bugün

organ bağışı çok kutsal ve ulvidir. ancak bunun ayrımına varabilmiş olanlar gururla organlarının başka hayatta görevlerine devam etmesini isterler.

yıllarca her heyecanlanışınıza şahit olmuş kalbiniz, başka vücutlarda tık tıklar.
saatler süren ağlamalara, mutluluktan uçmalara vesile olan görüntülerin baş kahramanı gözleriniz, artık başkalarını heyecanlandırır.
ve daha bir çok hayati organ, başka bedenlerde görevine devam eder. istediğim gibi ifade edemesem de, hayatımda böyle gurur verici az şey bildiğimi söyleyebilirim.
tabiki sevaptır, caizdir, güzeldir ama insanın kaderini değiştirebilir nasılmı ? 1 hafta önce 10 yaşındaki bir yavrucak televizyonda organ bağışını görüp annesine ''anne ben ölürsem organlarımı bağışlayın'' demiş ve kız 1 hafta sonra trafik kazasında vefat etmiş. organları 2 3 kişiye yaramış fakat kafa karıştıran bağış yaptıktan 1 hafta sonra ölmesi..
siz hayata gözlerinizi kapattığınızda birçok kişinin hayata yeniden başlamasına sebebiyet verebilecek olaydır. kişilerin bu anlamda bilinçlendirilmesi birçok organ bekleyen hastayı mutlu ederek onlara organla beraber hayat bağışlamanızı sağlayacaktır. kişiler bu işlemi 18 yaşını aştıktan sonra sağlık müdürlüklerine, hastanelere, ehliyet alımı sırasında emniyet müdürlüğünde, organ nakli yapan merkezlerde gidip form doldurularak yapılabilir. sonuçta siz öldükten sonra toprakta çürüyecek organlarınız olucağına başkalarına yararı dokunan organlarınızın olması herkesi daha mutlu eden bir olay olacaktır.
tamamen kişisel bir tercihtir. şöyleki, bizzat şahit olduğum bir olayda hastahaneye ağır yaralı getirilen bir kişiye müdahale eden doktorun hasta yakınlarına sık sık organ bağışı yaparsanız şöyle olur, böyle olur deyip onların acısına ortak olmak yerine ölümü empoze ettirmesi hiçte hoş değildir. ulan andaval, önce bir adamı tam kurtar, çare yoksa bik bik edersin. yemin ediyorum böyle doktorları ve medyada çıkan haberler de acısı taze, ya da gergin bir bekleyiş içerisinde ki hasta yakınlarına soru soran gerzek gazetecileri gördükçe sinirim tepeme atıyor. her halükarda organ bağışı insani ve ahlaki açıdan en önemli sorumluluk görevidir, o ayrı.
insan başına gelmeden bu olayın ciddiyetini anlamıyor malesef.
yarın bir gün allah yaşatmasın çaresizlik içinde en sevdiğinizin nefes alabilmesi umuduyla, bir organ bulabilmek için yanıp tutuşabilirsiniz, o zaman organ bağışının aslında ne kadar önemli olduğunu anlarsınız ama çare olmaz.
organımı değil bütün bedenimi bağışlayarak "toptan" bir şekilde hallettim bu işi. Yalnız ölüm sonrasında benim bu kararımı ailemin desteklemesi lazım ki huzur bulayım.
(bkz: ORGAN BAGiSi YAPANLARA DOKTORLAR KASMiYORMUS)
dini açıdan sürekli tartışılan hayat kurtarma eylemi.

dini açıdan bir sorun olmadığını düşünenlerdenim. tabi doğrusunu tam olarak bilmiyorum. bence sorun şurada: islamiyet insan bedenini kutsal saymıştır. canlı ya da cansız insan bedeni islamiyete göre kutsaldır. insanın ölüsüne bile kötü muamele yapmak yasaktır. islamiyet'in bu kuralı gayet anlaşılır ve makul bir kuraldır. şahsen ben öldüğümde kulağımın kesilmesini, karnımın deşilmesini istemem.

durun bi dakika. burada mevzu cesete işkence, ceset sahibine hakaret söz konusudur. ve islam buna karşıdır. yoksa sanmıyorum ki gayet iyi niyetli insani bir yaklaşımla yapılan organ bağışının sevap olma ihtimali de vardır.
dini açıdan herhangi bir sorun teşkil edip etmediğini umursamamama rağmen beni tek tereddütte bırakan olayın doktorlarımıza güven sorunu olmasına rağmen, yaptığım bağıştır.
halk arasında hep söylenir konuşulur. doktor seni masada bırakır kurtulma ihtimalin olsa da diye. organlarını almak için. öncelikle bunun olması ihtimali vardır. asla böyle bir şey olamaz diyemez kimse. ama öte yandan sağlığınız bozulduğunda da doktorların eline bakarsınız. onlara her şekilde güvenirsiniz yani. o yüzden bu sorunumu da kısa sürede atlatıp organlarımı bağışlamış bulundum. hayatım boyunca elle tutulur, iyi şeyler yapmış biri değilim, yapacağımı da sanmam. yani küçük şeyler oluyor illa ki de... hayat öyle gitmiyor nihayetinde. en azından ölümümün birkaç kişinin hayatını kurtaracağını şimdiden bilmek beni azıcık da olsa huzurlu hale getirdi.
bir kaç şerefsiz doktor yüzünden bir çok insanın hayatını kurtar(a)bilme fırsatını tepecek kadar korkak olmadım hiçbir zaman. üstteki entry de kobrullah arkadasımın da dediği gibi, dirimizden hayır yok bari ölümüz işe yarasın anasını satayım.
yirmi seneyi aşkın hayatım boyunca verdiğim en doğru karardır organlarımı bağışlamak. herkese tavsiye ederim. hayat kurtarmanın mutluluğu, sevinci, huzuru hiçbir şeye benzemez ve insanın eline her zaman geçmez arkadaşlar.
yok olan dokuların, organların, tek bir hücrenin bile ultrasonik teknolojilere rağmen yoktan var edilemediği, yaratandan başka bu işi bilenin olmadığı sonsuz kainatta, ne büyük mutluluktur ki, ölmek üzere olan bir insana ruhunu daha fazla taşıyamayacak, toprak olmaya yüz tutmuş nacizane bedeninle can verebilmek! ne yüce bir gururdur geride bıraktığın acı dolu insanlar için bir düşün. evladını kaybeden ama onun sayesinde annesine veya babasına kavuşan bir çocuğun gülen yüzünü görmek bir anne için ne güzel bir mutluluktur.

organ bağışı, hayat bağışıdır. ayrıca nakil operasyonu için, organ mafyası üyesi kalpazanlar haricinde hiç bir doktar yaşama şansı yüksek olan bir hastayı beyin ölümü gerçekleşmeden kesip biçmez. bu kalpazanların da herhangi bir araştırma hastanesi veya devlet hastanesinde bulunması olası değildir. bir gün bir kaza olurda hastaneye düşersem doktorlar akbabalar gibi beni parçalamasın diye düşünerek organlarını bağışlamak istemeyen insanların korkularını anlayamıyorum. çocuk yaşta annesini karaciğer yetmezliği yüzünden kaybetmek üzere olan, suyla dolu karnına dokunmaya, siyahlaşan yüzüne bakmaya, inleme seslerini duymaya korkan, gözyaşlarını hep içinde biriktiren, konu komşu ölümü beklenen annesinin başında dua okurken "acaba biri annemi kurtarabilir mi" diye düşünen, gece yatarken okuduğu dualar arasına insanların ölmeleri ve organlarını bağışlamaları dileklerini ekleyebilen biri olarak anlayamıyorum bu insanları. beyin ölümün gerçekleştikten ve yaşama umudun kalmadıktan sonra, yaşasan bile bitkisel hayatta veya ağır beyin hasarlarıyla insanların yardımına muhtaç kalarak hayata devam etmeyi göze alabiliyorsun, fakat bir insana hayat vermeyi göze alamıyorsun. tamam ehliyetine ya da resmi bir belgeye yazdırmaya korkuyorsun bağışlama isteğini, bari çok yakınlarına söyle ki geç olmasın herşey için.

ben çok şanlıydım. talihsiz bir kaza sonucu beyni ölen gencecik bir insan verdi hayatı anneme, babama, bana, kardeşlerime. bir ömrü bize armağan etti. bir ömür boyu hiç tanıyamadığım ruhuna dua etmemi sağladı o genç insan. ama bizim kadar şanslı olamadı sırada bekleyen binlerce hasta. hastane kapısında umutla beklerken binlercesi, yapılan nakil ameliyatlarının sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. şimdi birkaç kat arttığı söyleniyor. umut verici. umarız artmaya devam eder ve sadece insanın insana yardımının dokunduğu bu hassas mevzu daha çok hayatı etkilemez. umarız "empati" denen şey bu kadar hayati bir konuda önemli kararınızı ölmeden önce vermenizi sağlar, herşey için çok geç olmadan...
öldükten sonra bile ailene sanki bir yerlerde birilerinin içinde yaşamaya devam ediyormuşsun izlenimi yaratabilcek, ne derlerse desinler hayat kurtarmakla sevap sayılan olay.
insanımızın hala konu ile ilgil diyanet açıklamalarından haberi olmadığı bu ülkenin kanayan yaralarındandır. yanılmıyorssam dün akşam türk böbrek vakfı başkanına canlı yayında organ nakli ile ilgili gelen soruların çoğu bu konuda idi.
kendinde fazlalık olan insanın bağışı.
kesinlikle yapılması gereken bir eylem olmakla beraber size bir sevap daha kazandırır bedavadan en azından son anda falan belki cennete girersiniz.
Bu hafta, ehliyete yazılırken yapacağım şey.

Çok düşündüm, çevremde "bedeninle geldin, bedeninle gömül","o sana emanet, çook künah" diyen yobazlar filan oldu. Ailemle bayağı bir tartıştık. Yinede, senin vereceğin karara saygılıyız dediler. son kararım, hepsini bağışlamaktan yana..

Öldükten sonra, arkamızdan yad edenlerimiz olacak.

Ne diyelim, hayırlara vesile olsun inşallah.
insanların ölmeden vücutlarından canlı canlı organlarının koparılacağı(ayrılacağı), insanın acı çekeceği, hissedeceği düşünülerek aşılamayan birtürlü hoş gözle bakılamayan yardım.
organ bağışı günah diye düşünen insanlar iran'a gitsin, görsün. iran'da organ bağışı veya kök hücre çalışmaları dunyanın hiç bir yerinde olmadığı kadar ileri düzeyde serbest. böbrek nakli bekleyen bir tek hastaları yok. böbrek hastası iseniz iran vatandaşlığına geçmeniz tavsiye olunur. iran devleti bedavadan vatandaşlarına böbrek nakli yapıyor.

not: bu entryye eksi veren ibne; insaallah böbrek hastası olursunda görürsün...
insan kendisini kuş gibi hissediyor sözlük var ya. sanki orada bırakmışsın gibi organları. ama yok işte sadece bi kağıdı doldurdun o kadar. aslında onunla olan hayallerimizden sadece biriydi bu. o gittikten sonra sadece bana düştü bu görev. sorumluluk almış gibi hissediyorum kendimi. sanki başkalarının organlarını taşıyormuşum gibi hissediyorum. lan organlarımı bağışlamadan önce sigarayı fazla fazla içen ben sanki hala benim değillermiş gibi azaltmaya çalışıyorum. ne biliyim sonra yediklerime dikkat etmem konusunda kendimle anlaştım. alınabilecek tüm organları bağışlayınca insan daha da merak ediyor. görmek isterdim o halimi eeeeööv. gitti lan hepsi böbrek, ilik, ciğer, bağırsak, kornea, kalp vs.. en çok da kalbimi benden teslim alıcak olanı düşünüyorum. çok kırdılar onu üühühüh. cidden lan kalbimi alan kişi birazcık hasarlı bi organ almış olacak orası ayrı. ayrıca diğer arkadaşlar da belirtmişler öldükten sonra pis böcekler kurtlar yiyeceğine insanlara umut olur. bi insanın yaşamasına neden olmak yaşamasını sağlamak ne güzel bi duygu. yani bunu bilicek olmak güzel bi duygu. ben hayatımda kimseyi mutlu edemedim sözlük biliyo musun. hayatta olmadığım zamanlarda bari mutlu edeyim diye de düşündüm. şöyle de düşünüyorum her organım bi kişiyi hayata döndürse 7 organdan 7 kişi eder. o 7 kişinin de ortalama 3 kişi 1. derece akrabası olsa 28 kişi eder. 1 kişinin sayesinde 28 kişi sevincek. bu yüzden de kendimi sorumlu hissediyorum. sözün özü sevgili sözlükçüler ölüm diye bişey var açık. kık diyince gitmeyeceğimiz ne malum. ya da bigün ilik aramayacağımız? bundan dolayı önemli bir şey bu organ bağışı.
afyon'nun bir köyünde böbreklerini organ mafyasına satan insanlar yüzünden devlet organ bağışına korkunç bir kısıtlama getiriyor. akraba harici organ bağışı olmayacakmış. bu henüz yüce devletimizin çalışmasını yaptığı bir projeymiş fakat gerçekleşirse organ bekleyen binlerce hastanın da yaşama hayalleri suya düşecek demektir. umarım organ mafyasınının önüne geçmek için bu kadar parlak çözümü düşünenler, organ nakli bekleyen onlarca hastaya da bir çare düşünmüştür.
akraba harici organ bağışının yasaklanmasına veya kısıtlama getirilmesine karşı çıkanların bağış bekleyen hastaları düşünüyorum ayağına yatmaları gerçekten komik.
adama sorarlar madem ki akraba harici organ bağışından yanasın, o zaman git bir merkeze bağışla böbreklerini hiç tanımadığın birisine?
niye bağışlamıyorsun?
uyanık seni.
akraba harici organ bağışı demek parayla gidip organ satın almak demektir ve bu da ahlaki değildir. birisinin organlarını para karşılında satması ne kadar salaklıksa o adamın müşkül durumunu değerlendirip organını satın almak da o derece adiliktir.

organ bağışı konusunda hassas medyamızdan ve insanlarımızdan asıl beklenen öldükten sonrası için organlarını bağışlamalarıdır. kadavradan organ nakli bu işin esasıdır ve medeni toplumlarda işler böyle yürür. ancak bizim gibi ülkelerde canlıdan canlıya organ nakli rağbet görür.
*hacı akraba harici artık canlıdan canlıya organ bağışı olmayacak biliyor musun?
-ya nasıl olmaz ya, ben belki arka mahalledeki komşuma böbreğimi vericem. hay ben bu devletin...
7/11/2009 tarihinden itibaren 2 hafta süreyle zafer plaza'nın alt piramit girişinde uğruna stand açılacak ve bağışların 'uludağ üniversitesi akut öğrenci topluluğu' tarafından kabul edileceği olay.
devletten organ bağışı konusunda açılım bekliyoruz. fakat bu işin rantını yiyen organ mafyası ve diyalizciler varken zor. ben devlet olsam satmak isteyenin organlarını kendim satin alıp gereken vatandaşıma takardım. mesela 50.000 dolara böbrek satın alsam mafyaya 15.000 dolara satanlar bana gelir. alıcılar da bedava takacağım için bana gelir. devlet bu işten zarar eder zannediyorsanız yanılıyorsunuz. her böbrek hastasının yıllık masrafı 30.000 dolar ve her kim böbrek hastası olursa masrafları direk devlet tarafından karşılanıyor. satın alıp taktığım böbrek masraflarıyla beraber, iki yıl içinde ödemem gereken 60.000 dolara denk geliyor ve sonrasında ömür boyu o adama böbrek hastalığı için ödemem gereken paradan kurtuluyorum. hem takılan adam da konforlu bir hayata ulaşıyor. satan adama da güvence vereyim. eğer kalan böbreğine bir şey olursa bedava yeni böbrek takıp, hayat boyu sağlık güvencesi vereyim.
caiz olup olmadığı hala tartışılan, ama özünde inanılmaz bir iyilik barındıran bağış çeşididir.
Bazı alimlere göre, beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organları nakledilebilir. fakat beyin ölümü 2 çeşittir.
1- Beyin tası ölümü
2- Beyin sapı ölümü
ilk durumda olan kişilerin tekrar hayata döndükleri zaman zaman görüldüğünden dolayı beyin tası ölümü gerçekleşen birinin ne fişi çekilebilir nede organları alınabilir. ancak beyin sapı ölümü gerçekleşen kişilerde ölüm tamamen gerçekleştiği tıbben kabul edildiği için bu durumda fiş çekme ve organ nakli caiz görülmektedir. takdir sizin, araştırmaya devam...