bugün

insanin emeğinin, fikirlerinin ve yipranmasinin en büyük ödülü paradir. para kaba bir tabirle algilamamk lazimdir. sadece bir mubadele araci olan para herkezin kabul ettiği bir degerdir. nasil ki bizim bayila bayila servetler harcadiğimiz havyar hazar golu cevresinde sudan ucuz ise, bizim ipimize bile takmadiğimiz zaeytin oralarda bir servet yerine gecer.

bu iki yerin ortak dili paradir. zeytin satip havyar aliriz. buna da ticaret denir.

kuskusuz guclu olan ayakta kalir dusturundan hareketle bu tcaretten rant saglayacak hatta kartellesme istegi kacinilmazdir.

cünkü her iyi bedeli oldugu gibi böyle sıkıntılarda olabilecektir.

yahutta söyle bir bakalim el bebek gül bebek büyümüs bir cocuk ile varolma savasina girmiş ve rekabet içinde olan cocuk arasinda buyuk farklar vardir.

iste kapitalizm de budur -rekabet rekabet rekabet- var olma yahut olmama savasi.

edison babasinin hayrina mi buluslar yapti hayir?

zengin olmak icin yapti.

eger zengin olsa idi buluslar yapamazdi.

ve belki kabaca su anda bir cok seyden mahrum olurduk ya da daha yeni tanisiyor olurduk.

kabaca söylemek gerekirse kapitalizm verimi en yuksek ideolojidir.

kötü yanlari var mi? var tabiki. ama zaman için diyalektik materyalizm yasalarinin emrettiği gibi o sorunlari asacaktir.

nasil ki bu yasalar cervesinde 30 sene once ki dunya ile simdiki dunya arasinda farklar varsa 30 sene sonrasi ile simdi iyi anlamda cok farkli olacaktir.
Sorun tamamen neo -liberal üretim ve tüketim koşullarına şartlandırılmış zengin olma fantazisi ile emek sömürüsüne en müsait işlere yönlendirilmiş geniş bir çalışan kitlenin ve bu kitlenin yaşam tarzını , üretim ve tüketim biçimlerini tekeli altına almaya çalışan çok uluslu şirketler ve onlar adına çalışan işbirlikçi sermaye babaları , üçkağıtçılık ile miras ile yolsuzluk ile kanuni(!) bir şekilde zengin edilmiş bir kaç dolar milyarderi ve devlet iktidarının bu kitleye patronluk etme arzusundan kaynaklanmaktadır . Benim gördüğüm en temel nokta , Kapitalizmin toplumsal Sınıfları yok etmeyi amaçlayarak kendi zenginler sınıfını iktidara getirmeyi ve ulusal kaynaklar dahil uluslararası platformda demokrasi , liberalizm adı altında sömürü sisteminin devamlılığını sağlayacak hammadde ve işgücü ihtiyacını karşılamak için uygulanan mali politikalar , antlaşmalar ve kuruluşlar yoluyla bu amaçları doğrultusunda hareket ettiğidir . Neo -liberal ya da emperyalist ya da kapitalist ya da küreselleşmeci zihniyet sömürü düzenini haklı göstermek için yarattığı bir kaç zengini ( ki onların da nasıl zengin oldukları malum ) ile herkese zengin olabilme umudu aşılamakta bu bağlamda da komunizmin yok etmeye çalıştığı özel mülkiyet anlayışını aslında otomatik olarak kendisi gerçekleştirmektedir ; tek bir farkla ! Zengin elitizmine yol açacak bir şekilde , sosyal kamu harcamalarını kısarak , sivil toplumu siyasal kutuplaşmalar yoluyla etkisiz kılarak , neo - liberal sisteme hizmet etmesi için siyaset ve ekonomi alanındaki kavramların tekrar tanımlanarak tekelleştirilmesi yoluyla insanların varlığını ve değerini sanş oyunları ile zengin olmaya indirgemiş hayalperest fakirlere dönüştürmek . Keşke sadece para fakiri olsak akıldan da mahrum ediliyoruz ....
emperyalist savaşların yaygınlaştığı, zengin-yoksul uçurumunun alabildiğine derinleştiği bir dünya vaad eden sistemdir.
(bkz: kuresel kapitalist sistem)
her şeyin mala dönüştüğü, dolayısıyla her şeyin alınıp satılabildiği, gerçekliğin taşıdığı maddesel değerle ölçüldüğü sistem. kısacası bok gibi bişey. kola içmeyin geçer.
(bkz: para tanrıdır)
krizlerle beslenen bir sistemdir.sürekli bir üretim arzı arttırır ve fiyatlar düşer.fiyatların düşmesi beraberinde maaliyetleri arttırır ve nispeten daha küçük firmalar artan maaliyetlerin altından kalkamayacak raddeye gelir.böylece küçük firmalar kepenk çekerlerken,nispeten daha büyük firmalarsa,pazar kendilerine kaldığı için,daha da güçlenerek sistemi devam ettirirler.

sonuç yerine;kapitalizm,güçlünün daha da güçlenmesini sağlayan bir sistemdir.
emperyalizmin ön ayağı olan ekonomik yönetim. kapitalizm aslında devlet sınırlamaları olmadığı için insanların yaratıcılıklarını ön plana çıkaran,onları en özgür kılan sistemdir. fakat insanoğlunun aç gözlülüğünü de en çok kapitalizm körükler. parası olan konuştuğu ve daha çok kazandığı için zenginler daha zengin,fakirler daha fakir hale gelir ve doğuştan gelmesi gereken bir çok haklar dahi tehlikeye girer. karl marx ve friedrich engels komünist manifesto'yu hazırlayarak kapitalizm buhranından çıkış kapısını göstermiş,das kapital ile ise elimize detaylı harita verilmiştir. *
kapitalizm insanın insan tarafından sömürülmesidir.
sosyalizm bunun tam tersidir.
gücünü che'yi satın alıp, resimlerinde oynamalar yaparak daha bir seksileştirip(!), bardaklara, t-shirtlere vs. basıp, koyunlarına satmasından bile görebileceğimiz düzen. [ düzen kelimesi aynı zamanda, düzmek fiilinden türemiştir. ]
doğal bişe "güçlü güçsüzü ezer daha güçlü olur"...
gölgesini satamadığın bir ağacı kesmektir.
"kahrolsun" edebiyatının ötesine geçip, en azından bireysel bir karşı duruş sergileyebilmek için kapitalizmin esasını oluşturan insan tanımından sıyrılmak ve kendi şahsında bu sistemin bütün öngörülerini yalanlamak gerekir. bir tavır koymak, bir karakter geliştirmek meselesidir kapitalizmin karşısında olmak. sloganlar yetmez; beylik laflar, gösterişler işlemez.

çok gerçek, çok doğal bir sistemdir kapitalizm çünkü. "ey insanoğlu!" der, "sen sadece şahsi çıkarı peşinde koşan bir varlıksın. sürekli daha fazlasını istemiyor musun, hep yarış halinde değil misin, olmazsa olmaz bir rekabet içinde var etmiyor musun kendini?" soru sorar sistem, ahkam keser; cevap bekler bir ses.

bu ses ahlaksız ya da kötü bir ses de değildir üstelik. ahlaktan bağımsızdır ve birey için şüphesiz "iyilikler" öngörür. refah vaat eder, özgürlük vaat eder, hatta eşitlikten bile söz eder. ancak, eşitlik için taviz vermez. çünkü, kapitalizme göre eşitsizliği ve hiyerarşiyi yaratan toplumun kendisidir. akılcı ve iktisadi insanlardan oluşan bir toplumun eşitlik uğruna daha düşük bir refah düzeyini kabullenmesinin mümkünatı yoktur. insan doğası buna uymaz. yarışmak, mücadele etmek, kavga etmek ister insan. sistem ise bu kavganın kurallarını koyar sadece. herhangi bir yerde piyasa açık ve temiz tutulursa, iletişim imkanları ve bilgi akışı geliştirilirse, eşitsizliğin gelişmeyi sağlayacak bir unsur olduğunu bile iddia eder bu yüzden.

gayet açıktır, anlaşılabilirdir kapitalizm. her birey çarkın nasıl döndüğünü anlar. nihayetinde hikayedir evet, toplum çıkarının bireysel çıkarlar toplamı olduğu. yalandır vaatler. bölüşüm adaletsizdir. sınıfsal ayrımcılık vardır. kapitalizmin kutsadığı girişim özgürlüğü bireysel hak ve özgürlüklerin önünü tıkamaktadır. her şey sermayeye çalışmaktadır pratikte... bunları herkes anlar, ama herkes karşı durmaz kapitalizme. bedeli vardır karşı durmanın çünkü.

güçtür kapitalizm, güçlünün düzenidir. gücü olan birey zaten kopamaz bu kutsal ittifaktan; kopmaya yeltenirse güç kalmaz, yalnızlık başlar, kendine döner bütün silahlar. gücü olmayan, bizzat "ezilen" ise dengesiz-adaletsiz bu kavganın içine girmekten ürker. ya hayatın acımasızlığı olarak kabullenir bu düzeni ya da bir yerinden tutunmaya, koparabileceğini koparmaya çalışır. neresinden bakılsa zordur "kahrolsun kapitalizm" söyleminin içini doldurmak. sadece cesaret yetmez.
erdoğan ve akp hareketiyle türkiye de en parlak zamanını yaşayan ve dört şirketin yönlendirmesiyle bugün kimsenin sesini yükseltemediği ekonmik ve dolayısıyla toplumsal-sosyal düzen.
"bundan 35-40 yıl önce dünyanın faşist mi,komünist mi olacağını tartışırken bugün hepimiz kapitalizmin kalıcılığına sessiz sedasız boğun eğdik."
slovaj zizek
cesaretli olup parasıyla yatırım yaparak para kazanan kişilerin sistemidir. bu sistemde kaybetme riski de vardır.
tembel ve riski sevmeyen kişilerin sistemi için. (bkz: komünizm)
cesareti olmayıp, sadece bir şekilde var olan sermayesi nedeniyle üretim araçlarını ele geçirip, sermayesi olmayanları, bulunduğu ortamın ekonomik koşullarından da yararlanarak emeğini sömüren ve karşılığını vermeyip bunu artı değer olarak dönüştürenlerin sistemidir.
oturduğu yerden para kazanmak kapitalizmin özelliğidir. * faşistlerin, dincilerin, bu iki özelliği kullanan liberallerin daha doğrusu hepsini barındıran burjuvazinin sistemidir kapitalizm. emeğinin karşılığını almak ve sömürüye son vermek için. (bkz: komünizm)
kazanç eşitsizliğini tetikleyen sistem.
(bkz: materyalizm)
(bkz: maddecilik)
eşitsizlikler üzerine kurulu bir sistemdir. aynı zamanda özgürlükler sistemi olan liberalizmin en önemli aşamasıdır. insanlar kapitalizmde o kadar özgürdürler ki, bir taraftan doğum gününüzü parisde kutlama şansını size sunarken, bir yandanda paranız yoksa hastahane kapısında size ölme özgürlüğü sunar.
yan gelip yatılan bir sistem olarak bilinen sosyalizmin tam tersi bir ekonomik alt yapıya sahiptir. gerçi uzaya ilk insanı götüren sosyalizm nasıl bir yangelip yatma sistemiyse onuda anlamış değilim. ayrıca insan oğlu hayata sadece patronları için çalışmaya gönderilmiş ulvi bir varlıkmıdır ahanda yazarken aklıma gelen ikinci soru.
--spoiler--
yılda 2000 dolar kazanan bir işçinin evinde doğan bir bebek, bir milyonerin evinde doğan bebekle aynı hak ve imkanlara sahip midir.? her ikisinin de evi, yiyeceği, ve giyeceği aynı mıdır? sağlık, yeteneğini geliştirme ve eğitim imkanlârı eşit midir?

imkân olmadıktan sonra yeteneğin olması pek bir şey ifade etmemektedir ve imkân yoktur. bir sııf olarak fakirlerin bir üst sınıfa yükselebilme şansı çok azdır ve bu şans gittikçe daha da azalmaktadır.
--spoiler--

milyonerin hak ve imkanına sahip olmaz lakin savunulan komünizmde de milyonerin çocuğu yılda 2000 dolar kazanan çocuğuyla aynı hak ve imkana sahip olur. refah seviyesi yükselmez, bilakis yüksekteki seviyeler aşağıya çekilir. yılda 2000 dolar kazanan kişinin durumunda hiç bir iyileşme olmaz, milyoner ise 2000 dolar kazananın seviyesine çekilir. orta denge kurulması gerekirken yapılmaz. hele hele ben çalışıp kazanacağım, buna devlet el koyacak. nahhh...
(bkz: yaşasın kapitalizm)
--spoiler--
- neden köle gibi bağımlı yaşayayım.?
- neden canım istediğinde paramla memleketin öbür ucuna gidemeyeyim de, anca emekli olduktan sonra karneyle benzin alıp kısıtlı gezeyim?
- neden paramı istediğim gibi harcayamayayım da anca temel gıda maddelerini alabileyim?
- neden devletin bana biçtiği porsiyon kadar değil de daha fazla yemek yiyemeyeyim?
- neden istediğim zaman devlet politikasına karşı çıkamayayım?
- neden devlet politikasına karşı çıktığım zaman göz altına alınıp öldürüleyim?
- neden istediğim mesleği değil de devletin bana dayadığı işi yapayım?
- neden doğru düzgün mesai saatleri olmayan işte yaşayayım?
- neden ot gibi yaşayayım?
- daha gider bu...
--spoiler--

kapitalizmde * özgürlük vardır. komünizmden ehvendir, evladır.
insanlığın en devrimci sınıfı burjuvazinin * geliştirdiği insanlık adına utanç verici sistem. her ne kadar bir gün mutlaka tıkanacağı öngörülse de sanırım bizden çok uzak bir gün o gün...
(bkz: haksız rekabet).
devletin ekonomiye müdahalesi olmadığı durumlarda, piyasadaki fiyatların arz talep doğrultusunda serbestçe belirlendiği ekonomik anlayıştır. anamalcılık görülür, yani üretim araçları birey mülkiyetindedir.
yuz kusur sene onceki kosullarıyla degerlendirilmekten bazı sıg, cahil, saftirik kafalar tarafından bir turlu kurtulamayan caga damgasını vurmus uretim bicimi. toplamda global sonucları itibarı ile kotu mu. evet kotu ama su an icin alternatifi yok. bugunku batı toplumlarının gelismisligini borclu oldugu uretim sistemi. yuz kusur sene once makine tezgahlarında gunde onsekiz saat calıstırılan yedi-sekiz yasındaki cocuklar icin "para saymayı bilen insan cocuk degildir" deniyordu. bugun aynı batıda 21 yasının altındaki insanlara iradesi olusmadıgı sebebiyle sigara-icki satılmıyor. siz turkiye de gercek anlamda kapitalist bir sistem mi oldugunu dusunuyorsunuz. kapitalizm herseyden once uretim demektir. saglam adil bir hukuk sistemiyle yine saglam sıkı bir vergi sistemiyle kisi ve kisilik haklarının hukuk sistemi tarafından garanti altına alınmasıyla ve sosyal devlet anlayısıyla zararlarını en aza indirgersin icinde bulundugun toplum acısından. bizimki gibi hukukun islemedigi afedersiniz sokanın yanına kar kaldıgı kisi haklarının olmadıgı son altmıs yılına dejenere bir koylulugun damgasını vurdugu bir toplum kapitalist bir toplum olabilir mi.? o toplumda saglıklı bir ekonomik ve sosyal gelisme yasanabilir mi.? hayat kurumsallasabilir mi.? saglıklı olarak birseyleri ustuste koyabilir misin.?hayat yamuk yumuk gelismez mi.? sonunda da icinden cıkamayacagın hale gelmez mi.? bugun kapitalizmi canavar olarak nitelendirenlerin kac tanesi gidip bir batı memleketi gormustur.? senin kapitalizm dedigine onlar ozgur dunya diyor. ama sana kalırsa savanada da aslanlar ceylanları yemesin. aslanın ot yiyecek hali yok. dogasını yerine getiriyor ki ceylanda bunun farkında.

bu dunya her zaman guclu olanın,guclu kalmayı basarabilenin dunyası olmustur.
guclu olan hayata-tarihe yon verir.dogru soru su,bir toplum nasıl guclu olur?
sanki butun dunyanın insanları biraraya toplanmıslar da insan soyunun
bekaası icin nasıl yasamalıyız-hangi uretim sistemini secmeliyiz diye kafakafaya
vermisler.yok oyle birsey,erken kalkan yolalır.
batılı bilimsel-teknolojik devrimini kutsal kitaba-incile bakarak yapmadı,aklıyla yaptı.