bugün
- türkiyenin en çirkin şehirleri16
- arkadaşlar iş var mı10
- 17 şubat 2025 çaykur rizespor galatasaray maçı9
- menuet'e burs veriyoruz kampanyası10
- evleniceğin kadını kaybetmek16
- menuet'in beni favlaması13
- aykolik'e burs veriyoruz kampanyası14
- hayattaki amacınız ne27
- recep tayyip erdoğan11
- işten gelip hanımın sıcacık göğsünde uyumak18
- depremden korkan erkek8
- chp'nin cumhurbaşkanı adayına mecbur değiliz14
- 17 şubat 2025 ankara depremi15
- cumhurbaşkanına hakaret suçu12
- selçuk bayraktar8
- gözleri kapatıp sadece kadın vücudu düşünmek10
- 16 şubat 2025 fenerbahçe kasımpaşa maçı16
- 17 şubat 2025 galatasaray'a verilen penaltı12
- sözlükte tek kalsanız yazmaya devam eder misiniz8
- bugün benim dogum günüm12
- evli erkeğin gözünün dışarıya kayma sebebi21
- mervelere diye mertlere giden sözlük erkeği9
- rte'nin hala yüzde 45 oy alabilmesi20
- uludağ sözlük 2025 hataları18
- bazı erkeklerin gerizekalı olması18
- gıdı liposuction11
- ekşi sözlüğün yazar alımına kapalı olması16
- bugün lahmacun yiyecek olmam19
- nervio'nun önceki hali vs sonraki hali9
- hatundan istemek10
- kayıplara karışanlar listesi15
- mevcuttaki sözlük kızı sayısı33
- sözlüğe görsel ekleyememek8
- instagram kullanmayanlar mağarada yaşasın18
- sözlüğün en ünlü yazarının ses tonu9
- para için birlikte olan kadın11
- kahtalı mıçı10
- galatasaray'ın üzerindeki kara bulutlar13
- instagram da stalklayan görülüyor mu9
- normal sözlüğe akın eden uludağ yazarları10


entry'ler (967)
islam dininin savaşmamayi emretmesine rağmen müslümanlar savaşıyorlarsa o müslümanların suçudur dinin değil. Bu yüzden savaşan, savaş yanlısı müslümanlara sorulması gereken soru.
Bilgili bir müslümanin inanmayacaği şeydir. Kuranın indirilişinden 400 yıl sonra ortaya çikan mezhepler islam dinini bölmüştür. Halbuki din sadece ve sadece Kuran'dan ve sünnetlerden öğrenilir.
Ülkenin en büyük problemi. islam'a inanan inandiği dini tanımıyor, ateisti okumadan bok atıyor, ırkçısı bir şey bilmeden ırkçı oluyor, komunistinin desteklediği şeyin ne olduğunun farkında değil.
Özetle okuyun, eğitimlenin, kültürlenin amina koduklarim bari tartışmamizin da bir seviyesi olsun.
Özetle okuyun, eğitimlenin, kültürlenin amina koduklarim bari tartışmamizin da bir seviyesi olsun.
Malum bayram ziyaretlerinde bazilariyla siyasi tartışmaların içine girdiğim ve haklarında birkaç tespit yaptiğim kitle. (bkz: akp li akraba)
Cahildirler.
Sizin ona karşi öne sunduğunuz yargıları direk reddederler. Siz onlara istediginiz kanıtı öne sürün aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp ortaya koyarlar. inandıkları dini bile bilmezler, islam dininde hırsızlığın yasaklanmasına karşın "Ama herkes çalıyor yha hiç değilse türbanı serbest bıraktı." Gibi saçma yanıtlar verirler. Ülkenin gündeminden sadece ak parti medyasının istediği düzeyde haberdar olurlar.
ikiyüzlüdürler.
Ak parti yapınca farklı, başkası yapınca farklı olur. Basın ve medya özgürlüğünün katledilmesine ülkenin huzuru için derler ama Atatürk'ün ülkenin huzuru için şeriatçı isyancıları astırması onlara göre Atatürk'ün diktatör olduğunu gösterir.
Hoşgörüsüzdürler.
Oruç tuttukları için kendilerine saygi beklerler ama oruç tutmayanı dövme,linç etme hakları vardır.
Ayrıştırıcılardır.
Alevi,sünni,şii,türk,kürt,laz,arap diye insanları ayırırlar ve bu gruplar hakkında her zaman kesin bir yargiya sahip olurlar, insanı insan olarak değil üstündeki etiketlerle düşünürler.
Haindirler.
Atatürk'ün yaptiği iyileklere ona ayyaş, destekçilerine ve onun yolundan yürüyenlere ataputçu derler.
Kısaca tartışmaya girmemeniz mümkünse bağlarınızı koparmanız gereken tehlikeli bir kitledir. Benim gözümde ülkenin bu durumlara düşmesindeki bir numaralı suçludurlar, vatan hainidirler. Elimde olsa çoğunluğunu astırırdım.
Atatürk'ü sevmeyenin ve saygı göstermeyenin bu ülkede yeri yoktur. Güç şu an bu pisliklerin elinde olsa da illa ki güçlerini ve iktidarlarini kaybedecekler ve biz o zaman sike sike Atatürk'ün gösterdiği ilke ve hedeflerde yürüyerek bu ülkeyi kalkındaracağız bu da böyle biline.
Cahildirler.
Sizin ona karşi öne sunduğunuz yargıları direk reddederler. Siz onlara istediginiz kanıtı öne sürün aynı şeyleri ısıtıp ısıtıp ortaya koyarlar. inandıkları dini bile bilmezler, islam dininde hırsızlığın yasaklanmasına karşın "Ama herkes çalıyor yha hiç değilse türbanı serbest bıraktı." Gibi saçma yanıtlar verirler. Ülkenin gündeminden sadece ak parti medyasının istediği düzeyde haberdar olurlar.
ikiyüzlüdürler.
Ak parti yapınca farklı, başkası yapınca farklı olur. Basın ve medya özgürlüğünün katledilmesine ülkenin huzuru için derler ama Atatürk'ün ülkenin huzuru için şeriatçı isyancıları astırması onlara göre Atatürk'ün diktatör olduğunu gösterir.
Hoşgörüsüzdürler.
Oruç tuttukları için kendilerine saygi beklerler ama oruç tutmayanı dövme,linç etme hakları vardır.
Ayrıştırıcılardır.
Alevi,sünni,şii,türk,kürt,laz,arap diye insanları ayırırlar ve bu gruplar hakkında her zaman kesin bir yargiya sahip olurlar, insanı insan olarak değil üstündeki etiketlerle düşünürler.
Haindirler.
Atatürk'ün yaptiği iyileklere ona ayyaş, destekçilerine ve onun yolundan yürüyenlere ataputçu derler.
Kısaca tartışmaya girmemeniz mümkünse bağlarınızı koparmanız gereken tehlikeli bir kitledir. Benim gözümde ülkenin bu durumlara düşmesindeki bir numaralı suçludurlar, vatan hainidirler. Elimde olsa çoğunluğunu astırırdım.
Atatürk'ü sevmeyenin ve saygı göstermeyenin bu ülkede yeri yoktur. Güç şu an bu pisliklerin elinde olsa da illa ki güçlerini ve iktidarlarini kaybedecekler ve biz o zaman sike sike Atatürk'ün gösterdiği ilke ve hedeflerde yürüyerek bu ülkeyi kalkındaracağız bu da böyle biline.
Değilsin o yüzden siktir git.
Gereksiz, iğrenç bir film.
Dj ismi gibi ismi olan top tepici.
Nur Suresi 31.Ayete baktigimiz zaman;
Kadını kendi zihniyetine göre yaşatmak isteyen zihniyetin çarpıttığı ayetlerin başında bu ayet gelir. Bu ayetteki “hımar” kelimesi geniş manalı bir kelime olup örtü manasına gelir. Eski Arap yazılarına bakılırsa hımarın yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebileceğini görürüz. Hımar, başı örterse başörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. Allah eğer “hımar” kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi “hımarürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söyenirken, baş kelimesi Arapça karşılığı ‘res’ ile vurgulanır.
Üstelik ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu geçer. Yani hımarın başı kapatması değil, ayette açıkça yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka açığı manasına gelen ‘cuub’ kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem Hz. Musa’nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçer.) “Hımar” kelimesi sırf başörtüsü manasına gelse bile bu ayetten başı örtmek değil, yine yaka dekoltesini kapatmak anlaşılacaktı. Üstelik başörtüsünü Kuran’a maletmek isteyen zihniyet, açık bir saptırma yaparak “felyedribne” fiilini “salsınlar” diye tercüme etmeye kalkmıştır. Böylece ayeti okuyan “başörtüsünü yaka açıklarına salsınlar” şeklinde okuyacaktır. Oysa hiçbir şekilde “darabe” kökünden türeyen “felyedribne” fiili “salsınlar” manasına gelmez. Bu fiille örtünün yaka açığına konulması yani kapatılması anlatılır. Kuran’da salsınlar, indirsinler manasında “felyüdnine” kelimesi kullanılır. Allah böyle bir ifade kullanmak isteseydi “felyedribne” fiili yerine “felyüdnine” fiilini kullanabilirdi.
Tesettürün sınırı budur digerleri uydurmadir.
Kadını kendi zihniyetine göre yaşatmak isteyen zihniyetin çarpıttığı ayetlerin başında bu ayet gelir. Bu ayetteki “hımar” kelimesi geniş manalı bir kelime olup örtü manasına gelir. Eski Arap yazılarına bakılırsa hımarın yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebileceğini görürüz. Hımar, başı örterse başörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. Allah eğer “hımar” kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi “hımarürres” gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece “res” kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan “hımar” ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı. Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette başın sıvazlanması söyenirken, baş kelimesi Arapça karşılığı ‘res’ ile vurgulanır.
Üstelik ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğu geçer. Yani hımarın başı kapatması değil, ayette açıkça yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka açığı manasına gelen ‘cuub’ kelimesi hem bu ayette kapanılacak bölgeyi belirtmek için, hem Hz. Musa’nın yaka açığına elini soktuğunu belirten ayetlerde geçer.) “Hımar” kelimesi sırf başörtüsü manasına gelse bile bu ayetten başı örtmek değil, yine yaka dekoltesini kapatmak anlaşılacaktı. Üstelik başörtüsünü Kuran’a maletmek isteyen zihniyet, açık bir saptırma yaparak “felyedribne” fiilini “salsınlar” diye tercüme etmeye kalkmıştır. Böylece ayeti okuyan “başörtüsünü yaka açıklarına salsınlar” şeklinde okuyacaktır. Oysa hiçbir şekilde “darabe” kökünden türeyen “felyedribne” fiili “salsınlar” manasına gelmez. Bu fiille örtünün yaka açığına konulması yani kapatılması anlatılır. Kuran’da salsınlar, indirsinler manasında “felyüdnine” kelimesi kullanılır. Allah böyle bir ifade kullanmak isteseydi “felyedribne” fiili yerine “felyüdnine” fiilini kullanabilirdi.
Tesettürün sınırı budur digerleri uydurmadir.
Zamanında galatasarayda kısıtlı kadro ve 2.lig topçularıyla muazzam iş çıkarmış hoca ama gelmez.
çok eşlilik kuranda var. (bizzat hz muhammed çok eşliydi)
Kuranin gonderildigi zaman her erkegin 10-15 karısı ve cariyeleri vardı. Ancak bu durum toplumsal yaşamda sikinti yaratiyor hem erkekler hem kadinlar şikayet ediyordu. Burda erkeklerin eşlerini önce dörde üçe indirmeleri ancak en hayirli olanin tek eşlilik oldugu belirtilmiştir zaten. O günün sartlarina gore dusunuldugunde kademe kademe duşurulmesinin daha mantikli oldugu anlaşilacaktir.
kızların küçük yaşta evlendirilmesi islamda var. (örnek vermeye gerek yok herhalde)
O donemlerde kizlar yaşlarini regl olduktan itibaren sayiyorlardi. Yani Hz.Muhammed hz.aişe ile evlendiginde 6-9 yaşlarinda deniyordu ancak orda kastedilen regl olduktan sonraki 6.yil ki hz.aişe en aşagi 17-18 yaşlarinda oluyor. Hz aişenin önceden bir nişan attigini da soyleyelim. Bir başka kanit:
Hz. Ayşe ve ablası Esma, ikisi, Hz. Ebu Bekir’in kızlarıdır. Esma, yüz yaşında, yetmişüçüncü hicri yılda ölmüştür. Yani, Medine’ye geldiklerinde, 100-23=27 yaşındadır. Ayşe, Esma’dan on yaş küçüktür, yani 17 yaşındadır, en az 17 yaşinda.
kadınların kapanması burke mevzuları falan hepsi islamda mevcut.
Kadının örtünmesi ile ilgili diyebileceğimiz sure Nur 31'de sadece örtünme vardır ki bu genellikle tefsirlerde baş örtüsü olarak yorumlanmıştır.
oysa kuranda Allah "Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" der.
Buradaki örtünme, ne baştan asağı,nede aşağıdan yukarıya doğru olarak belirtilmemiştir.
Bu ayetten anladığımız; kadınların göğüs kısımlarının kapatılmasıyla ilgilidir.
Buradaki yanlış yorumlamayı aslında Kuran'ı kerimi okuyarakta görebiliriz.
Kuranda "Hımar" sözcüğü örtü anlamına gelir,bu sözcük kendi başına somut bir şeyin örtüsü anlamına gelmez. Masa örtüsü,yer örtüsü gibi belli bir yerin örtülmesiyle ilgili olsaydı Allah bu ayette baş örtüsü olarak belirtmiş olurdu. Allah Kuran'da abdest ile ilgili nerelerin yıkanması gerektiği ile ilgili verdiği ayetlerde başın yıkanmasını baş sözcüğünü kullanarak vermişti.
Nur suresinde baş örtme diye kesin bir vurgu yapmamış ama göğüs kısmının örtülmesini kesin bir dille belirtmiş.
Kuran'da Allah kadının başı açık ve saçlarının görünmesi ile ilgili bir günah,yasak,cinselliği çağrıştırıcı veya kirlenmişlik konuları ile ilgili hiç bir vurgu yapmamıştır.
karılarınızı dövün diye bir ayet bile var.
Kuran diyor ki: (Nisa;34) Şiddetli geçimsizlik yaşadığınız eşinizle, önce oturun konuşun, konuşun! Sonra, ev içinde odaları ayırın, bir müddet ayrı durun, yatak ayırma bu demektir. Sonra, ev içinde de beraber yaşayamaz hale gelmişseniz, bir müddet ayrı yaşayın, evleri ayırın. Sonra (eğer bunlardan şiddetli geçimsizliğinize çözüm üretememişseniz), her iki tarafında kabul ettiği, sözünü dinleyeceği hakemler, arayı bulacak kişiler çağırın. Beşinci aşama da, halen çözüm yolu bulamamışsanız boşanın: talak. Üçüncüdeki ön boşanma, beşindeki de ebedi boşanmadır. Kuran’daki “darabe” kelimesi, vurun, darp edin diye çevriliyor, hâlbuki bu kelimenin onyedi tane anlamı var ve bu anlamların bir tanesi de Kuran’ın kendi içinde, bir yerden, geçici bir süre ayrılık anlamında kullanılıyor. Mesela eğer memleketinizden geçici bir süre, bir yere ayrılırsanız, sefere çıkarsanız derken (Nisa; 101) “darabe” kökünü kullanıyor. Kuran demek ki bu kelimeyi, bir müddet, geçici ayrılık anlamında kullanıyor. Peygamber, hiçbir kadına, tekbir fiske vurmamıştır. Kadınlar, gelmişler, Peygamberin evinin etrafında toplanmışlar, kocalarımız bizi dövüyor, eve gitmeyeceğiz demişler, protesto yapmışlar, o gece mescitte yatmışlar. Sabah olunca da Peygamber bütün erkekleri çağırmış, karılarınızı niye dövüyorsunuz diye onlara, tabiri caizse, fırça atmış ve bu ümmetin hayırlıları, karılarını dövenler değildir demiş.
Kuranin gonderildigi zaman her erkegin 10-15 karısı ve cariyeleri vardı. Ancak bu durum toplumsal yaşamda sikinti yaratiyor hem erkekler hem kadinlar şikayet ediyordu. Burda erkeklerin eşlerini önce dörde üçe indirmeleri ancak en hayirli olanin tek eşlilik oldugu belirtilmiştir zaten. O günün sartlarina gore dusunuldugunde kademe kademe duşurulmesinin daha mantikli oldugu anlaşilacaktir.
kızların küçük yaşta evlendirilmesi islamda var. (örnek vermeye gerek yok herhalde)
O donemlerde kizlar yaşlarini regl olduktan itibaren sayiyorlardi. Yani Hz.Muhammed hz.aişe ile evlendiginde 6-9 yaşlarinda deniyordu ancak orda kastedilen regl olduktan sonraki 6.yil ki hz.aişe en aşagi 17-18 yaşlarinda oluyor. Hz aişenin önceden bir nişan attigini da soyleyelim. Bir başka kanit:
Hz. Ayşe ve ablası Esma, ikisi, Hz. Ebu Bekir’in kızlarıdır. Esma, yüz yaşında, yetmişüçüncü hicri yılda ölmüştür. Yani, Medine’ye geldiklerinde, 100-23=27 yaşındadır. Ayşe, Esma’dan on yaş küçüktür, yani 17 yaşındadır, en az 17 yaşinda.
kadınların kapanması burke mevzuları falan hepsi islamda mevcut.
Kadının örtünmesi ile ilgili diyebileceğimiz sure Nur 31'de sadece örtünme vardır ki bu genellikle tefsirlerde baş örtüsü olarak yorumlanmıştır.
oysa kuranda Allah "Örtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar" der.
Buradaki örtünme, ne baştan asağı,nede aşağıdan yukarıya doğru olarak belirtilmemiştir.
Bu ayetten anladığımız; kadınların göğüs kısımlarının kapatılmasıyla ilgilidir.
Buradaki yanlış yorumlamayı aslında Kuran'ı kerimi okuyarakta görebiliriz.
Kuranda "Hımar" sözcüğü örtü anlamına gelir,bu sözcük kendi başına somut bir şeyin örtüsü anlamına gelmez. Masa örtüsü,yer örtüsü gibi belli bir yerin örtülmesiyle ilgili olsaydı Allah bu ayette baş örtüsü olarak belirtmiş olurdu. Allah Kuran'da abdest ile ilgili nerelerin yıkanması gerektiği ile ilgili verdiği ayetlerde başın yıkanmasını baş sözcüğünü kullanarak vermişti.
Nur suresinde baş örtme diye kesin bir vurgu yapmamış ama göğüs kısmının örtülmesini kesin bir dille belirtmiş.
Kuran'da Allah kadının başı açık ve saçlarının görünmesi ile ilgili bir günah,yasak,cinselliği çağrıştırıcı veya kirlenmişlik konuları ile ilgili hiç bir vurgu yapmamıştır.
karılarınızı dövün diye bir ayet bile var.
Kuran diyor ki: (Nisa;34) Şiddetli geçimsizlik yaşadığınız eşinizle, önce oturun konuşun, konuşun! Sonra, ev içinde odaları ayırın, bir müddet ayrı durun, yatak ayırma bu demektir. Sonra, ev içinde de beraber yaşayamaz hale gelmişseniz, bir müddet ayrı yaşayın, evleri ayırın. Sonra (eğer bunlardan şiddetli geçimsizliğinize çözüm üretememişseniz), her iki tarafında kabul ettiği, sözünü dinleyeceği hakemler, arayı bulacak kişiler çağırın. Beşinci aşama da, halen çözüm yolu bulamamışsanız boşanın: talak. Üçüncüdeki ön boşanma, beşindeki de ebedi boşanmadır. Kuran’daki “darabe” kelimesi, vurun, darp edin diye çevriliyor, hâlbuki bu kelimenin onyedi tane anlamı var ve bu anlamların bir tanesi de Kuran’ın kendi içinde, bir yerden, geçici bir süre ayrılık anlamında kullanılıyor. Mesela eğer memleketinizden geçici bir süre, bir yere ayrılırsanız, sefere çıkarsanız derken (Nisa; 101) “darabe” kökünü kullanıyor. Kuran demek ki bu kelimeyi, bir müddet, geçici ayrılık anlamında kullanıyor. Peygamber, hiçbir kadına, tekbir fiske vurmamıştır. Kadınlar, gelmişler, Peygamberin evinin etrafında toplanmışlar, kocalarımız bizi dövüyor, eve gitmeyeceğiz demişler, protesto yapmışlar, o gece mescitte yatmışlar. Sabah olunca da Peygamber bütün erkekleri çağırmış, karılarınızı niye dövüyorsunuz diye onlara, tabiri caizse, fırça atmış ve bu ümmetin hayırlıları, karılarını dövenler değildir demiş.
Üzerinde dönen tartişmaları gereksizdir. Bir şeyin tam olarak kanitlanabilir olmasi için gözlemlenebilir olmasi gerekir ki bu imkansizdir. Gercekten mantigina yatan varsa inanir yatmayan varsa inanmaz ki benim şahsi görüşüm bu kadar fazla tesadüfe dayanan bir teorinin dogru olamayacagi şeklindedir.
Kimse islamiyetin şu anki arap ülkelerinde doğru bir şekilde yaşandigini söylemedi. islamiyetin tek ana kaynagi kurandır. Eger senin bahsettigin ülkelerde kuranin koydugu kurallar uygulanmiyorsa sen ona islamiyetin yaşandigi ulke diyemezsin bilmem anlatabildim mi?
Çok fazla konuyu dagitmak istemiyorum ama Islamiyetin uygulanişi Hz.Muhammedin ölümunden sonra zarar görmüştür ve günümüzde bu şeklini almiştir. Eger sen birine şu işi yap diyor ancak o kişi anlamiyorsa orda yapilacak işle alakali bir sikinti yok uygulamada problem vardir.
Çok fazla konuyu dagitmak istemiyorum ama Islamiyetin uygulanişi Hz.Muhammedin ölümunden sonra zarar görmüştür ve günümüzde bu şeklini almiştir. Eger sen birine şu işi yap diyor ancak o kişi anlamiyorsa orda yapilacak işle alakali bir sikinti yok uygulamada problem vardir.
Birisine kucuk bir iyilik yaptiktan sonra karsiligini almak için her turlu seyi yapanlarin sikayet ettigi olay. Allahin verdigi nimetlere kiyasla ne kadar az şey istedigini ancak akil sahibi bünyeler anlar.
Türkiyenin gerçekten muazzam bir denge politikası izledigi savaş. Şu an ki yonetim olsa eyyyy rusya diyerek savaşa girerler sonunda da ebemizin amini tersten gorurduk.
Uzun bir aradan sonra gene sardigim oyundur. Şu an için işler kötü gitmekte ancak buna ragmen internetteki hazir stratejileri denemek istemiyorum cunku oyunun zevkinin boyle ciktigini dusunmekteyim.
Yoksayilamayacak bir problemdir. Sorunun ana kaynaginda buyuk devletlerin kişkirtmalariyla ve destegi ile gaza gelen cahil halk yatmaktadir.
Kadinlarin ikinci planda olmamasi konusunu anlamayanlar icin linki tekrar vereyim demek ki bazilarinin gozune sokmak gerek.
http://www.ihsaneliacik.c...sa-kitap-fuari-konusmasi/
http://www.ihsaneliacik.c...sa-kitap-fuari-konusmasi/
Inananlarini okudugu kitabi anlamamakla suçlayanların oldugu dindir. Ben yarı arap yarı türküm ve arapçam az çok vardır buna ragmen sadece kendi anladigimla yetinmemiş gercekten çok kapsamlı araştirmalar yapmişimdir ve attigim kaynaklarda o arastirmalarima aittir.
Ayrica islamiyete inanan bazi insanlarin aptal ve ya cahil olmasi islamiyetin degil o kişilerin sorunudur. Ülkemizde gerçekten araştirmadan inanan insan sayisi o kadar yüksek ki islamiyete inanmayan birisi o kişilerle tartişmaya falan girse kesinlikle hakli çikar. Ancak ben donanimli bir müslüman oldugumu dusunuyorum ve gercekten mantikli, iyi niyet sahibi olup da aklinda supheler bulunan kisilere yardim etmeye hazirim.
Ayrica islamiyete inanan bazi insanlarin aptal ve ya cahil olmasi islamiyetin degil o kişilerin sorunudur. Ülkemizde gerçekten araştirmadan inanan insan sayisi o kadar yüksek ki islamiyete inanmayan birisi o kişilerle tartişmaya falan girse kesinlikle hakli çikar. Ancak ben donanimli bir müslüman oldugumu dusunuyorum ve gercekten mantikli, iyi niyet sahibi olup da aklinda supheler bulunan kisilere yardim etmeye hazirim.
Hepsini şöyle karşıma alıp yüz yüze sorularına cevap bulmak istediğim ateistlerdir. Önlerine kaynak sunmama ve açiklamama rağmen hala lafları bir yerlerinden anlamaktadırlar.
Geri kafalılıkta ısrar edenlerin asla anlamayacagi dindir. Araplar dini yanliş anlamadi zaten ben onu savunmuyorum. islamiyeti gerçekten araştıran insanlar bilir ki islamiyet servet ve güç sahiplerinin işine gelmez. Tarih boyunca bu böyle olmuştur ve böyle olmaya devam edecektir.