bugün

yaşadığı aşktan ötürü zamanında dikkatimi çekmiş sanatçıdır (ikinci bahar la birlikte). aşkın büyüğünü yaşamış sanatçılardan birisidir. o açıdan saygı duyduğum bir insandı.
yeditepe istanbul dizisinde "havva" rolüyle hatırlarım o'nu hep. ses tonu, tavırları öyle sıcak öyle içten ama bir o kadar da hüzünlüydü. belki gerçekten de öyleydi.

ışıklar içinde yatsın.
masum değiliz şarkısının kendisine ait olduğunu öğrenince saygımın bir kat daha arttığı, mekanının cennet olmasını dilediğim sanatçı. evet gerçek bir sanatçı, o şarkı ancak bir sanatçının kaleminden dökülebilir.
allah rahmet eylesin. Umarım bazı insanlar ecdadına hakaret etti diye çıkıp zırvalamazlar. O allah ile kulu arasındadır. Kimse allah' ın kimi ceZALANDırıp kimi ödüllendireceğini bilemez. Allah affetsin günahlarını.
islamcı, akp'li yalakaların ağzından köpükler saça saça kudurtan başarılı senarist(ti).

medya dünyasının başı sağolsun.
mekanı cennet olsun. çok iyi bir senaristi.
gayet itici bir görünüme sahip senaristti. en azından tavırları bu fikre kapılmama sebep oldu. yolu açık olsun.
sadece muhteşem yüzyıl'ı yazdığını zannedip ahkam kesenleri, işi ''vay efendim lanetlendi bu kadın bak görüyo musunuz'' a kadar vardıranları da görünce bişeyler yazmak istedim, ayıptır, yazıktır günahtır, siz hiç ikinci baharı, oradaki samimiyetiyle, neşesiyle insanı gülümseten kasap melahat'i izlemediniz mi? siz hiç adı bende saklı'yı, masum değiliz'i dinlemediniz mi, oradaki aşka, yalnızlığa ortak olmadınız mı? hah işte böyle bakmalıyız olaya, ben hayatımda ''tarihimizi sırf reyting için çarpıttı ve bu yüzden allah belasını verdi'' kadar salak saçma ve beyinsizce bi laf daha duymadım. her şey bi kenara, nurlar, ışıklar içinde yatmasını, aşkına kavuşmasını dilemek düşer bize de..
yakılmak istediğini vasiyet eden fakat ülke kanunlarının buna müsaade etmediğini belirten merhume.
bir insan öldükten sonra hüküm kalkar meral okay ölmüştür. günah işlemiş ve ya işlememiş bizi ilgilendirmez biz müminlere düşen son laf allah rahmet eylesin dinimizde bize ölen bir insan sadece ölüdür diye emreder.
artık hep gülümsemesiyle hatırlayacağım havva anadır. iyiliklerinin çok olduğundan ve güzel yanlarından söz etmenin vaktidir. zira hesap verecek kendisi hesap soracak olan da yaratandır, kimsenin şovuna ihtiyacı olmayan havva ana'ya Allah rahmet etsin.

(bkz: inna lillahi ve inna ileyhi raciun)
arkasından konuşmak kimsenin haddine düşmez. kaçınız sevdiğine, eşine öldükten sonra bile sadık kalabilecek denli dirayetli o'nun gibi?
hanginizin yüreği bir adı bende saklı ya da masum değiliz yazabilecek kadar cesur, saf, sağlam?
istanbul gibi hatundun meral okay... bakma sen bunlara, sen vuslatına bak...
mekanın cennet olsun...
ülkemin kayıp giden güzel insanlarından biridir. kattıkları, izleri asla silinmeyecek güzelliklerdir.

Son olarak Muhteşem Yüzyıl'ın senaryosunu yazan Okay dizi ilk başladığında büyük tepkilerle karşılaşmıştı. Bir röportajında ''Sizin başınıza gelenin benzerlerini yaşayan besteciler, yazarlar bu ülkeyi terk etti veya bunu düşündü, siz ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna şu tarihi cevabı vermişti.
''Onları anlıyorum ama ben hiçbir yere gitmiyorum. 12 Eylül'den sonra gitmemişim, şimdi mi gideceğim. Burası benim de ülkem. Beni küstüremezler çünkü arsızım. Arsızca seviyorum bu ülkeyi. Çok canımı yaksa bile. 50 yaşındayım, bu bir demokrasi mücadelesiyse bu ülkedeki kaçıncı sınavım. Bundan da geçerim. Sopamı yerim ama iki taşı da ben sektiririm. Yok öyle vazgeçmek.''

http://cm.ntvmsnbc.com/dl...index.html#&slider1=2

cahil yobazların söylediği gibi, eğer cehennem onun gibilerle dolacaksa, ben de en ön sırada adayım o mekana.
çok yaratıcı, eğlenceli, dopdolu insan. nur içinde yatsın.
daha cümle kurmasını bilmeyen yazarların, ağızlarındaki salyayla sözlüğe koşup kirletmeye çalıştıkları dev insan. yazdıklarıyla, konuştuklarıyla asla ölmeyecek insan. umarım gittiğin yerde yaman'ı bulursun.
allah rahmet eylesinden başka birşey söylemem.
lakin bir soru var aklima takilan.
senaryo yazarlari açıklama yapmışlar ve meral okay`ın sıcak hatırasına yapılan saygısızlıgı kınamışlar. şimdi onlara soruyorum.
kanuni sultan süleyman`ın hatırası soğuk muydu?
güzel yürekli kadın.

taze mi bitti topik, canın sağolsun...
Bu muhteşem şarkıyı meğer meral okay yazmış ve daha bir çoklarını..
Bişeye benzeyen bir kaç insan kalmıştı onlarda yavaştan gidiyor anlaşılan..

kur masayı madam despina
kirli beyaz muşamba örtüleri ser
çek sediri asmanın altına
yanında bir ince müzeyyen abla

yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
hamdolsun
taze mi bitti topik
canın sağolsun
amanın yine mi güzeliz, yine mi çiçek?
hamdolsun
altınbaş kadehe yağ gibi dolsun

gece çok genç, arzular şelale
haber etsek o yare
gelse bomonti'den
şereflendirse bizi
olsak teyyare
bir yaman'ın, bir de sigaranın tiryakisiydi. biri öldü, biri öldürdü.
ölmüştür. ecdada attığı iftiralarla boğuşacaktır.

(bkz: muhteşem yüzyıl rezaleti)
senaryo yazarı. tipik sanat ve basında iyi bir çevre edinirsen ne kadar kötü iş yaparsan yap bir şekilde tutunursun türü insanlardan. asmalı konak gibi bir saçmalığı ve bu saçmalığın izinde bitmek bilmeyen entrika dizilerini türk televizyonlarına sokan insanlardan. muhteşem yüzyıl üstünden yapılan eleştiri ise komik. yok padişah sarığı olmadan dolaşmazmış yok etrafındakiler sarıksız dolaşmazmış. doğrudur ama bu tv işi ve insanların yüzü görülmeli. ayrıca kimse kusura bakmasın kanuni'den çok o'nun gibi bir padişah'ı dizginleyen hürrem daha çok ilgi çeker. kolay mı kadın nikah kıydırmış adama. ayrıca saray içi entrikalar daha ilgi çekicidir her zaman. dizi berbat o başka.
vasiyeti yerine getirilmemiş değerli oyuncu.
dünden beri hakkında yazılan herşeyi okudum, gördüm. anlamadığım ne yapmışsa yapmıştır bu kadar hakkında kötü şeyler söylenmesinin yakışı kalmamıştır.
kendisini sandece yeditepe istanbul adlı dizide görmüştüm farklı ses tonu sayesinde aklımda yer edinmişti.
kısaca söylemek istediğim ister allaha inansın ister inanmasın bu kimseye onun hakkında birşeyler söyleme hakkını tanımaz.
bunu beklemek zor ama herkes birazda duyarlı olursa daha güzel olur. saygılar.
hakkında herşey söylendi, allah rahmet eylesin. Ama en güzelini can dündar söyledi. Siz dini hiçe sayıp istediği gibi evirip çevirip kıvırıp uygulayanlara.

O kadın”

Şubat sonu hastanede görmüştüm Meral’i...
Tekerlekli sandalyedeydi.
Kocaman gülerken sevimli bir yaya dönüşen gözleri, büyük güneş gözlüklerinin gerisindeydi.
Halsizliğinden endişelendiğimi fark ederek her zamanki dobralığıyla teselli işini üstlenmiş, “Merak etme, iyiyim. iyi olacağım” demişti.
Son görüşüm, son sarılışımmış.

Yaman Okay ile ilişkisini, “Yüzyılın Aşkı” olarak belgeselleştirmek istemiştim bir ara...
Önce niyetlenmiş, sonra vazgeçmişti.
Şimdiki zamanda sevdiğinden, di’li geçmiş zamanda bahsetmek istememişti.
Âşıktı hâlâ ve “en zoru, bir ölüye âşık kalmak”tı.
Sezen Aksu’yla birlikte kaleme aldıkları “Şimal Yıldızı”nda bu ebedi yangının dumanı tüter:
“Hey uzun yol arkadaşım, şimal yıldızım, nerdesin/
Nasıl havalandın, hasar almadan bu tufandan/
Bak ben yaralandım, kayıtsız şartsız adanmaktan/
Bak ben paralandım, imkânsıza bağlanmaktan...”

Uzun yolda yalnız kalmışsanız; yaralanır, paralanır, yaşlanırsınız, lakin bağlandığınız imkânsız, yarasız, hasarsız, yaşsızdır; ebediyen genç kalır.
Sadece güzellikleriyle anımsanır.
Kuşkulanmazsınız hiç; gece nerede yattığını bilirsiniz.
Ve çok âşıksanız, ona kavuşmak için acele edersiniz.
Nitekim Taraf gazetesi hayatın manasını sorduğunda, ”Hayat, hafif ve kısa bir şeydir” diye özetlemişti Meral...
Öldüğünde Tanrı’nın kapıda kendisine, “Geç kaldın” diyeceğini tahmin etmişti.
Sevdiğini hemen ve hep yanında ister seven...
O yüzden Meral’in ölümü, Tanrı için geç, bizim için erken...
Çok erken...

Meral, bonkör kahkahası, dost sıcaklığı ve paylaştığımız güzelim anıları ile daima yaşayacak bende...
Oyunculuğu, yazarlığı, insancıllığı, cesareti ile her daim parıldayacak insanların zihninde, yüreğinde...
Onu yobaz bir tarih zihniyetinin ateşine atanlar, canıyla uğraşırken canını yakanlar, ardından “O kadın öldü” diye haber yazanlar mı?
Muhtemelen onlar için hayat, “ağır ve uzun bir şey” olacak.
“insanları dinden soğutma” diye bir suç varsa, bunun cezası ahrette boyunlarına asılacak ve belki de Tanrı onları bu yaftayla karşılayacak.

Meral gibi yazamayan, tarihe meydan okuyamayan, kabaramayan kel Fatmalar!
Siz, “Ölülerinizi hayırla yad ediniz” buyruğunu dahi çiğneyecek kadar kindar, bir o kadar çirkinsiniz; yuh olsun!
Sevgiyle uğurladığımız “O kadın”, “yine güzel, yine çiçek...”
Hamdolsun!
çoğumuzun hiç tanımadığı, ama bir şekilde hayatımıza dokunan kadındı. bir dizisi, bir şarkısı, hatta o şen kahkahası... elbet bir şekilde, belki de hiç fark etmediğimiz bir şekilde hayatımıza girdi, güldürdü, ağlattı, düşündürdü... artık yok.

dün sabah okuldan geldim, yiyecek bir şeyler hazırladım ve twitter'ı açtım. yekta kopan "ahh meral okay ahh! oldu mu böyle?" yazmış, levent candaş "r.i.p meral okay" yazmış, ahmet mümtaz taylan, levent üzümcü... hepsinden meral okay ile ilgili cümleler geliyor. istemsiz olarak "hayır yaa!" dedim o an. içime bir şey oturdu ve gitmiyor. onunla ilgili bir haber aradım, buldum, okudum. aklımda beliren bir görüntü var: kasap melahat, elinde satırıyla dükkanından çıkıyor, saftirik oğlunun arkasından sesleniyor. kazınmış aklıma en sevdiğim dizinin sahnelerinden biri. kim bilir kaç kez duydum o kahkahasını ikinci bahar'da. kulaklarımdan hiç gitmeyen o sesini..

üzüldüm. gerçekten çok üzüldüm. kendisi hakkında yazılanları okudum. herkes ardında insanlar bırakarak gider. meral okay da ardında birçok insan bıraktı. seveniyle, sevmeyeniyle, yazacaklarını merak içinde bekleyeniyle, yazdıkları için ona söveniyle... ölüm acı, herkes için acı. ama en kötüsü de, fırsatını bulduğu an içindeki nefreti ve sevgisizliği kusmaya hazır bir insan topluluğuyla "ölüm"de karşılaşmak.

onun arkasından atılan çirkin manşetler bir yana, insanların yorumları da en az o haber o kadar iğrenç, aptalca, insanlıktan uzak... yakılma isteğine karşı söylenenler, kanuni ile hesaplaşacak düşünceleri, cehennemde yanacak diyenler.. bu kadar mı kaybettik biz insanlığımızı diye düşünmemek elde değil. hani saygı ve sevgiydi bizim dinimizin özü? kutlu doğum haftası bak, ankara'da bütün otobüslerde, metrolarda asılan afişlerde "kardeşlik" diyor. hani? meral okay, ölümüyle bile bir şeyler öğretti: biraz farklı düşünüyorsan, kabul edilmiyorsun. insanlar senin isteğine karşı yorum yapma, sana hakaret etme hakkını kendinde görebiliyor. hele bir de ölmüşsen...

-meral okay yakılmak istiyormuş bu normal zaten müslüman gibi yaşamadı ki osmanlı düşmanı
-meral okay müslüman değil ki toprağı bol olsun demek neden?
-meral okay yakılmak istemiş cehennemde yanacak zaten.
-meral okay açıkça müslüman olmadığını belirtip yakılmak istediyse müslüman mezarlığına gömülmemeliydi.
-meral okay yakılmak istemişse camiye götürüp camilerimizi kirletmeyin
-meral okay'a ışıklarla git diyolar tabi ki ışıklarla gidecek cehennemin saçtığı ışıklarla
-atamıza laf uzatırsan layığını bulursun meral okay
-meral okay yakılmak istemiş ama öbür tarafta cehennemde yanıyor zaten şimdi. (en favorim bu. haber almış heralde öbür taraftan)

bu kadar basit işte. o kadar iş yap, senin tırnağın olamayacak insanlar gelsin senin arkandan vay kafir, vay inançsız, vay bilmem ne diye yorum yapsın. sen o kadar sevgi doluyken, diğerleri nefretini senin üzerinden etrafa saçsın. böyle işte, hep insafsız, hep bencil, hep iki yüzlü insanlar. ölümünden keyiflenen insan müsveddeleri, yakılma isteğini şekilden şekle sokup aslında seni hiç olmadığın biri haline dönüştürmeye çalışanlar, cahiller, hepsi ama hepsi aslında senin ortaya çıkardığın muhteşem işleri izlemiş, dinlemiş ve bunlardan keyif almışlardır, eminim.

çok üzüldüm meral okay. çok. barış manço'da, kemal sunal'da nasıl üzüldüysem öyle üzüldüm. eksikliğini hissedeceğiz eminim. yerin yaman'ın yanı olsun..
güncel Önemli Başlıklar