bugün

otobüste durumun oluştuğu anda insanın ne yapacağını bilememesi durumudur. Örneğin ankarada indirimli bilet basan ve pasosu olmayan öğrenciye paso göstermesinin söylendiği an...
kulaklığımla seyahat anındayken dalıp osurmak akabinde ilk durakta otobüsü terketmek.
(bkz: ben)
muavin yer açmak için yolculara seslenir.
+boşlukları dolduralım.
yocular homurdanır, muavin sinirlenir.
+fill in the blanks bir zahmet ya.
gece dersaneden dönerken sarhoş adamla yanlışlıkla gözgöze gelmek ve yolculuk süresince bıyığını burarak seni gözleriynen yemesi.
Otobuste telefonu calan adam telefonda hoparlör ile konuşmaktadır* Y yolcu A arayan

A-Abi barakaları yakmışlar
Y-Nasıl yakmışlar
A-Ne bileyim A.ına koyayım yakmışlar işte.

butun teyzeler cık cıklamaya başlar.
kafanı cama yaslamış vaziyette ağlamamak için ıkınıyorsun... o şehirden ayrılacak olmak çok acı veriyor. kendini tutamadığında, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyorsun ve bunu çok sayıda kişi farkediyor.
çok kötü bir durum...
otobüs virajı alırken ön taraftan güüüm diye bir ses gelir.
koltukta uyuklayan adamın yere düşme sesidir bu.
adam hariç, şöför dahil, tüm otobüs anırarak güler.
kağıt mendil istediğin arkadaşın dalgınlıkla onca kalabalık içinde çantasından ped çıkartıp uzatması.
geçenlerde yaşanmıştır,beni yerlere yatırmıştır efenim.

- şunu arabacıya uzatıver hacım..
(şoför sağa çeker ve arkasını döner.)
+ sen kime arabacı diyon lan ? nerden öğrendin onu ?
- valla abi geçen dolmuşta teyzenin biri söyledi.

bu diyalogların akabinde arkadaş grubu dolmuştan kovulur.
otobüsten inerken kapının kapanması, sonra tekrar açılması ve kapı tekrar kapanacak gibi olurken, kaldırıma atlamak ve çantanın kapanan kapıda sıkışması.

(bkz: koduğumun iett si)
otobüste yanımda oturan yabancı bir bayanla molayı geçirirken bayan bir nescafe ister ve zaten yarım yamalak olan inlgilizcemin yanında lanet olasıca dilim sürçer..

- i have some nipples.. (nickels yerine..)
yazın 35 derece sıcağında...
teyze;
"ay hasta olucaz kapatın şu pencereyi!"
559c hisarüstü - taksim otobüsünde en arkada bir arkadaşla oturulmaktadır. otobüse anne ve 12-13 yaşlarında bir erkek çocuğu biner. erkek çocuk gelir hemen yanıma kurulur, annesi ayaktadır.
10 saniye geçmeden çocuk bağırır "annee düğmeye bastın mı?"
annesi "oğlum ineceğimiz zaman basıcaz."
2-3 dakika sonra "annee düğmeye bastın mı?
anne "oğlum şimdi değil." derken çocuk atlayıp düğmeye basar.
otobüs durur kapı açılır, kimse inmez. şoför bir şey demez yola devam eder.
anne çocuğunun yanına doğal olarak yanıma gelir dikilir, çocuk kalkarsa engellemek için falan.
1-2 dakika sonra çocuk "anne düğmeye bas." annesi "tamam oğlum basacağız" tarzı bir şeyler söyleyerek çocuğu sakinleştirmeye çalışır.
daha sonra yanımdaki çocuk "anne düğmeye bas." diye bir çığlık atar. ben olayın şoklarını yaşarken ayağa fırlarım ve düğmeye basarım. gelmek istediğim metrobüs durağına gelmişimdir ama böyle bir çocukla otobüste yolculuk eden annenin yükü beni de korkutur.
denizcilik üniverstesine giden bir kişi olarak beyaz elbiselere otobüse bindiğimizde yaşlı bir teyzenin yüzüme bakarak tükürmesiyle olay gercekleşmiştir

teyze: tütütütüüttütütü.
cpt cnone: teyze napiosun?
teyze: maşallah evladım maşallah bu ülke sizlere emanet!
cpt cnone: saol teyzecim.

lama kılıklı teyzenin yaptığı faul gibi gözüksede grurumu kabartmıştı.
zavallı amca elinde koca çuvalla durağa gelince durmadan geçen şoföre seslenir
-nereye gidiyorsun?gezmeye mi?
-hee.gezmeye gidiyorum.sıkıldım.
-ne gezmesi ya,bu kış gününde.

olaya şahit olan herkes gülmüştür otobüste..
güzel bir genç kızımızın otobüse binerken, tam basamakta topuklu terliğinin çıkması, ve şöföre bağırması.

- ayyy durun kapatmayın kapıyı, püsküllü terliğim düştü demesi.
iki gün önce ayakta giderken yanımdan arkalara ilerlemeye çalışan amcanın elini bakmadan hızla çekip burun ve ağzımı resmen dağıtmasıdır.* *
tam olarak otobuste olmasa da, araca binmeye yeltenmis teyze ile sofor arasi diyalog;

-karsiyaka'ya gider mi bu ?
+gitmez teyzecim.
-mavisehir'e gider mi bu ?
+yok teyzecim oraya da gitmez, nereye gidece..
-semikler'e gider mi ?
+yok teyzecim oraya da gitmez de sen nereye gideceksin onu so..
-bisssmilllaahhiiirahhmaannn...

der ve biner. prensipleri var kadinin, gitmiyor oyle her yere.
kalçasına baktığınızda 'vay bee' dedikten bir süre sonra o kalçanın sahibinin erkek olduğunun anlaşılması. *
önündeki çarşaf sayılabilecek kocaman siyah pardesülü kadının, seni, muavine, şu çocuğu arkamdan al rahatsız oluyorum diye şikayet etmesi. senin de bunu duyup ilk durakta inmen.
otobüs artık dolmuş taşıyor, fakat bizim durağa geliyor yine duruyor bizi almak için. 3 kişi varız durakta. biniyoruz. en son ben tabi. benim kıç, baş dışarda, kapı kapanmıyor. şöfor 5 snde bir tuşa basıyor, kapı benm sırtıma vuruyor, tekrar açılıyor.

biraz sonra, nerdeyse bütünleştiğimiz, önümdeki adam ve benim aramda geçen diyalog:

- oğlum, sen bir sonrakine bin istersen, olmaz böyle...
+ usta sınavım var, yoksa tamam da ...
- çalıştın mı ki? *
sonuç: inmedim ulen. ama dersten kalacağım.
yeni bosnadan mecidiyeköy'e gidilmek adına 85 m ye binilir.
yanıma bir tinerci arkdaş gelir , üstüpü hala elindedir ve tiner çekmeye devam etmektedir vebaşlar yardırmaya.
- bir telefon açtırırım hepinizi vurdururum , allah diyin allah
*yandan gçen polis otosunu görür ve bombayı patlatır.
- izin vermiyolar ki .bneler bizde uyuştucu satalaım 3-5 kişiyide biz zehirleyelim , para kazanalım
Otobüste giderken kadının çocuğu torbanın içine kusmayı bitirdikten sonra kadının o kusmuk dolu torbayı otobüsün içinde bırakıp gitmesi.
Arkasından ne kadar bağırdıysak da duymak istemedi bizi.
Böyle rezil insanlar da var maalesef.
-yağmurlu bir günde kalabalık eski otobüste karşıyakadan dönerken otobüsün orta kısmının içeri su damlatmasıyla bir kadın rahatsız oldu ve otobüsün ortasında kocaman şemsiyesini açtı.eve gelene kadar güldüğümü hatırlıyorum

-kalabalık bir otobüste sağımda ve solumdaki sapıkların ellerinin neden benim bacaklarımda olduğunu anlayamamam ve dayanamamam ile birlikte sabah sabah avazım çıktığınca bağararak ben çekileyim isterseniz siz birbirinizi ellersiniz dememle 2sininde ilk durakta inmesi..
yer; kamil koç bursa istanbul seferi. feribottayız, normal sürmesi gerekenden daha fazla sürünce bir mırıltı yükselmeye başlamıştı otobüste. kafamı kaldırıp baktıgımda feribotta bizden başka araç kalmamış olduğunu anlamam değil ama; nedenini algılamam uzun sürdü. otobüs mürettebatı, dışarda telaşlı telaşlı bir şeyler konuşuyor. sonradan yapılan açıklama, tüm bu karmaşayı açıklamıştı. herhalde olayı bizzat yaşamış olanlar okumuyorsa tahmin eden çok fazla kişi yoktur, bu rötarın sebebini. sevgili otobüs şöförümüz, feribot tuvaletine araba nın anahtarlarını düşürmüş. yeni bir araç bekledik ve yolumuza öyle devam ettik. anahtarın akibetini bilmiyorum merak edenler varsa. *
(bkz: güler misin ağlar mısın)