bugün

28 nisan 2010 tarihinde hacettepe beytepe kampüsünde gerçekleşecek olan festival.
gelecek grupları sıralarsak

1 - SEPULTURA
2 - KREATOR
3 - KATATONIA
4 - DEATHSTARS
5 - DUMAN
6 - JAY-JAY JOHANSON
7 -
8 - HAYKO CEPKiN
9 - YÜKSEK SADAKAT
10 - ÇiLEKEŞ
11 -
12 - MARSiS
13 - TNK
14 - PIN UP
15 - KÜL
16 - RAMPAGE
17 - INSISTENCE
18 - U.P.O.

Gelecek grupları görünce fiyatlarda gayet makul tutulmuş. Anlaşılan o ki bu sene beya bir bütçe ayıracaz konserlere.

Biletix indirimli Bilet Fiyatları:

01.04.2010 Tarihine Kadar Geçerli Olmak Üzere:

Kombine: 39 TL
Kombine Sahne Önü: 135 TL

1.Gün Standart: 17.50 TL
1.Gün Sahne Önü: 50 TL

2.Gün Standart: 17.50 TL
2.Gün Sahne Önü: 50 TL

3.Gün Standart: 17.50
3.Gün Sahne Önü: 50 TL

Katatonia zahmet etmiş gelmiş mecbur gidicez artık.
manyak manyak grupların çıkacağı festival. belkide bir 1 nisan şakası henüz bilemedim.

ayrıyetten ahanda link;

http://www.theprofestival.com/
hafta içine denk gelmese daha bir hoş olacaktı dedirten festival.
biletix'in 1 nisanda biten bilet indiriminin ardından gelen bindiriminin üzerine, indirimli satışlar 7 nisana kadar şu konumlarda sürmekteymiş:

ankara için:
Hacettepe Üniversitesi Beycafe
Hacettepe Üniversitesi City Center 3.Kat
Always Rock Bar
Yolcu Rock Bar
Hayri Plak
Mushroom Store
Ankara Üniversitesi Merkez Kantin
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
ODTÜ Çarşı Makara

eskişehir için:
Diyafram Müzik

aü merkez kantin'de 1 günlük standart biletler indirimli olarak 17.5 değil 15 liraya satılıyor ayrıca.
nasıl duymamışım, ilginc dedirten gidilesi festival.
ücretlerin makul gözüktüğü rock festivalidir * ankaradaki son senem oLması sebebi ile gitmeyi düşündüğüm festivaldir *
asıl festivale hazırlık olan festival. * çadırlarla gideceğiz yine kampüsümüze. athena yerine emre aydın'ın geleceği konser ayrıca.
kreator'u headliner almasıyla beni benden almış etkinliktir .
(bkz: kan çıkar)
an itibariyLe sattleri saydığım festivaldir. zira 28ine biletimi aldım bekliyorum *

ayrıca ilk gününde sepultura ile (klasiklerini okurlarsa) coşacağımız, katatonia ile doom ağırlıklı ortaya karışık söyleyeceğimiz ve ardından kreator ile headbangin dibine vuracağımız festivaldir. *


(bkz: ankarayı sevme nedenleri)
(bkz: biz de orada olacağız)
cuma günüsü dumanyüksek sadakatı'sı, çilekeşi'si beni beklesin.

şenlikler öncesi hakikatlı bir arasıcak.
bileti en ucuz yola getirmek istediğimiz festivaldir. zira cardfinans kartlarına biletlerin %50 indirimli olması ancak konser gününde standlardan yapılan satışlarla mümkün olduğu söyleniyor ancak umarım göte gelmeyiz diye sabırla bekliyoruz...
1.gün:

Ses sistemi, basın kartları vb. konularda her ne kadar sıkıntı yaşanmış olsa da, gerçek anlamda para ve emek harcanmış olduğu belli bir festivaldi... sahne alma saatlerindeki zamanlama mükemmele yakındı, bir gecikme söz konusu değildi. Oraya vardığımızda istanbul'dan insistence sahnedeydi. Gerek tanıdığımız oldukları için gerekse sahne performanslarından dolayı basçılarının göz kırpmaları, vokalin öpücük atmaları şahaneydi. Hem sevindik hem eğlendik ki alana ilerlerken evet bu ses Çato'nun sesi diyorduk. Bu adamların gerçekten kendilerine has bir nitelikleri var.
Kısa bir ara sonrasında Deathstars sahnedeydi. Arkadaşların * özel istekleriyle deklanşörü seriye bağlayıp alabildiğimiz kadar kare almaya baktık. Deathstars şu anlamda rahatlıkla söyleyebilirim ki hem performans adamları - vay canına - hem de endüstriyel insanlar. Kulislerinde de sahnede oldukları gibi mükemmel eğleniyorlardı.

Deathstars sahnesinden bir kare için:
http://syshots.deviantart...rt/Deathstars-1-162311693

Sepultura ise Derrick'le bence bir şahaneydi. Belki de hayatımın karelerini vermişlerdir onları kendime saklayacağım * Kapanışı Roots ile yaptılar. Organizasyon çalışanlarının Territory ve Roots'ta nasıl sahne önüne uçar gibi koştuklarını çok net hatırlıyorum. Prag'da verecekleri konser dolayısıyla erken sahne alıp hemen istanbul'a dönen grup son derece sıcakkanlı ve müthiş eğlencelilerdi. Benim için zira günün anlam ve önemi Sepultura'ydı.

Hemen ardından Katatonia sahne aldı.. Fotoğraf çekim sürem dolduğunda Bluejean dergisi yazarlarından Fulin'in yanına gittiğimde alanın ne durumda olduğunu görmediğimi fark ettim. Herkes barikatlara ya da birbirinin omzuna dayanmış "az sonra ağlayacağız be adam" diyerek parçalara eşlik ediyorlardı. Katatonia'yı özlemiş Ankara.

Ve sonunda Kreator çıktı sahneye... Sonunda Ankara'nın heavy ve thrash kitlesinin yüzüne keyifle kocaman bir gülümseme yerleşti.. başlarda çıkan ses gibi teknik aksaklıklara rağmen her şey mükemmeldi. Bir ara Destruction'da sahneye atlarken gördüğümüz bir arkadaşımız Kreator sahnedeyken barikat ve güvenlikleri aşıp yine sahnede boy gösterdi. Güvenlik çocuğu tek bacağı ve koltuk altından tutup kucaklayıp barikat dışına bırakırken günün en çok alkış alanlarından oldu arkadaşımız. *
Kreator alanda savaş sonrası izler bırakırken biz de ilk gün için eve giden son otobüsü kaçırdığımız gerçeğiyle yüzleştik.
2.gün:

Pin-up'a yetişebildik önceki günün yorgunluğundan. Hatta 14.45te sahne alınacak denilen grubu kaçırdık üzüldük derken 15.30 civarında sahne alacakları söylendiğinde çok eğlendik.
Gün boyunca dans ederek eğlendiğimiz yegane gruplardan birisiydi. işin komik yanı kızların çekimlerini yaparken kolon aralarında, gitarların arkasında kaybolmalarıydı.. ilk defa canlı görmenin şaşkınlığı içinde "minicikmiş bunlar ya" demiştik. Vokalin giydiği etek dolasıyla, kızlı erkekli, ön saflardan frikik alabilme derdine düştük *.

Hemen ardından çıkan TNK sahne aldığında eskiden beri dinlemediğimi fark ettim. Açılışı en sevdiğim parçaları "Sensiz olmuyor"la açan grup sahnede söyledikleriyle güne nokta koydu, "buraya eğlenmeye geldik! kimse her şeyi beğenmek zorunda değil! Bu müziği seviyorsanız sevdiğinizi söyleyin! beğenmediyseniz yuhlayın! ama sevdiyseniz bugün burada hepbirlikte eğleneceğiz!" Ve hepbir ağızdan söylenen parçalarla konser devam etti *
Direkt sahnesinde Bilge gözlükleri ve pantolonuyla bir moda ikonu gibiydi. Yine efsane parçalarıyla coşturdukça coşturdular... işin açığı ikinci günkü gruplar her ne kadar dinlediğim müzikler olmasa da iyi eğlendirdiler.

Bir aradan sonra sahneye beyazlarla çıkan Hayko Cepkin parça esnasında birisini kulise davet etti, ama farklı olan şey küfürle davet etmesiydi... Çağırdığı çocuğun önümüzden kulise doğru söverek geçtiğine şahit olduk. Hala yaşıyorsan ses ver evlat! itiraf etmeliyim ki Hayko Cepkin'den böyle bir konserde daha mükemmel bir performans bekliyordum ancak arada verilen dumanlar ciddi bir görsel şov olmuşlardı. Aksilik budur kıyafetten bir parça yırtılmış olacak ki hemen arkasında belinden aşağı doğru sallanan bir cisimden dolayıdır diye düşündüğümüz bir sonlandırma yaptı Hayko. Ve bitiş konuşmasında "bazı y..raklara rağmen burada müziğimizi yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz" diyerek teşekkür ederek sahneden indi.

Jay Jay Johanson klavye ve bilgisayardan oluşan ekibiyle sahne alıp bizi soğukta dondururken parçaları dinlememeye gayret ediyorduk.. çünkü zaten soğuktan kaskatı kesilmiş olan bünyeler duygusallıktan hepten kasılmaya başlamıştı.. Emre Aydın öncesi tatlı bir isimdi Jay Jay... Yalnız performans esnası yaşanılanlar komikti... Çocuğun birisi yuhladığında aşktan, sevgiden, erimiş kalplerden oluşan kızlar dönüp bağıran çocuğa ters ters baktıklarında yüzüme bir gülümseme yayılmıştı.

Ve Emre Aydın, benim için, senin için, annem için, annen için diyerek sahnedeki yerini aldı... Bolca Emre Aydın karesi çektim ama kemanisti kıza bir bayan olmama rağmen hayran oldum resmen.. Bir insan sahneye ancak bu kadar yakışabilirdi. Son otobüsü kaçırma korkusuyla 4.parçada koşarak oradan uzaklaştık... ve * 3.gün için hazırlanmaya koyulduk. *
iLk gününe katıLdığım aktivitedir. deathstar, sepuLtura, katatonia iyiydi de kreator'u canLı canLı dinLedim ya onLara phobia'da eşLik ettim ya artık öLsem de gözüm açık gitmiycek sanırım *

ilk gün oLması itibariyLe ses sisteminde ufak tefek sorunLar yaşandı, gençLer tam anLamıyLa coştu özeLLikLe barikatLarı yıkma çabaLarı görüLmeLiydi, güvenLik görevLiLeri çok uğraştı barikatı sağLam tutabiLmek için ama başaramadıLar tabiiki özeLLikLe kreator çıktıktan sonra iyice kendimizden geçtik sanırım * beraber geLdiğim ve thras metaLi neden dinLediğimi anLatmaya çaLışıtığım arkadaşım bir ara "beni nereye getirdin böyLe" der gibi baksa da yine de çok eğLendik.:)
performansLar tabiki muhteşemdi.. özeLLikLe deathstarı hiç dinLememiş birisi oLarak sahne performansLarından baya etkiLendiğimi itiraf etmeLiyim.. Arkadaşım sepuLturayı çok beğendi, katatonia da biraz moLa vermiş gibi oLduk, dinLedik kreatora güç topLadık ve baba grup çıkınca kendimzden geçtik headbangin dibine vurduk * heLe ki finaLde kreatorun ağzından "bir mumdur iki mumdur bana bir bade doLdur" duydum ya şokLara girdim resmen, metaL devinin ağzında "bir mumdur iki mumdur" * ve her güzeL şeyin bir sonu oLduğu gibi bu konser de bitti.. biz ise tek damLa içmemize reğmen sarhoş gibiydik arkadaşımLa * hernekadar sonra dışarda yatma tehLikesi geçirsek de (bi ara ciddi ciddi aştide sabahlamayı düşündük) aLLahtan sevenimiz var da bir arkadaşımız gelip aldı bizi, arkadaşının evine götürdüde başımızı bir çatının aLtına sokabiLdik *

editledim: o değiL de katıLım cidden bekLediğimin aLtındaydı.. biri ikisi değil üçü bir aradaydı resmen üstelik gelen adamları düşününce çok da cüzzi bir fiyata geldiler... tamam wacken gibi bir kalabalık beklemiyordum ama bu kadarıda saygısızlıktı resmen.. yine de gruplar fazlasıyla ilgiliydi seyirciyle özellikle kreatorun seyirciyle iletişimi müthişti... finaldeki türkçe jesti türk dinleyici hakkında söyledikleri falan iyiydi, şahsen ben o kalabalığı görsem tek laf edesim gelmez valla...
iyisiyle kötüsüyle olmuş bitmiş festivaldir.

ilk gün beklenilenin çok altında bir dinleyici sayısı vardı. insan üzülüyor tabii burnumuzun ucuna kimler gelmiş ama kimse sallamamış diye. ki biletler de çok ucuzdu. neyse daha iyi oldu rahat rahat. sepultura gündüz saatlerinde çıktı ama güzel oldu. festivalin en güzeli olacak diye beklediğim katatonia ise ses sistemi kurbanı oldular yazık oldu. sahne performansları da ekstra olmayınca gayet "sıradan" bir durum ortaya çıktı. kreator ise beklenildiği gibi oldu. hayvanlardı. babalardı. ve 3 günün sonunda öğrendiğim kadarıyla yurtta kalan arkadaşlarımı uyutmayan tek grup olmuşlardır.

2. gün ise direct tıpkı direct ti. eğlendirdi, hoştu güzeldi. sonra hayko çıktı. çıkışından önce ve performans sırasında haykonun 7 ceddine söven ve klasik "adam değilsin, yaptığın müzik değil" tribine giren enteresan tipe hayko da yarrak açılımı yaparak cevap verdi. efendim sonrasında ise jay jay abimiz çıktı. ne yazıktır ki o karşılarında kimin, nasıl bir müzik adamının olduğundan bihaber olan zavallı ergen gençlerin "bu kim ya? ne zaman bitecek bu? kuşlar böcekler bu yaaa" serzenişleriyle ortamı piç etmeleri ile karşı karşıya kaldık. tabi onlara kızmıyorum. müzik kültürü olarak emre aydın ve duman dan ibaret insanların, çoluğun çocuğun karşısına rock festivali bünyesine de hapsederek jay jay i çıkartan mal organizatörlere kızıyorum ben. neyse ki yuhalamadılar fazla. ve hepiciklerine en güzel cevap sahneden geldi. o inanılmaz sesiyle uzun yıllardır dinlediğim en güzel canlı performansı dinletti bana jay jay. bünye orgazm oldu. onun üzerine emre aydın ise sadece emre aydın dı işte.

3. gün ise aylin aslım toplumsal içerikleriyle vizyonumuzu genişletmiştir sağolsun. üzerine en çok özlediğim, görmek istediğim yüksek sadakat "benim götüm kalktı, adam oldum artık siklemem dinleyicileri" moduna çoktan girmiş olduğunu gösterdi herkese. ve üstüne yetmezmiş gibi olabilecek en aptal setlisti sundular sağolsunlar. ve bu kadar şeyi temizlemek için, seyirciye süpersiniz, kralsınız modunda ve şebeklik yapan bir kenan izledik * başka hiçbir haltı yoktu. neyse ki duman çıkacağı için uzatamadılar fazla. sonra duman çıktı ve liseli gençler coştu. daha önce izlediğim performanslarına ve festivaldeki genel performanslara oranla oldukça iyiydi duman. beklediğimdeniyi bir kapanış yaptılar. yalnız keşke ve keşke kara toprak ı söylemeye cüret etmeselerdi. haddini yine bilemeyip türkünün ırzına geçmeye özellikle çabaladı sanki kaan. başardı da tebrik ediyorum.

ayrıca ışıkçılar tam bir felaketti. festival alanı da bol bol sevişen çiftlerle ve buz gibi havada hiç üşümeyen(!) hatunlarla doluydu * sonuç olarak güzel festivaldi daha iyilerini bekliyoruz artık.
sadece cuma gününün tadına bakabildim ve beğendimde. fekat her festiva gibi bununda yüzlerce aksaklığı vardı. kafam fazla güzel değildi ise

rangera -ki onun adı kamikaze esasen- binmek için konser alanından çıkmanız gerekiyodu. geri girmek içinde yeni gelenlerin kuyruğuna

girmeniz gerekiyoduki bu da ölümcül bir bekleyişle eşdeğerdi. halbuki bilekliklerimiz sayesinde istediğimiz gibi girip çıkabilmeliydik

ama bilekliğe rağmen biletlerinizi atmayın diyen bi organizasyondan daha fazlasını beklemiyodum zaten.

aylin aslımı o kuyrukta dinlemek zorunda kaldım. yine de güzel bir performanstı. lakin kendisine bozuk para atma hedefimi gerçekleştirememiş

oldum. *

yüksek sadakat 'ulan adamların şahane parçaları var lan' dedirtsede ki bir çoğunu söyleyemediler, solistin şarkı sözlerini karıştırması

ve hakkını verememsiyle üzdü. ayrıca geç çıkmaları bütün düzeni alt üst etti ona daha sonra gelicem.

ardından duman çıktı sahneye. çok eğlendirdi. ses kıstı. bacakların koptuğunu hissettirdi. şahı şahaneydi. belki alışman lazım

performansını dinleyen güruhun bir parçası olmak, sadece o bile yeterdi. kara toprak a gelince. performansın sallandığı andı. bi an üzülmeme

bile neden oldu. şöyleki kaan tam manasıyla söyleyebildi ne bizler eşlik edebildik yine de bu şarkının seçimi

ki zaten o sözlerin güzelliği ve kaanın jestleri şarkıyı nasıl benimsedikleri ve hissettiklerini göstergesiydi,

buda kendini kanıtlama ihtiyacı olmayan hatta bunu şarkılarında konu alan grubun ne kadar sağlam olduğunu gösterdi bize.

bir ktü taraf vardı o da her konserdeki duman klişesi, içeri girip tekrar çıkmak. öyleki bi daha, 'duman duman!!' sloganları neredeyse

atılmadı, herkes çıkacaklarından emindi. ira çıktılar. ardından problem ortaya çıktı fakir bünyeler için.

arabasız beytepeye gitmenin riskini almıştık emme bu kadar da almak istememiştik. güvenmiştik organizasyon şirketine.

ama adamların pek umru değilmiş belliki. servisçiler parayı kıralım adına kafalarına göre çalıştılar.

sadece güvenpark-kızılay a servis yapıldı bir saatten sonra. ki bir sürü insan dumanın herşeyi yak ve nice eserini servis kuyruğunda

dinledi. otostop imkansızdı. mini şortlar bile rağbet görmüyodu o derece. tipler harkuladeydi. bildiğin sadece otostoptan ekmek çıkar mı

diğe gelen takım elbiseliler vardı. (bkz: ben bugün bunu gördüm)
neyseki şans maddox zaatına güldü son servisni yapan şoförün evinin yakınında oturması itibariyle taksi ücreti daha minimal

karşılanabilir değerlere indi.

fakat herkes bu bünye kadar şanslı değildi. kızılay çevresi, maltepe, bahçelievler deki öğrenci evleri doldu taştı o gece. nice yiğitler

koridor köşelerinde, mutfak tezgahlarında heba oldu. en çok eğlenenler büyük ihtimalle kütüphane de kalanlardı.

küçük ayrıntılara gelinci; o nasıl bir peynirli gözlemeydi öyle!! oyhş mis..

abi o kadar dolap varken, seyyar satıdı amclarım montun içine göbeklerine doldurdukları efesleri soğuk tutarken o çadırlarda nasıl

soğuk kutu tuborg yoktu? sorarım size ey milletim!! soğuğu geçti sıcaktı lan. o havada, bizim götler donarken.. anlamadım cidden.

aylin aslım bitmeye yakın kapının girişinde 'fenerlimiyiz' diye bağıran yavşakla ne alay ettim ne güldüm yau.

gerçekten bazı kızlar çok ateşli ulan bi üşümediler valla süper. vücutta yağda yok nası başardılar bilemedim.

sözlükten birilerini bulmayı çok isteyip bulamamak çok koydu. hele ki servis problemi yaşarken, arabalı bir sözlük yazarı bulamamak.. *

neyse eyiydü hoş idü, yine olsa yine yaparım.
beytepe'yi siyaha boyayan festival. şıkır şıkır teyzeler gitmiş yerine siyah saçlı, siyah botlu, siyah makyajlı, siyah elbiseli ablalar gelmişti. hangisi daha korkunç karar veremedim aslında. bi de geleneğimizi bozmamışlar * takdir ettim, giriş kuyruğu emekli maaş sırası gibi uzamış. aynı banka, yemekhane, öğrenci işleri kuyrukları gibi alışıldık manzara...

haykodan emreye geçişin sancısını da zaten anlatmışlar. saygılar.
hayko cepkin'in kendice tripleriyle,
aylin aslım'ın toplumsal mesajlarıyla,
çilekeş'in yeni şarkılarını söylemesi sonucu herkes sıkılınca 'siz diğer şarkıları bekliyordunuz sanırım ama bunları hazırladık' gibi abudik bişiler söylemesiyle,
duman'ın tüm yorgunluğu uçurarak mest etmesiyle sonlanan konserler zinciri.

direc-t her zamanki gibi harikaydı, yorum yapmıyorum o yüzden. tnk'yi de sıra beklerken dinledim, bişi anlayamadım cağnım gruptan.

bence çok daha güzel olabilirdi. alandaki bokton tuvaletler sebebiyle beykafeye gitmek zorunda kaldı bir sürü insan. daha kötüsü de geri dönüşte tekrar sıraya geçiliyor olmasıydı.
ego kuyruğu gibi saatlerce bekledik. saçmalıklarla dolu bir kaç günde adam akıllı bişiler dinlemiş olduk, bu da güzel.

o değil de konser alanında tek içmeyen bendim sanırım. şunu birkez daha anladım ki;

ayık kafayla sarhoş arkadaşlarla uğraşmak çok berbat bişi lan.

aklıma geldi şimdi, yazayım dedim.
kreator gibi baba bir grubun ne işi var lan orda dediğim festival.
en az rezillikle tamamlanmış festival.

duman kendini aşıp, gece olunca; burası zaten dağ kimse rahatsız olmaz ben buradayım! diyerek koparmıştır...
çilekeş'in bokumsu olmasına, duman'ın kuralları delmesine, yüksek sadakat'in solistinin amfinin yanındaki direğe çıkmasına sahne olan etkinliktir.