bugün

çıktığı gün gittiğim ve keşke başka bir filme gitseydim dediğim filmdir. ne tanrıcıları karşılarına almak istemişler ( insanı tanrının yarattıgını söyleyerek) ne de evrimcileri karşılarına almak istemişler (hayvanların evrimsel süreçle oluşması) sonuç korkak bir senaryo cani gösterilmek istenen bir peygamber ve peygamberine laf geçiremeyen bir tanrı tırt.
gitmeye değmeyecek film.
büyük tufan hikayesini hepimiz kaba hatlarıyla biliyoruz, nuh gemi yapar her türden hayvan gemiye toplaşır, ortalık dağılır sonra bunlar gemiden çıkar bitti.

yani şu kaba hikayeye ne ekleyebilirsin ki? ne olacağı belli.
aslında normalde hiçbir numarası olmayan bunun yanında 3d yapılacak da hiç numarası olmayan bir film . gittim mi ? hayır . kickass.to sağolsun.

edit : bazı sahnelerden ötürü bende trabzonu çağrıştıran film.

insanların gemiye saldırırken birbirlerine omuz atmaları ve dengesiz aynı zamanda değişken hava koşulları yönünden .
ben de filmi izleyenlerdenim, açıkçası bir beklentim olmadan filme gittim, bir filmden ne beklenir ki?..
sanatta objektiflik arayanlar, asla bekledikleri gibi bir film bulamayacaklar, bulmamalılar da! bence bu yüksek sanat olarak adlandırılmayan alan için de geçerli zira yüksek sanatta objektiflik sıfıra yaklaşır…
Herkes bir paradigma (çokluk zaman kendi ön yargısı ) üzerinden filmi ele almış/eleştirmiş, ee ne yapsaydı adam senin istediğin filmi mi çekseydi? sorusundan kendimizi alamıyoruz, yani hep bir tahakküm, hep bir sınırlama, hep bir gerçeğe yaklaştırma, hep bir rasyonel alana sığdırma niyeti, bu sanata aykırı zaten, sanat tam da sınır ihlalleri üzerinden varlık bulur, bu arada kastım film gerçek dışı ya da sınır ihlali kısıtlı demek değildir…
ciddi anlamda eleştiriye açık alanlar var yok değil; amacımız eleştirmek dövmek ise dövecek adamı çok filmin, misal çay sahnesini izlerken yahu o zamanlar çay mı varmış? demekten kendimi alamadım, ama hemen ardından zihnim şu önermeler ile karşı karşıya kaldı, çayın tarihini yazan adamın doğu yazma ihtimali ne ise, bu filmde çayın tarihinin doğruluk ihtimali de odur, herhalde bir tarih dersi icra etmiyor idik..
neyse ben kendi açımdan sadede gelecek olursam; filmi russel crowe (noah) üzerinden okuyor buldum kendimi sürekli, açıkçası çok iyi oynadığını düşünüyorum, özellikle ikinci kısımda o nasıl bir oynamaktır, dehşeti nasıl hissetmektir, nasıl bir ızdıraba duçar olmaktır, baksanıza biz dahi buradan sürekli ve hala yeriyoruz kendisini, halen öfke duyuyoruz nam ı değer, hazreti nuh’a; merhametsizlik atfediyoruz ona ve tanrısına, demek ki bize dokunuyor dokunmalı, demek ki sadece bir film olsa da ( sanatsallığı üzerine söz söylemek beni aşar) her şeye rağmen hakikate insana duyguya bir işaret ve dokunuş var, bu bile yeter bu film için yani başarıdır… bu görünen kısım kaldıralım biraz perdeleri; işte burada paradigma ve o çok atıf edilen uyumsuzluklar ile suçlanan kutsal metinler giriyor devreye; kur’an ve tevrat ve nuh’a ait olan bilgiler… tanrın ve nuh merhametsizlikle suçlarken, sözü hatırlamak, ibrahimi hatırlamak, öncesinin ve sonrasını hatırlamak icab eder, kesitsel olarak nuh noah kötü demek kolay, ben hiçte öyle bir söylem üretildiğini düşünmedim oysa, nuh’un teslimiyeti, verdiği sözü, bu yolda gerekirse katil hem de “çocuk katili” olmayı göze alışı ve fakat umudu kesmeyişi ve kendince sınırı aşışı halet i ruhiyesi film için yeter de artar bile; bir de mantık silsilesi içinde sanatsallık aramak nasıl bir boş uğraştır arkadaş, din ve ruh hele ki dine dayanan bir film de mantık aramak da çok garip doğrusu, sözün sonu mükemmel bulmadım ama beğenmedim de diyemem, benim aksimi düşünenler de olacaktır, olması gereken de bu.
sinema takipçilerinin arşivinde bulunması gereken bir film.
gidip izleyen arkadaşlarımın gitmemem için yalvardığı film, biz yandık sen yanma dediler, parana yazık dediler, dinlemedim 11 tl öğrenci biletimi aldım gittim. * sinemada sonuna kadar bile dayanamadım oyunculuklar iğrenç, efektler desen paint'te yapılmış gibi yanarım yanarım 11 tl ye yanarım iyiki 13 tl verip tam almamışım 2 tl daha girecekti. Tavsiyem bu filme gideceğinize özcan denizin filmlerine gidin daha iyi.
torrente duzgun bi cekimi dusse de izlesek dedigimiz film.
bok gibi. valla. sikerim spoilerini taştan melek yapmış transformers'ın eski versiyonu gibi... gitmeyin birader. valla bak.
Russel crow un başrolde oynadığı duygu, macera ve ibret dolu bi film. Hayatımızı tekrar sorgulatan yaratılış nedenimizi, amacımızı hatırlatan zorluklar ve seçenekler karşısında sapmadan ilerlemeyi öğreten bi film. Filmde Nuh her ne kadar yobaz, gaddar, vurdumduymaz olarak gözükse de filmi içtenlikle anlamaya çalışanlar bunu çözümseyecektir sağlam bi duruşu var adamın. Gayet olmuş bu dedirten bi film izlenmesi gerek diye düşünüyorum.
Gitmeyin, gitmeyin diye hönküresim gelen filmdir. O parayı bana verin, size gemicikler yapar, daha mutlu ederim. O ne lan, koskoca peygamberi ti ye almalar falan. Tufan dışında külliyen bokum gibi film.
Hikayesinde ciddi boşluklar var. Islenisi ise kusursuz diyebilirim basroldeki isim sayesinde. Ayrıca eskisehir'de izlediğim ilk film.
beklediğim gibi çıkmayan film. gözcüler midir nedir kayadan dev yaratıklar işin dini boyutunu götürüp bilimkurguya taşımış. bir de nuh'un bir oğlunu niye abazan bıraktılar, gerçekte onun da soyu devam etmiş.
gerçekten uzak olan filmdir. peygamberin içki içtiği nerede görülmüştür Allah aşkına dedirtir. Sonuç olarak gittiğime pişman oldum efenim.
vasat bulduğum bitsin diye beklediğim filmdir. zaten sonunu bildiğimiz bir olayı gayet düz bir şekilde aktarmıştır bilim kurgu serperek biraz.
2014 ün en ünlü filmlerinden biridir.
sırf yönetmeni için izlenebilecek film.
(bkz: Darren Aronofsky)

(bkz: black swan)
(bkz: Requiem for a Dream)

izlememek diğer filmlerin de hakkını yemek olur.
Kickass de bulabileceğiniz film. 1080p.
beğendiğim film. bizim inancımızla ters düşen noktalar var diye hiç bok atmaya gerek yok. yalnız dikkat etmek gereken nokta, filmde "nuh" tevrat'a göre anlatılmış. hatta filmin başındaki cümleler birebir tevrat'tan alınma.

ayrıca enoş'un (enok, hanok vs.) geçmesi ayrı bi hoş olmuş.
(bkz: peygamber enok un kitabı)
koskaca nuh kendini içkiye verdi ya arkadaş. ahahahahahah. resmen komedi filmi çekmiş bunlar. izlemeye gittiğim gün gösterimden kalkmıştı. iyi ki kalkmış da sinemada izlememişim.

bir filmdir.
teknik açıdan eksiklikler bulduğum film. medyamızı ayağa kaldıran öpüşme sahnesi o muydu?
Baştan sona hayal kırıklığıydı. Olay hiçbir dindeki anlatıya benzemiyor. Aksiyon katmak için gereksiz manasız unsurlara yer verilmiş. Üç boyutluk hiçbir şey yok. 2012'den beri russell crowe uğruna bekliyordum filmi. Derinlikli bi rol alır da oscar'lı günlere geri döner belki diye. Adama sevgim saygım olmasa arada çıkardım.
nuh'un içki içtiği sahneyi görünce "hasiktir noluyo" dediğim, sonradan konusunun tevrattan alındığını öğrenince şaşırmadığım filmdir.başlangıcından tufan sahnesine kadar iyiydi de sonrası çok saçma olmuş. tevratta da bu şekilde olduğunu sanmıyorum.
velhasıl kelam emma vatsın için bile izlenebilecek filmdir.
son yıllarda izlediğim en dandik film budur heralde tam bir zaman kaybı.

emma watson bile kurtaramamış filmi.
güzel film. müslümanlar beğenmemiş.* şaşırmadım.
fena olmayan film. en azından anlatımı. ama sonlara doğru çok sıktı. özellikle gemi suya çıkınca. yani o aralarda uykum geldi biraz.