bugün

1.Canlı bir vücudun,belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü,uzuv.
2.Bir görevi,bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş.
(bkz: organ mafyası)
org un ingilizcesi.
(bkz: organ bağışı)
aynı fizyolojik yapılardaki dokuların bir araya gelmesiyle oluşan kitle.
(bkz: organ nakli)
insanın yaşaması için gereken tüm uzuvların genel ve ler larsız halidir..
organize olmuş doku kitlesi.
gün içerisinde işyerinde işittiklerimden tecrübe ettiğim üzere; arkadaşımıza, dostumuza, kimi zaman akrabalarımıza, kısacası çevremizdeki insanlara hitabımızdan çıkarılabileceği üzere en kıymetli üç organımız; "gözüm" telafuzundan dolayı göz, "ciğerim" seslenişinden ötürü ciğer ve "naber lan y.rraam" hitabından ötürü. öhm...

sevdiklerimize neden sadece bu üç organı sıfat yaptığımız daha derin bir inceleme konusudur zannımca. ben tespiti yapar kaçarım hocu.
(bkz: klavye)
uzuv

aygıt

alet

araç

latince organum=alet sözünden türemiştir.

belli bir fonksiyon gösteren özel bir vücut parçası.
Genelde izlediğimiz filmlerde kiliselerde sesini duyduğumuz hem ürpertici hem de olağanüstü etkileyici bir sese sahip olduğunu düşündüğüm enstrüman.
http://www.usna.edu/music/Accessable/organ12.jpg
dokuların birleşmesiyle oluşur. aynı görevi yapan değişik dokular organın oluşmasında ol oynarlar.
Organizma içinde özel görevleri olan ve dokulardan oluşmuş, karaciğer, böbrek, kalp gibi yapılar.
genellikle 80' li yılların progressive rock gruplarında oldukça yaygın kullanılan klavye, enstrüman.
hayati fonksiyonları diğer bir yapıya bağlı, tek başına var olma yetisi olmayan hede.