serdar arseven

vakit adlı nifak tohumunun ankara temsilcisi.

deniz feneri iddianamesi hakkında yazdığı yazı ile bizim senelerden beri belirttiğimiz akp iktidarı ve yandaşlarının kendilerinden olmayanlara karşı takındığı düşmanca tutumu ispatlamış ve bizleri değil belki ama mollalardan insan hakları ve demokrasi, fikir hürriyeti umut eden aymazları şaşırtmıştır. oysa ki dinde ve dincilikte fikir hürriyeti yoktur. eşitlik yalnızca mümin kişiler arasında söz konusu olabilir. işte akp iktidarının beslediği bunlar gibi ''müminler'' bu devleti gavur, bu devletin ordusunu münafık gördüklerinden, kutsal amaçları olan şeriat devletine ulaşana kadar yalan, hile, takiyye vb. yöntemlere başvurmaktan kaçınmayacaklardır.

alışveriş kendi aralarında, ticaret, kız alıp-verme, ihaleler herhangi bir tanesinde laikliğe bulaşmış kendilerinden olmayan birinin önünü açtıklarını göremezsiniz. devlet atamalarında birinci kriter türbandır. mülakatlarda kişilere ahrete inanıp inanmadıkları sorulur. dincilerin kendi içerisindeki dayanışmaları masonlardan ve yahudilerden geri kalır değildir. bütün bunların nedeni dinde özünde eşitlik diye bir olayın olmadığı, müslüman bir kişinin kendisi gibi olmayanları düşman belleme zorunluluğudur. elbette ki topraklarımızda yobaz olmayan, diğer insanlara saygı ve sevgi besleyen müslümanlarda vardır. ancak özünde bunlar dinin emrettiği kalıpların dışındaki insanlardır ve aslında bir şeriat ülkesinde olsalar bu hümanizmlerinden dolayı suçlanabilirlerde.

neyse konuyu dağıtmadan dincilerin dayanışmasını çok iyi açıklayan serdar arseven'in şu yazısından bazı satırbaşlarını inceleyelim;

MÜSLÜMANI YIPRATMAM

''Ben; bir Müslümanı, hele bir fasık saldırıyorken, asla yıpratmam. Üstadın anlayışındayım. Belki kendim ısırırım Müslüman kardeşimi. Lakin köpeklerin yalamasına dahi müsaade etmem. Hele tarassut köpeklerinin asla.''

iFTiRA DERiM

''Çifte standartlarım var. Bu çifte standartlar nasıl mı işler? Basit; itham Müslümana yönelmişse iftira olduğu önyargısından hareketle çıkarım yola. Deniz Feneri benimdir, Ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin.''

AZILI DiN DÜŞMANLARI

''Ergenekon söz konusu olduğunda ise, bu adamların ne azılı din düşmanı olduklarını bilmemden ve dahası, bu ülkenin kurtuluşunun ancak bu darbeci zihniyeti ortadan kaldırmakla mümkün olacağına dair idrakimden dolayı olayın üstüne giderim.iddianameyi esas alır bindiririm. Bu bu çifte standardı uygularken karşılaştığım birtakım çirkin tavırları göz önünde bulundurmam.''

bir yerde de tebrik edilmesi gereken adamdır. gayrimüslimlere karşı önyargıları olduğunu, çifte standart uyguladığını ve uygulamaya da devam edeceğini, erkekçe-mertçe söylemiştir.

günlük yaşamda bol bol karşılaştığımız dansözlerden ya da takiyecilerden olmadığını göstermiştir.

özetle allahın adını kullanarak hırsızlık yapanları, müslüman olduğu için savunduğunu söylemiştir.

peki müslümalık nedir?

biraz onceki haberturk ana haber bulteninda yaptigi konusma ile kafasinin içinde beyin yerine saman tasidigini tescillettiren sahis.
yazar oldugunu soyluyorlar lakin gordugum kadariyla yapabilecegi en uygun meslek saman ticaretidir.

habercilikten bihaber bir haberci.
(#4525223)

beraber programa * katıldığı şahısların özellikle mehmet faraç'ın itici ve sevimsiz üslubu sayesinde ne yazık ki haksızken haklı konumuna gelen, getirilen şahıs. adam üzmez'in, erbakan'ın arkasında kapı gibi durabiliyor. ne güzel inandığı doğruları sonuna kadar savunuyor. yakışır. ancak üzmez gibi bir sapığın arkasında durabilen şahıs ne kadar ciddiye alınmalı, bilemiyorum. ayrıca kendisi türkan saylan'a hakkını helal etmediğini bağıra bağıra dile getirme hakkını da kendinde görebiliyormuş. yalnız kafama takılan bir insana hakkını helal etmek için öncelikle o insana hakkının geçmiş olması gerekmez mi?

32. gün programında kendini gerçekten iyi savunmuş, lakin saçma düşünceleri yüzünden her zaman itici bulunmuş dombilidir.

görüşleri yüzünden bir kısım medya ve bir kısım zihniyet tarafından sevilmeyen dışlanan (bkz: akreditasyon uygulaması) değer verdiğim ama özellikle akp konusundaki görüşlerine katılmadığım yazardır.

bu günlerde daha sık karşılaştığımız din bezirgani kişiliklerinden biri.

anayasa değişikliği oylamasında parti kapatma değişikliği ile ilgili teklife hayır diyen akp milletvekillerine " yavşak " diyen, başbakan uçağının müdavimlerinden olan vakit ankara temsilcisi. hem de bir kez değil, yazı içinde birkaç kez bu yavşak kelimesini kullanıyor. acaba o milletvekilleri de vakit'e tazminat davası açacaklar mı ?
malum yazı :
http://www.habervaktim.co...tideki_birkac_namert.html
konuya tek değinen köşe yazarı ise yeniçağ'dan sabahattin önkibar :
http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=13151

beyaz tv'de, ramiz ilker paşa ile çıktığı tartışmada, kendisini tabiri caizse "yerin dibine geçirmiştir."
nasıl yerin dibine geçirdi? şöyle..

adam konuştu, sıra ramiz ilker'e geldi. konuşacaktı, ne konuşur, ne konuşmaz beni bağlamaz. kendisinden de pek hazzetmem, sorun o değil..
bu serdar denen "yobaz"*, kendisini saygı ile dinleyen ramiz ilker'in sözünü kesti. kesti ama nasıl utanmadan, daha beter üstüne gidiyor. lan dur bi, bir kere kestin bari devam ettirme, durmadan ortamı alevlendiriyor, karşıdaki paşayı tahrik ediyor. ramiz paşa da malum çabuk sinirlenen birisi, agresifleşiyor.

bu adamın yaptığı düpedüz yavşaklıktır. hatta yavşaklığın dikalasıdır.
evet bir zamanlar bu memlekette müslüman adamların çekmediği şey kalmadı, ama bu senin de aynı üslupla adamlara, "bu gün iktidarda olan biziz, hadi şimdi siktirin gidin" üslubunda olmanı gerektirmez serdar!..

kınıyorum bu yobazı. kimselere yobaz deme alışkanlığı olmayan ben, bu adama diyorum. hak ediyor çünkü...
argüman olarak değil yani yerin dibine geçmesi, üslup olarak..

an itibariyle habertürk kanalında çirkefliğin ve cahilliğin ve çarpıtmanın nasıl susuz yapıldığını göstermiştir.

Dun haberturkte programdan kovuldu.

http://www.milliyet.com.t....2011/1345277/default.htm

boyle insanlara neyi nasil anlatabilirsin ki? Dinlemiyor, ustelik carpik carpik laflar ediyor. Gevezelik yaparak üste cikmaya calisma cabasi.

(bkz: arsız)

defne joy foster hakkında yazdıgı yazı,gene gündeme bomba gibi düşecektir.

alıntı

ıksırıncaya ,tıksırıncaya kadar içtiniz.
alıntı

[null http://www.ensonhaber.com...oy-yazisi-2011-02-04.html]

04.02.2011 tarihli yazısı ile küfür dağarcığımda uçsuz bucaksız genişlemelere sebep olmuş şey.

öleli 2 gün olmuş bir beden üzerinden kin kusmuş, ölü bir insanla ilgili garip terimleri kullanmaktan geri kalmamış. üstüne bir de popülizm vurgusu falan yampış ama baştana aşaği popülist ve irrite edici bir yazı yazmış.

hayırlı cumalar olsun efendim, ölünün arkasından "hoplatılıyodu" falan diye say say say, sonra bir cuma namazını eda et, ohhhh allah kabul eder inşallah. muhteşem bir şeysin sen yaaa.

o yazdığı köşe yazısını alıp müsait biryerine sokması gereken şahsiyet.
evet bu entryde götümüze girerse girsin umrumda değil.
edit : ayrıca götümüze niye girsin ki müsait bir yerine dedim. müsait değilse bir problem yok.

bu güzel ülkeye yakışmayan yüzde 60'lık kesimden bi yazar.

http://www.habervaktim.co...684/defne_joy_foster.html
bilgisayar başında kafayı yememe sebep olmuş gazete yazarı.
olay defne joy foster'e bok atması değil bu kadar basit bi olay değil, defne joy'un ölümünü bile laikliğe bağlaması ve bu konu üzerinden kendi boktan yaşam tarzlarını anlatması. defne evinde sıcak ıhlamur içmesi gereken bir kişiymiş, anasının babasının yanından ayrılmaması gerekiyormuş defne joy'un ne işi varmış gece kulüplerinde. evinde oturup ıhlamur içmesi gerekiyomuş, birilerinin kucağında zıplamaması gerekiyormuş. böyle laiklik kahrolsunmuş, böyle çağdaşlık kahrolsunmuş.
bu adama verilecek cevap yoktur. adam dediysem de lafın gelişi.
bugün gidip gazetesini alıp tam köşe yazısının denk geldiği bölgeyi kesip, yere sermek ve üstünde bu adamın zihniyetine sahip insanları zıplatıp aksırıncaya tıksırıncaya kadar içmek lazım.

tez vakitte bıyıklarından tutulup tavana asılması gereken, şeriat beyinli şahıs.

4 şubat 2011 tarihli yazısı diyemeyeceğim, ölmüş bir kişi üzerinden ahlak sınırlarını alt üst edecek şekilde kaleme alınmış olan kin kusuşunda, evli bir insanın bir başka kişi ile yaşadığı münasebetin nedenini laik cumhuriyete bağlamış gazeteci.

din tüccarı köşe yazarları zevatının ismini yeni duyduğum kişisi. akit yazarı. ahlak ile ilgili bu ülkede konuşacak en son kişilerdendir. dinime küfreden müslüman olsa dedirtir. zaten bu adam da farkettiyseninz bariz bir münafıklık da kokmuyor değil. şu münafıklardan kurtar bizi yarabbim.

04/02/2011 tarihli yazısı şu adreste: `http://www.habervaktim.co...684/defne_joy_foster.html`, bu yazı için yorum yapmaya gerek dahi duymuyorum, bu zırvalığa verecek cevabım yok!
şimdi yukarda ki linki tıklamanızı ve en üstte ki reklama bir bakmanızı tavsiye ediyorum, vakit gezetesi okurlarını tek kuruş ödemeden kutsal topraklara ziyarete gönderiyormuş, hemde yanında da müthiş bir bonusunuz var abdurrahman dilipak. kim bu dilipak, türkiye cumhuriyeti kanunlarına göre çocuklara cinsel tacizde bulunmuş biri, ey serdar paşa, yazında ahlaktan falan bahsetmişsin, gazetenin yaptığı promosyonda ki adamı görüyor musun? çocuk tacizi sizin ahlak anlayışınızda normal mi? ne kadar iki yüzlüsünüz ya, lanet olsun!
ayrıca abdullah dilipak hediyeli promosyandan yararlanacakları da buradan uyarayım, çocuklarınızı götürmeyin!

defne joy foster ın ölümü ile ilgili yazıyı onuncu yıl nutkuna bağlamayı başarmış adam.

az önce yazısını okuduğum din istirmarcısı kişidir. Televizyona çıkıp patlayacakmış kendileri, buyursun çıksın diyorum kendisine, zaten onun gibi olan, binlerce insan o televizyon kanallarında patlıyorlar her gün kendi hesaplarına.

ana ve babalara da öğütler vermiş, yazar kişisi. Be hey adam sana ne be sana ne, otuz küsür yaşındaki bir insan annesinden babasından izin mi alacak ha sorarım.

Sıcak evinde ıhlamur demiş. Yok efendim ben de kıçım dona dona bar sandalyesinde öleceğim.

Laikliğe de laf atmadan geçmemiş kendileri. Laikliğe, çağdaşlığa bağlamış olanları. Be hey adam, ölüm bu be ölüm, nerede, ne zaman ve kime geleceği belli mi ki? Sen biliyor musun ki ne zaman, ne şekilde, hangi bokun içinde öleceğini de böyle konuşma cesaretini gösterip, ölmüş bir insanın ardından, kucakta zıplatılırken gördüm gibi beyninin sapkın köşelerindeki zırvaları yazabiliyorsun.