bugün

hayattaki en büyük illetlerden birisidir alkol ve uyuşturucu gibi bir kaç defa oynadıktan sonra eğer kazanmışsanız kumardan kazanmanın tadını aldıktan sonra bırakması asla kolay olmaz kaybettikçe daha da çok oynamak istersiniz her kaybettiğiniz para sizi tüm kaybettiğiniz paraları geri kazanmaya daha çok teşvik eter battıkça batarsınız uzak durulası bir illet.
amcamda olan bağımlılıktır. adam her gün bahis oynuyor. şaşırmamak elde değil.
(bkz: serdar ortaç).
(bkz: mehmet ali erbil).
muhafazakar insanlarda da görülebilen lanet bir bağımlılıktır. uyuşturucu bağımlılığından bile kötü diyebilirim.

(bkz: necip fazıl kısakürek)

(bkz: ibrahim sadri)
milli piyango, sayısal loto ve benzeri oyunları her hafta oynamak da bir nevi kumar bağımlılığıdır.
yüksek oranda erkeklere has bir bağımlılıktır.
avlanmanın muadili diye düşünüyorum.
düşünmeye de bilirim.
var mısın?
kanser gibidir. tek farkı kanser vücuda, kumar hayata yayılır.
bağımlılık aşamasının bir basamak altı, "abi ben 50 kaattan fazla oynamam prensibim budur" muhabbetleri yapan tiplerdirki gerekirse döverek oynamayı bırakmaları sağlanmalıdır.
kumar tüm kötülüklerin anasıdır, fakat cennet anaların ayaklarının altındadır yada böyle bişey.
içinde bulunduğumdur. anlatamayacağınız kadar büyük sıkıntılarınız olur.
çoğunlukla dopamin hormonun aşırı salgılanması sebebiyle ortaya çıkan bağımlılık..
psikolojimi mahveden bağımlılık.resmen sinir hastası oldum ne alkol ne sigara ne de uyuşturucu tüketen biri olarak bu orospu evladının bağımlısıyım.yememden içmemden bile kesiyorum oynamak için .borç ödemekten canım çıkıyor ama bırakamıyorum.kuponum yattığında bütün dünya yıkılmış gibi geliyor başka hiçbir şey umrumda olmuyor o sinirle öfkeyle insanları kırıyorum üzüyorum boş yere.sakın bulaşmayın sakın.
4 senedir hayatımı mahveden bağımlılık. keşke alkolik falan olaydım da şuna bulaşmasaydım
4 senedir kıbrısta yaşamama rağmen bir kere bile casinoya girmeyerek henüz başlamadan atlattığım bağımlılıktır. çünkü ben biliyorum kendimi kumar işine kaptırırım. hele birde burdaki casinoları görmelisiniz of diyorum. ihtişam hat safada.

gerçi bi kere girmişliğim var nasıl oldu anlatayım. kız arkadaşımın arkadaşının sevgilisini* evinden aldım hep beraber yemeğe gidicez. çocuk arabadayken bi anda abi ben şansımı şu an çok yüksek hissediyorum şurdaki casinoya geç de 2 el rulet çevireyim dedi. dedim başkan ben girmem kumarhaneye. ya dedi işte 10 dk sürmez falan. neyse şimdi çocuk ısrarla "şansımı hissediyom", "şansım geldi" diyince yok diyemedim. yürü dedim gidek madem. neyse çektim ben casinonun önüne arabayı hadi dedim bi koşu kazan da gel paraları yemekleri sen ısmarlarsın. tabi içimden diyorum kaptıracak boku bokuna şimdi bi ton para. gel sende görmüş olursun dedi. iyi dedim hadi girek. çocuk oturdu rulet masasına tabi oturur oturmaz bize viski ikramları çerezler meyve tabakları ikramları falan. ben gerginim tabi etrafı izliyorum hiç bakmıyorum ne kazandı ne kaybetti diye. ilk girişte 50 liralık bet açtığını biliyorum ama. neyse 10 dk geçti hadi hadi dedim kalk kızlar bekliyo gidek. tamam dedi çağırdı garsonu* parasını istemek için. o anda arkadaşın önündeki ekrana gözüm takıldı. 550 tl kazanmış piç. dedim yürü amınkoduğumun ballısı yemekler senden. yemekleri bedavaya getirdik. ama bütün yol boyunca beynimizi sikti "dedim sana, dedim sana kazanacam diye".

buda böyle bi anımdır.
KIBRISA RULETE BEKLERIZ.
(bkz: dehb)
(bkz: deb)
Dikkatini -normal zamanlarda- odaklamada sıkıntı çeken dehb/deb'li bireyler kumar oynarken -yoğun uyaranlar altında oldukları için- dikkatini odaklama konusunda sıkıntı çekmezler ve kendilerini kumar oynarken çok özgür ya da rahat hissederler.
Evet ben bir kumar bağımlısıyım. Hastalığın tedavisi önce onu kabul etmekle başlarmış. 6 sene önce falan kabul ettim ben bu durumu. Ama tedavi olamıyorum. bunun tedavisi nedir arkadaş? çok zor durumdayım, bitik durumdayım.

her ay bu öğrenci halimle 400 500 lira yatırıyorum bu illete.saniyeler içinde binler kazanıp binler kaybediyorum. günlüğü 40 liradan 12 saat köpek gibi çalışıp, aynı gün içinde milyarlarla oynuyorum. kaybediyorum, kaybediyorum, kaybediyorum.

anahtar kelime de bu galiba. kaybetmek. insan bir yerden sonra şunu anlıyor. ben kumarı kazanmak için oynamıyorum. kaybetmek için oynuyorum. evet kaybetmek. asıl bağımlılık yapan şey bu. kazandıkça oynamaya devam etmek isteği bu yüzden. kaybetmek sürekli kaybetmek. bu dibe batmışlığın verdiği his için oynuyorum. kaybettikçe oynuyorum. kazandıkça yine oynuyorum. çünkü ben aslında kaybetmek istiyorum. bu bir kısır döngü ve içine hapsoldum. kurtulamıyorum. çok fazla sıkıntı çektim. çok fazla sıkıntı çektirdim etrafımdakilere. ama bundan vazgeçemiyorum. geceleri uyuyamıyorum. ruhen bitik bir haldeyim. borçlarım var, sosyal çevremden soyutlanıyorum git gide. sürekli kendimi oyalamaya çalışıyorum. aklımı başka yerlere vermeye çalışıyorum. belki bir kaç hafta bu şekilde oyalanıyorum. ama sonrası yine karanlık. sigara, alkol ve kumar.

irade yetmezliğinden öleceğim. Ve yardım isteyeceğim kimse yok.

velhasıl kelam,daha önce hiç bulaşmamış olanlaradır sözüm. Yapmayın, etmeyin. Bile isteye kendinizi karanlıklara itelemeyin.

Hadi eyvallah.
oynanan oyun matematiksel şekilde tüm ayrıntılarıyla öğrenildiğinde bağımlılığın derecesi azalabilir hatta bağımlılık yok edilir. bahisi ele aldığımızda, iki kişi yazı tura atarsa ikisinden de kim kazanırsa bir koyup iki alır, yani oran bire ikidir. bahis şirketleriyse iki ihtimali olan bir oyunda (birbirine yakın ihtimali olan bir maçı ele alalım) mesela alt ve üst oyununda alta da üste de 1.85 oran veriyor yani her maç oyununuzda yüzde onbeş onlar kazanç sağlıyor. kumar oynamak, bahis yapmak da böyledir, sanki sen biriyle yazı tura oynamak için birine komisyon veriyorsun hem de her maçta yüzde onbeş. devamlı olarak oyuncuların bahis yaptığını düşünürsek de (kazansan da kazandığını yatıracaksın) yatırılan tüm paranın yüzde doksanı bahis yaptıran şirkete gider, yüzde onu da oyuncuya dağıtılır. ayrıca maç oranlarını oyuncular belirler, bahis şirketi değil. olayın görünen yüzünün bir kısmı bu şekildedir.
görsel
abimde olan hastalıktır. iş işten geçtiğinde farkına vardık. etrafındaki herkese borçlanmış , yalan söylemeyi alışkanlık edinmiş ve bu iştende bıkmıyordu. ilk başta 200 bin tl kadar borca girmişti. bunu temizledik ve bir daha yapmama sözü aldık. ama eline geçen ilk para ile yeniden yaptı. tekrar 70 bin tl borç edindi. etrafındaki herkes kendisi için çabalıyor ama o onun için çabalayanları düşmanı olarak görüyor. bütün ailemizi yerle bir etti. bunu bu illetten nasıl kurtarabiliriz ?
Kişinin salak olduğunu gösterir.
Dönüşü var, kafanızda bitirin , borçlarınızı da saklamayın, ve borcunuzu olduğu gibi kabul edin. Sineye çekin. Başka yolu yok.
dürtü bozukluğudur.

mutlaka psikiyatriste başvurun.
hayat kurutur.
Çok zevklidir. Ama yüksek ihtimal kaybedilir.