bugün

kimi zaman yeterince dogru empati yapıp insanlara yardımcı olabilmeme engel olan husus.
cunku bana gore mutsuzluk "tamir" edilmesi gereken bir sey.
ben hep isterim ki insanlar benle daha mutlu olsun.
ama iste her insan bir degil. herkes mutlulugu o kadar cok sevmiyor. kimi insan bir sure mutsuzlugunda kalmak istiyor. kimi insan mutsuzluk agırlıklı takılmayı seviyor vs vs.

siz de benle yeterince empati yapıp bana yardımcı olmak istiyorsanız ben mutsuzken beni neslendirin, olur mu? ben de bu modelim cunku.
bazen hissedilen duygudur.
Hepimizde olan gerçek gibi gerçek hededir.

Bazen tek ben mutsuz hissediğimi düşünmüyorum.
Mutluluk eksikliğidir.
Dipsiz çukur. insanı saran, sürekli büyüyen, eyleme zorlayan korkunç duygu. Manasız eylemlerin çoğunun sebebi.

Neyse yaa, primat olarak avucumuza sıçıp, sıçtığımızı tokatlamaya devam! Ne mutsuzluğu falan!
insanlar sizi önemsemeyip sürekli saldırdıkça ve yaraladıkça başlar. sonra da depresyona döner.
mutluluğu tanımlamak isterdim lakin pek tanımıyorum kendilerini, mutlulukla iki yabancı gibiyiz. ben de bari mutsuzluğu anlatayım dedim. mutsuzluk uzun uzadıya anlatırsak istediğimiz yerde, istediğimiz zamanda, istediğimiz şartlarda, istediğimiz kişilerle, istediğimiz şekilde yaşayamama ve yaşayamadıkça da iyice mutsuzluk bataklığına batıp umudunu da yitirme sürecidir. o hayallerinizi süsleyen ideanızdaki benliğinizden ne kadar uzaktaysanız o kadar mutsuzsunuz, mutsuzuz, mutsuzlar.
Bir durak, hiç ayrılmadığım..
35 yaşından sonra hayallerini gerçekleştirememiş herkesin kalbinde biraz olsun vardır. o yaştan sonra pollyanacılık oynamak da yetmiyor, hep biraz mutsuz ve öfkeli oluyorsun hayallerin gerçekleşmedikçe.
şahsen inanmaya ve şükretmeye devam etsem de hayallerim gerçekleşmediği için biraz mutsuz ve buruk olduğumu reddedemem. gerçekleşmediği sürece de hep biraz öyle olacak. Allah kötülüklerden korusun.
Uzun zamandır bu his ile birlikte yaşıyorum. Böyle bir duygu ile yaşamada tabi ki bir çok etken var. Derdim kederim kaderim mi oluyor bilemiyorum lakin hayat bana benim aldığımdan daha çok şey koparıp gidiyor. Bir parçam gölgemin üstüne düşüp toz olup rüzgarla savrulurken bana sadece arkamı dönüp iç geçirmek kalıyor.
üzgün, huzursuz olma durumu.
yanı başımızdaki insanlar mutsuz edip canımızı sıkınca daha çok sinir ediyor bu umarsızlık. bir de pişkin pişkin halleri olmuyor mu ben ne yaptım ya dercesine. benden uzak olun zaten mutsuz bir insanım mutsuzluğumu pekiştirmeyin.
10 yıl önce değiştirdim hayatımı.

beni mutsuz eden, hayatımda stress yaratan akraba, arkadaş şu bu vs demeden ne kadar toksit insan varsa çıkardım hayatımdan. telefonumu bile vermedim... telefonuma bile eklemedim.

dünyamı küçülttüm.

tüketim toplumunun karıştırdığı haz ne mutluluk ne ayırdını gözden kaçırmadan yaşamaya başladım. kendi içimde kendime sordum neyi seviyorum neyi sevmiyorum, ne beni mutlu ediyor etmiyor diye...

bedelleri oldu da... mutluyum diyemediğim zamanlarda bile en azından mutsuz değilim artık çoğu zaman.

aman neyse aq ben de bunları niye yazıyorsam.
Aşırı huzursuz eden durumdur.

Aşırı mutsuzum ya mutsuzluktan icim eziliyor.
Onunda en kralını yaşadığımız duygu durumu.
Yaş geçtikçe enerjini düşürmeyen, sosyal ilişkilerini bozmayan, günlük işlerini yapmana engel olmayan şey.

Hem mutsuz hem enerjik olabiliyorum.
Mutsuz olduğum zamanlar kahkaha atabiliyorum.

Anladım ki mutsuz olmak depresif olmayı gerektirmiyor.
insanın yüreğindeki kış mevsimidir. bazen çok sert geçer ama nihayetinde geçer.
Damarlarıma kadar işlemiştir.
Bir anda büründüğüm ruh halim.
Elindekilerle yetinmesini, hoşnut olmasını bilmeyen insanlar, kolay kolay mutlu olamazlar. Elbette ki kendimize hedefler koyacağız ve bunlara ulaşmak için çaba sarf edeceğiz ama önce elimizdekilerin değerini bileceğiz.

Doğu toplumlarındaki insanların ve özellikle biz Türklerin bir özelliğimiz, bir yaşam anlayışımız var: kendimizin olanı dahi çoğu zaman kendimizden saymıyoruz; her aşamada ve her konuda bir ideal üretiyoruz. ‘En iyi’ her zaman bizden uzakta ve başkasının elinde bulunuyor. Bu yüzden de sürekli olarak kendi hayatımızdakileri, yolumuzdakileri, elimizdekileri küçümsüyoruz. Bu da sürekli bir tatminsizlik duygusu oluşturuyor ve mutluluğa ulaşmamızı engelliyor.
Bir iç sıkıntısı, bir bunaltı, bir daraltı. Bir tatsızlık tussuzluk.
günümün büyük kısmını bana dar eden, insan duygu dehlizlerinin en iç karartıcı olanı.
yaşadığım kötü şeylerden dolayı 1 ay 23 gündür hissettiğim tek duygu.
belki de mutsuzluğu kendin seçiyorsundur? Belki kimsenin suçu yoktur, belki tüm mesele sende başlayıp sende bitiyordur. seni mutsuz edecek olayları sen kendin seçiyorsundur? Ve seni mutsuz edecek insanları? Belki tüm mesele mutlu olmayı hak etmediğini düşündüğündendir beynin en ücra köşelerinde.
mutluluk da, mutsuzluk da sonsuz değildir. sadece bunun bilincinde olsak kafaya hiçbir şeyi takmayız aslında.