size layik olduğunu inandığınız kişi üzerinde söylediğinizde ne kadar değerli ve anlamlı olduğu anlaşılabilen iki kelimeden ibaret cümle.
-seni seviyorum
-valla bende olsam öle yapardım beni kim sevmezki!
zamanında söylenmesi gereken söz. bir dakika gecikmeden.
çok söylendiğinde tadı kaçmayan cümledir.

bir cümle olarak çorba ya da baklava tadında bir şey değildir. eğer bir yemek olsaydı, bir kez söylerdiniz ve o'ndan sonra hiç bir söylemenizin manası da kalmazdı.

bu cümle ışıldayan bir gümüştür.

gümüştür, çünkü öylesine söylemeniz gerekir ki masaya getirdiğiniz yemek, giydiğiniz elbise, evinizin hali, yüzünüzdeki gülümseme; her şey o gümüşün güzelliğine ayak uydurmalıdır.

gümüştür, ve o sözü ne kadar kullanmazsanız o kadar paslanır. o kadar pis ve çirkin, aslında sadece yemek yemek için kullanılan bir metal parçası halini alır.
az duyulması ve söylenmesi gereken kutsal cümle.
14 şubat'a az kala tüm yalnızların içine oturan acı cümle.

kaç sene oldu dudaklarım teleffuz etmedi sadece aklımdan geçti
aklımdan ve sen geçtin görmediğim yüzün ve gözlerin
seni seviyorum demek ne kadar zor bir bilsen
bir bilsen ne kadar zor

seni seviyorum demek

ben sana her aklımdasın dediğimde anla ki seni ölesiye seviyorum

öyle böyle değil gururmuş bana ne
onurumdan bile geçtim.

seni seviyorum.
bir erkek tarafından söylediğinde hiçbir kızın kesinlikle inanmadığı sözdür. kısaca sadece klişedir. inandım dese de içinden asla inanmaz.
cok az kişiye söylenebilen nadir sözlerden biri.anlamı kelimelere sığamaacak kadar büyüktür.
ilkay akkaya 'nın bıkmadan dınlenesı guzel sarkısı.sozlerı de şu;

Gidiyorum uzaklara
Sen olmadan gidiyorum
Aramızda dağlar mı var denizler mi
Bilmiyorum
Bu şehirde sen yoksan gitmenin hüznü yok
Dönmenin zaten anlamı yok

Seni seviyorum yar
Aklımdasın hala
Seni seviyorum inan bana

Gidiyorum hata bende
Günah bende biliyorum
Sensizliğe sürülmüşüm
Yavaş yavaş ölüyorum
Bu şehirde sen yoksan gitmenin hüznü yok
Dönmenin zaten anlamı yok

Seni seviyorum yar
Aklımdasın hala
Seni seviyorum inan bana
olumlu dönüt verdi mi, yeme de yaninda yat olan cümle. bir de, tam tersi olur, o zaman yureginize ne atesler duser ki, tarifi olmaz onun. zebaniler kavurur her yaninizi.
çeşitli dillerde söylenişi bulunup ezberlenince pek bi halt olduğu düşünülen cümlecik.
söylemesi en zor cümlelerden birisidir.
kolay söyleyenden korkulması gerekli olan cümleciktir.
lise yıllarında bir şekilde her dilde seni seviyorumun karşılığı öğrenilir. i love you, je t'aime, ich liebe dichi bilmem nesi bi şekilde kazınır sıranın üzerine. jötem daha bir ağır basar nedense. ilgili kişinin dikkatine sunulmak üzere bekler yazı öylece. tabii pek sevimli hocalardan biri bu yazıyı görür de altın dişini gösterip ben de seni seviyorum lan it * deyip dalmazsa.

bu seni seviyorumun lise seyridir. önemsizdir. zaten o yıllarda karşı cinse beslenen duygular genelde aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya ortanın arkası, üstün biraz altı gibi noktalarda yoğunlaştığı için kalpte pek bir iz birakmaz. gelelim aslolana. yani adult aşka. * yetişkinlerde daha farklıdır seyri bu söylemesi zor, sonrası kor, devamı gelmezse adama kor söz öbeginin. efenim uzun lafın kısası alavyu nasıl ki mi tu ile anlam buluyorsa seni seviyorum da ben de seni ile bütünleşmeli, kenetlenmelidir. seni seviyorum bir soru degildir elbet ama ben de seni demek onu öyle bir fevkeladenin fevkine sürükler ki dadından yinmez. kavisli gelen ortanın gelişine vole vurmak gibidir ki -bu futbolda esastır- golle sonuçlanması işten bile değildir.

efenim seni seviyorum repligi kime ait ise karşısındaki de rolü geregi ben de seni falan demelidir. demiyorsa iş boka sarmıştır. kimse seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli edebiyatına girmesin. karşılıksız aşk saftır, gercektir evet ama şu dağın tavşanın küstügünden ne zaman haberi olmuştur ki. boşverin efsaneleri, sallamışım leylayı mecnun olmak isteyen kim. he dersen ki gönlünde yer yoksa sevgilim ayakta da giderim igrencliginde bir hayatım var. buyur platon ol, filozof ol o da olmadı sözlük yazarı ol. * *
inanmadan önce, söyleyen kişiyi iyice test etmek gereken söz. yüzde 99'u yalandır. köşeye sıkıştıracak bir şey söyleyin, yapması zor olan bir şey olsun. kıvırdığı an, anlayın ki sevmiyordur. nilüfer'in şarkısında anlatılır bu gerçek.

sevmek, eskidenmiş güzelim
sanki yıllar öncesinde kalan.
günümüzde seni seviyorum, senden daha güzelini, iyisini bulana kadara eşit gelmektedir artık.
söylendikçe taşıdığı anlamdan uzaklaşan bir cümledir.
bugün hiç bir manası yoktur.
seni seviyorum. çoğu zaman bir çoğumuzun isteyipte söyleyemediği beklettiği bir cümledir aslında. korkarsın karşındaki insanın vereceği tepkiden. ya karşılıksızsa korkusu vardır vye çok mu erkendir söylemek için diye kuşku bırakır insanda. yanlıştır aslında, geç kalmamak gerekir söylemek için. çünkü birisini sevemk asla kötü değildir ve imkansızda olsa söylenmesi gerekir.
Artık selam, naber gibi herkesin ağzında olan bir söz.
hiç beklenmedik bir anda söylendiğinde ortamın havasını değiştiren söz.
bir zaman sonra söylendiğinde ya da karşı taraftan duyulduğunda anlamsız gelen kelime öbeği,zira her şey zamanında güzeldir.
(bkz: ben bu yazıyı sana yazdım)
söylene söylene, güzel hisler değil, şüphe duyulmasına yol açan, eski değerini kaybetmiş söz. çıkarların örtüsü. bu gerçeği yüzüne vurduğunuz insanların; utanmadan, sıkılmadan devam ettikleri, bu yüzden de içi gittikçe boşalan bir zamanların sihirli cümlesi. ne de kolaydır söylemek, hele ki yazmak. hecelerden kelime, kelimelerden bir cümle üretmek. iyi de, söylediğin, 6 hece, 13 harf. ne büyük fedakarlık ve ne büyük bir ispat değil mi?
sevgiyi ifade etmenin en kısa yolu...