bugün

entry'ler (616)

derya baykal

sadece çoraplardan oluşmuş garip bir elbiseyle programını sunarken; "uludağ sözlük diye bi site var, çorap başlığına çok güzel şeyler yazmışlar, çok hoşuma gitti" diyen tiyatrocu. yazar olma ihtimali yüksek, bu yazdıklarımı okuma ihtimali ise daha yüksek olduğuna göre size sesleniyorum sayın baykal:

çoraptan oluşmuş elbiseniz iğrençti!

ekşi sözlük

geri gelen kutsal mekan.

yalan dostum ergenekon diye bir sey yok

yalan dostum ergenekon diye bir şey yok
ergenekon dediğin bir garip bilmece
bugün bize yarın size
gülelim ağlanacak halimize

ooovv yeeah!

su bardaginda sarap icmek

hakarettir düpe düz şaraba. bazı şeylerin bir adabı, yolu yordamı vardır. başka türlüsünü yaparsan tat vermez.

yerel otobus firmalarindaki agresif muavin

sarı altın saat takıp gömleğinin açık 3 düğmesinden göğüs kıllarını sergilerler. kaide de büyüktür bunlarda. çok kızdırırsanız, servis yaparken kolunuzu bir dürterler göz dağı vermek adına.

uludağ sözlük mü futbol sözlük mü

(bkz: #4192073)

evet böyle bir açıklama yapmışız ama an itibariyle sol frame'in ağlayan ebesinin sesi taa pasifikten duyulacak hale gelmiş. tuttuğu takım bir başka takımı yendiği zaman tecavüzcü sapıkların surat ifadesiyle "nasıl koyduk lann size" diye sırıtan, bir spor karşılaşmasını porno film tadında seyretmeyi başabilen insan formalarının varlığını bilmek futbol sevgisini de siliyor tabi.

futbol konusunca mutlu olan ezikler

sevdiği bir spor dalı hakkında konuşan herhangi bir insandır kanımca. ezik denmez ona. sen felsefeden konuştun da filozof mu oldun yani.

annesiyle babasını sevişirken yakalamış çocuk

eğitim evde başlar düsturuyla hareket eden ebeveynlere sahip çocuktur.

sözlükçülerin last fm sayfaları

http://www.lastfm.com.tr/user/madampuder

when i look in your eyes

albümüyle aynı ismi taşıyan mükemmel şarkı. gözlerinin içinde kaybolacak kimsen olmadığında daha çok koyar bu şarkıyı dinlemek.

when i look in your eyes, i see the wisdom of the world in your eyes
i see the sadness of a thousand goodbyes
when i look in your eyes

and it is no surprise, to see the softness of the moon in your eyes
the gentle sparkle of the stars in your eyes
when i look in your eyes

in your eyes, i see the deepness of the sea
i see the deepness of the love
the love i feel you feel for me

autumn comes, summer dies
i see the passing of the years in your eyes
and when we part there will be no tears no goodbyes
i'll just look into your eyes

those eyes, so wise
so warm, so real
how i love the world, your eyes reveal

anja garbarek

trip-hop tarzı müziğin başarılı sesi. bu müzik türünü icra eden tüm bayan vokellerin ortak özelliği haline gelen o eşşiz buğulu sese sahip bir diğer şahıstır.

pati yang

fena halde portishead benzeri bir guruptur. vokalin sesi yeterince hoş ve meankolik olduğundan massive attack, beth gibbons ve hatta björk havası bile sezilmektedir. gönüllerde taht kurmuştur.

laiklik mükemmel bir şeydir

helin avşar tarzını aklıma getirdi bu başlık. akabinde, "bence herşey laik olmalı. ne mutlu türkiye!" şeklinde açıklamalar getirilesi bir cümle olmuş.

tanım: laiklik "mükkemmel bir şey" olmasının yanında vicdan, akıl hürriyetidir. daha derin bir olgudur.

goldfrapp

allison goldfrapp müziğe başlamadan önce güzel sanatlar fakültesi resim bölümünde okuyormuş. iyi yapmış da yeteneğini keşfetmiş ve güzel melenkolik sesini duymamızı sağlamış.

uğur dündar

hakkında bir zamanlar ölüm emri çıktığı söylenen gazeteci. ne diyelim; ergenekon ergenekon sen git gülben ergen'e kon!

kavak yelleri

ara sıra karşılaşıldığında bakılan ve hiç sarmayan türk dizisi.
son bölümünde deniz isimli delikanlının yanında özgür kız ayaklarında antipatik ötesi bir tipleme görülmüştür. bir restoranda çocuğun cüzdanını denize atıyor rahat rahat. deniz denen şebelekte peşinden gidiyor o kızın buna rağmen. bütün kimliklerin, kartların, paraların denizin dibini boylayacak, aç kalıp simite talim edeceksin, sonra o kızın peşinden koşacaksın. tek yapması gerekenin o haddini bilmez kıza sağlam bir osmanlı tokatı attıktan sonra hızla olay mahalinden uzaklaşmak olan başrol oğlanımızda nasıl bir abazanlık hali vardır ki deli olduğu saniyede anlaşılan böyle bir tipin boynuna tasma takmasına izin veriyor, o macera senin bu macera benim polisçilik oynuyor. hele bir de parasız kaldıktan sonra vapurda şarkı söyleme ve dilenme sahnesi vardır ki, televizyona saldırmak, "hayııııırr" diye naralar atmak istedim. kanal değiştirene kadar geçen süre ömrümden ömür aldı götürdü. hala kulaklarımda " evlerinin önüüü boyalı direeek" diye bağıran o kızın suratı var. bu mudur macera anlayışınız birader? orjinal versiyonunda da kimin eli kimin cebinde, çarpık ilişkilerle dolu bir durum söz konusuydu ama hikaye vardı, karakter vardı, oyunculuk vardı. bir bölüm olurdu gözlerin dolardı, kendine şaşardın. yapıyorlardı en azından. bu versiyonunu görmeseydikte öyle kalsaydı aklımızda herşey.

patasana

"Yüreğimin yap dediğini, aklım yapma der. aklımın soylu bulduğu, yüreğimce dalkavukluktur; yüreğimin doğru bulduğuysa aklımca suç. bir yanım bahar rüzgarı gibi uçarı, tez canlıdır, öteki yanım kış soğuğu gibi katı, ağır kanlıdır. bir yanım içimden gelen seslere kulak verir, öteki yanım öğrendiklerime, bildiklerime.

Bunun ne kadar korkunç bir şey olduğunu bilir misiniz?"

cümleleriyle akıllara kazınan ahmet ümit romanı.

insanoğlunun zaaflarının, içindeki kötülüğün, öldürme, yok etme isteğinin yüzyıllar geçmesine rağmen değişmeyen tek şey olduğunu güzel bir kurguyla anlatmış yazar. tarihte yapılan onca kanlı savaştan, katliamdan, kıyımdan zerre ders almamış ve almayacak olan insanoğlunun acizliğini gözler önüne serer patasana'nın hikayesiyle.

organ bağışı

yok olan dokuların, organların, tek bir hücrenin bile ultrasonik teknolojilere rağmen yoktan var edilemediği, yaratandan başka bu işi bilenin olmadığı sonsuz kainatta, ne büyük mutluluktur ki, ölmek üzere olan bir insana ruhunu daha fazla taşıyamayacak, toprak olmaya yüz tutmuş nacizane bedeninle can verebilmek! ne yüce bir gururdur geride bıraktığın acı dolu insanlar için bir düşün. evladını kaybeden ama onun sayesinde annesine veya babasına kavuşan bir çocuğun gülen yüzünü görmek bir anne için ne güzel bir mutluluktur.

organ bağışı, hayat bağışıdır. ayrıca nakil operasyonu için, organ mafyası üyesi kalpazanlar haricinde hiç bir doktar yaşama şansı yüksek olan bir hastayı beyin ölümü gerçekleşmeden kesip biçmez. bu kalpazanların da herhangi bir araştırma hastanesi veya devlet hastanesinde bulunması olası değildir. bir gün bir kaza olurda hastaneye düşersem doktorlar akbabalar gibi beni parçalamasın diye düşünerek organlarını bağışlamak istemeyen insanların korkularını anlayamıyorum. çocuk yaşta annesini karaciğer yetmezliği yüzünden kaybetmek üzere olan, suyla dolu karnına dokunmaya, siyahlaşan yüzüne bakmaya, inleme seslerini duymaya korkan, gözyaşlarını hep içinde biriktiren, konu komşu ölümü beklenen annesinin başında dua okurken "acaba biri annemi kurtarabilir mi" diye düşünen, gece yatarken okuduğu dualar arasına insanların ölmeleri ve organlarını bağışlamaları dileklerini ekleyebilen biri olarak anlayamıyorum bu insanları. beyin ölümün gerçekleştikten ve yaşama umudun kalmadıktan sonra, yaşasan bile bitkisel hayatta veya ağır beyin hasarlarıyla insanların yardımına muhtaç kalarak hayata devam etmeyi göze alabiliyorsun, fakat bir insana hayat vermeyi göze alamıyorsun. tamam ehliyetine ya da resmi bir belgeye yazdırmaya korkuyorsun bağışlama isteğini, bari çok yakınlarına söyle ki geç olmasın herşey için.

ben çok şanlıydım. talihsiz bir kaza sonucu beyni ölen gencecik bir insan verdi hayatı anneme, babama, bana, kardeşlerime. bir ömrü bize armağan etti. bir ömür boyu hiç tanıyamadığım ruhuna dua etmemi sağladı o genç insan. ama bizim kadar şanslı olamadı sırada bekleyen binlerce hasta. hastane kapısında umutla beklerken binlercesi, yapılan nakil ameliyatlarının sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi. şimdi birkaç kat arttığı söyleniyor. umut verici. umarız artmaya devam eder ve sadece insanın insana yardımının dokunduğu bu hassas mevzu daha çok hayatı etkilemez. umarız "empati" denen şey bu kadar hayati bir konuda önemli kararınızı ölmeden önce vermenizi sağlar, herşey için çok geç olmadan...

let s fall in love

diana krall'ın muhteşem sesinden, gözler kapalı dinlenmesi gereken güzel şarkı.

i have a feeling, it's a feeling,
i'm concealing, i don't know why
it's just a mental, sentimental alibi

but i adore you
so strong for you
why go on stalling
i am falling
our love is calling
why be shy?

let's fall in love
why shouldn't we fall in love?
our hearts are made of it
let's take a chance
why be afraid of it

let's close our eyes and make our own paradise
little we know of it, still we can try
to make a go of it

we might have an end for each other
to be or not be
let our hearts discover

let's fall in love
why shouldn't we fall in love
now is the time for it, while we are young
let's fall in love

we might have and end for each other
to be or not be
let our hearts discover

let's fall in love
why shouldn't we fall in love?
now is the time for it, while we are young
let's fall in love (4x)

adrien brody

uzamış saçları ve sakallarıyla çok daha çekici bir görüntüye sahip olan başarılı aktör. çirkin güzeli.

http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=54313