bugün

ilginçtir. sebepleri farklı farklıdır.

1. okumak kötü gelir, yazmak iyi.
1.a insan ahkam kesmeyi sever, ama başkasının dediklerini dinlemez. e haliyle dinlemiyorsa okumaz da...
1.b insan okudukça bilgi sahibi olabileceği, dolayısı ile o bilginin yükü ile ezileceğinden dolayı yeniliklere kapalı kalmak ister, oysa ki yazarken yeni bir şeyler öğrenmez, bildiklerini tekrar eder.
2. okumak zordur, yazmak kolay
2.a okumak zor gelir, hadi gelmese bile okuduğun şeyi anlamak zorlar, o da mı zorlamadı, o bilgiyi depolamak zorlar. ama yazarken öyle bir sorun yoktur, yazdıkların zaten depodandır.
2.b okumak gözleri yorar, zorlar belki, ama yazmak sadece parmakları. parmaklar kemik, gözler akışkandır ancak.
3. okumanın şana şöhrete etkisi yoktur, ama yazmanın etkisi olduğu düşünülür.
3.a okuduğunu sen hariç kimse bilmez, yazdığını herkes görür.
3.b okuduğunu belli etme yolun oylamadır, ama oyladığın görülmez, msg atarsın. bak, yine yazdın.
3.c okuduğun zaman hareketsizsindir, yazdığın zaman hareketli. ama her hareketlilik iş değildir. her iş yapan da tanınmaz.

4. yukarıdaki 3 madde değiştirilebilir, değiştirilmesi teklif dahi edilebilir. ama şöyle bir gerçek vardır ki;
okudum bildim deme
çok taat kıldım deme
eril hakkı bilmezsen
bu boşuna emektir.
ha bir de başlık açmak vardır.
(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
sözlüğün genel durumunu yansıtır bir eylemdir...aşağıda vereceğim örnek entry ların tamamı "biten bir ilişkiye tekrar başlamak" adlı başlık altına sıçılmıştır;

( #920375 #983576 ) (#3258344 #3380826 #1700213) (#1399810 #3380869 #2152140 )
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmakla eşdeğerdir.
(bkz: leb demeden leblebiyi anlamak)
Ne yazıldığını tahmin ediyorsan neden olmasın ki.
(bkz: beyni yok fikri var)
bir uludağ sözlük ekolüdür.
genellikle acemi ve yeni sözlük yazarlarının yaptığıdır.
Her zaman yaptığım eylemdir.