bugün

(bkz: bursa nutku)
dogrusu komunizm goruldugu yerde basi ezilmelidir dir
komunizm her yerde ezilmelidir

Mehmet Perinçek, kitabında Mustafa Kemal'in 4 Ocak 1922 tarihli görüşmede Lenin'e verilmek üzere Frunze'ye verdiği mektubun nasıl tahrif edildiğini de gösteriyor. iki devrimci iktidarın ilişkilerinin gizlenmeye çalışılması bizde eski bir gelenektir. Bu geleneğe göre Mustafa Kemal'in devrimci yönünü gizlemek için onun Sovyet Rusya ile kurduğu iyi ilişkileri gizlemek şarttır. Bir dönem iş sahte el yazılarıylaAtatürk'e "Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir" dedirtmeye kadar varmıştı.

12 Mart döneminin savcılarıise meseleye bir başka açıdan yaklaşarak Atatürk'ün ünlü Bursa Nutku için "Bunu yazsa yazsa Lenin ya da Stalin yazar" demişlerdi. Bugün onların isimlerini hiç kimse hatırlamıyor. Ama rus Aralov 'un sevimli silueti istanbul'un göbeğinde Mustafa Kemal'in yanı başında hâlâ dimdik ayakta. Yolunuz düşerse bir kere daha bakın.

"Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir" lâfının Atatürk'e maledilmeside bu uygulamaların başka bir örneğidir... Çetin Altan, bu sözün Atatürk'e ait olmadığını, el yazısının taklit olduğunu, yurtdışındaki laboratuvarlarda inceleterek ispatlamıştı..

Olumlu olumsuz bir çok söz, nutuk, Atatürk'e atfedilerek, kafalar karıştırılır veya kişiler, siyasetçiler tarafından işine geldiği gibi kullanılır. Gerçeği ayıklamak her zaman kolay olmaz.

Tarih, biraz da, 'gerçeği bulma, yalanı ayıklama' bilimi değil midir?
amerika icabına bakmıştır zaten uğraşmaya gerek yoktur.
toktamış ateş in alakalı soruyu, "mustafa kemal öyle bir söz söylememiştir." şeklinde cevapladığı durum.
şimdi kime inanacağız dedirten sözdür. kurtuluş savaşında o bahsedilen sistemi kurmaya çabalayan bir ülkenin yardımı olmadı mı?

atatürk aynı zamanda bu devlet şeyhler, dervişler vb. devleti değildir de demişti, ama bakıyoruz şeyhinin eteğinde oturanlar ülkeyi yönetiyor, tarihi yıpratılmış haliyle değil gerçeği ile okumak lazım gerek, bizlere bu tip saptırılmış bilgilerle gelenler zamanında kurtuluş savaşını kazma kürekle kazandığımızı da anlatıyorlardı.

(bkz: bırakalım bunları)
(bkz: gerçeğe bakalım)
bu sözü çıkarlarına ters düşen egemenlerin uydurduğunu görmemek için kör olmak lazımdır, zira her ne kadar resmi tarih bize anlatmasa da kurtuluş savaşı sırasında SSCB bize yardım etmiştir. ayrıca komünizmden korkup abd'ye sığındık da ne olduk, komünistleri ezdik de ne olduk diye de düşünmek lazım. demokrasi ve insan haklarını muhafazakarlar yarım asırdan fazladır yönettikleri memlekete ne zaman getirecekler acaba? * * böyle bir şeyin olmayacağı açıktır, bu da bizi halkın iradesine getiriyor, hak verilmez, alınır.
merkezine hümanizm i almamış bütün ideolojiler ezilmelidir...
önce en tehlikeli ideolojinin (faşizmin) halledilmesi gereklidir..
bu arada sıra kominizm e gelir mi bilemem ? :=)
bence de komünizm ezilmeli,elde edilen ezme,üreten ve ezilen arasinda esit paylastirilmalidir.artan ezmelerde fasist yurttaslarin düsünme organi olan g.ötlerine pipet yardimi ile enjekte edilmelidir.
onu diyen büyük insan bunu da dedi, ama bazı "aydınların" işine gelmedi :

--alinti--

"Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını bugünden kimse kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalanabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. işte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidir...

Bizim bu dostumuzun idaresinde dili bir, inancı bir , özü bir kardeşlerimiz vardır. Onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak . Dil bir köprüdür. inanç bir köprüdür. Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların (dış Türklerin) bize yakınlaşmasını bekleyemeyiz . Bizim onlara yaklaşmamız gerekli..."

29 ekim 1933 mustafa kemal atatürk

"Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvveti Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyid eder bir mahiyettedir.* Binaenaleyh bizim Ruslarla olan münasebet ve muhadenetimiz ancak iki müstakil devletin ittihad ve ittifak esaslarıyla alakalıdır."

(Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri III, s.26)

--alinti--

daha başka şeyler de dedi...

neyse...

bugünün amerika'sı, o günün sovyetler birliği. "sovyet rusya dostumuz, feda olsun postumuz..." meselesi yani.

esas olan, ne emperyalizme, ne komünizme, ne faşizme, ne de teokrasiye izin vermemektir. ama "idea"sından inat uğruna vazgeçmeyecek olanlara sözüm olamaz elbette.

ayrıca o zamanlar çok seslilik adına kurulan her partinin düştüğü durum gibi birçok partiyi kapatan mustafa kemal'in ilk tkp'lileri boğdurduğu da bir şehir efsanesi olarak bilinmektedir. buna da kayıt tutulmayacak herhalde, ne kanıtı göstereyim ?
1- mustafa kemal komünist veya sosyalist değil idi.olsa uygulamalarından belli olur idi, sosyal demokrat sayılabilir, çünkü monarşi yerine demokrasi ve çokpartililik seçimi, ulus devlet,sosyal devlet, sekülarizm, devletçi politikalar vs özel sektör özel mülkiyet desteklenmesi, kadın erkek eşitliği gibi politikalar dönemin sosyaldemokrat parti tüzüklerinin aynısıdır.
2-komünizm görüldüğü yerde ezilmelidir dememiştir, ıspatlandığı genel kabul gören görüştür.fakat dememiş olması komünist değil demokrat olduğunu gösterir.
3-kurdurduğu komünist parti komünistleri kontrol etme amaçlıdır. kurucular solla alakalı kişiler değildir.
4- herkese iyi geceler.
komunizmden kemalizme geçiş yapmış devrimci eskilerinin "vay be zamanında ne yanlış yollara sapmışız, ata haklıymış meğer." diyerek onay vereceği söz. sapmış dedim de aklıma geldi; sap ile samanı ayıramayan adamların populasyonu o derece çoğunluktaki, aynı görüş birliğinden doğan sap ile saman analizini yapamamayı da kendiliğinden oluşan kolektif idrak sayesinde gayet normal bir akli ahval üzerinden kabul edebiliyorlar.

devrimci bu ülkede jakoben kelimesi ile eş anlamlı ise ben yanılıyor olabilirim. tabi.
ezin ezin..

iyice ezip fıstık ezmesi kıvamına gelince, tübitak yapımı peksimetlerin üzerine sürüp, bir süre dondurucularda muhafaza edin, son kullanma tarihinin dolmasına bir gün kala da,

ırak taki ebeveynlerini yitirmiş çocuklara gönderin insanlık yardımı olarak..
bu söz bir tarihçinin soğuk savaş döneminde uydurduğu bir söz olabilir. bu gayet mümkündür. lakin bu sözün söylenmemiş olduğu savunusunu "atatürk komünist parti kurmuş birisidir" diyerek yapmak abesle iştigaldir. zira o komünist parti'nin başına gelenler için (bkz: mustafa suphi)
demokratik bir ülke olacak diye atatürk komünizmi kontrol altında tutmak için bir komünist parti y e sahip çıkmıştır * . lakin 1980 ve öncesi tkp yi desteklememiştir * . buradan 1980 öncesi tkp ve bugünki tkp nin birbirinden ayrı olduğunu söyleriz. o yüzden atatürk bu lafı söylemiş olabilir. *
atatürk'ün her dediğini yaptık, bir bu eksik idi.
tanım: yukarıdaki cümlede bu zamiri ile ifade edilen.
günümüz itibariyle artık ölmüş ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almış bir rejim için Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün cumhuriyetin ilk yıllarında söylediği iddia edilen cümle.

Söyleyip söylemediği kesin değildir, lakin gerçek olan birşey varsa, o da Gazi'nin yıllar öncesinden bu rejimin tutmayacağını görebilmesidir.

Komunizm, esasında, küresel dengeyi koruyabilmek adına kapitalizm tarafından ortaya atılan bir anti-tezdir. Sovyet Rusya'da rejimin çökmesi ile birlikte karşıt denge olarak sözde islam kaynaklı terör seçilmiştir.

Değişen dünyada halen daha komunizmi savunmak, ölen mezarı başından ayrılmamaya benzer.
atatürk'ün tadından yenmez binlerce sözlerinden birisi.

bir diğeri için;

olülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir. *
atatürk e deccal diyen bir adamın müritlerinin pek sevdikleri laf. bu nasıl bir yüzsüzlüktür anlamış değilim.
içi doldurulması gereken ancak değişik spekülasyonlar ve dezenformasyonlarla soru işareti kıvamına getirilen cümle.

atatürk'ün olup olmaması farketmez, nihayetinde atatürk'ün olmaması bu ülkede atanın kurduğu rejimin yıkılıp yerine komünizm getirilmesini meşru kılmaz.

komünizm, emperyalizm, faşizm, şeriat veya kapitalizm farketmez; tümü bu topraklardan çıkmamış, bu topraklara ve insanlarına ait olmamış dış mihraklı piç ideolojilerdir. bunları savunanların tümünün yaptığı şey atatürk'ü kullanarak takiyedir.

atatürk'ün kurduğu sistemde ezan türkçe, ibadet türkçedir. o sistemde tek parti vardır ve o parti de ulus toplumcudur. entel danteller anlamamakta diretebilir; komprador jargonunda bildiğiniz nasyonel sosyalizmdir.

iti köpeği,nasyonel sosyalizm lafzını duyunca ortaya atlayıp havlamaya, ağzından salyalar çıkartmaya çalışıp konuyu kaynatma maksatlı bir takım haller içerisine girebilir. önemli değildir; teori ve pratik farkını bunlar daha iyi bilirler, çünkü alayının dayanağı marksizmdir. dünya üzerinde uygulanamamış tek sistemin mümessilleri yanlış uygulamaları gözler önüne serip sanki çok matah bir şey savunuyorlarmış edasına bürünebilirler.

türkiye'de solcu geçinen insanların tümü elitisttir. köylüye inemez ve burjuva sahasında kendilerini ispat çabasından öteye gidemezler. kaç tane kitap okuduklarını gözler önüne serip türkçe kelamların yerine yabancı laflar yerleştirip bilgili gözükme çabasından öte bir eylemleri yoktur. bu yüzden türkiye için komünizm tehlike değildir.

tehlike şudur; bu enternasyonalist vatan hainleri, türkiye'de atanın daha da derin olarak açıklamalarını yaptığı ve lafzlarıyla yerleştirdiği "ulus" bilincini yokedebilmek için pkk denilen it sürüsünün taşraya inebilme kabiliyetini kullanmaktadırlar. anadolu köylüsündeki türklük bilincini pkk sürüsünün propagandası yapmaktadırlar.

bu bağlamda baktığınızda neredeyse 30 senelik geçmişe sahip pkk'nın kendi başına ürettiği tek bir slogan yoktur. sadece pkk değil, türkiye'de ulus bilincine ve tabii ki bu sebepten dolaylı yoldan atatürk'e saldıranların tümünün neredeyse propaganda birlikteliği vardır.

bu ülkeyi ele geçirebilmek için, türk halkını emperyalizme köle yapabilmek için en büyük engel ve set; türklüktür. ve türklüğün bu topraklardaki en büyük temsilcisi mustafa kemal atatürk'tür.

fazla uzatmadan ve anlaşıldığını umarak bağlamak gerekirse; bu topraklardan çıkmamış bütün ideolojiler ve takipçileri ezilmelidir, doğrudur. emperyalizm manası günümüzde kültüre kendini enjekte ederek düşünce yaymaksa; arap, komünist veya kapitalist emperyalizm gözetmeksizin bu zihniyetle savaşılması şarttır. hepsinin ortak noktası enternasyonalist olmalarıdır. bu düşüncelerin takipçilerinin hoşa giden söylemleri, ancak ve ancak takiyedir.
osmanlı devleti bilhassa 2. mahmut'tan sonra şeriatla yönetilmiştir ki şeriat konusunda hala biçok kişi için bir emsaldir osmanlı.

mustafa kemal bir napoleon hayranıdır ve fransız devrimi'nden yoğun biçimde etkilenen birisidir, jön türkler'in devamı olan ittihat ve terakki üyesi, fransız devrimi'nden doğan milliyetçiliğin yoğun etkisinde kalmış birisidir.

m. kemal birinci dünya savaşı ve hemen ardından gelen milli mücadele döneminde ekim devrimi'ne tanıklık etmiş ve de modern milliyetçiliğin yanısıra rus devrimi'nden de son derece etkilenmiştir. mustafa kemal'in halkçılık ve devrimcilik ilkelerinin ve de anti-emperyalist tutumunun doğrudan marxist-leninizm'den etkilendiğini, m. kemal'in lenin'le ilişkilerinin (mektuplaşmalarının) birçok açıdan milli mücadelede bir dönüm noktası olduğu bilinmekte, bugün en kemalist tarihçiler bile gizlememekte, bunu kabul etmektedirler.

bunun yanı sıra gene cumhuriyetin kuruluş dönemlerinde ekonomik model olarak ingiltere ve amerika'daki liberal kapitalist düzenlere ilgi duymuş, ancak bunun ingiltere ve amerika gibi emperyalist bir konuma (muasır medeniyet seviyesine) yükselinceye kadar uygulanamayacağını görünce devletçi, devletin doğrudan teşebbüslü bir ekonomik model geliştirmesi gerektiğini düşünmüştür.

özetleyecek olursak, m. kemal'in ''hiçbir'' düşüncesi kendisine ait değildir, kendi düşünceleri değil, dışardaki düşüncelerin genç cumhuriyete uyarlanma çabasıdır. bunun yanında sadece düşünsel anlamda da kalınmamıştır dışardan ithalat, anayasamız italya, rusya, fransa gibi ülkelerden etkilenerek (bilhassa galiyev'den, içerde de fransız milliyetçiliğinin etkisinde kalmış namık kemal'den, ziya gökalp'ten) hazırlanmış, medeni kanunumuz almanya ve fransa medeni kanunlarının bir sentezi olan isviçre'den, ceza yasalarımız da gene italya'dan aynen alınmış(*1889 italyan Zanardelli yasaları), italya'da değişikliğe gidildiğinde de akabinde türkiye'de de değişikliğe gidilmiştir(*1930 italyan rocco yasaları), chp'nin bugün de ufak tefek değişiklerle halen yürürlükte olan parti programı da bizzat italyan faşist partisi'nden bir uyarlamadır, isteyen italyan faşist partisi'nin parti programını okuyabilir, bir kıyasa gidebilir.

bunun yanısıra cumhuriyetin yönetici kadrosundan recep peker'in bir mussolini ve faşizm yanlısı olduğu, şükrü saraçoğlu'nun da adolf hitler ve nazizm yanlısı olduğu, ismet inönü'nün adolf hitler'e sempati beslediği bilinmekte, hatta recep peker şirazesinden çıkıp italyan faşist parti programını noktasından virgülüne aynen chp parti programı yapmaya kalkışmasıyla m. kemal'in recep peker, ismet inönü ve şükrü saraçoğlu gibileri yanından uzaklaştırdığı ve yeniden liberal kapitalizme sıcak bakarak celal bayar'la adnan menderes'ten yana ağırlığını koyduğu bilinmektedir.

ayrıyetten yakup kadri, cemal süreyya gibi isimlerin öncülüğnde doktrinleştirilmeye çalışılan sosyalizm ile milliyetçiliğin bir sentezi biçiminde zuhur eden kemalizm/sosyal milliyetçilik kavramının bir proto-nazizm olduğu ve de yurtdışından ithal edilen ve sentezlenen bu düşüncenin sentez paketi şeklinde yurtdışına ihraç edildiği de bilinmektedir. sosyal millyetçilik = nazizm değildir, ancak ona giden bir yoldur, bir basamaktır, bunu da belirtmek gerek.

gelelim solcuların elitistliğine. türkiye ve onun selefi osmanlı'da elitist olan ''solcu''lar türkçülerdir açıp bakıldığında. ve hatta 1900'lerin başında türkçü olan mustafa suphi, cemal süreyya, yakup kadri, halide edip ve hatta mustafa kemal gibi ittihatçılar, türkçüler, türk ocağı mensupları anadolu'ya geçip de halkın vaziyetini gördüklerinde, durumun vehametinin farkına vardıklarında bu istanbul'daki masaların üzerinde bir harita koyup turan planları yapan elitist ve jakoben türkçü ideolojilerini büyük ölçüde değiştirmişler, kimi tamamen kimi de kısmen fikirlerini değiştirmiştir, mustafa suphi'nin sosyalizmi benimsemesinde, cemal süreyya, yakup kadri, mustafa kemal gibilerin de sosyalizme meyletmesinde ve de halkçılık fikrinin doğuşunda da bunun önemli bir yeri vardır.

benim size tavsiyem karşımıza türksolu tezleriyle gelmemenizdir. çünkü o ''komprador sol''u dışlayan türksolu bile her ne hikmetse yabancı çıkışlı bir ideoloji olan sosyalizmi (götünden anlayarak elbette) savunur.

özetleyelim. almanya'da doğan bilimsel sosyalizm, rusya'da gerçek manada vücut bulmuş, sonra türkiye'ye fransız devrimi milliyetçiliği ile birlikte giriş yapmış ve de bu haliyle yeniden almanya'ya dönmüştür. yani görüldüğü üzere bir ideoloji büyük tahriplerle birlikte doğu avrupa'yı şöyle bir dolaşmış, bir tam tur atmıştır. bu bile ideolojilerin evrensel olduğuna bir kanıttır.

türkiye solu'na getirilen eleştiriye -eleştiri demeye bin şahit istemekle birlikte- dönecek olursak, halka inememekle suçlanan bir sol; taksim'de milyonları bir araya getirebilmiş, meclise hem tip hem de chp'yle milletvekilleri sokabilmiş ve hatta tüm baskılara, darbelere ve saldırılara rağmen bülent ecevit önderliğinde %41 oy almış (burada en az katkı ecevit'indir belirtmek gerekir ki, ecevit sol örgütlülükten iyi nemalanıştır), sosyalist devrime ramak kala 45 milyonluk ülkede ''1,5 milyon'' insanın öldürülmesiyle ve 10 milyona yakın insanın baskı altına alınmasıyla ancak durdurulabilmiştir. bu halka inememekse eğer, halka nasıl inildiğini biri anlatabilirse çok sevinirim.

bitiriyorum, gereğinden fazla yazdım zaten. ideolojiler evrenseldir, ne kadar tutucu da olsa evrensel değerler taşır. bu dinler için de böyledir, din tabanlı olmayan ideolojiler için de. sizin tanrılaştırdığınız ''atatürkünüzün'' bile düşünceleri yabancı kaynaklıyken özünde yabancı düşmanlığı, salt nefret yatan bu ideoloji düşmanlığınızdır asıl elitizm olan. ancak buna rağmen ne hikmetse benimsediğiniz ideolojiler ise gene yabancı kaynaklıdır. mustafa kemal'in bu tip bir söz sarfetmediği bilinmesine rağmen bunu temcit pilavı gibi önümüze sunmanızın altında ben eziklik, aşağılık kompleksi arıyorum açıkçası.

ek:

bir yazı kimilerince beğenilir de, beğenilmez de. ancak şu yazıyı iki dakikada okumayı başarabilen arkadaştan ricam, bu hızlı okuma tekniğini bana da söylemesi. bilgi paylaşmak içindir nitekim.
uydurma sözdür. Çetin altan'ın bir yazısı var bu konuda.
aslı, komunizm bir yılandır görüldiği her yerde başı ezilmelidir.