bugün

kadın nüfusunun yaklaşık %80 i istanbul aksaray, laleli taraflarında seks işciliği yapan ülke.
insan şu stadı biraz yüksek yapar.
bu entry moldova’ya gidecek ve sözlükte arama yapacaklar içindir, uzun bir entry evet ama pişman olmayacak okuyan kişi,

efenim moldova toplamda dörtbuçuk milyon olduğu iddia edilen nüfusa sahip nüfusun %40 ı da dışarıda yaşıyor, başlıca gelir kaynakları,
1- tarım, 2- dış ülkelerde çalışanların gönderdiği para, 3- şarap, 4- kumar. para birimleri ley 1 dolar yaklaşık 11.4 ley dir.

ülke yeni kalkınmaya çalışıyor, kendi içinde 2 adet özerk bölgesi var güneyde gagavuz diyarı adı altında hıristiyan gagavuzlar, doğuda rus azınlığın yaşadığı bir yer daha var adını hatırlayamadım ama yukarıdan aşağı ülkenin doğusundadırlar, oraya moldovalılar bile kayıt altında vize gibi bir belge ile girebiliyorlar, genel nüfus yapısı romendir, hatta romancayı daha çok konuşmaya gayret ederler, rusya ve ukrayna da kumar yasaktır, bu neden le rus ve ukraynalı zenginlerin sahibi olduğu ve kara para akladıkları kumarhaneler vardır, türklerin de çok ilgisini çekmektedir. zira kıbrıs artık çok pahalıdır bu nedenle burası tercih ediliyor, son seçimlerde %48 oy alan koministler devlet kurmasın diye diğer 3 parti koalisyon kurup %52 ile devlet kurmuşlardır. ülkede ruslar moldovalıları moldovalı larda rusları sevmiyorlar. ülkenin adı da zamanında, osmanlıya karşı moldava topraklarının koruyan şitefan çal mare nin köpeğinden gelir, bizim bozkurt destanımıza benzer bir hikaye. gerçi çal mare öldükten sonra fatih orayı da alıp 350 sene egemenliğimizde kalmıştır.

ortalama bir üniversite bitiren kişi romence, rusça, ingilizce konuşup yazabiliyor, ispanyolca, fransızca ve daha çok italyanca yı da bizim ingilizcemiz gibi biliyorlar.

ülkede kiralar oldukça yüksektir. bir daireyi oda sayısına göre aile paylaşıyor, örneğin 3 oda 1 banyo bir mutfak olan dairelerde 3 aile kalıyor, ve banyo mutfak ortak kullanılıyor, bunlarında bazı ayrıntıları var, mesela bazı mutfaklarda oda sayısı kadar ocak ve masa var, bazılarında o bile yok her şey tek, birde bazı evlerde her odada buzdolabı bazılarında o bile tek. bir kişi ortalama bir işte çalışırken 2200 ley (yaklaşık 200 dolar) kazanıyor oda kirası ise kazandığı kadar. bu nedenle çok çocuk yapmıyorlar ve karı koca çalışıyorlar.

aile yapıları çok kötü ama ben bunun mecburiyetten oluştuğunu düşünüyorum, örneğin bir karı koca bir oda da yaşıyor, tek çocukları oluyor, sonra ergenlik dönemi okul hayatı derken, zamanla bir odaya sığamıyorlar ve birbirlerinden zaman içerisinde rahatsız oluyorlar, çocuk kız veya erkek olabilir fark etmiyor bu nedenle bir arkadaş bulup kendine oda kiralıyorlar, nikahsız bir arada yaşıyorlar, zaman içerisinde devam edip sonradan evlenenler oluyor ama, genelde sonucunda içen bir adam ile yaşamak zorunda kalan kızlar ile dolu, nüfus içerisinde kadın erkek oranı 3/1 e çok yakın. çocuklar anne baba ile aynı oda da yaşadıkları içinde cinselliği daha çabuk öğreniyorlar, ayrıca kızlar moldava erkeklerini hiç yakışıklı ve kibar bulmuyorlar, italya da çok fazla moldova’lı yaşıyor bu nenle, italya ya gidip gelen ve orada italyan erkeği bulup kalan çok fazla.

kadınlar 25 yaşına kadar çok güzeller, 25 yaş üstü kesinlikle çok kötüler, çok küçük yaşta çalıştıkları için erken yıpranıyorlar, sokak satıcıları, pazarcılar dahil her yerde kadınlar çalışıyor, erkeler daha çok şoförlük yapıyorlar, bir çok ağır işlerde çalışıyorlar, bu ağır işler içinde inşaat bile çok az, inşaatta sıva yapan genç kızlar bile var, giyim konusunda çok rahatlar, zaten erkek nüfusu az olduğu için kadınlar biraz yarışmak durumunda kalıyorlar, erkekler ise sabahtan akşama kadar içiyorlar, modern şirket çalışanlarına gündüz alkol yasak onun haricinde yolda yürüyen her erkek buram buram alkol kokuyor. şitefan çal mare caddesinde yürürken karşıdan manken gibi bir kız ve yanında 15 lik ergen bir sevgili görmek anormal bir durum değildir.

gezmeye kumar oynamaya gidecekler uygun temiz oteller bulmak çok kolaydır. 30 avro karşılığı merkezde temiz otel bulmak kolaydır. taksi ise sadece duraklardan telefon ile çağırın ve önceden pazarlık yapın yoldan çevirdiğin taksiyede 5 te birini önerin beğenmiyorsa da binmeyin. o kadar kazıklamaya meyilliler. gece klüpleri idare eder fiyat olarak evet ucuzdur ama sakın her kızı orospu gibi görmeyin. bir kızın yanında bir erkek varken bile gidip ben sizi çok beğendim çük güzelsiniz diyebilirsiniz. sizi beğenir ise size gelir eğer beğenmez ise teşekkür eder. ayrıca striptiz kulüpleri şahanedir denemeniz ısrar ile tavsiye edilir. öyle istanbul dakiler gibi geleni düdükleyelim mantığı yoktur, fiyat politikaları vardır ve onun dışına çıkmazlar, 1 bira tuborg 50 ley, miller 100 ley, ayrıca sadece şov izlemek 150 ley dir. gece 22:00 da başlayan danslar sabah 05:00 a kadar durmaksızın devam eder aynı anda çok dansçı da dansa devam eder, konuklarında çıkıp serbst boru dansı yapması şahane oluyor. ama dikkat edin dil öğrenmeye yatkın oldukları için çat pat türkçe bilenler bile var. çok sayıda hıristiyan mısırlı var buralarda onlardan da uzak durun.

dönüşte sigara, votka, şarap bolca alın. ülkeye girerken eğer ilk kez ise pasaport kontrolündeki polis kabinden çıkıp, sizi takip ettirip bir odaya çeker ise, 5 en fazla 10 dolar verin, o çok isteyecek ama param yok bu kadar var deyin. sonra valiz aldığınızda arayacak polise de 5 dolar verin rahat rahat geçin. dönüşte ise valizler havaalanına girerken dahi aranmıyor direkt check-in e gidiyor. sadec kabin bagajınız aranıyor. girişte çıkışta beyanname istiyorlar hepsi hava civa gerek yok kasmayın doldurmak için.

efes pilsen her yerdedir. ayrıca kişinev markalı biranın sahibinin de efes olduğu söyleniyor, türk markalarını her yerde görebilirsiniz.

unutmadan türkiye’de çok pahalı olan köpek yavruları orada çok ucuz, seviyorsanız mutlaka hayvan pazarına uğrayın, en fazla vereceğiniz para 100 avro en iyisine bile.
sovyet döneminde öldürülen binlerce insanın anısına, (bkz: orak çekiç) simgesinin bugün itibariyle yasaklandığı ülke.
6 aralık 2013 tarihinde aldığı resmi bir kararla dilini moldovaca'dan rumence'ye çevirmiş olan ülke.

sovyet döneminde tıpkı türk cumhuriyetleriyle türkiye'nin bağlantısını koparmak için nasılki o ülkelerin dilleri azerice, kazakça, türkmence gibi yapay adlandırılmalara gidilmişse bir benzeri de moldova'nın romanya'yla olan kökensel bağını koparmak için moldova'da yapılmıştır. moldovaca dediğin rumence'nin bir lehçesidir sadece.

ayrıca rumen kökenlilerin ağırlıkta olduğu ülkede 2 ayrı özerk devletçik bulunur. bunlardan biri rusların yaşadığı trandinyester bölgesi diğeri ise hristiyan gagavuz türklerinin yaşadığı gagavuz özerk yeri'dir. hali hazırda ukrayna'nın karıştığı bir dönemde moldova'nın da romanya ve ab'ye katılım yönünde sinyaller vermesi halinde rusya'nın buradaki özerk trandinyester bölgesini de tıpkı kırım gibi ilhak etmesi kaçınılmazdır. olası bir ayrılmada gagavuz özerk yeri'nin de bunu yapmaya hakkı olduğunu uluslararası hukuk açısından belirtmek gerek.

bu iki özerk bölge olurda ayrılırsa kalan yerler ise romanya'ya bağlanacaktır diye düşünmekteyim. ancak başta ab ve abd bu bölünmeye karşı çıkacak; buna rağmen rusya söz dinlemeyerek rusların yaşadığı bölgeleri ilhak edebilecektir. umut edelimki olan moldova'da yaşayan gagavuz kardeşlerimize olmasın. iki ateş arasında kalıp, taraflardan birini seçmeye zorlanırlarsa bu onların sonu olabilir. eğer şansları yaver gider de bağımsız olurlarsa da modern anlamda kurulmuş ilk hristiyan türk devletini de görmüş olacağız. eğer olursa çok da iyi olur, güzel olur. türk dünyasına çeşitlilik gelmiş olur.
geçen hafta 2-3 gün boyunca şiddetli kar yağışı ve fırtına nedeniyle birçok şehir/köy sakinlerinin evleri, bahçeleri, ağaçlar ne varsa hepsi kökten zarar görmüş (şu an birçok bölgede elektrik tamamen bozulmuş). daha önce böyle bir hava durumu o ülkede yaşandığını hatırlamıyorum.
kafası çok karışık memleket. halkı tam bir italya hayranı.
yöneticilerin romanyadan arpa bulanı romanya hayranı
(bu arada çingenesi pek boldur buranın) geri kalanı da
sovyet devrinde kebap yapıyorduk, damuna goyam
bizi sovyetlerden ayıranın diyor.
küçücük bir toprak parçası olduğu halde 4e 5e bölünmüş ülke.kendisi güzel kaderi kötü ülkedir.ulan zaten toplasan 4 milyon nufüs zor çıkar ülkeden gagavuzya diye özerk türk cumhuriyeti var tamam o özerk bölünme değil moldovaya bağlıda,ukraynanın işgal ettiği bölgeyle,kominist transdinatya devletçikleri var.zaten ülke küçücük durmadan bölünüyor.benmi bunu nerden biliyorum moldovalı bir kız arkadaşım vardı ülkesinden sırf bu yüzden kaçmış hep hır gür varmış.
osmanlı zamanındaki ismiyle boğdan olan ülke. tabi o zaman şimdikinden biraz daha genişti sınırları romanyaya ait olan yaş şehri o zamanlar boğdandaydı.
(bkz: boğdan)
türk insanı arasında %80 "moldovya, moldavya" şeklinde telaffuz edilen ülkedir. bunu duyunca o insanların ağzına vurasım geliyor evet.
acılar ülkesi. sovyet deneyiminin derin acılar bıraktığı ülke. özellikle erken sovyet dönemde uygulanan ruslaştırma politikasıyla tarihsel dostu ve ortağı denilebilecek -dilleri dahi hemen hemen ortak- romanya'dan koparılmış bir tarihsel coğrafya. zaten besarabya denen romanya'daki moldovia (moldova değil!) ile bütünleşik bir yer.

sovyet zamanının dayatmalarıyla alfabesi zorla değiştirilmiş, entelijansıyası yok edilmiş. hala daha geçmişin bu acıları derinden gözlemlenebiliyor. devlet dairelerinin bazılarında hala sovyet orak çekiç arması bulunuyor. yöneticiler çoğu zaman bugün dahi rus destekli. ve ülke hala rusya gölgesinde. 2014 sonundaki seçimlerde olduğu gibi rusya sandıktan istemediği türde bir sonuç çıkacak gibi olursa duruma el koymaktan hiç çekinnmiyor.

çok fakir, doğal kaynak yönünden pek de zengin sayılmayan bir ülke. başkentinde tek bir caddesi -stefan çel mare- size ortalama bir avrupa ülkesi görüntüsü veriyor. bahsettiğim caddeden birkaç sokak içerilere sokulduğunuzdaher yer varoş, döküntü, harabe, kaset dolu.

romanya'nın tarihsel moldoviya bölgesi ile birleşme meselesi popülist rumen siyasetçilerinin ağzında sakız ise de milliyetçi ve muhafazakar halkının hayali. bugün romanya başkentinde duvarlara yazılan bu sloganların karşılığı kişinev'de de var. o açıdan bir ayna görüntüsü gibi. tarihsel olarak ve bugün de devam edegelen rumen-sovyet geriliminin patlayabileceği bir ülke şekline dönüşüyor moldova bu tabloda. zaten bundan birkaç sene önce rus bir arkadaşımla konuşurken sormuştum, o zamanlar putin ukrayna'ya müdahale ediyordu. daha doğrusu yanlıları aracılığıyla doğu bölgesinde terör estiriyordu. demiştim ki, "osetya, kırım, donetsk... sırada neresi var sence?" arkadaşım, "moldova bir sonraki hareket olabilir" demişti.

avrupa'da en ucuz sigaranın bulunduğu ülke ayrıca. dilencisi var biraz. tinercisi -en azından bana musallat olan- fazla tehlikeli değil.
nüfusu 4.455.421 kişi olan ülke.
bugün yapılan başkanlık seçiminde ab yanlısı maia sandu'nun, rus yanlısı şimdiki başkan igor dodon'a karşı kazandığı * ülkedir.
4 milyonluk nüfusa sahip beyazın gözleri kör ettiği mini minnak bir ülke moldova. Biraz da kafası karışık. O kadar küçük olmasına rağmen bir adet kendi kendine bağımsızlığını ilan edip defacto ülke olarak hayatına devam eden transdinyester diğer tarafta güneyde rusça ve türkçenin yankılandığı gagavuzya. Başkent ve civarında büyük romanya hayranlığı ve oraya bağlanma çabasında olan çoğunluk mevcut. Resmi dilin rusça ve rumence olduğu (moldovaca diyorlar aslında ama rumenceyle neredeyse aynı dil belki biraz şive farkı var) bir ülke moldova. Hala sovyetlerin izleri silinmemiş hatta yer yer sovyete özlem de mevcut. Binaların yüzde doksanı sovyet döneminden kalma, çok güzel olanları elçilik, bakanlık ya da adalet sarayı gibi resmi dairelere tahsis etmişler.
Az katlı ama uzun binalar mevcut her yerde. Sürekli durup her binanın önünde fotoğraf çekilesi geliyor insanın. Kişinev'de özellikle park kültürü çok gelişmiş. Ocak ayının o soğuğunda bile anneler bebeklerini alıp parklara gidiyorlar. Avrupa ülkelerinin geneline göre oldukça fakir olan moldava avrupanın yetim çocuğu gibi aslında. 1 dolar 17 lei ve üretim sadece şaraptan ibaret olduğundan geri kalan her şey fazlasıyla pahalı. Içki kelimenin tam anlamıyla sudan ucuz. Bir şişe bira 4 lei iken su 30 lei.

Tekstil ve gıda hatta kitaplar bile gereksiz pahalı, kaldı ki asgari ücrertleri de fazla değil 2.200 lei gibi bir miktar.

Orada bir kot pantolon senelerce yamalanıp giyiliyormuş. Türk lirası moldova leinin 3 katı olduğu hesabıyla kot pantolon 200 türk lirası, lei demiyorum bakın türk lirasına tekabül ediyor.

Biz türkiyede 30 liraya taş gibi kotlar alıyoruz. Bunları hesaba katıp düşündüğümüzde moldava bir avrupa ülkesi olarak içler acısı bir durumda.

Yine de kültür, kurallar ve yapısal oluşum avrupa ülkesinde olduğunuzu gösteriyor. Trafik kurallarına uyma, geniş kaldırımlar ve etliye sütlüye karışmayan soğuk mizaçlarıyla fazlasıyla avrupa.

Fakir bir ülke olmanın getirdiği belli olumsuz tutumlar gelişmiş. Tıpkı bizde olduğu gibi turisti yolabildiği kadar yolmaya çalışan taksi şoförleri ve satıcalar mevcut.
Her ne kadar üzücü olsa da seks turizmiyle meşhur olmasını da anlıyorum moldova'nın. Paralı turistler oranın kadınlarını cezbetmesi bir noktada normal. Bir de seks tabu olmadığından yalnış olan bir şey gibi gelmiyordur kimseye eminim. Ben hak verdim yani.

Moldova herkesin görmesi gereken ilk ülke değil evet ancak bir şarap gurusuysanız, fransa'dan önce moldovaya gitmelerini öneririm.

Otoritelerce de artık kabul görülen moldova şarabının fransız şarabını solladığı artık yaygın bir kanı.

Zaten dünyanın en büyük birince ve ikinci yeraltı şarap mahseni moldovada. 1.si guiness rekorlara girmekte olup mileşti micii adında 200 kmden oluşan dev bir mahzen. Ikici ise cricova ve o da 120 kmden oluşan efsane bir yeraltı şehri.

Ben herkesin ve genelde birçok uluslararası tanınmış kişilerin de tercih ettiği crivova şarap mahzenine gittim. Internetten kolay randevu sistemi ve ingilizce rehber bulundurma sebebiyle cricovaya kalbim daha çok ısındı. Zaten gezi sonrası taptatlı rehberimizin ilgisi ve çakır keyiflilikle muazzam bir deneyim yaşayıp sevinç patlamasıyla otelimize döndük.

Crivova şarap yapında resmen bebek büyütür gibi bir tutuma sahip.
Mileşti mici daha önce kurulmasına rağmen cricovanın daha önce çıkardığı şarap türleri var.

Oldukça edebi bir biçimde mahzeni ve şarap yapını anlatan rehberimiz en sonunda çeşitli atıştırmalıklarla ceşitli şaraplar tattırdı. Ben normalde de şarap sevmeme rağmen ben türkiyede hiç şarap içmemişim sanki.

Şarabı ben moldovada içtim ilk defa. ( o kadar bağımız olmasına rağmen bu duruma ülkem adına üzüldüm.)

Bu şarap mahzenleri savaş zamanı sovyet döneminde taş ocağı amaçlı yapılmış olup daha sonrasında sovyetler moldavayı dünyanın şarap membağı haline getirme amacı varmış.

Sovyetler olmasa da o amac yerini bulmuş ama daha çok reklama ihtiyacı var moldovanın.

Ancak moldovalıların neredeyse hiç ingilizce bilmemesi (gençler dahil) ve turistlerin buraya gelmeye çekinmesi oldukça normal.

Bir haftalık süre boyunca sadece 3 kişi ingilizce biliyordu ve sarılıp ağlamak istedik eşimle. Biri italyan hostel sahibi diğeri mahzen rehberimiz ve yolda traleybüs hattını bize anlatan yabancı bir öğrenci. Bilğiniz ingilizcenin moldovada hiçbir önemi yok ne yazık ki sadece pasaport kontrolünde işinize yarıyor o kadar.

Nerde ne yenir ve ne alınır kısmına gelirsek kişinev'de stefan çel mare durağının orada açık hediyelik eşya pazarı var. Çok çeşitli sovyet kalpaklatı ve eşyaları alabilir, el yapımı matruşkalar bulabilirsiniz.
Gagavuzya'nın başkenti olan komrat'tan da geleneksel kalın tüylü yelekler ve patikler alabilirsiniz.

Andys pizzada ekmek içi çorbaya doymak bilemedim. Hala özlüyorum o çorbayı. Zeama adlı çorbaları da muazzam. Soğuk bir ülke olduğu için çorba kültürü gelişmiş ve aşırı lezzetli.

Bira olarak yerel biraları chisinau birayı muhakkak deneyin. Mamaliga oranın yöresel yemeği ama pek bi olayı yok, bizim patates püremize benziyor ama şunu itiraf etmeliyim ki en iyi donatı ben moldovada yedim. Merkezdeki donuts&coffee'ye kesinlikle uğrayın.

Yorkpub ise içki içmek, bir şeyler atıştırmak ve ısınmak için ideal.

Vaktiniz kalırsa transdinyestere gidin, değişik bir toplum yapısı görmüş olursunuz ancak gitmeden önce gitme sebebinizi iyi belirleyin ki giriş kapısında zorluk yaşamayın. Gezi saatinizi belirleyin ve kesinlikle çıkışta o saate uyun ve size verilen giriş kağıdını kaybetmeyin. Çünkü o bölge dışarıdan gelen herkese aşırı şüpheyle yaklaşıyor. Kuzeyden bir şehri de gezeyim derseniz balti'ye gidin. Daha büyük bir şehir.

Bir de moldova ilkbaharda daha canlı olanibilir o yüzden bahar ya da yaz zamanı gitmeyi tercih edebilirsiniz. Çünkü cristmasttan sonra insanlar o dönemin yorgunluğunu atmak için ya gymlerde ya da evlerinde uyuyorlar.

Ben kış mevsimini çok sevdiğimden kışın moldovayı görmekten memnundum ancak bahar zamanını da merak ediyorum.

Kısaca bağlamak gerekirse kafası çok karışık minnak fakir bir ülke moldova. günün birinde muhakkak gidin ancak ilk sıralara koymanıza gerek yok.
Ancak benim için yine de moldova'nın hep özel bir anısı olacak çünkü eşimle ilk evlilik yıl dönümümüzü orada kutladık ve çok özeldi.

Not: gagavuzyadan bahsetmeyi unutmuşum. Kısaca anlatayım. Gagavuzyada rusça ve türkçe yaygın. Rusça bilmediğimizden direk türkçe konuştuk. Zaten türkçe konuştuğumuzu duyunca " sen türksün mü" diye hemen gülümsüyor. Bir de direk bira içiyor musun diye soruyorlar.
Ortodoks hıristiyanlarından olduklarından sanırım dinimizi anlamaya çalışıyorlar.

Anadili ingilizce olan gezginlerin dünya üzerindeki rahatlığını tattım burada. Başka bir ülkeye gidiyorsun ve senin dilini konuşuyorlar. Büyük lüks. Başkenti bile küçük bir köyü andıran gagavuzya'ya uğrayıp, mustafa kemal kütüphanesini görüp tatlı bir gururlanmayı yaşamak lazım bence moldovadayken.

Not 2: kişinev'e indiğinizde mutlaka oranın hattı olan internetli moldcellden alın ve havaalanın önünde traleybusu bekleyin 30 nolu olan. Stefen çel marede inip her yere navigasyonla ulaşabilirsiniz. 200 leiyi kaptırmayın taksicilere.zaten duraklar anons ediliyor. Latince kökenli olduğundan dili anlamakta zorluk çekmez durakları kaçırmazsınız.

Daha anlatmayı unuttuğum birçok şey vardır eminim. Ancak artık yeterli olduğunu düşünüyorum.
ilk paralı asker kullandığım memleketin adı. aksarayı o dönem tekellerine almışlardı.