bugün

insanı evden biri ölmüş gibi üzen olay.bazı hayvanlar sizinle dalga geçebilir sakin olup oradan uzaklaşmalısınız.evet az önce başıma geldi.
dışarı çıkmıştım, eve geldiğimde kuş tüylerini kabartmıştı ve ishaldi, hiç hareket etmiyordu.hemen arabaya atlayıp pet shop a gittim; ishal ilacı aldım.geldiğimde ayakta duramıyordu.ne yapacağımı şaşırdım şırıngayla ağzına su vermeye çalıştım olmadı.titremeye başladı, kendi kendine çırpındı o an başımın üstünden kaynar sular iner gibi oldum, çaresizliğin ne demek olduğunu işte o an anladım, bir kaç saniye sonra öldü.daha bir saat önce söverek kağıdını değiştirdiğim hayvan öldü.işin garip tarafı hiç bir hastalık belirtisi yoktu.bir kuşa bakamadım ona yanıyorum.
hayattan değeri bilinmeyen ama ölümü ile birlikte sanki çok seviyormuş gibi üzülme durumu.
gün boyu hareketsiz, kanatları düşük bir şekilde durmuştu beyaz kanatlı mavi gövdeli muhabbet kuşum, yatarken son kez baktım, sabaha öleceğine emindim fakat kalktığımda hayattaydı,''herhalde bir kaç saat içinde ölür'' diye düşünerek okula yol aldım. dersteyken telefonum çalmaya başladığında bakmadan tahmin ettim, arayan kardeşimdi,''öldü abi'' dedi ''tamam'' dedim,''babam atabilirse atsın yoksa ben atarım gelince'','peki' dedi kardeşim. kapattım telefonu.

eve geldiğimde iik kafesime baktım boynu bükük bir şekilde yerde yatıyordu, allah ruhlara bir güzellik veriyordu, yaşarken çok şirin olan, sempati duyduğun vücut ruh gidince itici oluyor, dokunmak bile garip geliyordu insana. elime eldiven geçirdim, kafesini çıkardık, ilk başta cansız vücuduna dokundum zira direkt alamadım elime, dokundum, dokundum, kanadına dokundukça kanadı hiç hareket etmiyor bütün vücudu oynuyordu, donmuştu....

alışmaya başlayınca kavradım kuşu, yalnız bir sorun vardı ayağı kafesin altından tutunup donmuştu, hafifçe çektim bıraktı kafesi, yüzüne bakamadan poşete koydum lakin poşete koyunca yüzü bana döndü, gözünde ölümü gördüm, kardeşim görmesin diye hemen kapatıp kapadım poşetin ağzını, bilinçsizce eldiveni çıkartıp poşetin içine attım, ölü vücudunun üstüne eldivenin toprak gibi kapandığı aklıma geldi, üzüldüm acaba canı acımış mıdır ki??? ikinci poşetinde üstüne geçirdim içine de koku attım ki olurda çöpçüler geç gelirde kokarsa köpekler kokudan bulamasın diye. çıktım kapıdan elimde ölü kuşumu taşıyan poşetle gittim attım çöpe.

****

yaradılıştan yeteneksiz bir kuştu, uçarken sağa-sola çarpar, paytak paytak yürür, yanına yaklaştığında tedirgin olur kaçacak yer arardı ayrıca tedirgin olduğu kadar da soğuktu, ne bir kere elime ne de omzuma konmuştu. son defa gördüğümde vidaları gevşemiş gibi duran kanatlarıyla 'gideceğim' diyordu bana ' eğer illaha ki gideceksen şimdi git ' dedim,' zira eğer alışırsam çok canım yanar',' peki öyleyse gidiyorum, hoşçakal 'dedi, belki de bu yüzden çok üzülmemiştim gidişine zira henüz alışmamıştım ki ben ona...

****

eve girip odama doğru yol aldım, bir kaç aylık arkadaşının ölüsünü poşete koyarken bizi izleyen beyaz kuşum giderken bıraktığım yerden bana bakarak içi acımışcasına ötüyordu, nerede arkadaşım dercesine ötüyordu, ben alışmamıştım ama o alışmıştı, içim acıdı...
evde muhabbet eden tek şeyin de seni terketmesi olarak nitelendirilebilir. iyice yalnız kalmaktır.
hüzünlendirir insanı. sonuçta onunla vakit geçiriyordunuz. ölen 5 tane kuşumuzdan biliyorum.
genellikle ortalıkta kimse yokken koltuk, dolap gibi bir cismin arkasına düşmek suretiyle gerçekleşir..
gerçekten üzücü olaydır. "cico" öldüğünde onu toprağa verirken yalnızdım. zira, hiçbir aile ferdi daha fazla üzülmemek için o anı yaşamaktan kaçınmışlardı. birisinin bu zor işi yapması gerekiyordu.
bilmiyorum ki kedisi ölen birisinin de yaşadığı aynı duygular mıdır?
muhabbetin en tatlı yerinde olacak şey -mi?
tepenize konup kafasını suratınıza doğru uzatan, ve bu pozisyonda her zamankinden daha şirin görünen, birlikte çekirdek çitlediğiniz minik mavi yaratığın ölmesi demektir, ki çok üzücü bir durum olur bu.
yıllar önce beslediğimiz muhabbet kuşu öldüğünde yas ilan edip ona mezar kazan ben, şimdikine bir şey olursa karaları bağlarım herhalde. ona çok alıştım çünkü. hepimiz sütlaçız.
her türlü kuşa gelen zarar üzer bizi.
Beni ağlatan ve başınıza gelmeden anlayamayacağınız olaydır.
ilk muhabbet kuşunun ölmesi kişinin sağ kolunu kaybetmesi ile birebirdir. büyük bir yokluk hissettirir. üç gün ağlatır.
kedinin kuşu yemesi kadar acı olmayan durumdur.

(bkz: hayırlı ölüm)
Bugün başıma geldi. Bize alışsın diye çok uğraşmıştık yabaniydi başlarda. Sonra o kadar aileden biri oldu ki şu an kafesinin durduğu odaya giremiyor kimse.
Ne bileyim Biber ya çok ilgilenemedim seninle dersler , okul derken ama yokluğun fena koydu bana hacı. Pınar bayağı ağladı haberin olsun , annem ağladı lan annem! Babamı sorma zaten emekli adam bütün gün seninle konuşup dururdu evde... inleme seslerini duyduğunda gelip bakıverseydi belki sen yine akşam yemeğinde kafesin tepesine çıkıp bizi izlerdin , marul yedirirdik sana limon tadı gelince hapşırık sesi çıkarırdın acayip acayip , gülerdik falan. Annem kafesini her temizlediğinde söverdi sana "Bu kadar b.k nerenden çıkıyor" diye. Sende haklısın ev buz gibi ısıtamadık seni bir türlü önceki kuşumuz da böyle ölmüştü. Hata bizde galiba bir kuşa bakmayı beceremedik.
Bu arada Pınar başka kuş almak istemedi senin yerine başka bir Biber koyamazmış , bilmiş ol...
çok üzücüdür. özellikle de annen geceleyin kuşu ezerek öldürdüyse.
cocukken kendi oldurdugumu dusundugum kustur. bizdeki yabani oldugu icin kendini sevdirmiyor diye her sabah kafesine elime sokar kus bir o yana bir bu yana cirpinirken kanadindan tutup cekerdim. Garibin tuylerini azaltiyordum her gecen gun. Bir sabah yine ayni dusunceyle kalktigimda olu bulmustum. Sonradan aglamalar, zirlamalar. Bir yere mezar yaptik babamla. Sonrasinda vicdan azabindan sanirim uzun bir sure mezarini ziyaret edip cicek koyuyordum uzerine. Ey kusum, ruhun sad olsun.
ilk kez başa geliyorsa gerçekten çok acıtır. Çocuktum. Kafesin altında çırpındığını gördüğüm an çığlıklarla annemi çağırmış, sonra da evin en uzak odasının en uzak duvarına sığınmıştım. Kafam ellerimin arasında çömelmiştim annem iyileştirsin diye dua ederken. Cansız bedenini inanayım diye avuçlarıma verdiklerinde benim sevdiğimin beden olmadığını düşünüyordum gözümde bir damla yaşla. Sevdiğim şimdi cennette bayıldığı ekmeklerden kemiriyordu. Diğer aldıklarınızın adı, hep bu birincinin adını taşır. Hepsinin yeri ayrı olsa da hepsi odur aslında.
eğer küçük kardeş o kuşu seviyorsa unutana kadar ağlamalarını dinleyebilirsiniz. teselli ne fayda efenim.
6 veya 7 yasında vardı, artık haneye ne zaman dahil oldugunu hatırlamıyorum bile o kadar yaslıydı yani. kedi saldırıp mikrop kapınca, her iki ayagının parmakları kopmuştu. abicik, babacık, pis köpek, annecik, askım vs baya baya konuşuyordu lan. birden hastalandı ve ertesi güne öldü. kangren olmus. üzüldüm.
kuşun türüne göre değişir. eğer 60 yaşındaki bir kuş ölmüş ise normal karşılanır, ama 30 yaşında bir kuş ölürse arkasından ağlamak gerekir.
genellikle yanlış bakım sebebiyle kaynaklanan durumdur eğer bir kuşu alıp evinize getiriyorsanız o sorumluluğu alıyorsanız en ince ayrıntısına kadar araştırıp o şekilde hareket etmelisiniz yoksa acı olaylarla karşılaşılmaktadır.
suyu her gün değiştirilmeli haftada 2 gün suyuna vitamin damlatılmalıdır
haftada 1-2 gün yumurta maması hazırlanmalıdır
sürekli kontrol altında tutulmalı dışkısı yapıştığında hemen pamukla temizlenmelidir( alınmadığı taktirde dışkı tekrar içeri girer ve ölümle sonuçlanır.)
her yem kullanılmamalı kaliteli yem tercih edilmelidir
kafes düzeni gerekli şekilde yapılmalı kafesin içinde mutlaka kalamar kemiği mürekkep balığı kemiği gibi yardımcı besinler bulundurulmalıdır
temizliği sık sık yapılmalı uzun süre beklenilmemelidir
sürekli kendisiyle ilgilenilmeli uzun süre yalnız bırakılmamalıdır
salmalarda dikkat etmeli zarar görebileceği her şey için önlem alınmalıdır

muhabbet kuşu bakımı hakkında birkaç bilgi bir iki ölümün önüne geçersek ne mutlu bize.
kargaların akbaba gibi uçuştuğu bir sitede balkondan kaçması, gidip karşı komşunun balkonuna konması ve sizin izin isteyip girdiğiniz balkonda onu yakalayamamanız kadar üzücü değildir. birde balıkların güneşlenmesi için bırakıldığı pencere önünde kaynayarak ölmesi var çok acı çok. ama onu anlatmıcam. panter emel yakama yapışabilir.
öküz gibi ağlatır.
yaklaşık olarak bundan 8-9 sene önce başıma gelen olay. sıf ölümüne sebep olduğu için kediyi tekmelediğimi hatırlarım. *
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar