bugün

(#9189296) bazılarına ayarın büyüğünü vermiş zamanında. ne diyeyim o entry giren ellerinden öperim senin üstat.
mahlasına bayıldığım yazardı. ilk gördüğümden beri mahlasına hep imrenerek bakmışımdır.
er kişidir,
delidir,
dedesi dördüncü deli ibrahimden mütevellittir deliliği,
deli ibrahim ki padişahın solundaydı, tekme atacak kadar kabadayı, söz dinletecek kadar bilge.

iyi kavga eder, iyi yazar, iyi konuşur, iyi ayar verir, kadınları sever, kadınlarda onu sever. kötü huyumu; la bırakta biz övelim seni mına koyim.
bu adam yazar. Ama yazardan çok okur. Ayrıca çoğu yazardan çok okur. Ayrıca bazı yazardan az okusaydı bile daha çok anlardı.

Yani bütün yazarlar yazar, bazı yazarlar okur, bazı okuyanlar anlarsa aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?
A. Bütün yazarlar anlar.
B. Bütün anlayanlar yazardır.
C. Bütün okuyanlar mutlaka yazardır.
D. Bu mal ortamında üç-beş tane kafası basan adam var.

Okuduğumuzu anladık mı?
Cevap d.
hergün milyonlarca kere kullandığım bir cümle.
off off beni çok yoruyorsun
hayat beni çok yoruyorsun
bu okul beni çok yordu
anne beni gercekten yoruyorsun
beynim bugün beni çok yoruyorsun salak mısın lan
vb. **
(#8787653) (bkz: aga bu nedir)*
#5095368 evet olmuş.
(bkz: 5816 sayılı atatürk ü koruma kanunu/#8395897)

gülme krizine sokmuştur. *
1400 yıl sonra dna testi diye birşeyin ortaya çıkacağını düşünmemiş olan tanrıyı savunurken, isviçre medeni kanunu ile karşılaştırma yapmayı çıkış yolu olarak görebilen yazar.

isviçre medeni kanunu kendisinin, allah isimli bir yaratan tarafından tüm toplumlara gönderilmiş tüm zamanlara hitap eden kendisine inanmayanların yakılacağını iddia eden bir metin değildir. olmadığı için de konu ile ilgisi yalnızca yazarın, ne cevap versek de bir çıkış bulsak korkusunun tezahürüdür. allah saçmalayanların hepsinden razı olsun. amin.
bir deli size "bak bu çok akıllı çocuk" dediyse kendinizden şüphe edin.

çünkü hiçbir deli mürid aramaz kendine.

şeyhinden şüphelenen çocuk.
akıllanır dediydim beyin fonksiyonlarını yitirmiş gördüm.

kullanmayınca paslanan şeydir beyin deneycisi.
eski asker.

askerde akıllanır dediydim...
askerliği çok. ula geliyorsun telefonun kapalı. insan bir ses verir değil mi.
tezkeresini alıp silopi'ye veda etmeye 15 günü kalmış. hayırlı tezkereler.
zannımca teskere alarak sivil hayata ve sözlüğümüze geri dönmüş yazar. sevilir, sayılır, bilinir bir yazar.
(bkz: o şimdi asker) askerlik yaramış ayrıca (bkz: #6841951)
bi kaç kitap yazar askerlik bitmeden.
askerdeymiş. o değil de hacı senin hesap bir ara silikti sanki. anlamadım neyse çabuk gel de hesap gelir geçer bunlar ufak işler.
ziyadesi ile mutlu etmiş yazardır... şafak konusunda tımarladı biraz ama sonuna kadar haklı. * ben izin kullanacak sanıyor ve izni de şafaktan hesaplıyordum, düzeltti beni "şafak 136" dedi... 2 gün de öyle gitti kaldı 134 gün. o da bitecek adamım, emin ol ve sonra gelip anlatacak yeni hikâyelerin olacak hayata dair.

134...
adetimdir dergahına her geldiğim de diz çöker eteğinden öperim. sonra o bana kızar lan olum yazma şöyle şeyler ben yazdırıyorum zannedecek millet der, bende tamam la bir daha yazmam derim. adetimizidir üç hafta da bir feyzinden istifade etmek için buluşur çaylanırız karşılıklı. ben demlik olurum o ocak. çay içmesini, küfür etmesini ve sigara içmesini de bilen ender adamlardandır. [burada ki adam laf olsun diye yazılmamıştır]

gene haklı çıktın lan geri dönersin dediydin de yok demiştim.
yüce görünen çepeçevre dağlara hasret gömülmeyeceğini hatırlatmak istediğim yazardır. arnavutluk dağlarında denedim ben olmuyor. 2 hafta ömür fazla geldi bütün hasretlerine bir vakit... olmuyor adamım, oluru da yok.

ama ne var biliyor musun? kutsal bir beklemek eylemi. anlamlı, derin ve manidar bir bekleyiş. hani insanı hayatta tutan türden olanından. hani insanı nefes aldığına dahi inandıran türden zaman zaman. beklemek, çaresiz. beklemek, öylesine değil amaca uygun ve nizami bir beklemek. tek başına değil ama yalnızca bir beklemek. ıraklarının, şimdiki konumuna oranla ırak kadar yakın olacağı o günü, o anı beklemek.

sabır, sebat hikâye bu durumda. inanmak aslolan adamım ve inanıyorsan bitirir, inanıyorsan başlarsın ancak... ölüm bile inanarak, yaşamak başlı başına inanmak. ve ben inanıyorum senin de inanıyor olduğuna. evet belki senin gibi kısa cümlelerle derin anlamları imgelemek konusunda çok iyi değilim. ama olay bundan ibaret. inanacaksın ki inandığın oranda beklersin ancak herhangi birşeyi.

şafak: 163 diyeceğim ama 1-2 günlük sapma payını da hesapla derim. zira zaman kavramımı henüz bulamadım sanırım...
dört taraf dağ gözüm, burnum. cudi, gabar, hayırsız dağlar. hava açıksa sadece gökyüzünü görebiliyorsun. sırtını veriyorsun sağın suriye, solun ırak. annen ırak baban ırak sevdiğin ırak. bazen kamyon sesleri duyuyorsun. bu dünyada olduğuna dair tek belirti. girdiğin nizamiye kapısını bile göremiyorsun öylesine ırak. ne yatmak koyuyor ne kalkmak. döneceksin vuslat ırak.
şafak sayanlar arasındadır, şahsıma şafak saydıranlar arasındadır... yanlış saymadıysam şafak 176 olsa gerek an itibari ile, bir daha eksilecek yakında 175 de gitsin hemşehrim. gelirken bana kaçağından plesteşın 3 getireceği yönünde de duyumlar aldım. kendi gelsin yeter derim...

çok da pis yazardı haaa, ağız dolusu. *
cudi'de çekilmiş çok eski bir fotoğrafımı görüp kıskanmıştın. şimdi senin de olacak onlardan çocuk...

döndüğünde adam olursun belki.

çünkü döndüğünde ölümle paslanmış olacak sesin ve hep sevişecekmiş gibi bakacaksın hayata.

hayırlı teskereler çocuk...
hayırlı tezkereler dilediğimiz yazar. kazasız belasız gider gelir inşallah.
kendisine hayırlı teskereler diliyoruz. gittiği gibi gelsin.
karşılayalım onu sözlükte, kendini de unutmasın, bizleri de...