dünyanın gerçeğini değiştiren varlık.

(bkz: murathan mungan)
yanağında gülün al rengidir solmayan
ve sevgili
kuşun ufka kanat vuruşudur
süzülürken özgürlüğün renginde
umutlarımızı taşıyan.

fadıl öztürk.
insan toplumlarında, içgüdüsel bir perspektiften bakarsak, genetik kodun aktarımı/paylaşımı için o anki seçilebilecek olasılıklardan en uygun olan kişi.
az once "oldugunu" fark edip gulumsememi saglayan insan, bi tane..
Uyurken onu izlemek kadar güzel bişey olmayan,Buluşma anında kalp atışlarının duyulmaması için saçmalanılan,Bazıları için canını bile feda edilebileceği karşılıklı ve karşılıksız olmak üzere ikiye ayrılan dünyanın en muhteşem duygusu.
sürekli kontör ünün bitmesine sebeb olan yegane varlık.
uzakta olan bi kalp.
uzak dedim ama kilometreye dökünce kimbilir ne kadar uzak
bilmiyorum ne kadar eder kaç kilometre ya da kaç metre uzağım kendisine.
kötü zamanlarında yanında olamamak var bi de
bu sanırım işin başka bi cilası, başka bi tuzu hatta acı meksika biberi.
bilmiyorum, hatırlamıyorum yan yana olunca noluyodu.
nasıl seviyodum insanları hatırlamıyorum. nasıl yanlarında olabiliyodum kötü zamanlarında.
aklımda değil geçmiş zamanlar.
öpüşürken çok iyi çok güzel.
elini ayağını burktuğunda yanında olucaktın diyor bi yerler.
uzaktaki, yakındayken öptüğüm
ama uzaktayken
ayağını burktuğunda yanında olamadığımdır şimdi.
anlamı zor bunun, hele ilk çift sayıdan daha büyükse n'apar ne eder diye düşündüğün.
birilerinin yanında olamamak,
öpüşürken ne güzel ama
sıkıyosa incidindiğinde ayak
koptuğunda el
yarıldığında baş
yanında ol.
anlamı zor.
zaten sevgili olmak zor zanaat bu devirde.
önemli de bi şey diyorum bak herkes herkesi öpemez.
hem insan annesinden başka kimin göğsünü öper ki?
süt de önemli bi şey. zaten mükemmel bi şey anneyi sevgiliden ayırmamak
güzel şeyler bunlar öpüşmek de öyle ama sıkıyosa kol kırıldığında dolayda ol.
kafaya uçak çarptığında ya da meteor düştüğünde uzakta olanın evine.
olmuyor işte her şey kolay değil bu devirde
herkesi sevgili yapmıyolar, yapmıyo birileri.
yapıyosa da işte böyle levelini yüksek tutuyo.
tutsun bakalım biz mario'da ne leveller gördük lan.
ne canavarlarla dövüştüm ben.
ne prensesler kurtardım ki zaten yoktular...
başka kaledeymişler.
tam kazandım derken uzaktalarmış yine.
ama yılınmaz level mevel işlemez bana yerim levellerini herkesin ona göree
ben öpüşmüş adamım
kol, bacak kafa gövde
koptuğunda
kimsenin yanında olamadım.
ama şehirlerarası -ki o birbirlerine uzak şehirleri allaha havale ediyorum- otobüs yolculuğu yapan insanları bile uğurladım çok uzaklara
hani şu evlerine meteor çarptığında yanında olamadığım kişi, kişigül.
yok çiçek değil. sevmiyorum çiçek isimlerini sevgilime demeyi.
aaa tühh ya sevgilim var diye hava yapıyorum tüm sözlüğe. bak demin de öpüştüm demiştim
ne hayvanım, düşünenemedim

ho nerde kaldık?
bacak
kafa, göz
ağlayan insan
bilmiyorum kaç kilometre uzak
aslında şööyle düşününce ne güzel bi icat uçak
ama bi yere götüremedikten sonra anlamsız da öpüşmek
uzak dedim ama kilometreye dökünce kimbilir ne kadar
1 saat 1.5 saat yol uçarak.
başka türlü kafayı bulsan 30 saniyede mars.
ama önemli olan mars değil
marsta su bulmak.
hiç durmadan özlenilen , beraber zamanın su gibi akıp geçtiği ve bakmaya doyulamayan nimet. Dost , arkadaş , anne , baba.. Zamanı geldiğinde hepsinin yerini tutabilendir gerçek sevgili.
hüznümü alıp huzura çevirebilen tatlı şeydir.
sevdicek, yar, bitane.
beraber uydurduğunuz bir yalana bir süre beraber inandığınız, birlikte kısa süreli mutlulukların ve kısa süreli acıların faili olduğunuz hayali kahraman, geçici suç ortağı.
failler de yanılsama, fiiller de.
zaman zaman en büyük nefreti duyduğumuz kişi.
her zaman hayatınızın bir parçası olucak kişi.
havasını, suyunu, tadını kokusunu iyice unuttuk. ya bana öyle geliyor, ya da yalnızlar sayısı arttı, hem de çok. neyse işte. böyle.
her ne kadar uzakta olsada kalbi kalbinize degen, ruhu oksanmayı hakeden, olmadık zamanda sizi mutlu eden zuzu.
Eğlenilecek ve evlenilecek modeller olarak ikiye ayırdığımız, karşı cinsin elinden tutup gezdirmekle mükellef olduğu kişi. Karşı cinsin kız olduğunu düşünürsek, 14 şubat günü itibariyle gül alınmadığı* takdirde tüm sene boyu kafanı şişirebileceğini düşündüğüm kişidirde.
mantiksal olarak 1 degerini tasir. beraber bir konuyla ilgili yuzlerce dusunce uretebilecek, ayni gorusleri karsilikli destekleyebilecek, detaya dogru farklilasan goruslerde karsilikli saygi duyulacak, anlayis gosterilecek insandir. ayrica gece yarisi kolkola cakir keyif dolasabilinecegi, karsilikli yeme-icme-yatma-oturma-oynama aktivitelerinde bulunulabilinecegi, sorunlarin, mutluluklarin, sevilen veya sevilmeyen seylerin paylasabilinecegi, fiziksel ve beyinsel iletisimin saglandigi kisidir.

mantik olarak 1 degerini aldigi uzere gerceklik onemlidir. sevgilinin gercekligi, dusuncelerin gercekligi, sozlerin gercekligi gerekir. bilinc acik olarak, hayat takip edilmelidir. sevgili tum bunlara yardimci olan bir komponenttir.
yüzüne bakılmaya doyulamayandır , her kavuşulduğunda deli gibi güzelliğine bakılandır. Dünya'nın en güzel insandır , dünya'nın en güzel bağı ile bağlanandır*

adı gibi güzel olandır , gökçedir...
insanın içinde yasayan hayatın adı ve tadıdır.
bir şeylerin anlamı.
seven kişi için: "Ben konuşurken ardımda, üzgünken önümde, ağlarken yanımda, neşeliyken gözlerimde olan"dır.
murathan mungana göre dünyanın gerçeğini değiştiren şahıstır.
20'li yaşlarda bulutların üstünde gezdiren, 30'lu yaşlarda hayatı dengeleyen, 40'lı yaşların yaşama sevinci.
candır, canandır. kimsenin yerini dolduramayacağı kişidir. 2 günlük aşklardan sözetmiyorum tabi gerçek aşktan, gerçek sevgiliden bahsediyorum burda.
mesafe tanımaksızın mutlu eden, onun haberi olmasada birseyleri kalbin en derin yerlerinde saklatan güzel varlık.