bugün

yine gidiyoruz bir gün o sırada karşıdan gelen.. diye başlayan hikayelerdir.*
(bkz: gecen haftanin en begenilen entryleri)
(bkz: başlığı açtığımda memelerini sıvazlıyordu)
(bkz: tamamen gerçektir)
(bkz: yine bir gün saf saf enty giriyordum)
---spoiler---

ooaragghhh

---spoiler---
saclari sogut agacinin bahar isigini yemeye hazirlanan salkimlari gibi, kupkuru uzuyordu. bedeni yogun, dudaklarinda sogut golgesi yagmur bekler. ayni odada o pencereden disariya bekliyordu, ben pencereden ona bakiyordum. dolayiverdim kollarimi bel yerine, sonra ensesine, yalnizca burun deliklerimden koruklenen cifte patlari saliverdim. hava soguksa, biz yaniyorduk. terliyorsak, donmaya hazirlaniyorduk.

gozum her nedense su pompasina ilisti, sonra aklima bukovskinin dulgeri geliverdi. ereksiyon ditti.
dur yahu anketten sonra bide suraya bi itiraf patlatim tam olsun dedigim baslik.
cismi yerinden çıkardım, soğuktu, elimle kavradım ve ileri geri sallamaya başladım, ilk yavaş yaptım ama sonra hızlandım...hızlandım...ve zamanı geldiğinde içindeki beyaz sıvıyı içtim. ayranı çok severim de. daha sonra ayran kutusunu çöpe attım ve karşıma bi kız çıktı...
(bkz: sarhoştum hatırlamıyorum)
yarim saat once internette tanismis, birbirimizi kamerada gordukten sonra, sevismeye karar vermistik. eve geldi, verdim eline gitti, hic de kafamda buyuttugum gibi degildi.
(bkz: yatirdim yatirdim cam dibine)
fantezim geldi dedi kiz. henuz on dokuz yasinda olmasina ragmen, doyum ugruna ve yasitlarindan bir adim otede olusunun kutlamacasina, elindeki en musait materyal ile istirak ediyordu hayata. kadin, erkeginin ellerini yataga baglar, genleriyle oynandigindan tonlarca basan kopek gibi kavrardi dulgeri. sonra vajinismus teshisinden hukumlu oldugunun foyasi cikti ortaya, toplam iki yil zindanda gecirdi. yataga bagladigi tum erkekler gardiyan idi. aha baglayamadim da.
kocami aldatmaktan haz duyuyorum demedi, ama yatakta beni tokatla derken, inlemeler icsel bir itirafin son haddiydi. gozlerinden bir an icin nefret akti, tokadi atan adama ofkeyle bakti, sonra canhiras aglamaya basladi. adamin attigi tokat bir hukmun belki de sevgisiz infaziydi, alcakca bir iftiraydi. kadin kendini bosluktan yine bir baskasinin yatagina atti.
kadinlarin, yakisikli capkinlara duydugu derin hayranligin sirrini bildiginden olsa gerek, haftada uc ayri kadinla yattigini soyledi saclari sari, gozleri yesil damina. elleri kadinin kuyruk sokumuna, ruhunun orta yerinden gelip de sinerjiyle mutluluk vaadeden medyum vaadiyle titriyordu. dansetmenin buyulu erotizmini, bedenine yakistiran nadir adamlarin ritmiyle, tum kuvveti gozlerindeydi. fakat hali raksederken partnerine kopek ceken latin efendisiydi. kadinca bir sevkatle, onun mukemmel erkek oldugunun cevabini bembeyaz carsaflarin ustunde, kendi harikuladeligiyle, tum disiligini sarfederek, tek fiseklik gecede verdi.
sahildeyim.

karşıdan maria sharapova gibi bir hatun geliyor. üstümde yeşil bir tshirt var. üzerinde sarı harflerle "will you take me home tonight??" yazıyor. *-hello. how are you? russian?
+priviet. ya haraşo. spoasiba pajaulista. kak vıy delaete? minya zavut maria. eta maya padru...
-do you sex???!!!
+da.

(bkz: mavi ekran)
adam, mavi gozlere hayran, kumral saclarina tum bedeni ile tabi, bir animasyon karakteri heyecaniyla bakiyordu kadina. yalan da olsa, ruhunun ve o ruhun aksindeki her magdurun inanmaktan vazgecmeyecegi palavralardan birini atti ortaya. ilk bulusmalarinda, senden cok hoslaniyorum veya birlikte tatile cikalim mi gibi uzun vadeye yayilmis yalan beyanatini acikladi. kadin yalan da olsa inanmak istedigi nakarati degismeyen bu yalana inanmak icin benligini zorladi. hayal gucunden bu denli uzak bir palavraya inanacak kadar zavalli olduguna gore, kendine cok ama cok acidi. sevistiler. kadin sevisirken omrunde ilk defa gozlerini kapatamadigini acikladi. adam samimiyetine sonuna kadar inandigi bu tek gecelik rezaletin, en gercek suflesinden kacarken, dogru da olsa yalana tapti, bu kadinla ayni yatakta gunu karsilamaktan kacti, kadini yaka paca evden atti.
Alttarafı seks hikayesi yazıyoruz. bu kadar edebiyat yapmaya gerek yok. ben dikkat ediyorum cümle başına düşen kelime sayısı, bu hikayeleri okuyan elemanların zeka seviyesinin oldukça üstünde bu hikayelerde.
sene: geçen sene

günlerden bir gün yine sevişiyorum. kapı çaldı. neyse hemen toparlandık falan, otelin güvenlik görevlisiymiş, sesten rahatsız olmuş, biraz tartıştık. güvenlikçinin hatun olması çözüm yolları oluşturdu bizim açımızdan. sonra bana dayanamamış olacak ki o da bize katıldı, bana fazla dayanamadı ama ben ona... karı bir inliyordu ki abi, görmeniz lazım. sonra bütün güvenlik bizim kapıya dayandı falan. bizi izleyip masturbasyon yaptılar. güvenli seks dedikleri bu olsa gerek diye düşündüm o an. şimdilerde ise her boş olduğumda o oteli es geçmiyorum. boş olma sebebim diyebilirim, hatta boş alma sebebim.

(bkz: bitti)
(bkz: son)

(bkz: if you want to be hippy put a flower on your pipi)
resim galerisinin sekreteriydi. on dokuz yasindaki cocuktan on dokuz yas buyukceneydi. mutsuzlugunun tezgahini kendi bedenine kurmussa, supurgeden saclarina tarak gecmiyordu, ph5.5 formulunde bihaber cildi ciddiyetle eskiyordu. bakkallarin vitrinlerini degistirdikleri gun hissedilen develuyasyon kendi tenine degdi. ertesi gun, ust katta telefonlara bakan cocuga, bir repreduksuyonun golgesinde gencligini armagan etti. bu son musabakasi belki de jubilesiydi, hayat isimli produksuyondan el etek cekisiydi.
cok fazla cavusa asilan ve bu mubadeleden halsiz ayrilan kismetsizlerin, kismetinin acildigini o gun nereden bilecekti? dort aydir duzenli sevismesine ragmen, siklikla yalnizligini paylastigi ve yasama sevincini harcamak icin actigi parmak hesabina gomulmus, bilgisayar karsisinda kendini parmaklarken telefon caldi. arayan, aylardir aramayan, arandiginda bulunamayan, su anda parmaklariyla aradigi seyin kendisiydi. telefonu kapattiktan sonra, malafatiyla tuslarina bastigi bir ahizeyi canlandimis gibi, aleaddinin sihirli lambasiymiscasina esofmanini yukari kaldirdi.

bulustuklarinda, kadina en sevdigin film ne diye sordu. tanistigi her kadina pazarladigi ruhu, bir ayna aksi prezentasyonuyla dunyaya acilirdi. mumkun mertebe ortak noktalarla doldurulmaya calisilan muhabbetin suratle gelecegi noktayi kadin tahmin ediyordu. fakat umut etmek, her seyin yuzde ellisidir hikayesiyle buyuyen ve sundurulen genclerin samimiyetiyle, en sevdigi filme amelie dedi.

empirik bilginin kivamiyla, ne cok ortak noktamiz var, dolmasini saran, sardigi dolmanin harcini da ufki bir bakis, derin bir nefes sonrasi su aciklamayla yapan adam: x filmini izledin mi diye heyecanla sordu.

filmi izlemedigine emin oldugu icin, hayir yanitini alan adam soyledi, birlikte muhakkak izlemeliyiz. kadin kabul etti. film oynarken adam kadinin umudunu sabaha kadar dogradi, dogradiklarini bir sabah bir entrye meze olarak katti.
(bkz: mastürbasyon aracı olarak sözlük)
(bkz: ulusözlük bulvar eki)
hiç öyle ayrıca başlıklara gerek duymayan hikayelerdir. herkes alakasız konularda anlatır bunları, aralara serpiştirir.

başlık

"kaşının üstünde gözü olan kızlar"

entry 1: normal, nefes de alabilen kız.
entry 2: bir denk gelsem kütürdeteceğim kız.

şimdi sosyolojik açıdan her iki entry yi inceleyelim sevgili dostlar... ulan nesini inceleyeyim sevgili dostlar, ikincisi tamamen seks hayatından bahsediyor, hatta abazan lan bu. birincisi aseksüel. tamam tamam şaka. birincisi normal yazar. öyle fazla başlık karıştırmaya gerek yok yani. öyle.
çoğunun ki, masturbasyon hikayesidir.
(bkz: dostum seks hikayesi demişsin ama bunlar fantazi)*