bugün

tam mutlu olduğu anda elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi olmaktır.
Türk takımlarının yada milli takımın avrupada 3 maç ardarda kazandığında yaşadığımız ve galiba bir ömür yaşayacağımız duygu olsa gerek.
(bkz: mutlulugun insanlari rahatsiz etmesi)
çok gülünen bir günün sonunda ağlamanın geleceği inancı gibi. yani biteceğinden korkmak.
çok mutlu olduğunda şeytanın gelip dürtmesi durumu.
iki sevgiliden (bayanın) ayrılma evresine girmeden önce erkek arkadaşını bu duruma hazırlama teknikleri.
tam anlamıyla rahatlığın batmasıdır. herşey yolunda gidiyorsa rahatlığımı bozacak bişey yapmalıyımki farklılık olsun, heyecan gelsin hayatıma ve arkasından biraz da hüzün...
MUTLULUĞUMUZ BOZULACAK DiYE ÇOK KORKUYORUM
her mutluluğun sonrasında acıya bürünecek endişesiyle duyulan his.
(bkz: gelin kendimizi kandıralım)
mutluluk bile aci veriyor cünkü sonu var biliyorum diye özetlemis manga grubu cokta iyi yapmis.
elde olmayan sebeplerdendir, nedensiz o kadar çok sevmektir ki rüya sanıp uyanmak istememektir. ne biliyim lan.
her mutlu oldugunda hayalkırıklıgı yasayan, acı ceken bunyenin her seferinde cennetten kovulmaktansa kendi cehennemimde yasarım mantıgıyla kendini korumaya alması.
paranoyaklığın en manyakçasıdır. "ayyy... çok mutlu olursam nazar değer", "çok gülersem çok ağlarım", "valla göze gelirim şimdi bak mutlu etme beni şerafettin!" şeklinde yaklaşımlar pek çok umutsuz ev kadınında vardır.
(bkz: çok güldük ağlamayalım).
uzun süren depresyondan çıktıktan sonra ilk anda mutluluğa alışamayan insanın içten içe endişe duymasıdır. mutluluk hoşgelmiş, sefalar getirmiştir ancak ' ya fazla uzun süre kalmazsa ? ' korkusu içi yer bitirir. insanı korkutan mutluluğun çok bekletip erken gitme ihtimalidir.
genelde korkulanın başa gelmesi ile sonuçlanan durumdur.
anlatırlar ya hep:

henüz "sıcak" kavramıyla tanışmamış küçük bir çocuk, çocukça merakına yenik düşüp sobaya dokunur. eli yanar. ve yanan elinin acısı ona değerli bir ders öğretir.

işte bunun gibi bir şey mutluluktan korkmak...

siz kahkahalarla gülerken, hiç beklemediğiniz bir anda hayat sırtınıza gümüş, keskin bir bıçak saplamışsa ve o yara izi acılarınızı geçmişten bu güne kadar taşımayı başardıysa en büyük korkunuz olur mutluluk. o günden sonra siz ne olduğunu anlamadan kendinizi mutluluklardan kaçarken bulursunuz. ağzınızın kenarında ki küçücük bir gülümseme bile korkutur sizi ve bir adım geriye atarsınız ister istemez.

mutsuzluğu tercih edersiniz... düşmemek için kendinizi yere atarsınız. sırf biraz daha güvende hissetmek için...
manga'dan bir şarkı sözü ile sebebi açıklanabilecek korkudur:

mutluluk bile acı veriyor,
çünkü sonu var, biliyorum...
'ben mutluyum ya kesin var bu işte bir iş, kesin kötü bir olay olacak yoksa benim mutlu olmamam gerek' düşüncesi akabinde bunalımlı dönemler yaşamaktır.
"mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu var biliyorum" şarkı sözünü akla getirmiştir. gayet doğru bir ifadedir.
görsel
cem yılmaz'ın da şakasını yaptığı "çok güldük, kesin başımıza bir şey gelecek" korkusudur. örnekteki arkadaş da elindeki mutluluktan çok sonrasında gelecek şeyden kaçınmayı dert edinmiş kendisine.