bugün

hayırlı bacılar arkadaşlar...

bu ne kardeşim ya sabahları kalkıp şöyle bir sözlüğe bakayım diye her girdiğimde uyku mahmurluğuyla sözlüğe mi girdim eskort tanıtım sitesine mi girdim anlayamıyorum bi süre. karılar yine fotolarını yüklemiş, millet sabahın bir vakti uçkur peşinde aynı böyle sanki çiftleşme dönemindeki dişi köpeğin kokusunu almışçasına yorumlarda bulunuyorlar. etu'u bitmiş diye espri yapıyorlar iki senedir, ben bitmedim ama biten bir şey var; uludağ sözlük'te yazarlık bitti! aha emek vererek yazan bi ben kaldım bir de üç beş kişi beni de s.ktir etmek için ellerinden geleni yapıyor sözlüğün paralel lobisi. bugün sövüyorsunuz siz de onların oyununa gelip ama yarın öbür gün gittiğimde mumla arayacaksınız beni bir kez daha. zaten bayramdan sonra allah'ın izniyle salih'le beraber bodrum'a tatile gidip oradaki plajlarda üstsüz güneşlenen yabancı uyruklu bayanları islamiyet'e davet edeceğiz. yani bir süre boyunca sözlükte aktif olamayacağım ama arada bir allah'ın selamını vermek üzere girerim...

velhasılı geçtiğimiz günlerde sol elimle sakalımı sıvazlayıp, sağ elim mouse'ta sözlüğü takip ederken ateist olduğu yazdıklarındaki cehaletten belli olan bir sözlük yazarının cinlerin varlığını inkar edip kendince dalga geçme amacıyla sözlüğe yüklediği video'yu gördüm. böyle çırılçıplak cin çağırıyor, sonra bir anda suratına eti cin fırlatıyor birisi; hani beni cin çarptı diye espri yapıyor aklınca.

ee ben de durur muyum şuna bi cin musallat edeyim de görsün ebesinin türba.ını dedim kendi kendime. hüddamcılık yıllarımdan aklımda kaldığı kadarıyla cin arkadaşım mürteza'yı çağırmaya çalıştım, gelmedi. daha basit yolu denemek için geceleyin çırılçıplak ayna karşısına geçip yarım saat gözlerimin içine baktım, bir anda perde kalktı böyle cinler yer masasında yemek yiyordu arkada; beni görünce ters ters baktılar.

etuuu: selamün aleyküm. afiyet olsun, oruç tutmuyorsunuz herhalde.

cinler: aleyküm selam, oranın saatiyle bizimkisi bir değil. daha imsaka iki saat var.

etuuu: allah kabul etsin. ya benim bi maruzatım olacaktı müsade ederseniz.

cinler: buyur, gel otur sofraya da bişeyler ye niyetli değilsen.

etuuu: niyetliyim ben. sağ olun. bi ara uğrar bi soğan kabuğunuzu yerim ama. eline sağlık yenge pek güzel görünüyor yemekler bu arada. ya şimdi bi eleman var, sizin varlığınızı inkar edip bir de dalga geçiyor. hani size zahmet ona bikaç günlüğüne musallat olabilir misiniz?

cinler: tabii. g.tünden bile s.keriz hatta.

etuuu: valla süper olur ya. ama uyarayım ateist olduğundan k.çını yıkamıyordur muhtemelen yani mideniz kaldırırsa yapın elbette.

cinler: lan sen bizimle t.kke mi geçiyorsun puşt. rakıları görmüyor musun masadaki, sahur sofrası değil rakı sofrası kurduk. özelimize tecavüz ettin köpek ya şu anda seks yapıyor olsaydık? şimdi sana musallat olalım da gör gününü!

işte bu şekilde sırf bi ateisti darwin yarattı demeden altına sıçırcam diye başıma kafir cinleri musallat ettim arkadaşlar. salih'le ettiğimiz tüm dualara rağmen bir türlü gitmiyorlar, evi her gece dağıtıyorlar, dolaptaki zemzem şişelerimizin içine rakı doldurup orucumuzu rakıyla açmamıza sebep oluyorlar, uyurken keçeli kalemle yüzümüzü çiziyorlardı. iyice bokunu çıkarıp kate upton, pelin batu, pınar altuğ, hülya avşar'ın gençliği ve bülent ersoy kılığına bürünüp çırılçıplak önümüzde dans ettiler. bu kadarı bünyemize ağır geldi ve yeter artık deyip ak takkeli dedeye telepati yoluyla ilahi bir mesaj gönderdim istişare edelim diye...

o gece rüyamda ak takkeli dedeyle liseli aşıklar gibi her zaman buluştuğumuz çay bahçesinde buluşup iki tek zemzem attık. birbirimizi çok özlemişiz canım ya valla sakallarını okşayasım geliyor ama kaç yaşında adam ayıp olur kızar diye yapamıyorum. belki 1500 vardır ama genç gösteriyor şöyle 80 falan.

ak takkeli dede: nasılsın etucum salih napıyor?

etuuu: valla başımızda büyük bela var dedecim. başıma kafir ci..

ak takkeli dede: hişşttt. hiç bu konudan bahsetme. bak şu soldaki masadaki fötr şapkalı, sarışın mavi gözlü adamı görüyor musun?

etuuu: hee ne olmuş ona?

ak takkeli dede: lan bakma ayaklarına ters mi diye! tik midir nedir direk ayaklara bakıyorsunuz, sonra dost başa düşman ayağa bakarmış diye düşünüp sizi düşman belliyorlar.

etuuu: lan iyi ki söyledin dede ya sözlükte yazıyım da bunu millet bi daha bakmasın.

ak takkeli dede: işte o adam aslında cinni. yahudi asıllı eski bir devlet adamı, şu anda kafir cinlere yaşarken onun için yaptıklarının borcunu ödüyor. hakkında daha fazlasını söylemeye yetkim yok. şu anda casusluk yapıyor kafir cinlere, seni rüyanda dinliyorlar yani.

etuuu: kim bu acaba ya çok merak ettim. ipucu versene takkeni yiyim.

ak takkeli dede: bazı şeyler gizli kalmalıdır evlat. 2023 yılında şu ana dek yayımlanması uygun bulunmayan hatıratlar ve mektupların yayım yasağı kalkacak. o zamana dek yaşarsan tekrar buluşalım bu konuyu uzun uzadıya konuşuruz. her neyse konu dağılmasın. bak büyükçekmece sancaklar camii gözüne göründüğü an sayarak kuzey yönünde 1000 adım ilerle. sonra 300 adım batıya yürü, türbe yeşili rengindeki taşı göreceksin. taşın olduğu yeri kaz. oraya senin için kutsal bir emanet bıraktım. ama kazarken etrafta kimsenin olmadığına dikkat et. aman senden başka kimsenin eline geçmesin.

etuuu: sen merak etme dedecim salih'i yanımda götürürüm, onun fosforlu kedi gözlerinden görünmez varlıklar bile kaçmaz. çok sağ olasın, bi ara vaktin olursa pişpirik oynayalım hee. öptüm takkenden. ben uyanıyorum. bye bye.

uyanır uyanmaz hemen salih'i de uyandırdım ve cübbelerimizi giyip vakit kaybetmeden yola çıktık. kutsal emaneti bulunduğu yeri kazarken aramızda kalsın ak takkeli dedeye bi güzel sövdüm bayağı bir derine gömdüğü için. ulaşmamız bir buçuk saati aldı ama emanet de oldukça sağlam bir şeye benziyordu, üstüne de ''emir gelene kadar sakın açma!'' notu düşülmüştü pembe postitle. yerinden çıkardıktan sonra cübbemin içindeki özel bölüme koyup başımızdaki beladan bir an önce kurtulabilmek için eve gitmek üzere hadımköy otobüsüne bindik. salih'i de sakallarımın arasına sakladım tek kişilik kart basayım diye.

otobüsün boş olmasını fırsat bilip en arkadaki dörtlüye kurulduk salih'le. başı açık araba kullanan bayanlara el ve pati hareketleri çekerek dikkatlerini dağıtıp kaza yapmalarına sebep oluyorken cep telefonum çaldı. arayan imam hatip'ten sıra arkadaşım ragga ismet'ti. sesi böyle tecavüzden kıl payı kurtulmuş müjde ar gibi geliyordu ne hikmetse:

etuuu: alüüüü.

ragga ismet: etuuuu lan acil gelsene benim eve. sana fena işim düştü.

etuuu: hayırdır lan bacın evden mi kaçtı?

ragga ismet: nereden anladın bacımla ilgili olduğunu? ulan yoksa sen mi koydun bunu buraya?

etuuu: yuh bacının şeyine mi koydular? vallahi ben yapmadım miki yapmıştır.

ragga ismet: olm kafayı yicem soru sorma gel buraya acil. hadi kapıyorum.

etuuu: salih acil durum. ragga'nın kız kardeşini bacılamışlar herhalde. sen eve gidip prizlerden birini sök. içine emaneti koyup vidayla iyice sıkıştır. kapıyı da halime teyzeye bile açma. kaptaaannn bacılarda inecek var!

otobüs şoförü: gardaş avcılar'a daha yirmi dakika var. ben gelince haber veririm sana.

etuuu: yok ben bacılarda inicem. açsana kapıyı.

otobüs şoförü: ulan tüm deliler beni mi bulur? in hadi allah'ım yarabbim ya...

otobüsten iner inmez bana deli muamelesi yaptığı için şoförün kafasına hac ayakkabılarımdan birini fırlatıp kaçtım. ragga'nın eve kadar tek ayak üstünde tavşan gibi sekerek giderken birçok küçük çocuk bana katıldı böyle yirmi yirmi beş kişi dakikalarca sek sek oynadık. ragga'nın apartmana geldiğimde giriş kattaki dairenin paspasında bırakılan ayakkabıları hacılayıp üst kata çıktıktan sonra zile bastım.

ragga ismet: kim oooo?

etuuu: aç bacını ben geldimmm. giydiğim ateşten cübbbe...

ragga ismet: hiç şakanın sırası değil. geç içeri sana göstereceğim bişey var...

etuuu: olm öyle geç içeri sana göstericem falan deme kıllanıyorum bak. ne göstercen?

ragga ismet: bu sabah bacımın sütyenlerine rusya'dan sipariş ettiğim takip çiplerini yerleştirmek üzere odasına girdiğimde çarşafında kan gördüm...

etuuu: regl olmuş işte ya ne var bunda? ben de ciddi bişey sandım onca yolu geldim akoyim.

ragga ismet: az dinle. kanın hizasında tokmak vardı...

etuuu: ohahahahahhahah. mahalleliyi sahura senin bacını tokmaklayarrak uyandırmışlar. hadi geçmiş olsun kardeşim, bacını ya vuracaksın ya da saftirik elmer'ın birine yamayacaksın artık.

ragga ismet: lan s.ktirme belanı düzgün konuş yavşak. muayeneye götürdüm sağlam çıktı. vallahi benim bir suçum günahım yok, bu tokmak kimin bilmiyorum diyor. şöyle bi eline alıp incelesene, bu civardaki tüm davulcuların tokmağını görmüşündür sen.

etuuu: hmm evet davulcu tokmağı bu. az kullanılmış, meşe ağacından yapılma, made in mekke gibi görünüyor ama kimin olduğunu çözemedim. sen iyisi mi bacını bikaç günlüğüne bana ödünç ver, ben konuştururum onu...

ragga ismet: etu bak nasıl verdiysem öyle geri isterim. sakın bi p.çlik yapayım deme, bacımı gacın olarak bulmak istemiyorum... şerminnn gel buraya derhal! etu abinde kalacaksın bir süre.

şermin: merhaba etu abi.

etuuu: lan sen bu kızı nasıl yetiştirdin böyle? selamun aleyküm diyeceğine mirhibi diyor ak. her neyse, aleyküm selam şermin. sen merak etme ragga, bizde emanete hıyanet olmaz. gel kız attaya gidiyoz hadi...

ismet'in kardeşini kaçma ihtimalini göz önünde bulundurup kendime kelepçeledikten sonra evime götürdüm. kapıyı benim dışımda kimseye açmamasını tembihlediğim için acil durumlarda kullandığımız ''salih tatile çıksın'' parolasını söyleyince salih zamanında bacım için yaptırdığım özel kapının üç yüz kilidini teker teker çözdükten sonra kapıyı açtı ve kızı ayak bileğinden kalorifere zincirlememe yardım etti.

tam kamerayı yerleştirip sorgulamaya başlayacağımız sırada bir anda evin içinde bazı paranormal olaylar yaşanmaya başladı. salih istemsiz bir şekilde yıldız tilbe gibi dans etmeye, ben hz süleyman'ın krallığı filmindeki içine cin kaçan insanlar gibi korkunç bir sesle kahkaha atmaya başladım. bizi korkuyla izleyen şermin ise bir anda hz havva misali çırılçıplak kalıp avret yerini salih'in iftar için sardığı sarma yapraklarından biriyle örttü. vücut da fenaydı ya, memeler kıyamet alameti gibiydi off gözümün önünden gitmiyor allah'ım sen affet yarabbim...

hemen üstümden cübbemi çıkarıp şermin'e verdim giysin diye. kafir cinler taarruza geçmişti, emaneti henüz emir gelmediği için kullanamıyorduk; sanki onlar naçiz vücudumuza doğru hızla hareket ederken tüm dünya ağır çekime geçmişti. geriye tek bir çare kalıyordu, yıllardır çalışıp yapamadığım bir tekniği kullanacaktım. belki de onların bize ulaşmasına bir salise kala kollarımla ''x'' yapıp ''EL BEDî, EL HÂDÎ, EL MÂNi, EL VÂLÎ, EL KÂDiR, es samed, EL MÂCiD, EL VÂCiD, EL KAYYÛM, la ilahe illallah muhammeden resulullah'' diye haykırınca bir anda zaman tanımayan, mekanı hiçe sayan bir tasavvuf gücüyle salih'le beraber iki metre sola teleportlanıp saldırıyı savuşturmayı başardım.

işte o mucizevi anda emir geldi ve kutunun içinden emaneti çıkarır çıkarmaz bir anda gökyüzünde ilya'nın nuru zuhur etti... ak takkeli dedenin emaneti hz süleyman'ın (a.s) yüzüğünün bir imitasyonuydu ve belli ki cinler üzerinde etkiye sahipti. yüzüğü parmağıma takınca cinlere bana itaat etmelerini emrettim ve onlar emrime girince birine malum şahsa musallat olmasını, diğerine salih'le bana manikür pedikür yapmasını, geriye kalanlaraysa tokmağın sırrını çözmesini emrettim...

cinlere görev dağılımlarını yapıp onları yolcu ettikten sonra şermin'i suçsuz olduğu ispatlanana kadar bir dönemler mahallede huzuru bozan ateistleri kapattığımız demir parmaklıklı odaya hapsettik. salih'le huzur içinde bu sefer içinden rakı çıkacak korkusu olmadan sularımızı lıkır lıkır içip iftarı yapmamızın ardından masada karı kız muhabbeti çevirirken aklımıza bu sene feshaneye gitmediğimiz geldi. şöyle bi cepleri yoklayıp macun ve pamuk şeker alacak parayı birleştirdikten sonra sofrayı toplayıp, italyan takımları üstümüze çekip; birer osmanlı beyefendisi misali feslerimizi başımıza taktık. hapisteki şermin'in başına gardiyan olarak dikecek birilerini arayıp bulamayınca kara çarşaf niyetine siyah masa örtümüzü giydirip, koluma taktım onu da. feshane'de rastladığımız ak takkelere manita yapmışım gibi hava atıp kasılarak yürüdüm. salih'i gören dişi kedilerse mahsus patilerinden mendil falan düşürüp salih'e iş attılar...

sahi bir tokmak vardı. onun da sırrını çözdük arkadaşlar. meğerse bizim ragga her şeyi şermin'le benim aramı pişirmek için planlamış. o tokmağı da oraya bizzat kendisi koymuş. cinler kamera kaydını getirdiler az önce, tekrar tekrar izledik beraber. ben de kızıp bacısına el koydum. güzel kız ama nikahıma almicam katiyen, evden kaçtı deyip terk edilmiş bi depoya götürüp sesimi tanınmıyım diye travesti sesi yaparak fidye isticem p.çten...
lan tam okuyayım dedim, uzun uzun yazmış kerata.
(bkz: okuyanı siksinler)
davulcunun kız kardeşle seksi izdivaç yaptığının göstergesidir.
hayırlı tokmaklar arkadaşlar.
Direkt cinayet sebebidir başka bir şey düşünülemez düşünen gavat tir.
Terbiyesizliktir.

Ulan sözlüğe mi giriyoruz, porno sitesine mi belli değil. Ayıptır.
Davulcunun tokmağı dendigine gore tokmak tanıdık, davulcu da tanıdık. Abisi de ayni tokmaktan geçmiş
sizden habersiz ramazan davulcusu ihalesini almış bacıdır.

hemen fesat düşünmeyin. bayram da bahşiş toplamaya beraber çıkarsanız sizinde cebiniz para görür.
özet geçiyorum. davulcu tokmağını şaşırtmak için yatağa bırakmış, kız zurnacıya kaçmış.
Töbe töbe güldüren başlık. Kedinin yıldız Tilbe gibi dans etmesi kısmı yarmıştır.
akiciligina kaptirdim sonunu bikmadan okudum. bazi yerlerde guldurdu itiraf etmeden gecemeyecegim.
(bkz: etuuu başlıkları). Kafası bi milyon abi masalı. Bu kız kardeş dediğin bacı acaba sözlükte yazar mı? Swh.
Tanım: o tokmak senin göz(!)üne girsin tepkisi verilecek olaydır.
(bkz: durumumuz vardı biz itlik yapıp okumadık kardeş)
(bkz: işsizlik)
(bkz: liseli vardı ah o liseli)
(bkz: durumumuz vardı okumadık)
(bkz: bu kadar enerjiyi insan nasıl buluyor)
milyonların abisi iseniz olması muhtemel durumdur şaşırmamak lazımdır.
--spoiler--
o gece rüyamda ak takkeli dedeyle liseli aşıklar gibi her zaman buluştuğumuz çay bahçesinde buluşup iki tek zemzem attık.
--spoiler--

bir türlü gelmek bilmeyen iftar vaktine kadar uzunluğu ve sarıcılığıyla vakit geçirten etuuu imzalı makara hikaye. iyi geldi be. baş ağrımı unuttum.
davulcunun evinizden bahşişi başka türlü topladıgını gösterir.
Eksini vermek üzereydim ki yazının uzunluğunu görüp hayretler ettim. (bkz: Emeğe saygı)
(bkz: respekt)

Tanım: üzücü durum
Ne tokmakmış arkadaş.

(bkz: konu uzun)
kaçarken mi unutmuş yoksa kzıkardeşte tokmak fantezisi mi varmış.

etuuu bayramda gel bira zirvesi yapak.
gizli davulcudur.
ulan ramazanda geçti ne ayaksın dedirtir.
Eski başlıklarını uplayan eziiiik.

Başta ben de güldüm falan da artık guldurmuyon etuuu bas git.