bugün

ne kadar boktan olduğu ile ilgili paragraflarca yazı yazılabilir ama fanatikleri çıkıp daha fazlasını yazmaya çalışacağı ve ama siz anlamıyorsunuz yeeeaaa şeklinde ağlayacağı için gerek yok yazmaya.

fazlasıyla overrated bir yönetmenin fazlasıyla overrated bir filmi işte. hani şu anlamsız ama herkesin anlamaya çalıştığı sanat filmleri vardır ya insanlar ne kadar kültürlü olduklarını göstermek için anlamış gibi yapıp boktan açıklamalar yaparlar, işte bu filmin o filmlerden farkı ünlü olması. bu nedendendir ki boktan olduğunu söylediğiniz an linç etmeye çalışılırlar çünkü kendi kültür seviyeleri tehlike altındadır. ego da diyebilirsiniz aslında yanlış olmaz.
tarantino bu filmin akış şemasını sikini klavyeye, ya da bilmiyorum daktiloya vurarak yapmıştır. fakat olaylar ve özellikle bazı sahneler mükemmeldir. jules karakteri performansı enfestir. marsellus wallace sahneleri de iyidir. türünün en iyisi demek istiyorum ama filmin türünü bilmiyorum. bu filme salt komedi filmi diyene de tavsiyem arka sokaklar ve akasya durağıdır. ya da montla sıçabilir, format atabilir. saçma diyeninse nefes almaya hakkı yok. daha güzel, pozitif bir ortamda filmi izlemelisin yobaz barzo.
bu filmi anlayamayanlar beğenmez. anlamadığı gibi bir de utanmadan bok atarlar. gelmiş geçmiş en iyi senaryoya sahip olan bir filmi nasıl olur da bu kadar cesurca yadırgarlar, eleştirirler anlam veremem. muhtemelen bu insanların en sevdiği filmler cehennem melekleri falan.
filmin fanatikleri beğenmeyenlerin filmi nasıl bir ortamda izlediğini bile tahmin edebiliyor. mesela ben seviştikten sonra orgazm sigarası niyetine izlemiştim ama sonucu başarısız oldu. ne kadar daha rahat olabilirdi ki ortam.

hayır adam daha kafasında bir yerlere yerleştirememiş filmi de gelmiş yazıyor. işte bu kadar da elitler vesselam.
ne süper ne de kötü filmdir yalniz buraya gelip de oo hayatimin filmi böyle senaryo gormedim vay amina koyiyim diyenlerde kusura bakmasinlar ama hava attiklari kadar film kültürleri yok.
iyi filmdir.o kadar
hayat kurtarıcı filmdir kendisi. şu güne kadar hakkında iki sunum yapıp biri tam şu an olmak üzere üç ödev yazdım ki her biri kritik anlarda not toparlayıcım oldu. büyüksün tarantino.

he filmden ayrı olarak bir de bir uuser vardı, çok da güzel yazardı. zamanında sözlükçe düğününü kutlamıştık. şimdiye kadar çoluk çocuğa karışmış olsa gerek. *
4 bağlaçlı bir cümleyle ancak anlatabileceğim mükemmel tarantino filmi.
hayatımın filmi dediğim bir film olduğundan mütevellit 288 kere izlemiş olduğumdan kaynaklanan, kimsenin dikkat etmediği, lakin bunlar anlam bütünlüğünü sağlayan şeyler olduğundan dolayı, analizlerimi yazmadan edemeyeceğim.

*Vincent tuvalete gidiyor, döndüğünde Mia’yı aşırı dozdan komaya girmiş olarak buluyor. Başka bir sahnede Vincent tuvalete gidiyor, döndüğünde soygun yapılıyor oluyor. Başka bir sahnede Vincent tuvalete gidiyor, çıktığında Butch onu kurşuna diziyor ve ölüyor. Yani Vincent ne zaman tuvalete gitse kesin bir bokluk çıkıyor. Yani Vincent “ben işemeye gidiyorum” dediğinde Mia’nın “bu gereksiz bir ayrıntıydı” demesinin aslında hiç de gereksiz bir ayrıntı olmadığı, Tarantino’nun bir uyarısı olduğunu anlıyoruz.

*Mia, Vincent’a “o ödülü istiyorum, o yüzden iyi dans et” diyor ve eve ödülle dönüyorlar. Dolayısıyla ödülü kazandıklarını sanıyoruz ancak Butch eve yürürken arkadan duyduğumuz radyo anonsunda ödülü çaldıkları ortaya çıkıyor.

*Mia’nın aşırı dozdan komaya girmesinin nedeni, eroini kokain sanarak burundan çekmiş olması. Yemek sırasında bahsi geçen “rahatsız edici sessizlik” konusu da arabada eve dönerken karşımıza çıkıyor. Sike sike yaşadılar yani bu durumu, ne kadar yaşamamak için çabalasalar da.

*Filmde hiçbir “reklam’a giriyo-sansürleyelim” kaygısı yok. Bol bol “Burgerking, Mc Donalds, Coca-cola, vb” markalar uzatıla uzatıla kullanılmış. Daha rahat olduğundan izleyici için keyifli olmuş. Hatta bir bölümde “..Tanrı’nın kolayı Pepsi’ye çevirmesi gibi bir mucize..” şeklinde saçmalamıştır Jules abimiz. Ayrıca:

-Where did you get the motorcycle?
-It’s not a motorcycle baby, it’s a Chopper.
-What happened to my Honda?
-I’m sorry baby, I had a crush that Honda.
-Whose motorcycle is this?
-It’s a Chopper baby.
-Whose Chopper is this?
-Zed’s.
-Who is Zed?
-Zed is dead baby, Zed is dead.

*Film boyunca en korkunç durumlarda bile, hatta zaman sıkıntısı varken de karakterler durup sorulan soruları uzun uzun cevaplamaya uğraşır. Biri de demez ki ulan 2 saniye bir sus da şu işi halledelim. Özellikle nedendir bilinmez, filmin tüm hatunları hep el üstündedir ki oldukça hoş gösterilir bu. Son bölüm olan “Boney meselesi”nde mesela, Jimmy’nin karısı 1buçuk saat sonra eve dönecektir, dolayısıyla garajdaki kanlı araba ve cesetten kurtulmak zorundadırlar. Hatun gelip bu manzarayla karşılaşırsa Jimmy’i boşayacağı için kahramanlarımız bunu kamufle etmek için yoğun bir maratona girerler. Bunun dışında Butch’un yaşadığı tüm felaketlerden sonra kırık bir burun ve yaralı bir bacakla Febienne’i alıp trene yetişmesi gerekmektedir yoksa yakalanıp öldürülcektir. Buna rağmen hatunun oturup tüm saçmalıklarını ve kahvaltısının nasıl geçtiğini dinlemek zorundadır.

*Filmde Marcellius en ağır karakterdir, anlaşıldığı üzere mafya babasıdır kendisi. Ancak herkes film boyunca kendisini sikmeye çalışmıştır. Adam sürekli ya kandırılır ya da arkasından iş çevrilir. Bu türlü yamuk yapan insanların peşine düşen en iyi 2 adamı olan Jules ve Vincent ise adamları temizlemekle görevlidirler. Bir bölümde Jules, “Marcellius Wallace’ın orospuya benzer bir tarafı var mı? O zaman niye orospu gibi onu sikmeye çalıştın?” diyerek adamı kurşuna dizmektedir. Karısı tarafından bile kazık yiyen zavallı adam, 4. bölümde gerçek anlamda s*kilir. Seyirci de ekran başında “gitti dağ gibi zenci adam” diye üzülür. Bu da Tarantino’nun filmin taa en başında bize verdiği bariz bir tüyodur.

*Marcellius, Butch’a boks maçında yenilmesi için rüşvet verirken; “maç günü biraz sızın olabilir. Bu seninle kafa bulan gurur’dur. Siktir et gururu! Gurur sadece acı verir.” diye öğüt vermiştir, ancak sonradan Butch onu tecavüzden kurtarınca durum kendisine dönmüştür. Sıkıyorsa sen siktir et şimdi gururu?

*Jules, tanıklık ettiği olayı “mucize” şeklinde algılayıp herşeyi bırakma kararı alır ve Vincent’ı da ikna etmeye çalışır. Vincent da ikna olsa, ertesi gün Butch tarafından öldürülmeyecektir.

Bunun dışında film hakkında:
*Film boyunca 276 kere “Fuck” kelimesi kullanılıyor. (Ben saymadım.)
*Vincent’ın kullandığı kırmızı güzeller güzeli 1964 Chevrolet gerçekte Quentin Tarantino’nun kendi arabasıymış, ancak çekimler sırasında çalınmış.
*Jules’un kahvaltı sahnesinde çıkardığı , üstünde “Bad Motherfucker” yazan cüzdanı da gerçekte Tarantino kullanıyormuş.
*Film boyunca arka planda saatler hep 4’ü 5 geçiyor.
*Başta Uma Thurman, Mia rolünü istememiş. Ama Tarantino onun oynamasını okadar çok istiyormuş ki senaryoyu başından sonuna kadar telefonda okuyup ikna etmiş.
*Tarantino, Lance ve Jody karakterleri için, Kurt Cobain ve Courtney Love’ı oynatmak istemiş, ancak rolü kabul etmemişler. Buyüzden onlara yakın karakterler seçmiş. Aslında Lance’i kendisi oynayacakmış, ama Mia’nın adrenalin iğnesi sahnesinde kamera arkasında olmak istediği için vazgeçip Jimmy karakterini oynamış. Çok da iyi olmuş bence, en sevdiğim karakterlerden birisi Jimmy. Süper oturmuş.
abartılmış film. imdb de 4. sırada olması gerçekten şaşırtıcı. kötü demiyorum bak iyi güzelde bu filmin 4. sırada olması ayıp be abi ne filmler var.
basit bir senaryosu olan lakin bulunduğu dönemde çok fazla kurgusal film olmamasından dolayı sivrilmiş olma imkanına sahip overrated film. lakin bir gerçek var ki oyunculuklar üst düzeydedir. ayrıca bu film için kurt cobain e teklif götürülmüştür.
pastası olduğum yazar. *
bu filmi simdiye kadar nasil izlemedim bilmiyorum. ama izlerken hic bi filmde almadigim kadar keyif aldim.
tarantino'nun şuana kadar yaptığı en iyi iş olup imdb sıralamasında da 4.sırada yer alan aşmış film.

farklı kurgusu ve yersiz harcanmayan kanıyla dozajı harika kara filmdir. şahsen başrol oyuncularına ek olarak yan karakterler ve sürprizlerine daha çok bayıldığım efsane filmdir.
Yazdan beri izliycem deyip erteledigim ibne tv'ler de yayinlamiyolar mi hic uzanip izlesek. Dvd player calisamdigindan batmanin son filmini de izleyemedim kac aydir.
akasya durağı çakması.
Soundtrackleri filmden daha enfestir.
dünyanın en özgün yönetmeni quentin tarantino'ya ödül layık görülen tek filmi.
(bkz: girl you ll be a woman soon).
samuel l. jackson'ın tarzını çok beğendiğim filmdir. imdb'de dördüncü olması doğru mu, tartışılır ama izlemeye değer bir film.
bu filmi çok severim ama (bkz: quentin tarantino)'nun ayak fetişisti olduğu filme dair aklımda kalan detaylardan biridir. insanın gözüne gözüne sokuyor. hangi sahneydi hatırlamıyorum ama arkada oturan bir kadın ayağını ayakkabıdan çıkarıp geri sokuyor böyle bir değişik değişik hareketler yok başka bir sahnede çıplak ayakla gaza basmalar. neyse işte.
iddaa ediyorum ulu sözlük'de bu adamdan daha fazla karma sahibi yoktur. 2008 den beri takip ederim.
müziği güzel olan film, güzeldir tezine örnektir
- Theme - Surf Rider
- Girl, You'll Be A Woman Soon (Urge Overkill)
- Son Of A Preacher Man
- Theme- Flowers On the Wall
- Kool & The Gang - Jungle Boogie ( 8-bit Sounds )
- Al Green - Let's Stay Together
- Royale With Cheese
gibi müzikler dinlenilmelidir.
quentin tarantino'nun nasıl herkesi uma thurman'a aşık ederim çalışmasının bir parçasıdır bu film. saçımı uzunca bir süre mia wallace stilinde kullanmama sebeptir ayrıca.
en sevdiğim tarantino filminin bir sahnesinde geçen 666 muhabbetini gördkçe sinirlendiğim film. amk ben o 666 nin sanki 777 olsa filmin olayı değişecekmiş gibi.

şahane filmdir.
tarantino'nun en iyi ikinci filmidir. birincisi her daim:

(bkz: reservoir dogs)

görsel