bugün

yıllar geçmiş, sen hala geçmemişsin. ben de hayat şu aralar sakin ama dalgalandım da duruldum rahmetli müzeyyen gibi. bu arada müzeyyen, sen ve benim bu ortak noktası haricinde, bir zamanlar bursa' da bulunmuş olmak var, sanırım müzeyyen sözlükte yazar olma şansına sahip olmamıştır*, hele ki ikimiz gibi altınca nesil olmayı; sanmıyorum. sana yazmayı özlemişim. gelirsen haber ver, ben ara sıra uğruyorum buralara.
sabahın köründe aklıma düşen yazar. yeni bir nickle geri geldiysen 3 kere tıklat.
kalp kıran yazar. (üzgün face)
özlenen insan, sevilen yazar. silik olmuştur. keşke buralarda olsa idi.
nerelerde bu güzide yazar diye sorduğumdur. ordaysan bi ses ver bacım.
başı sağ olsun , allah sabır versin.
kus olmus ucmus yazardir.
(#10471835) güldürürken ağlatabilen yazar. ağlamadım ama güldüm. ama olsun yine de ağlayanlar çıkabilir. ama çıkmayabilir de. bana ne canım. allah allah
yanaklarımı ıslatan bir entrysine denk gelip okuduğum geçde olsa taziyeler diledeğim yazar. başınsağolsun kardeşim.
"özlem yeri gelir, buruşturulup bir kenara atılmış boş sigara paketi gibi olur- öyle hisseder kendini özleyen..."

beni bu histen çıkaran ve yalnız olmadığımı bana gösteren nadir insanlardan. diğerlerinden tek farkı şu; beni görmeden, tanımadan bunu yapabilmiş olması.

dedim ya; birbirimizi tanıdığımız söylenemez. ama öyle bir ortak noktamız var ki her şeyin önüne geçiyor. şu sözlükte tanıdığım en insan ve kalbinin temiz olduğunu net anladığım iki insandan birisin. diğerini sen zaten çok iyi biliyorsun ..

bana yazdığın gibi, umarım bir gün beni onun yanına taşıyan kişi sen olursun ve onlara kavuştuğumuzda birbirimizin sevincini görüp mutlu oluruz. fani dünyadaki "bugün" ü sadece hatırlamakla kalır, onların yanında derin bir uykuya dalarız.
nerelerdesin adamım?
saatler ve birbiri ardına eklenen 24 saat; gün ve birbiri ardına eklenen 7 gün; hafta ve +lar geçmiş görüşmeyeli... iyi olduğunu umuyorum ve ara ara yazdıklarını okuyorum yeni baştan. hepsini tekrar beğeniyorum.

nercik biliyor musun? geçen de gitmiştik ya mudanya' ya yine lodos çıkmıştı; beynim kafatasımın içinde direkteki bayrak gibi çılgınca sarsılıyordu lodostan. elimizde biralar yıldıztepeden karşı taraftaki ışıkların denizdeki yansımasını izliyorduk. kaba yerlerimizde hissiyat kaybı yaşamaya ramak kalmıştı. sen sessizdin, ben her zaman ki gibi vır vır vır konuşmaca. sonra sen; çakıcam ağzına iki tane zıkkımlan şunu adam gibi sus be iki dakika, dedin. ben de susmuş uzaklarda senin görmeye çalıştıklarına odaklanmıştım. sonra sen sıkıldım hadi gidelim dedin, yokuşu beraber sallana sallana inmiştik. marinaya döndüğümüzde bir kaç yelkenli ile 7-8 kadar küçük balıkçı sandalını görmüştük. deniz rüzgardan kudurmuş gibiydi. ama tekneler güvendeydi. sen dedin ki ulan hayata bak tekneler bile rüzgardan korunuyor bizim bir tarafımız dondu diye. ben de gülmüştüm. ne güzel geceydi demi. aklıma geldi birden...

not: özledim...
tanımadan sempati uyandıran yazar kişisi.
Önce annesi için yazdıklarını okumayla başladıktan sonra, diğer girilerinide okumaya fırsat bulduğum yazar kişisidir.
Anlatım tarzı sanki olayı yaşıyormuşsunuz hissi veriyor. süper.
(#6955316) yaşamayan anlatamaz öyle ezbere bu duyguları, belli ki o da tatmış bu iğrenç duyguyu. o an benimde hissettiklerimi yazmış tamamen...
başı sağolsun. Allah sabır versin kendisine.
annesini kaybetmiş. başı sağolsun. allah rahmet eylesin, annesinin yeri cennet olsun. kendisine ve aile bireylerine allah sabır versin.
Sevdiklerini hatta ve hatta hayattaki en masum en doğal sevebileceği, sevdiği, seveceği insanı onu doğuran dünyaya getiren ve bu yaşına hatta daha ilerilere gidecek olmasını sağlayan insanı, annesini kaybetmiş olduğunu öğrendiğim yazar.
Empati yapacağım ama sanırım empati yaptığım an gün ve hatta gelecekteki birçok gün benim için kapkara olacaktır.

Anneyi kaybetmek çok zor çok. Yaşamadan bilemem ama yazdıkları ile bana ne kadar zor birşey olduğunu, olacağını biraz da olsa yaşattı sabah sabah sağolsun.
varlığından yeni haberdar olduğum için kendimden utanmama sebep olan, okudukça beni kendisine hayran bırakan yazar.

birkaç entry'sinden sonra kendimi yerlerden topladım diyebilirim, son zamanlarda hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum, ağzına, yürüğine, beynine, yeteneğine sağlık diyorum!

bir o kadar da ağlattı beni dün gece, onun hissettiği kadar yoğun olması imkansız belki ama yazdıklarını okurken buram buram hissettim acısını, ve tanımadığım halde keşke yapabileceğim bir şeyler olsa dedim...

yazmaktansa okumayı tercih edenlerdenim ben, hani aslında tercihten ziyade kendimi okumaya fazla kaptırdığım için yazamıyorum diyelim. ve şunu farkettim;
sözlükte, yazılarıyla, beni karnıma ağrı girene kadar güldürüp, sonra gözlerim şişene kadar ağlatan başka bir yazar pardon cevher yok.

cesaretimi toplayıp herhangi bir zirveye katılabilirsem en çok tanışmak istediğim insanlardandır kendisi efendim.
saygılar.
bursa hele bi gelin zirvesi'nde tanışılan yazar. sıcakkanlıdır, aynı dertten muzdarip olduğumuz yazardır. ikimizde edebiyat fakültesi çıkışlıyız ve bölümümüzü sevmiyoruz. ayrıca yaşını hiç göstermiyorsun yahu. *
hele bi gel zirvesi ile ancak realde tanışma fırsatı buldum kendisi ile, çok seviyorum kuzum ben seni ya.
(bkz: #9192181) dişi yazar.
(#9298556) ile başlık sahibini ayar manyağı yapmış yazar. selam ettim.
(#9298556) Hoppp. sakin ol şampiyon sözünü karşılayan yazar.*
sinirlenme dostum!
sana amerikan filmlerinden fırlamış gibi seslendim yine. hayat ne garip değil mi? bir yanda sevdiklerimiz ölüyor, bir yanda içmeye devam ediyor insanlar. cumartesi gecesi aklıma geldin. şu sözlükte kim vardı o, sen, benden başka... o gitti melek oldu. sen ve ben kaldık başbaşa. cumartesi gecesi etrafımda insanlar... solumda deniz... kordon... ölüm haberi geliyor, bazı insan müsvetteleri gülüyorlar, hadi lan ölmüş mü diye? duramadım, kalamadım yanlarında. aramamam gereken birini aradım o gece. sen bildin kimi aradığımı. içimi acıttı yine n' olur ağlama deyişi. gittiğinden beri kalbimin telini kimse titretememişti. yine o vurdu mızrabıyla, naznaz' ın kalbinde acı ama tatlı bir ezgi. burada olaydı sarılaydım, yüzüne yüz süreydim, omzunda ağlayaydım dedim nercik. dedirtti bana... içim ürperdi acıma ağlarken. sonra nercik oturdum sahile... sen geldin aklıma. acaba dedim o olsa, oradakilere ölmüş mü lan diye gülenlere napardı? sinirlenip koyar mıydın bir tane yumruk ağızlarının ortasına. ben o kadar istedim ki...

neyse şiddete başvurmayalım.
yolumuz uzun, güzel... sana binalar yaptım, aklına sığdıramacağın. gelirken getirecektim yanına; evde unuttum.
not: salca öldüm mü diye merak etmiyor artık, sen ara beni 'öldün mü?' diye.

deli defterinde görüşmek üzere...
keşkek yemesini seven bir yazardır. (ağzının tadını biliyor köftehor) *