bugün

atatürk ün yatı
Savarona bugüne kadar inşa edilen kraliyete ait olmayan en büyük yattır. Toplam uzunluğu 136 metre, direği 16 metre, iskeleti 6.1 metre ve en yüksek hızı 18 deniz mili, gezinti hızı ise 16 deniz milidir. Ana süitin yanı sıra 17 lüks süitin alanı ortalama 50 metre karedir.

Savarona, Brooklyn Köprüsü'nü inşa eden mühendis John Roebling'in kızı Emily Roebling Cadwallader tarafından hizmete sokuldu. Bayan Cadwallader Savarona'yı 1931'de Hamburg'da Blohm ve Voss tersanelerinde 4 milyon dolara mal etti.

Savarona Atlantik, Akdeniz ve Kuzey Afrika sularını geçti fakat Cadwallader onu yüksek dışalım vergisinden dolayı Amerika Birleşik Devletleri'ne sokamadı. Yatı satmaya karar verdi ve 1938 yılında Savarona Türk Hükümeti tarafından satın alındı.

Bu satış sırasındaki olaylar zinciri şaşırtıcıdır. 1938 yılında Kral VII. Edward istanbul'u ziyaret etti ve o zamanki devlet yatı Ertuğrul'da Mustafa Kemal Atatürk'ün konuğu oldu. Bacadan dökülen kurum Majestelerinin beyaz pazenlerini öylesine kirletti ki Atatürk Ertuğrul'u hurdaya gönderdi ve yeni bir cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir verdi. Türk bayrağı Mart 1938'de Southampton'da Savarona'ya çekildi.

Yat, iki ay sonra bazı döşemeleri yenilendikten sonra Atatürk'ün ölümcül hasta olduğu sırada istanbul'a geldi. Atatürk'ün Savarona'da geçirdiği altı hafta boyunca kabine toplantıları düzenlendi, Romanya Kralı Carol da dahil olmak üzere önemli konuklar, devlet başkanları ağırlandı. Atatürk, 10 Kasım 1938'de Dolmabahçe sarayında öldü.

Savarona, 2. Dünya Savaşı sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri'nin onu eğitim gemisi olarak kullanmasına kadar bir daha yelken açmadı. 1989 yılında Savarona'yı hurdaya çıkarma kararı alındı; ancak Kahraman Sadıkoğlu son dakika kararıyla yatı 49 yıllığına kiraladı ve Savarona'yı önceki görkeminden daha iyi bir hale kavuşturmak için çok çaba isteyen yeniden döşeme işine başladı. içi Donald Starkey tarafından tasarlanan yatı yenilemek için 425 işçi yaklaşık üç yıl çalıştı. Savarona, bugün yolcusu olma ayrıcalığı kazananlara zarafeti ve lüksü yaşatarak bir kez daha dünya sularında seyretmektedir.

Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı
dün izlediğim bir habere göre yabancı bir yelkenli savarona yı daha yakından izlemek için ön tarafına doğru iyice yaklaşmış ve bomuna çarpmıştır.savarona da birşey yokken çarpan yelkenlinin yelken direği kırılmıştır.eskinin malları sağlam oluyordu vesselam.
"...Ne kadar yazık ki yat geldiği zaman Atatürk ölüm hastası idi. Pek sevdiği bu yatta çok zamanını yatakta geçirdi. Bir hazin sözü vardır: "Bir çocuk oyuncağını bekler gibi bu yatı beklemiştim. Mezarım mı olacak bu tekne benim?"
Atatürk'ü ölüm yatağına Savarona'daki kamarasından bir koltuğun içinde ancak götürebildiler. Yat, Dolmabahçe sarayı önüne boynunu bükerek Atatürk'ü boşuna bekledi..." *
cumhuriyetimizin kurucusu olan ulu önder atatürk'ümüzün yatıdır.uzun bir bekleyişin ardından 1 haziran 1938 günü dolmabahçe sarayının önüne demirlemiştir.atamız ertesi gün de yata yerleşmiştir ancak malesef 55 gün kalabilmiştir.
ismini hint okyanusunda yaşayan bir deniz kuşundan alır... savarona nın en büyük özelliklerinden biri safrası civalı yapıldığından 90 derce yatmadıkça devrilmez...
power&motoryacht dergisi tarafından "dünyanın en büyük dördüncü" yatı seçilmiş olan gemidir, atamızın yatı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın müze yapmak için işadamı Kahraman Sadıkoğlu'ndan takriben bir senedir istediği yat. Ancak Kahraman bey, yatı silahlı kuvvetlere vermek için kira sözleşmesinin dolum süresini bekliyor gibi görünüyor. Yani Atatürk'ün en sevdiği araçlardan bir tanesini müze olarak görmemiz için 30 sene kadar daha beklememiz gerekiyor.
Burada Kahraman Sadıkoğlu'nu yermek değil övmek gerekir. Çünkü Kahraman Sadıkoğlu Savarona'yı neredeyse zorla hurda olmaktan kurtarmıştır. Deniz Kuvvetleri Savarona'yı 1989 yılında Deniz Kuvvetleri'ne 6 bin dolar gibi bir fiyatla satmaya kalkar. Kahraman sadıkoğlu bunu duyunca "utanç verici" bulur ve almak ister. Aldığı cevap "özel sektöre satamayız" dır. Yani Deniz Kuvvetlerimiz Ata'sından yadigar kalan yatı özel sektöre vermektense hurda olarak satmayı yeğlemektedir. Kahraman Sadıkoğlu araya dönemin maliye Bakanı Adnan Kahveci'yi sokar. Rahmetli kahveci de "Bu işi çözerse ya özal ya da Güneş Taner çözer" der. Güneş Taner aranır ama o da "Bu konuda yetkim yok.Turgut bey çözer" cevabını verir. Turgut Özal'ın başbakanlığı dönemidir ve özal da hurda olma sürecini durdurarak Savarona'nın yap-işlet modeliyle 49 yıllığına ihaleye çıkarılmasını sağlar. ihaleye Alman Blohm & Voss, Net Turizm ve Kahraman Sadıkoğlu girer. Almanlar "Gemiyi alırız ama Türk Bayrağı ve atatürk olmaz" der. Kahraman Sadıkoğlu "alırım, ne masrafı varsa karşılarım, tekrar yüzdürürüm, türk bayrağı da Atatürk de kalır" der. Gemi Kahraman Sadıkoğlu'na teslim edilir. Kahraman Sadıkoğlu yaklaşık 45 milyon dolar harcayarak Savarona'yı eski haline getirir. 2,5 yılda 600 kişilik bir ekiple yat ancak yenilenir. inanılmaz ama içinden yaklaşık 4,5 ton fare çıkar. bugün Savarona'da atamızın yatağı,yatak örtüleri, bavulu, dolapları, iki tane mendili ki birinde Arapça birinde Türkçe yazılar var, hatta bir kan alma sırasında damlamış kanı da var. Bunların yanısıra sigarası, rakısı, kadehi, traş takımı, pasaportu, kravatı, yatak örtüsü de var. Yat, kahraman Sadıkoğlu tarafından alındığında atamızın yatak odası yerinde Kelebek Mobilya varmış. Atamızın yatak odası bir paşamızdaymış ve Kahraman Sadıkoğlu tarafından alınarak, yerine konmuş.
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (Türsab) Başkanı Başaran Ulusoy, TOBB, iTO, iSO ve TÜSiAD başta olmak üzere ekonomik gücü olan iş dünyası örgütlerine çağrıda bulunarak "Alalım, Bakanlığa verelim , Dolmabahçe'nin önünde müze olsun" dedi. Eğer bu örgütlerden ses çıkmazsa milletçe yapmak için kampanya başlatacaklarını dile getirdi. KAhraman Sadıkoğlu da bu projeye hayır demeyeceğini ve sıcak baktığını söyledi. Ama bugüne kadar 45 milyon dolar harcadığını ve daha 30 yıl kullanma hakkı olduğunu da ekledi.
su aralar kurucesme aciklarinda demirli bulunan atamizin yati. devasa bir cusseye sahiptir, heybetlidir.
şu sıralar bodrum sularında bulunan, değirmenlerin bulunduğu tepeden ay ışığı altındaki güzelleği görülmeye değer olan ata yadigarı.
arada bir yarasın atama yatların alası diyenlerce küfür edilerek savunulan yatcık.
millet açlıktan kırılırken, tarımla uğraşmaya ''çalışıp'' karnını zor zanaat doyururken alınan yatcık.
atamızın ömrü'nün son zamanlarını geçirdiği yattır. şu anki durumu hakkında kimsenin bilgisi olmadığını görmek, dahada üzücü verici bir durumdur. spordan , ırktan, dinden konuşurken, asıl sahip çıkmamız gereken durumları unutmak yada gözden kaçırmak bir türk genci olarak beni umutsuzluğa düşürdü.

http://www.internethaber....satmak-ve-atmak-9501y.htm
satılması gündemde olan yat.
ne yazık ki yabacılara satılması gündemde olan ata yadigarı.
http://www.hurriyet.com.t.../14232055.asp?yazarid=249
kim ki o yatı satarsa vatan hainidir yurt hainidir!!
"Atam sen yatta biz satak" durumuna dogru hızla ilerliyoruz.
“bir çocuğun oyuncağını bekler gibi heyecanla beklemiştim onu”
diye bahsettiği savarona satılık, 22 milyon dolar,
t.c. şanına yakışır davranamadı,
böyle birşeye nasıl izin verdi, nasıl satılığa çıkarabildi,
şimdi satıldığı zaman ilerde çocuklarımıza ne diyeceğiz?
nasıl bir açıklama yapacağız?
bu ülkenin cumhurbaşkanı 2 sene önce, antalya'da 3 günlük tatil fiyatı ne kadardır?
afrika tatil turlarının fiyatları ne kadardır?
savarona satılıkmış, 22 milyon,
şimdi seni sevenler başını kaldıramıyor atam.
atatürk'ün yaratımları ve kazanımları borusuna gidenlerin marifeti, onu satılığa çıkartmak olan yattır.
deniz kuvvetlerinin kullandığı ve sonraları hurdaya çıkarmak istediği ve akabinde iş adamı Kahraman Sadıkoğlu tarafından deniz kuvvetleri komutanlığından içindeki 4.5 ton fareyle alınan Ata yadigari. Ordumuzun Emanete nasıl baktığına dair ibret alınacak bir hikaye. şimdiler de bu yatın satışını düşünen kahraman sadıkoğlu geçmişteki içler acısı haline gık ı çıkmayan kişilerce vatan haini ilan ediliyor...
o kadar gereksiz yatırım böylesine önemli bir cevhere kuruş ayıramadığımız atatürk'ün oyuncağım diye adlandırdığı yattır.
(bkz: gemicik)
savaş sonrası yurdum insanın açlıktan kırıldığı günlerde 1 milyon 250 bin dolara atamızın sipariş ettiği yattır.Çok gereklidir yoksam sonra demesin avrupalı ülkeler koskoca atatürk'ün yatı bile yok.
güncel Önemli Başlıklar