Mutsuz oldum şimdi sirf bu yuzden *
Sanki hiç normale dönmeyecek gibi her şey, sadece hastalıktan değil kasıt “hayatlarımız”. Geriliyorum, zorlanıyorum, uzaklaşıyorum, tükeniyorum, korkuyorum.
parasızlık ve kitapsızlık hayatımı mahvediyor..
Yavaş yavaş yok oluyor gibiyim,
Sanki durmuş bütün saatler de ben bitiyor gibiyim.

Gözlerimin önünden dermansız hayaller geçerken, yüzümde acı bir tebessümle yalnızlığımı dinliyorum.
teslim edilmesi gereken onca makale olmasına rağmen vizyonsuzca c2'de ve bilimum sosyal medya çöplüğünde takılıyorum.
insanların birbirlerini sevdiklerini düşünmüyorum herkes sanki birbirine yalnız kalmamak için tahammül ediyor gibi böyle insanları görünce hepinizin a.... s.... diyesim geliyor sevgili sözlük..
Yağmurlu havada bir damla su vermeyeceğim insanlar var.

Sanılmasın ki, geçmişi unuttuk.
Sanmasınlar ki, kinimizi yuttuk.

Karanlık tünelden çıktık çok şükür.
Az çok aydınlığa kavuştuk.

O kutlu günü bekliyorum.
iyi gün dostu tüm riyakarlardan alınacak intikam gününü göstermeden can alma ya rab!

Riyakar ve çıkarcı çevremle ilgili adeta bir bildirgemi, manifestomu buraya bırakıyor ve hayırlısı ile bu entryi hatırlayacağım kutlu günü bekliyorum.
Geleceği öngörmeye çalışıyorum. Mesela rüya peygamberligin cüzlerinden birisi olduğundan çok önemlidir ve müslümanların gördüğü rüyalar genel olarak karşılarina gelir.

Lâkin ben yıllardır doğru düzgün rüya göremiyordum, ama sorun bu değil. Çünkü yaratıcı ile yaratılanın iletişim kurmasının tek yolu bu değil.

Rüya göremeyince günlük hayatta karşıma çıkan şeyler ile ileriyi görmeye başladım. Ve bunda çok yüksek bir başarı oranı yakaladım.

Son haftalarda cevabını merak ettiğim bazı sorular vardı. Bunlar üzerine elimdeki veriler ile kafa yormaya başladım. Hayli zamanımı aldı ama çok verimli sonuçlar elde ettim.

Şimdi geleceğe dair aklımdaki soru işaretlerinin çok büyük bir kısmi cevap buldu. Yalnızca bir iki noktada takildim. Onlarida önümüzdeki günlerde çözeceğimi zannediyorum.
akşam kızlar rakıya gelcek iççez o yüzden alışverişe çıktım sabah.
alışverişi yapıp eşyaları arabaya koydum. mezeciye gittim.
arabaya döndüm nasıl ter kokuyo ama anlatamam allahım diyorum daha sabah banyo yaptım deodorant sıktım nasıl böyle kokarım, çok terlediğimde bile böyle kokmaz ne yedim diye baya kafaya taktım üzüldüm.

meğer kokan köfteymiş amk.
sarımsak soğan olduğu için.
beynimde o kadar çok düşünce var ki şu an, 20 tane itiraf yazabilirim, hepsini aklımdan geçirdim. ama üşeniyom, sizin yazdıklarınızı okuyorum.