bugün

iyidir. demeyin zaten. kendini bir bok zanneder ve ilerde sevginiz bittiğinde, artık onu sevmediğinize asla inanmaz çünkü.
sevmemektir.
sevmemek.
en büyük kusurdur.
Utanmaktır, söyleyememektir içinde biriktirdiklerini.Çok sevsende gözlerinin içine bakıp seni seviyorum diyememektir.
Heyecanlanıp, söyleyememektir.
bazı insanlar için oldukça dert yada heyecan yarattığı için söyleyememektir. bazende istisnevi durumlar için mantıksal olarak söyleyemektir.
örneğin;

kızın bir sevgilisi vardır ve evlenme hazırlıklarındadır. o kıza sevdiğini söylememek gerekir.
(bkz: #3612690)
gerçekten sevmemektir. sevmek utanmanın üstündedir. * *
içler acısı durumdur.hele birde en çok sevdiğin varlıklar olan annen ve babana diyemiyorsan; içindeki gurur seni herşeyiyle mahkum etmiş demektir.
"daha once soyledim de ne oldu bırak bu sefer berabere devam etsin" diyen bunyelerin eylemi fakat ne demis ozlem tekin "asıksan korkuyorsan kayıp, sevip de susuyorsan ayıp" (bkz: daglari deldim) daha sonra keske diyeceginize, mide agrısı cekip bogazında ki dugumu serbest bırakın soyleyin gitsin gol yemek mi kimin umrunda en azından keskeleriniz olmayacak hayatta ayrıca alakalı olabilir (bkz: kelin ilaci olsa kendi basina surer).
sorumluluk gerektirdiği için bir müddet tırsmaktan kaynaklanır.
söyleyince karşı tarafın havalanacağına inanılıp söylemek isteyipte söyleyememek.
karşındakini üzmemek, mutlu etmek için kendi mutluluğunu feda etmek.
insanlar denemedikleri şeyler, diyemedikleri sözler yüzünden pişmanlık duyarlar.~ ~
ama bazende gerçekten kelimelerin anlamsız kaldığı, boşa konuştuğunuzu düşündüğünüz anlar gelir susar, kabuğunuza çekilir ve bi daha kimseye seni seviyorum diyemezsiniz. elinizde değildir çünkü. artık bencil davranma zamanıdır, kimsenin sizin canınızı yakmasına izin vermeyeceksinizdir. ~ ~
ama böylesi olaylar yaşamadıysanız ne olursa olsun deli cesaretinizi toplayın ve karşınızdakine açılın derim ben.
sonuçta duyacağınız sadece küçük bi hayır kelimesi. hayatınızda hiç mi reddedilmediniz?
zaten doğduğunda hayat bir sıfır yenik başlayan bireyin maçın ortalarına doğru -ki burada maç hayat maratonu oluyor- maçın ortaları da birisine aşık oluduğu an olarak kabul edersek. gol atamama durumu olarak niteleyebiliriz.
içini parçalayan karsındakininde ısrarla bekledigi kelime sayısı az ama değeri sayılamayan söz...
alışık olmayanların ağzının ekşimesine neden olan bu söz; aile, kardeş, eş ve çocuklara çok kullanılması gerekirken malesef toplumun bir kısmı, böyle cümleleri ayıp yada samimiyetten uzak olarak düşünür. oysa ki sevdiğimiz insanların hayatlarının sonlarına doğru ancak söylediğimiz bu cümle insanın ruhuna güç veren ve belki de hastalıklara dahi olumlu etki edecek güçte bir cümledir.
*
bazen sebebini kişinin de anlayamadığı bir çeşit özür.
anneye, can dostuna, kardeşine rahatça kullanabilir de insan bazen duymaya en çok ihtiyacı olana cimri davranır. kendini zorladığı vakitse o kadar eğreti çıkar ki dudaklardan kendisi de doğruluğuna inanamaz duyduğu an kendi sesini.
egolardan kaynaklanır belki, belki karşıdakinin suistimalinden korkar; bir kalkan kuşanır. sevmenin nesi ayıpsa, sevdiğini söylemekten utanır.
evet ben de özürlüyüm..
sevgilisine deliler gibi aşık olan, ama sevgilisiyle ayrılma ihtimali varolduğundan seni seviyorum cümlesini sürekli içine atan kişinin yaşadığı durum.

zordur, çok acı verir.**
sonunda sktir git lafını yemektir. deme deme sen, karşıdaki ot değil koyar postayı valla.
her önüne gelene söylemekten daha iyi bir durumdur!
tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin?
nöbetçiler ha gördü, ha görecek
parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek...
ama... bir adım daha atamazsın.
uzanıp tutamazsın;
göz pınarlarında donup kalır hayallerin
planların, kaçışın, kurtuluşun
ve deler sevgi dolu yüreğini
sevgi bilmeyen bir kurşun.

bir okyanus da boğulmak nedir bilir misin?
batan bir gemiye el sallayamamak,
oturup ağlayamamak,
birkaç kulaç ötedeki
bir tahta parçasını tutamamak,
nedir bilir misin?

sevmek nedir bilir misin?
bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır
bütün benliğini sarar, ısıtır.
her gülüşte yeniden doğarsın
ve bin kere ölürsün her iç çekişte
nasıl anlatsam bilmem ki.
yani "sevmek" işte.

duymak nedir bilir misin?
duymak ama anlatamamak
çemberini kıramamak kelimelerin.
tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
"seviyorum" diyememek

yani ölümü yaşamak nedir bilir misin? *
dilinin ucunu ısırmaktır...kanatırsın...dudaklarının kenarından sızar, kızılcık şerbeti içtim dersin soranlara...bazen gerçekten imkansızdır, keşke her zaman o kadar özgür olabilse söyleyebilmek...uçsuz bucaksız seni seviyorum diyebilmek...üzülme, kızılcık şerbeti içtin sen, varsın öyle bilsinler...
seni seviyorum diyememek içinizde kalmışsa gidene karşı, arkasından ne kadar çok seni seviyorum deseniz o kadar boşa kürek çekersiniz. seni seviyorum diyememişsinizdir zamanında ya da seni seviyorum demekten o kadar çok korkmuşssunuzdur ki; bir türlü seni seviyorum diyememişsinizdir oysa deliler gibi severken...seni seviyorum diyememek seni aslında çok seviyorum, ama söyleyemiyorum demektir. kendi kendinize bir sınavdır seni seviyorum diyememek. sonunda ya seni seviyorum demek kazanır ya da seni seviyorum diyememek. seni seviyorum diyememek her defasında buz kesilmektir sevdiğine olan sevginin büyüklüğü karşısında. seni seviyorum diyememek aslında bilinçaltınızdaki kaybetme korkusunun komplikasyonudur.