bugün
- arkadaşlar buyrun kahve içelim14
- küpeleri yüzünden sınava giremeyen sütyenli kız18
- ibb'nin soyulup soğana çevirilmesi17
- akşam mideniz kazınınca ne yiyorsunuz22
- en son ne yediniz19
- 22 haziran 2025 abd uçakları iran'ı vurdu28
- 2025 gulmekicinyaradilmis'in sevgilisi olmak8
- ataistlerin cevab veremediği sorular15
- düşün ki o bunu okuyor17
- tanrı varsa beni şu anda öldürsün19
- israil8
- allah20
- erkeklerin en sevdiği tatlılar16
- barbar kral'ın gay olması8
- en hamarat sözlük kızı8
- havanın gavur amı gibi yanması13
- anın görüntüsü11
- kuzey kore'nin israil ve iran savaşına girmesi8
- cumhuriyet halk partisi15
- araba10
- cep telefonu34
- donald trump8
- turizim bakanının yunanistanda tatil yapması14
- imam'ı azam hazretlerinin ataiste verdiği cevab14
- almanya12
- türkiyenin başına gelmiş en kötü şey islamdır13
- iran17
- fatih altaylı23
- 22 haziran 2025 iran'ın israil'e yoğun saldırısı8
- bisiklet8
- recep tayyip erdoğan8
- abd10
- amerika birleşik devletleri9
- fatih altaylının gözaltına alınması9
- ağaç21
- otuz yaşını geçmiş koca arayan kadın14
- kim ulan bu erector10
- 2025 iran israil çatışmaları9
- allah ahiretimizi biliyorsa bizi neden yarattı22
- kamos8
- türkiye17
- 754 bin liraya saat almak9
- baykar'ı protesto edenlerin gözaltına alınması17
- hamas'ın sivillere yönelik soykırımı16
- sevmediğim yazarları açıklıyorum12
- akp'ye hala oy verenlerin motivasyonu10
- nihal candan17
- üçüncü dünya savaşı çıkarsa yazarların durumu10
- ter kokusu9
- sudekiray true'ya karşı16
Güzel müzik yapan enteresan adamlar. Sanırım Ankara menşeli.
mutlu ol albümünün ilk parçası '' Belki de aşık oldun '' çıkan gruptur.
https://www.youtube.com/watch?v=L5m6MJFvsW0
https://www.youtube.com/watch?v=L5m6MJFvsW0
Her şeyim adlı şarkısı her şeyimiz oldu.
son günlerde fena sardığım grup.
En sevdiğim şarkısı şu cover ı :
https://youtu.be/PyxAS_46WHg
Son seste dinledikçe gelen kafa patlatma isteği swh. Dünyanın bütün sesini dört buçuk dakikalığına da olsa kısar.
https://youtu.be/PyxAS_46WHg
Son seste dinledikçe gelen kafa patlatma isteği swh. Dünyanın bütün sesini dört buçuk dakikalığına da olsa kısar.
benim için bu gecenin vokalisti yine pena. denemek isteyenler için
https://www.youtube.com/watch?v=69l_Y0iyCuA
https://www.youtube.com/watch?v=69l_Y0iyCuA
sanki başka bir zaman dilimindeymiş gibi otel mimarisi ve iç tasarımına sahip büyüleyici semt.
19. ve 20. yüzyıl mimarisini yansıtan yapıların bulunduğu bölge.
Bir zamanlar böyle bir grup da vardı.
Hey gidi günler..
Hey gidi günler..
beyoğlu' nun eski adı olup mimari ve tarihi yapıları ile renkli bir atmosfere sahip olan mevki.
tarihi uzun otellerin, vintage, hoş mekanların bulunduğu mevki.
bu gece, "biri vardı, sever gibi yapıp kandırdı. biri vardı ateşi yüreğimde yangındı. biri vardı kalbinde güzü bahar sandırdı. ona sorsam ben yokum ama bende biri vardı." sözleriyle bir aydınlanma yaşatmış gruptur.
Beyoğlu içerisinde mimari yapısı ile tarihi, çokuluslu eğlence hayatı ile geceyi yaşatan renkli bir bölge.
ingiliz konsolosluğunun görkemli, büyük bahçeli malikanesinin karşısında, istiklal’ e dönerken, köşede, Irısh Pub gibi güzel ve bol yabancı turistin ilgi gösterdiği kaliteli bir mekanın bulunduğu beyoğlu yerleşimi.
cihangir ve yeldeğirmeni ile, derin tarihi dokusundan ötürü benzer özellikler ve nezih ortam benzerliği bulunduran hoş bir yerleşim.
Çok uzun bir zamandır dinlemiyordum. Bugün eve dönerken birden çok tanıdık eski bir tını çaldı kulaklığımda. Ve daldım birden hayallere.
Yolculuk ederken bir anda kendimi karanlık bir sokakta buldum. Kulağımda in sarkan kablolu kulaklığım, saçım sakalım birbirine girmiş, sokak lambasının altında yürüyorum öyle. Şehir yabancı.
Sakin sakin yürüyorum gecenin bir vakti, sadece ileriden köpek sesleri geliyor. Tek tük yanıyor evlerin lambaları. Ve solist şarkıya giriyor;
“Ne yoldu ne sondu beni bir yere götüren,
Sebepti sonuçtu beni derbeder eden.”
Yavaş yavaş anımsamaya başlıyorum. 7-8 sene önce, tam tarihi kestiremiyorum. Soğuk bir akşam sokakları geziyorum. O zamanlar yeni keşfetmişim pera’yı. Yürümek ve dinlemek, en rafine zevklerimdi o zamanlar.
Bir arabanın camından yansıyan tipimi görüyorum, hafif bir gülümsemeyle tipime sövüp devam ediyorum.
Her adımda haz duyuyorum. Bu sakin tını beni cezbediyor adımlarım yavaş ve heyecanlı.
Devam ediyor şarkı ve bir bateri sesi geliyor. Neyin hazırlığı bu öfkeli bekleyiş? Tüm gücüyle vuruyor ve tahrik ediyor ekibin geri kalanını baterist. Birbirlerini bekliyorlar en uygun anda saldırmak için. Bense kilit parkeleri sayarak teyakkuzda ilerliyorum seyrek sokak lambaları alında o sokaklarda.
“Dünya güzel bir yer değil içim acı içim kederli bak yine,
Benim solup giden güzel kokan çiçeklerim var!”
Kalbimin ritmi değişiyor ve adımlarım hızlanıyor. Bedenimin her hücresinde hissediyorum sözleri ve arkadaki soloyu.
“Sevda güzel bir şey değil içi hüzün iki gözünde yalanlar,
inanıp da sevdiğim diye sarıldığım bedenler var.”
Buranın bitmesine izin vermiyorum. Saniyesine kadar geri çekiyorum ve baştan dinliyorum. Ezbere yürüyorum artık, kırık taşların üzerine bilerek basıyorum.
“Ya da yok.”
Dinginleşiyorum bir anda. Reddediyorum içimde biriken bütün duyguları. Yok oluyor her şey ve vazgeçiyorum. Hafifletiyor beni bu yükten kurtulmak. Adımlarım sakinleşiyor ve eve dönüyorum.
Düşünüyorum kalan ufak arada. Yoğunluğun içinde kaybolmak, ritmine kapılmak ve sürüklenmek. Ve sonra Bir anda vazgeçmek her şeyden ve yok etmek tüm duyguları. insan kendisini ifade edebilmeli. Benim kendime ifade yolum bu şarkıydı.
Kendime geliyorum bir anda, gözümü açıyorum camdaki yansımamdan anlıyorum rüyamın bittiğini. Çıkartıp kulaklığı devam ediyorum.
Böyle bir eser yaptığın için teşekkür ederim pera. Ben bu şarkının kendisiyim.
Yolculuk ederken bir anda kendimi karanlık bir sokakta buldum. Kulağımda in sarkan kablolu kulaklığım, saçım sakalım birbirine girmiş, sokak lambasının altında yürüyorum öyle. Şehir yabancı.
Sakin sakin yürüyorum gecenin bir vakti, sadece ileriden köpek sesleri geliyor. Tek tük yanıyor evlerin lambaları. Ve solist şarkıya giriyor;
“Ne yoldu ne sondu beni bir yere götüren,
Sebepti sonuçtu beni derbeder eden.”
Yavaş yavaş anımsamaya başlıyorum. 7-8 sene önce, tam tarihi kestiremiyorum. Soğuk bir akşam sokakları geziyorum. O zamanlar yeni keşfetmişim pera’yı. Yürümek ve dinlemek, en rafine zevklerimdi o zamanlar.
Bir arabanın camından yansıyan tipimi görüyorum, hafif bir gülümsemeyle tipime sövüp devam ediyorum.
Her adımda haz duyuyorum. Bu sakin tını beni cezbediyor adımlarım yavaş ve heyecanlı.
Devam ediyor şarkı ve bir bateri sesi geliyor. Neyin hazırlığı bu öfkeli bekleyiş? Tüm gücüyle vuruyor ve tahrik ediyor ekibin geri kalanını baterist. Birbirlerini bekliyorlar en uygun anda saldırmak için. Bense kilit parkeleri sayarak teyakkuzda ilerliyorum seyrek sokak lambaları alında o sokaklarda.
“Dünya güzel bir yer değil içim acı içim kederli bak yine,
Benim solup giden güzel kokan çiçeklerim var!”
Kalbimin ritmi değişiyor ve adımlarım hızlanıyor. Bedenimin her hücresinde hissediyorum sözleri ve arkadaki soloyu.
“Sevda güzel bir şey değil içi hüzün iki gözünde yalanlar,
inanıp da sevdiğim diye sarıldığım bedenler var.”
Buranın bitmesine izin vermiyorum. Saniyesine kadar geri çekiyorum ve baştan dinliyorum. Ezbere yürüyorum artık, kırık taşların üzerine bilerek basıyorum.
“Ya da yok.”
Dinginleşiyorum bir anda. Reddediyorum içimde biriken bütün duyguları. Yok oluyor her şey ve vazgeçiyorum. Hafifletiyor beni bu yükten kurtulmak. Adımlarım sakinleşiyor ve eve dönüyorum.
Düşünüyorum kalan ufak arada. Yoğunluğun içinde kaybolmak, ritmine kapılmak ve sürüklenmek. Ve sonra Bir anda vazgeçmek her şeyden ve yok etmek tüm duyguları. insan kendisini ifade edebilmeli. Benim kendime ifade yolum bu şarkıydı.
Kendime geliyorum bir anda, gözümü açıyorum camdaki yansımamdan anlıyorum rüyamın bittiğini. Çıkartıp kulaklığı devam ediyorum.
Böyle bir eser yaptığın için teşekkür ederim pera. Ben bu şarkının kendisiyim.
herkesin gençliği, hayalleri olan gruplar, şarkılar vardır.
pera benim için öyleydi.
kulağımda kulaklık, pera çalıyor; dershane çıkışı, kafamda binbir düşünce.
aklımda o zamanki hatun.
gaziantep'te çarşı'dan karataş'a gideceğim; yaklaşık 30 km.
kızın olduğu semte kadar yürüyerek giderdim binevler (15 km), heyt be.
pera benim için öyleydi.
kulağımda kulaklık, pera çalıyor; dershane çıkışı, kafamda binbir düşünce.
aklımda o zamanki hatun.
gaziantep'te çarşı'dan karataş'a gideceğim; yaklaşık 30 km.
kızın olduğu semte kadar yürüyerek giderdim binevler (15 km), heyt be.