cok boktan bir dizi mantik hatasi bol. prefesoru zeki gostermek icin fantaziye kacmislar. polsilerin dinlendiklerini bilmelerine ragmen hic kontrol yapmamalari ama souguncularin yapmasi. darphaneden cekilen kablonun farkina varilmamasi. insanin ispanyaya gidip soygun yapasi geliyor amk.
cav bella şarkısı için 1.kısım sezon finalini 10 sefer izlemeye değer :P
3.sezon da konuk oyuncu olarak istanbul karakteri de olabilirmiş. Hatta nesrin cavadzade düşünülüyormuş. Kulislerde öyleymiş. Hangi kulislerse artık bilemeyeceğim. Hiç gğvenilirliği olmayan bir kaynaktan okudum bilgiyi.
Ergen, mergen dizisi ama izletti.

Evlen benimle nairobi.
az önce izleyip sonra sevgilimle dizi hakkında konuşurken herkeste onu izliyor dediği ve sözlüğe girer girmez karşıma çıkan dizidir. cidden herkes izliyor diye çoğu şeyi izlemezdim soğurdum o şeylerden kitaplardan dizilerden filmlerden... ama sırf popüler kültür onu sıradanlaştırdı diye ve insanlara olan nefretimden dolayı ben onlara küsmemeliyim . izleyenler ergen olabilir salak saçma yorumlar ve değerlendirmeler yapabilirler ama bu o ürünün kalitesini etkilemez. ben o ergenler izliyor diye bir sanat eserinden mahrum kalamam o yüzden bazen kulakları kapatmak en doğrusu.
Eski belediye çöp kutularını yeni çöp kutuları alır ya buda o işte.Sonuçta çöp bir yapım kısa ve öz olarak anılacaz derken dahada batıcaklar ve bunu öven kitle bunu görse dahi bunu yediremeyip savunucaklar yazık.
Tüm bölümlerini arka arkaya, iki günde izledim. Evet biraz psikopatça fakat biriktirip seyretmek daha güzel oluyor. O sebepten film gibi her karesini hatırlayarak yorum yapayım.
Spoiler uyarısı.

ilk olarak; dizi gayet güzel bir hikaye Üzerine kurulu. Eğer tadında işlenirse bu basit senaryodan çok etkileyici isler çıkabilir. inside man‘De bunu gördük. Lakin la casa de papel bir yerden sonra bunu başaramıyor. Dizi tıkanıyor.

ikinci olarak; karakterleri tam tanısak da karakterlerin kendi aralarındaki meseleleri yeterince oturtulmamış, biraz havada duruyor. Örneğin Berlin gibi bir karakter varken, olaylar aklı eksik Tokyo etrafında dönüyor. Nairobi darbe yapıyor, Oslo-Helsinki ikilisi sırf iri adamlar da dizide bulunsun diye konulmuş gibi duruyor. Ve yine söylediğim gibi karakter iliskileri boşlukta yolculuk yapıyor. Tamam tanımamak, kimlik bilmemek olayın temeli, lakin sonradan fark ediyoruz ki herkes birbirinin ne mal olduğunu zaten kamptaki 4-5 ay boyunca öğrenmiş. Bunu bizlere yansıtamıyorlar. Moscow öldüğünde uydurduktan bir iki ağlama. Hepsi bu.

Üçüncü olarak; bazı mantıksal hatalar mevcut. Hatta en barizi, 50-60 kadar özel hareket polisi arasından motosiklet ile geçen ve tek kurşun yemeden bankanın içine uçabilen Tokyo. Sırf gaz olsun, izleyiciler artistiğe doysun diye konulmuş bir sahne. Yani Palavra.
Profesörün soyguna dair her şeyi z planına kadar hazırladığı aşikar. Yalnız polis kadına yürürken bu neyin kafası diye kendisine soruyor insan. Hadi ilk başlarda bilgi kopartmak diye düşünüyorsun fakat sonradan yatak sahneleri vesaire abartı olmuş. Sen hırsızsın, hırsız kal.
Herkes aşağıdaki rehinelerin kaçış noktasına ve catismaya odaklanmışken, cengaver arturo’nun(ki kendisi sürekli kaçmaya çalışan bir herif) oturup beklemesi. Kimse ana kapıdan kaçmaya yeltenmedi yahu!

Dördüncü olarak; koca polis memuresi, dedektif hanımefendi hemen tav oluyor. Ey aşk sen nelere kadirmişsin. Tamam ciao bella, tamam hak-hukuk, sosyal eşitlik. Anladık sistem eleştirisi. Ancak b*kunu çıkartmamak lazım değil mi? Koca darphaneden 1 milyar Euro uçtu gitti, kadın aşk peşinde. Üstelik soygunla ilgilenen polislerin şefi!
spoiler sonu.

Daha uzar gider de bugün pek eleştiresim yok.
"ilişkilerin iyi tarafı sonunda nasıl başladığını unutman."

görsel
ilk başlarda severek izleyip daha sonra milletten spoiler alarak izlemekten sıkılacağınız dizi olabilir.
Şişirilmiş bir balondur. Gercekten cok kotu bir dizi olmadigini kabul etmekle beraber "oooo hobeleeey" dedirtecek kadarda iyi bir dizi degildir.

Ozellikle ciddi saçmaliklar icermesi, varsayimlarin fazlaca gecerli olmasi gibi nedenlerle yazar tarafindan pek begenilmemistir. Hee çok merakla izletiyor çok sürükleyici dersen Turk entrika dizilerinin tamami da deli gibi izleniyor.

10/7.

Dipnot: simdi la casa de papel seviciler gelip eksileri basacak ama olsun.
eğer bir sapyoseksüelsen profesöre aşık olan kız olabilirsin. eğer bir narsisizm eğilimli biriysen berlin'e aşık olabilirsin. eğer hackerlara hastaysan rio'ya aşık olabilirsin. eğer bir biseksüelsen tokyo'ya aşık olabilirsin, eğer bir alçakgönüllü insanları seven biriysen denver veya moscow'a aşık olabilirsin * bir erkeğin homoseksüel olduğunu varsayarsak helsinki'ye aşık olabileceği haberini de vereyim. * aşık olmak için çok sebep var tercih senin * her dizi de olur ya bir kahramanı tutarsın ve onun yerine koyarsın kendini.
cav bellası çok güzel olmuş. insan olan kopuyor orda.
kurulduğundan bugüne netflix abonesi olmama rağmen bir kez açıp izlemediğim dizi.

ben daha çok kendi yapımı olan belgeselleri izliyorum. evet elitim. zuhahaha. *
nedense ismini her duyduğumda kafamda camila cabello'dan havana'nın nakaratı çalan dizi.
Sıla gençoğlu kalitesinde bir dizi. O kadar söyleyeyim yani.

Sıla gençoğlu tanrıça gibi yhaaaa diyenler bu diziye bayılır.
Çok abartıldığı için balon gibi geliyor. Evet.
Gerek oyuncu grubuyla gerek senaryosuyla takdir edilesi bir iş ortaya koymuşlardir.Eğer bir soygun yapılacaksa böyle yapılmalı.
görsel
Dizimizi kısaca özetleyecek olursak : ispanya Kraliyet Darphanesi’ ne baskın yapıp çalışanları rehin aldıktan sonra para basıp sözkonusu paraları alıp kaçmak üzerine kurulu bir plan üzerinden işleyen anlatınca da sıradışı ve absürd görünen ‘’yok yahu o kadar da olur mu’’ dedirtecek türden bir dizi ‘’LA CASA DE PAPEL’’…

Dizideki yer alan soyguncular planlanan soygunun beyni olan Profesör tarafından sıkı bir eğitimden geçirildikten sonra soyguna hazır hale geliyorlar. Ancak yüzlerce kuraldan biri olan soyguncular arasında kişisel ilişki olmayacak kuralı yüzünden birbirlerinin isimlerini öğrenmeleri yasaklanıyor.
Böylece BERLiN,TOKYO,RiO,DENVER,MOSKOVA,NAiROBi,HELSiNKi VE OSLO isimlerini alıyorlar.
Detayların ustalıkla işlendiği bir dizi olan LA CASA DE PAPEL’ de karakterlere verilen isimlerin kendilerince anlamları olduğu düşüncesinden yola çıkarak karakterlerimizi isimler üzerinden değerlendirmeye alırsak eğer ;

BERLiN : Dizimizin darphanedeki patronu olan Berlin isminden mütevellit bir duvarı andırıyor. içeride ve ekran başında sevmeyenleri bol olan karakterimiz dizinin ilerleyen sahnelerinde yaptıklarıyla sevilmese dahi planı kendisinden başkasının götüremeyeceğini bizlere gösteriyor. Berlin üzerinden bize yıkılan duvarı anımsattıklarını düşünüyoruz.

MOSKOVA-DENVER : Dizimizde baba-oğul ilişkisini bize veren Moskova ve Denver aslında değişik kutuplarda ve kuşaklardaki bireyler arasındaki çatışmaları bize göstermektedir. Dikkatinizi elbette çekmiştir ancak biri Rusya şehri biri de Amerika Birleşik Devletleri şehri olan isimleriyle baba-oğul rolünü oynayan ikilimiz arasında sürekli bir soğuk savaş hali mevcuttur. Moskova sürekli oğluna göz kulak olmaya çalışır. Onu bu işe sokan kendisidir. Birbirlerini bir felaketin içine sokarlar ancak birbirlerinin iyiliklerini istediklerini düşünürler. Moskova’ nın ölümü de Sovyetler Birliği’ nin dağılmasına bir gönderme olarak değerlendirebilir.

RiO : Karakter olarak dizideki en çocuksu ve masum kişi olan Rio doğuştan gelen yetenekleri sayesinde ekibe dahil olma şansı yakalayabilmiştir. Tıpkı doğuştan yetenekli ama ciddiyetsiz Brezilya vatandaşı futbolcular gibi ekipte sorunlara yol açan ancak yetenekleri sayesinde kendisini ekibe tekrar tekrar da affettiren yine kendisi olmuştur.

TOKYO : Dizideki bencil ve ruhsuz tavırları sayesinde ilk zamanlarda seyirciye kötü giden olayların sorumlusu gibi yansıtılan Tokyo ilerleyen bölümlerde cesaretli ve doğru adımlarıyla seyirciyle arasını yapabilmiştir. Adeta bir Yakuza savaşçısı gibi asi ve isyankar olan karakterimiz ise Rio konusundaysa geyşa ruhunu ortaya koymaktadır. Birbirlerinin şehirlerine (25 saatlik uçuş mesafesi) ve kültürlerine (disiplinli yaşamlarıyla tanınan Tokyo sakinleri ve eğlenceye düşkünlükleriyle tanınan Rio sakinleri) uzak olmalarına rağmen aşkları ile imkansızı başarmaya çalışmaktadırlar.

NAiROBi: Dizideki en eğlenceli ve tutkulu karakterlerden olan Nairobi aynı zamanda da dizinin en acıklı hikayelerinden birine sahiptir. Fakirliği sebebiyle yanlış işlere bulaşan ve bu yüzden çocuğunun velayetini kaybeden bir anne olan Nairobi çocuğunu geri alabilecek güce ulaşabilmek için ekibe girmiştir. Dizimiz her yıl binlerce çocuğun olumsuz şartlar sebebiyle hayatını kaybettiği veya ailelerinden ayrılmak zorunda kaldığı Afrika’ya da böylelikle Nairobi karakteri üzerinden göndermesini yapmış bulunuyor.

HELSiNKi-OSLO : Sırp kökenli olan kuzenler hayatları boyunca savaş-hapishane-yoksulluk üçgeni arasında geçmiş hayatlarını değiştirmek düşüncesiyle ekibe katılmışlardır. Ekipteki savaşma gücünü ve asker ihtiyacını karşılamışlardır. Soğuk ve konuşmayı sevmeyen insanların ülkeleri olarak adlandırılan karakterlerimizden Oslo bunun hakkını vererek neredeyse hiç konuşmadan dizideki rolünü tamamlamıştır ancak Helsinki gerek kişiliğiyle gerekse Fin halk kahramanı Simo Hayha’ yı aratmayan silah kullanma kabiliyetiyle ekibin önemli isimlerinden biri olmuştur.

BONUS :
STOCKHOLM: Başta rehinelerden biri olarak karşımıza çıkan Monica Gaztambide karakteri dizinin ilerleyen sahnelerinde Denver ile ilişki yaşamaya başlayıp saf değiştiriyor ve böylelikle resmi olarak olmasa da Denver tarafından malum sendroma bir gönderme olarak Stockholm adını alıyor…
daha bu gün başlama fırsatı buldum. 5.bölüm bitti bile. harika bir kurguya sahip olan bir dizi. senaryosu, ve konusu ile de etkileyen bir dizi. oyuncular da başarılı. daha ne olsun? harika bir dizi. açın izleyin.
Zaman zaman kanal d dizisi izliyorum tadı veren dizidir. O kadar milyar avro aşk kavgası için böyle piç edilemezdi.
Son zamanların en fazla abartılan balon dizisi. Bir ara bitti diye seviniyorduk ancak yine çekiliyor amk. Umuyoruz ki en kısa zamanda herhangi bir sebepten yine final yapıp ekranlara veda eder.

Gerçi etse de yine çekilir bu amk.
efsane diziler arasında yer aldı ve unutulmaya bırakıldı.
ispanyol yapımı dizi. Lakin olduğundan fazla abartıldığını düşünüyorum. Bir şaheser değil, yalnızca güzel bir dizi.
abartıldığı kadar olmasa da izlenilebilir bir diziydi finalde saçmaladı şu aşk maşk olaylarıyla liselileri çekti
ayrıca tadında bırakmak yerine yeni bir sezon çekiceklermiş
berbat olacaktır kesin.