oruç tutmayana gösterilmemektedir.
sözlükte hiçbirşeye karşı olmamakla birlikte buna karşı da yoktur...

(bkz: yok öyle bişey)

--spoiler--
oruç tutmayana gösterilmemektedir
--spoiler--
(bkz: hadi canım)
(bkz: yok artık)
her insana gösterilmesi gereken saygıdan farkı olmayan durumdur.
oruç tutmayan insana da gösterilmesi gerekendir.
gosterilmemesi gereken saygidir.

oyledir ki; onlar sabahin bir korunde kalkip onlarca cesit gida iceren bir menuyle sahur yapar. ve aksam saatlerinde de bin bir turlu ottirik zuttirik yemek adlariyla iftar seremonisini gerceklestirir. bu saatlerde ise calisan veya uyuyani hic dusunmez, bir gurultu, patirti kopartir ve yediklerini sayarlar.

ozetle, oruc dini bir gorev mi? evet.
din mantiksiz mi? evet.
baska soze gerek var mi? yok.
buralarda bir yerlerde olacaktı ama nerdedir bilinmeyen saygı çeşidi.
insana ve o insanın inançlarına saygıdır. olgunluktur.
bazen çok fazla abartılıp orucun anlamının kaybolmasına neden olabilen bir durum.
kesinlikle gelişmiş toplumlarda mutlaka bulunması gerekendir.

işin mantığını kavramak isteyenleri, "çoğunluktur" diye uymamaya çalışanları, kendileriyle diğer insanları karşılaştıranları gerçekten anlamıyorum. kendi adıma konuşmam gerekirse: oruç tutmadığım için ramazanda kalkıp ulu orta yemek yemeyi, ne biliim belediye otobüslerinde su içmeyi, insanların yanında sigara kullanmayı * * * abes buluyorum. söz konusu saygı hiç bir yasayla belirtilmemiş, hiç bir cezai yaptırımı olmayan, belki de mantığı da bulunmayan bir saygı olabilir. ama her ne olursa olsun insanın insana saygı göstermesi onun dnasındaki insanilik düzeyini belirler. ki bu da bir şeydir arkadaşlar. yabana atılmayacak bir şeydir.

farz ı misal bi adamla konuşuyosunuz, muhabbet döndü dolaştı kurbağalara geldi. adam size: 'ben kurbağaları kutsal olarak değerlendiriyorum ve cumartesileri yeşil giymiyorum' dese ne diyeceksiniz? hahahaha diye kopup dalga mı geçeceksiniz? tabii islamiyeti ve oruç tutmayı bu kadar basit bir örnekle bir tutmuyorum. ama toplumun sıradışı kişilerinin gözünden durumun bu derece önemsiz olsa bile edebe adaba uygun davranmanın gereğini vurgulamak istedim. bakınız efendim:

(bkz: teşbihte hata olmaz)

ben kurbağaya bile tapan adama saygı gösteririm arkadaş. onun düşüncesidir. mantık aramam. ona saygı duymak için de acaba arkasına yaklaşık 3 milyon kişi toplamış da mı kurbağaya tapıyor diye de bakmam. eğer beni çok rahatsız etmeyecekse cumartesi günleri de onun yanında yeşil bir şey giymem.

hayatın kendine ait farklı bir döngüsü vardır. insanların da bu döngü içinde beğendikleri bir yeri almak için oluşturduğu kurallar vardır. onları sorgulamak kimsenin haddi değildir.
bunu sadece oranlara vurursak yanlış yaparız gibime geliyor.
mesela; sadece oruç olarak bakmamak lazım olaya, genelde bizim kültürümüzle alakalı bir durumdur.

salt olarak bunu oruç olayına bağlamak olayı tam anlamıyla kavrayamamak olur. şimdi sokak da ramazan ayından harici de bir şey yemek çoğu insana göre ayıptır.

mesela ben kendi bulunduğum ortamdan bahsedecek olursam, sokak da yemek yiyen birisini bulmanız çok zordur. eğer kişi bir sandviç vs vs aldıysa genelde sokak da yürüyerek yemek yerine kuytu bir köşede hiç kimseye görünmeden yemektedir.

ramazan ile birlikte tabiki bu durum daha da belirgin bir hâl alıyor ve daha çok göze batıyor ancak normal zamanlar da da dışarıda yemek yemek çoğu insana göre ayıptır.

ayrıca yabancı ülke de oruç tutan kişilere de hristiyan vs vs olan kişiler saygı gösterirler bu bağlamda.

kaldığım yerde bir kişi oruç tutuyor normal de bir salon var ve 3 kişi orada yemek yiyiyorlardı, ancak o 3 kişiden 1 kişi oruç tuttuğu için diğer iki kişi odalarında yemek yiyiyorlar.

evet bu olay sadece çoğunluk yahut başka bir şey ile alakalı ddeğil. bu biraz da yetiştirilme tarzıyla alakalı bir şeydir.
oruç tutmayanın tutanın yanında yanında yememesi meşakkatli bir iş olmasa gerektir. ne kaybeder? ne kazanır?

dinin sebep olacağı tartışmalarda doğrular çoğunluk tarafından belirlenir lakin tartışma polemiğe sebep oalcak türden değildir. ağır bir yük içermez. karşılıklı hoşgörü her şeyi çözecektir. ortada baskı olmadığı sürece bu saygının tahammülsüzlük noktasına gelmesi beklenemez. baskıyı oluşturacak bir durumda yoktur. dinin getirdiği o baskıyı olsa bile baskıyı gözardı etmek olduğundan her iki pencereden de zorluk içermez. aksine kolaylaştırır. çeşitliliği bir renk atfeder.
oruç tutana saygı, tamamen kişisel ahlakla ilintili bir değerdir. başımdan geçmiş bir olaydır: okul zamanı, yurtta oda arkadaşımla ramazanın ilk gün orucunu tutuyoruz bir yandan da o gün gelecek seferi arkadaşımızı bekliyoruz. beklenen kişi geldi. soyundu dökündü, yolda yemek yiyemediğinden bahsetti ve birden bütün bir salatalığı biraz şaka yollu biraz gerçek güzümüzün önünde ortadan ikiye ayırıp katur kutur yedi. o an salatalığın yaptığı etkiden bahsetmicem bile * ki bu arkdaş türbanlı müslüman evladı müslüman bir arkadaştı ama gel gör ki böyle bir davranışta bulundu. yöreyle de alakası yok; oda arkadaşlarımın ikisi de karadeniz insanıydı.
ben sahir günlerde de bazen oruç tutardım. o gün, ramazanın ilk günü, benimle birlikte oruç tutan arkadaşım sahir günlerde benim orucuma saygı duyar ezan okunmadan ağzına benim yanımda su bile sürmezdi ki bu arkadaşta açık denilen tarz sahibi bir kimseydi.
Müslüman ülkede yaşamanın gerekliliğidir.
Keşke öyle bişey olsa dediğim şey. Gecen sene otobuste tıklım tıklım gıdıyoruz bı baktım kapıya dayanmıs 2 genc kızımız dondurma yıyor. Kızları kesesım geldı valla oyle kucuk de degıller akılları ermesın .
gün geçtikçe azalmaktadır, tıpkı diğer tüm manevi değerlerimize gösterilen saygı gibi... medeniyet ise bu, ben böyle medeniyeti öperim!
oruç tutanların beklentisi olan saygıdır.
ramazan davulcusunun oruç tutmayan kişiye göstereceği saygıyla doğru orantılı olmalıdır.
bir tarafından başlık uydurup olaya yorum getirmek bir saygıdır mesela.

tabi kime göre neye göre, bak adam açmış başlığı bakmış mı hiç sağına soluna:
(bkz: boşu boşuna aç kalıp adına oruç demek)
sadece oruç tutana değil tutmayana da aynı hassasiyetle yaklaşılması gerekir ki toplumsal olarak çatışmaların çoğunu birbirimizi anlamadığımız ya da daha doğrusu anlamak istemediğimiz için yaşıyoruz. oruç tutmayan tutana '' yobaz '' oruç tutan tutmayana '' domuz '' diye hitap ederse tabiki çatışırız.
en iyisi bir şeylerin niye yapıldığını öğrenmek ve kendisi için neyin en iyisi olduğuna karar veren insanın kararına saygı duymaktır.
bu sıcaklarda becerebilene benim e duyduğum saygı, saldırgan üslupları mantıklı bulmuyorum, sonuçta bu özgür iradenin vereceği bi karar, oruç tutulur ya da tutulmaz. gerisi kimseyi ilgilendirmez aslında ama görüyorum ki herkeste bi tripler, bi haklıyımcılık halleri, rahat olun, kafanıza göre takılın, gerilmeyin.
tutmayana gösterilen saygıyla kıyaslandığında gayet üst düzeydedir. otobüste suyumu içmeye çalışırken pis pis bakan gözler filan. format atınca düzelir.
Sevgi keyfiyet, saygı mecburiyet sözünü akıllara getirmektedir. Olması gerekendir.
oruç tutanın tutmayan gösterdiği saygı kadar azalan bi saygıdır.
(bkz: oruçlu olana saygı duyulması/#8985949)
saygı için oruç tutuyorsa (sansür...) kadar yolu vardır. Orucunu bana tutmuyordur. ama etrafındakilere saygılıysa saygıyı her insan gibi hakeder ve oyle de davranılır...